Haber

Aladağ aileleri: Başka çocuklar yanmasın

Aliesi, öğrenci yurdunda yanarak can veren S.K.'nın resmine sarılıyor.

Adana’nın Aladağ ilçesinde ‘Süleymancılar’ olarak anılan tarikata ait olduğu belirtilen kaçak yurtta 11’i öğrenci 1 eğitmen 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan yangın faciasının üzerinden 78 gün geçti. Sosyal Haklar Derneği (SHD) ile birlikte gittiğimiz Aladağ’ın köylerinde ailelerin tek beklentisi adalet.

Adana’nın Kozan ilçesinden yola çıkıyoruz. Karahan köyüne çok yakın bir yerde bulunan baraja kadar yol asfaltlı ancak barajı geçtikten kısa bir süre sonra engebeli ve toprak bir yol bizi karşılıyor. Facianın hemen ardından yola mıcır dökülmüş. Karahan köyüne ilk vardığımız evin sahibi Yaşar Altun’un kızı Ş.A. yangından yaralı kurtulmuş. Mâlûlen emekli olan Altun’un beş çocuğu daha var. Faciayı konuşuyoruz. O da diğer aileler gibi, “Süleymancıların yurdunu devletin denetiminde bir yurt olarak biliyorduk” diyor.

‘Kime şikayet edeceksin?’

12 yaşındaki Ş.A. babasına, “zorla temizlik yaptıklarını ve bulaşık yıkadıklarını” anlattığını söylüyor. Baba ise bunun karşısında çaresizce kollarını açarak şunları dile getiriyor: “Olay olmadan önce çocuğum gelip bana temizlik yaptığını söyledi ama ben bir şey söyleyemedim. Başka bir yurda vermek istesen veremiyorsun. Kime şikayet edeceksin? Susmayıp ne yapayım? Sen ne yapardın?”

Facianın yaraları yavaş yavaş iyileşiyor. Ş.A., tekrar Kozan’da eğitime başlayacağını söylüyor. Mehmet Akif şiirlerini seven küçük kızın en büyük hayali, Türkçe öğretmeni olmak.

Karahan’daki ziyaretimizin ardından karanlığa kalmamak için hızla yola çıkıyoruz. Bir sonraki durağımız, Kışlak köyü. Dümdüz hâle getirilmiş bir alan dikkatimizi çekiyor. Söz konusu noktanın, faciadan sonra köye gelmeyi planlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan için yapılan helikopter pisti olduğunu SHD yöneticilerinden öğreniyoruz.

‘Devlete güvenemez olduk’

Kışlak köyünde kızlarını kaybeden Mehmet Karataş ve Durdu Aydoğdu ile kızları yaralı kurtulan Veysel Karataş ve Mustafa Topbaş ile bir araya geliyoruz. Söze Mehmet Karataş giriyor. Kendilerini Süleymancıların yurduna yönlendiren Aladağ İlçe Milli Eğitim Müdürünü işaret ederek, “Devlete güvenemez hâle geldik” diye konuşuyor.

Baba Karataş, yurdun özel güvenlik görevlisi Mahmut Deniz’in çocukları tehditle kapı kolu olmayan, kilitli yangın merdivenine doğru yönlendirdiği iddiasına değiniyor. Baba Karataş’ın son sözleri ise bir uyarı niteliğinde: “Bizim çocuklarımız yandı, başka gelecekler yanmasın. Tek mücadelemiz bu.”

Yaralı kızı S.K. ile yanımızda oturan baba Veysel Karataş, “Hepsinin hesabı mahkemede sorulacak” diyor. Başka bir baba Mustafa Topbaş da benzer şikâyetleri dile getirerek, “Kızıma bulaşık, temizlik dâhil her şeyi yaptırmışlar” diyor.

‘Cips yememiz yasaktı’

Faciadan yaralı kurtulan 11 yaşındaki S.K., yurtta yaşadıklarından örnekler veriyor. Küçük kızın anlattıklarına inanmakta güçlük çekiyoruz. Zorla yaptırdıkları işleri beğenmeyen yurt yöneticilerinin çocuklara ceza verdiğini, çocukların bulaşıktan sonra dört saat zorunlu Kur’an dersi aldığını öğreniyoruz. S.K.’nın anlatımına göre, yurdun yanındaki lojmana Kur’an okumaya gelen kadınların çocuklarına hizmet eden de yine yurtta kalan çocuklarmış. Yurttaki öğrencilerin cips yemesi ve kola içmesi de yasaklanmış.

Anne Durdu Aydoğdu, kaybettiği kızının fotoğrafı ile…

S.A.’nın annesi Durdu Aydoğdu ise devletin ilgisizliğinden yakınıyor. Bütün sorumlulardan şikayetçi olduğunu belirten anne Aydoğdu, “Emine Erdoğan gelecek dediler gelmedi. Onun için helikopter pisti hazırlandı ama gelmedi. 12 tane şehit verdik, niye bu çocuklar sorulmadı?” diye tepkisini dile getiriyor.

Aladağ Köprücek köyünde elektrik yok

Karahan ve Kışlak köylerinden sonra Köprücek köyüne doğru yola çıkıyoruz. Köye varmamız iki saat sürüyor. Köyün girişinde bizi çatısı çökmüş bir prefabrik okul karşılıyor. Bu okulda yaşayan öğretmen, yarıyıl tatilinden önce çatı çöktüğü için izin alıp köyü terk etmiş.

Aladağ ile iletişimleri kar nedeniyle kesilen köylülerin başka bir sorunu ise devrilen elektrik direkleri. Köyde iki aydır elektrik yok. Belli saatlerde jeneratörle elektrik veriliyor. Muhtar Mustafa Yetim de kamu kurumlarının ilgisizliğinden şikâyet ederek, “Ne yapabilirim” diyor.

Ahmet Yetim.

‘Çocuklara bayat ekmek vermişler’

Faciada bir kızını kaybeden bir kızı da yaralanan baba Ahmet Yetim, çocuğunun olaydan sonra sessizleştiğini, içine kapandığını ve uyumadığını ifade ediyor. Yetim, olaydan sonra kaymakamlıktan yetkililerin geldiğini ve ailelere buzdolabı, bulaşık makinesi, halı gibi eşyalar yazıp gittiğini ancak bir daha köye uğramadıklarını söylüyor.

Kızı S.K.’yi kaybeden baba Ali Köylü de kızına bayat ekmek yedirildiğini belirterek, “Oranın müdürüne bizzat ‘Yemekler gelmez, bayat ekmek verirsen çocuğuma iş yaptırırsan yakanı toplarım’ dedim. ‘Kesinlikle yok’ dedi. Çocuklara bayat ekmek veriyorlarmış” diye konuşuyor.

Anne Durdu Aydoğdu’nun son sözleri ise devletin Aladağ’ın acılı ailelerine bakışını özetliyor: “Yollarımız hâlâ yapılmadı. Sadece cenaze günü gelenler için mıcır döküldü. Önce bu yol da yoktu. Bir daha gelen giden olmadı. Hepsi o gün bitti.”

Rıfat Doğan

İstanbul Üniversitesi Doğu Dilleri Bölümü mezunu. Muhabirliğe soL gazetesinde başladı. Ardından İleri Haber'de çalışmaya başladı. 2016 Mart ayında diken.com.tr'ye geçti. Aynı yıl TMMOB Mimarlar Odası eski Başkanı Oktay Ekinci adına verilen Basın Ödülü'ne layık görüldü. Kent ve çevre konularında çalışıyor.

Journo E-Bülten