Yorum

Sputnik’te grev 40. gününde: “Biz şimdiden kazandık”

Sputnik Türkiyedeki grev, 40. gününü geride bıraktı. İrademiz, neşemiz ilk günkü gibi yerinde, gücümüz çok daha büyük. Emeğine ve haysiyetine sahip çıkan grevciler, bu mücadeleyi şimdiden kazandı.

Sputnik Türkiye ofislerinde işten atılanların geri alınması, adil bir ücret ve sendika hakkı talebiyle başlayan grev, bugün 40. gününde.

Çok uzun bir yoldan geliyoruz. İşyerimizde sabırla, ilmek ilmek ördüğümüz sendikal örgütlenmenin ardından toplu sözleşme görüşmeleri için Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ile masaya oturan işveren, aylarca süren görüşmelerin ardından masayı dağıtmayı tercih etti.

Kolay olmayacağını çok iyi biliyorduk ancak işverenin aylarca görüştükten sonra masayı teklif bile sunmadan dağıtacağına, üstüne üstlük yöneticilerin sendika üyesi çalışanları istifa etmeleri için ‘ikna odaları’na çekecek kadar ileri gideceğine ihtimal vermemiştik.

En temel anayasal hakkımızı kullanarak sendika üyesi olan bizler, 24 Temmuz’da grev kararını ilan ettik.

Grevin neşesi ve inadı ilk günkü gibi yerinde, gücü çok daha büyük

Biz her zaman açık bir kapı bırakmayı tercih ettik. Yıllarca emek verdiğimiz kurumun da yeniden masaya dönmesini bekledik ancak öyle olmadı. İşveren, 24 sendika üyesini, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı göz göre göre hiçe sayarak işten çıkarttı.

Rus işveren, işten çıkarmaya bahane olarak da ‘küçülme’yi öne sürdü. “Küçülme” gerekçesiyle işten çıkarılan çalışanların hepsinin sendika üyesi olmasını da “tesadüf” diye nitelendirerek yasalarla ve bizimle dalga geçmeye devam ettiler.

Bizi işten çıkardıkları gün dağılacağımızı düşünmek gibi bir hayale kapıldıklarını da biliyoruz. Fakat 40 gündür, emeğimiz ve haysiyetimiz için İstanbul’da Süzer Plaza, Ankara’da Koç Kuleleri önündeyiz. Bir adım geri atmış da değiliz.

İlk günden bu yana değişen ne var diye soracak olursanız tek şey var, o da gücümüz. Evet, ilk günden bu yana çok daha güçlü ve deneyimliyiz. Mesleğimizi ve haysiyetimizi korumak, yaptığımız haberleri plazanın arka kapılarından ofise girerek değil, göğsümüzü gere gere ön kapıdan girerek savunmak için sürdürdüğümüz grev, ilk günkü inadı ve neşesiyle de hâlâ çok taze.

Evet, bu 40 günde çok şey oldu. Her şeyden önce ne kazandınız diye soracak olursanız biz, birbirimizi kazandık. Her fırsatta “birbirini kazandığını” farklı cümlelerle ifade eden grevciler, mesleğimizi icra etmekten de geri durmadık. Mesleğimizi her koşulda yapma inadıyla grev alanını aynı zamanda bir üretim alanına çevirdik, Grev TV’yi kurduk. Alanımızdan çıktık, hak mücadelesi verenlerle buluştuk, yeri geldi uzmanlarla gündemi yorumladık, dayanışmayı büyüttük.

Biz Birlikte Güçlüyüz”

Bu grevin hatırlattığı en önemli şeylerden biri de hak mücadelesinde dayanışmanın ne kadar hayatî bir öneme sahip olduğu… Sadece işleri için direnen grevcilerin alandaki iradesi değil, toplumun her kesiminden gelen dayanışma, emek mücadelesinin en önemli unsurlarından birini oluşturuyor. Grevin ilk gününden bu yana Ankara ve İstanbul’daki ofislerin önüne gelen meslektaşlarımız, dostlarımız, milletvekilleri, siyasi partiler, sendikalar ve hak mücadelesi yürüten hareketlerin ziyareti, derdimizin daha fazla insana erişmesini sağlıyor.

Dayanışmadan doğan bir sonuç olarak Sputnik Türkiye ofislerinde grev sürdüğü müddetçe yayınlara katılmama, görüş vermeme ve bu yönde yapılan çağrılar da haklılığımızın herkesin mâlumu olduğunu gösteriyor.

Biz gerçekten birlikte güçlüyüz.

Gösterilen dayanışma, paylaşılan destek mesajları, ziyaretler… Hepsi bizim için çok kıymetli, bir kez daha teşekkürler.

Grev kırıcılara son çağrı: Sizi böyle anmayalım

Elbette her şey istediğimiz ve umduğumuz gibi gitmedi. Şaşırdık, hayal kırıklığına uğradık.

Grevin ilk bir haftasından sonra tabiri caizse mücadelemizde bir cephe daha açıldı. Cephenin bir yanında işveren, diğer yanında da grev kırıcılar.

Küçülme bahanesiyle işten atıldıktan sonra iş teklifi götürülen meslektaşlarımız oldu. İçlerinden bazıları, meslek onuruna yakışır bir biçimde, “Dışarda grev varken bu teklifi kabul edemem” diyerek grev kırıcı olmayı kabul etmediler.

Daha sonra bu teklifi kabul eden “meslektaşlarımız” olduğunu da öğrendik.

Meslektaşlarımıza çağrı yaptık, “Grev kırıcı olmayın, sektör küçük, birbirimizin yüzüne bakacağız” dedik. Sendika üyesi olmanın bu orman kanunlarına karşı sadece bizim değil, hepimizin tek güvencesi olduğunu söyledik.

Dinlemediler, bugün bizim başımıza gelenin yarın kendi başınıza gelmeyeceğini düşünmek gibi bir hayal dünyasının içinde yaşıyorlar.

Bugün bizi işten çıkaran işverenin 18 kişiyi istihdam ettiğini biliyoruz.

Sevgili meslektaşlarımız, hepinizi tanıyoruz.

“Büyük gazetecilere” sesleniyoruz

Grev kırıcılık sadece bununla da sınırlı kalmadı. İşten atıldığımız gün bize “destek” gönderisi paylaşan, hatta sendika üyesi olan “meslek büyüğü” gazeteciler de çeşitli bahaneler sürerek yanımızda değil, karşımızda olmayı tercih ettiler.

Canhıraş işvereni savundular, arkamızda “karanlık” bir el aradılar.

Bize “genç meslektaşlar” diye seslenen ama en önemli anlarda yanımızda olmayan “büyük gazetecilere” sesleniyoruz:

Biz kendimize ve verdiğimiz mücadeleye çok güveniyoruz. Yalnız kalacağımızı düşündünüz ama dostlarımız da meslektaşlarımız da yanımızda.

Bazılarımızı uzaktan bazılarımızı yakından tanıyorsunuz ama çok iyi biliyorsunuz, biz haklıyız ve burada “temiz” olan taraftayız. Biz de biliyoruz, “çok korunaklı” olmayan hayatlarımızdan lafınızın üstüne laf söylememiz sizi pek de memnun etmiyor.

Ancak her ne olursa olsun işe yeni başlayanları da, yayınlarına devam eden grev kırıcıları da 40. günümüzde yeniden bu hatadan dönmeye çağırıyoruz. Sizi hayat boyu böyle anmak istemiyoruz.

Sendika bizim hayat güvencemiz

Şimdiden basın tarihine geçtiğini bildiğimiz Sputnik Türkiye grevinin omuzlarında taşıdığı sorumluluğun farkındayız.

Grevimizle gösterilen her dayanışma ve mücadele içerisindeki kazanım, sadece bizim değil medya sektöründeki tüm orman kanunlarının artık miadını doldurduğuna dair bir işaret fişeği görevi görüyor.

İşyerlerinde üç kuruşa çalıştırılan, mobbinge, tacize maruz bırakılan, güvencesiz meslektaşlarımızın da buraya baktığını biliyoruz, sesinizi duyuyoruz.

Anayasal hakkımızı kullanarak sendikal örgütlenme tek çaremiz. Gücümüzün farkında olduğumuz an tüm bunları kökten değiştirebiliriz.

İLGİLİ:

Gazetecilerin grev ilanı astığı Sputnik’te kanunsuz işten çıkarmalar: TGS “Biz kazanacağız” dedi

Özde Çelikbilek

Çeşitli süreli yayın ve haber sitelerinin ardından, BirGün gazetesinde dış haberler servisinin yanı sıra Kitap ve Pazar eklerinde muhabir ve editör olarak çalıştı. Sputnik Türkiye’de haber editörlüğü yaptı. Türkiye Gazeteciler Sendikası üyesi.

Journo E-Bülten