Yeni Medya

360 derece videoların geleceği nasıl olacak?

360 derece videolar hayatımıza gireli çok olmuyor. Belli mecralar ve markalar içeriklerini 360 derece üretmeye çabalıyor. Bu konuda özellikle RYOT 360 derece belgesel/haber içerik üretiminde öne çıkıyor.

Peki 360 derece videonun ya da canlı yayınların geleceği nedir? Süreç sadece güncel içeriklerden ve haberlerden ibaret mi kalacak? Markaların promosyon malzemesi mi olacak?

Tabii ki hayır. Genel anlamda artırılmış gerçeklik olarak baktığımızda bir trend olarak kalmayacağını ve yeni bir dönemi başlatacağını söyleyebiliriz.

Bu dönemi nasıl adlandırmak gerek? Bu dönemden neler beklemeliyiz?

Bu döneme ‘sanal gerçeklik’ ya da ‘artırılmış gerçeklik’ demek yerine ‘sanal deneyim’ dönemi diyebiliriz. Video yani hareketli kareler zaten temelde anı kaydetme ve bize tekrar tekrar yaşatma yöntemi. Uçaktan paraşütle atlamayı düşünelim. Belki hiçbir zaman uçaktan paraşütle atlayamayacaksınız. Kapısı havada açılan bir uçakta bile bulunamayacaksınız. Fakat üzerinde aksiyon kamerası olan bir kişinin kaydettiği görüntüleri izleyerek o anda neler yaşandığını görebilir, hayal gücünüzü de işin içine katarak orada olmadan bu aktiviteyi deneyimleyebilirsiniz.

Video, iki boyutlu olarak bize bu deneyimi zaten yaşatabiliyor. Fakat videoyu çeken kişinin seçtiği kadrajları görüyoruz. Kameranın diğer tarafında neler olup bittiğini göremiyoruz. Video bize hep, sinemanın ilk yıllarından beri süregelen bu görsel dili oluşturdu. Bir durumu, bir hikâyeyi bu şekilde ifade etmemizi söyledi. Üniversitede bir hocamız,”görüntüler art arda gelmeye başladığında sinema başlar” demişti. Yani bir durumu peşi sıra kadrajlarla görmeye başladığımızda bir görsel dil oluşmaya başlıyor. Bu da videoyu çeken kişinin, yönetmen ya da kameramanın bilgisi dahilindeki seçimlerine bağlı.

360 derece video bize kadraj bağımsız bir görsel içerik sunuyor. Nereye bakmak istersek oraya bakabiliyoruz. Kadrajı, videoyu çeken değil, izleyen belirliyor. Bunun, iki boyutlu videodan farklı olarak ilk getirilerinden biri, aynı içeriği izleyen her kişide farklı hisler, farklı anlamlar oluşturacağıdır. İzleyenlerden biri bir tarafa odaklanırken diğeri başka bir tarafta olan başka bir şeye odaklanabilir. Bu biraz da körlerin bir fili birbirinden farklı olarak tanımladıkları hikâyeye benziyor. İzleyiciler artık bir içerikten bireysel, özgün etkiler alabilecekler.

“Kamera yalan söylemez” denir. Objektif kelimesini hem kameranın bir parçası için hem de tarafsız olmak anlamında kullanıyoruz. Fakat yeri geldiğinde haberlerin, belgesellerin de taraflı olabileceğini düşündüğümüzde 360 video ile beraber içeriklerin -en azından manipülasyon yöntemleri oluşturulana kadar- biraz daha tarafsız olacağını söyleyebiliriz.

360 derece kameralarla film çekmek

Tartışmaya açık olan ve yakın bir zamanda yeniden oluşturulması gerekecek bir başka konu ise 360 derece videonun görsel dili. Sinemanın başlangıcından beri oluşmuş, artık her birimizin bilsek de farkında olmadığımız bir görsel dil var. Bu görsel dil sinema dışında videonun olduğu her alanda hemen hemen aynı ya da birbirine benzerdir. Fakat izleyicinin nereye bakacağını yani kadrajını kendi seçeceği 360 derece videoda henüz oluşabilmiş bir görsel dil yok. Üretilen içerikler genelde sabit bir kameranın çektiği ortam görüntülerinden ibaret. Çoğu içerik deneme ya da ‘bu işi yapabildiğini gösterme’ amaçlı. Hâl böyle olunca yapılan işler de bir kurgudan ziyade kameranın çektiği görüntüyü hiçbir anlam yüklemeden ya da bir hikâye oluşturmadan aktarmaktan ibaret oluyor. Video/film çekmek için bir sete ihtiyaç var. Bütün ekip ve ekipmanlar kameranın arkasında duruyor. Ama 360 derece videoda bu oluşturulan setin gizlenmesi mümkün olabilecek mi? Ya da setin gözükmesi artık bizi rahatsız etmeyecek mi? Kendimizi o ortamda olduğumuza inandırabileceğimiz unsurlar daha fazla olacak mı?

Fakat tabii ki belli bir zaman sonra bu dil oluşacaktır. Bunu sinemanın gelişimiyle kıyaslayabiliriz. Tabii çağımızda herşey çok hızlı ilerlediği için bu gelişim de çok kısa zamanda tamamlanacak ve anlatmak istenenler görsel bir dille anlatılabilecek. Görüntü yönetmenliği, senaristlik, muhabirlik mesleklerini ilerleyen dönemde büyük değişimlerin beklediği aşikar.

Artık bir video içeriğini tek başına düşünemeyiz. Oluşturulmasının sebebini bir sosyal medya mecrasında paylaşılmak ve bundan ciddi bir oranda etkileşim sağlamak olarak düşündüğümüzde artık üretim aşamasına senaryo, çekim, kurgu gibi dağıtım da dâhil. Bu yönden baktığımızda 360 videoların üretilme sebepleri de bu dilin oluşmasında büyük katkı sağlayacak. Örneğin Facebook’ta daha çok komik ya da hızlı tüketim içerikleri görürken YouTube’da daha çok haber ya da belli konularda bilgi veren 360 video içerikler görebileceğiz. Bulunduğumuz sosyal medya mecrasına göre de “‘deneyimlediğimiz’ 360 video içeriği değişebilecek.

Teknik açıdan gelişimse birkaç koldan geleceğe benziyor. Daha çok yeni olmasına rağmen piyasada satılan yeteri sayıda 360 derece kamera modeli var. GoPro fırsatı iyi kollayarak birkaç kamera ve bir aparat sayesinde 360 derece video üretilmesini sağlıyor. Nokia başta olmak üzere pek çok profesyonel kamera modeli çıkmaya başladı. LG ve Samsung bir atakla kendi 360 derece kameralarını piyasaya sürdü. Şu an 4K çözünürlükte kameralar piyasada. (360 derece videoda çözünürlük konusu biraz tartışmalı olsa da) Fakat bu işin bir standart halini almasını ve daha profesyonel işlerin çıkmasını sağlayacak adımı Sony, Panasonic, Canon gibi profesyonel kamera üreticilerinin ve RED, Blackmagic, Panavision gibi sinema kamerası üreten markaların da pazara dâhil olarak rekabetin kızışması diye düşünebiliriz. Ayrıca hızlı bir gelişme ile mobil cihazlarda da 360 derece video üretmenin çok kısa bir zamanda mümkun olacağını söyleyebiliriz. Çoğu 360 derece kameranın 180 dereceli iki adet objektifi mevcut. Görüntülerini bu iki kameranın görüntülerini birleştirerek oluşturuyorlar. Kullandığımız mobil cihazların da hem önde hem arkada iki adet kamerası bulunduğunu düşünürsek birkaç sene içerisinde piyasaya çıkacak telefonların bu özelliğe sahip olacağını düşünmek yanlış olmayabilir.

HD (High-definition / Yüksek çözünürlüklü)  ilk yaygınlaşmaya başladığında üniversite hocalarımdan Can Pekdemir, “Türkiye’nin HD’ye tamamen geçme süreci, TRT’nin de HD’ye geçmesiyle tamamlanacak” demişti. Bugün TRT’nin 4K yayın yapan kanalı bulunuyor ve 4K’ya da geçiş süreci neredeyse tamamlanıyor. Bugün de bu sürecin tamamlanmasını yine TRT ya da muadili bir kurumun 360 derece video içerikler üretmeye başlamasıyla bekleyebiliriz.

Başta da belirttiğim gibi 360 derece video bize yeni bir deneyim çağı sunuyor. Animasyon ve yazılımla birleştiğinde çok fazla şey de vadediyor. Bu deneyimin standartlaşmaya başladığında bizlere neler sunacağını, hangi alanlarda ne konuda yardımcı olacağını çok da uzak olmayan bir zamanda göreceğiz.


Huffington Post RYOT’u neden satın aldı?

Meriç Özadak

Bilgi Üniversitesi Sinema ve Televizyon bölümünden mezun oldu. CNN Türk'te kameramanlık ve ardından klip yönetmenliği yaptı. Dijital pazarlamaya yönelerek Türkiye'nin ilk video pazarlama ajansı Vidyozz'un ve Videmu'nun kuruculuğunu üstlendi.

Journo E-Bülten