André Gorz ismi eğer akademik bir ilgi alanına sahipseniz çoğunlukla gayrimaddi emek, serbest zaman gibi konuları akla getirir. Ancak Gorz’un tanınır olmasına neden olan eserlerinin bazıları da otobiyografik bir roman veya aşk hayatına dair dokunaklı bir anlatısı olma gibi özelliklere sahip. Bu bağlamda Gorz, felsefi katkılarıyla da, bir özne olarak bıraktığı izlerle de Jean-Paul Sartre ile yer yer benzeşir. Sel Yayınları tarafından Nihan Özyıldırım çevirisiyle yayınlanan Ekolojinin Kızıl Hattı kitabında ise, Gorz’un toplumsal, ekonomik ve siyasal olgulara bakışı ve başta Sartre olmak üzere benzer konulara ilişkin fikir ürettiği düşünürlere ilişkin görüşleri ağır basıyor.
Kitap bir otonomi ütopyasının peşinde olan Gorz’un doğa, teknik, sermaye, bilgi, değer ve faaliyet gibi bazı anahtar sözcükler etrafında farklı tarihlerde verdiği mülakatların derlemesi niteliğinde. Derleme, birçok açıdan Gorz okumaya yeni başlayacak olanlar için ne tür bir düşünce dünyasıyla karşılaşabilecekleri bakımından çok şey söylüyor. Dahası mülakatların doğasında olan samimiyet ve günlük dil, Gorz’u anlamayı bir nebze kolaylaştırıyor. Hatta yer yer okura metnin arasına girip Gorz’un iktisadi aklın belirleyiciliğine karşı ustaca salvolarına yanıt verme isteği doğuruyor.
Sartre’ın etkisinde ama ondan ayrı bir sayfada
André Gorz ile ilgili sık sık dile getirilen Sartre etkisi konusunda görüşlerini öğrenme şansı bulduğumuz ‘Hayat, Doğa, Teknik’ başlığı uygun görülen ilk mülakatta Gorz’un Sartre’a ve onun işçi mücadelesine bakışına ilişkin eleştirilerini öğreniyoruz. Bu bölümde Sartre’ın 1970’lerde Maocu etkisine girdiği dönemde, Gorzl’a fikren ayrılıklar yaşadığını; ancak Gorz’un sesini duyurmasına elindeki iktidara rağmen engellemediğini öğreniyoruz. Gorz, Sartre’ı özellikle kendisiyle aynı yayın kuruluna girdikten sonra bir ‘yarı-tanrı’ olarak tanımlamayı bıraktığını ama Sartre’ın hayatı boyunca en fazla bağlandığı insan olduğunu sürekli olarak vurguluyor. Bu ilk mülakat boyunca entelektüeller arasındaki ilginç bağ ve centilmenliği elden bırakmayan fikir çatışmalarına ilişkin detayları öğrenme fırsatına kavuşuyoruz. Ayrıca, Gorz’un serbest piyasa oyunu olmadan da rekabetin mümkün olabileceği, hizmet ile ticari ilişkiler arasında dramatik bir fark olduğu gibi düşünceleriyle de karşılaşıyoruz.
Bilgi toplumu komünist olacak
Kitaptaki Gorz’u özellikle yeni medya alanında çalışanlar açısından ilginç hâle getiren ve maddi olmayan emek üzerine kitabı Maddesiz‘in temeline oturduğu ikinci mülakat bilişsel iktisatla kapitalizmin bağdaşmayacağına dair soru ile başlıyor. Gorz ilk olarak piyasaların gayrimaddi emeğin değerini ölçmedeki eksikliğine vurgu yaparken öte yandan da bu tür emeğin artık piyasaları domine etmekte olduğunu farklı çalışmalara referansla örnekleniyor. Gorz bu mülakatta reklamcılık ve pazarlamanın bilişsel sanayinin en önemli kolları olduğu, zira herhangi bir metaya eşsiz bir sembolik değeri yüklemenin bunlar sayesinde mümkün olduğu gibi tespitlerini açıklıyor.
Bilginin sıradan bir ürün gibi muamele görmesinin borsa çöküntüleri gibi çok ciddi krizlere yol açabileceğini öne süren Gorz, bilginin özelleştirilmesinin de bir karşı alan yarattığını Microsoft gibi bilgi oliopollerine karşı antikapitalist mücadele cephelerinin oluştuğunu ifade ediyor. Burada tıpkı Richard Sennett’in Zanaatkâr‘da yaptığı gibi açık kaynaklı yazılımcılığın oluşumuna vurgu yapan Gorz, bilgi toplumunun olsa olsa komünist bir toplum olabileceği savını ateşli bir şekilde savunuyor.
Ekolojinin Kızıl Hattı – André Gorz
Yayınevi : Sel Yayıncılık
İlk Baskı Yılı : 2017
Sayfa Sayısı : 101
ISBN: 9789755708713