Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Türkiye’de bilgi edinme hakkı başvurularına kamu kurumlarının nasıl yanıt verdiğini ölçtü. Gazetecilerin ve sivil toplum kuruluşlarının katkısıyla IPI Bilgi Edinme Hakkı Platformu’na kaydedilen 100 başvurudan sadece 8’inde talep edilen bilgiler tam olarak paylaşıldı.
Taleplerin büyük bölümü “özel çalışma gerektirdiği” gerekçesiyle reddedildi. Kabul edilen başvurularda ortalama yanıt alma süresi 77 gün oldu. Oysa Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’na göre kurumların 15 (belli şartlarda 30) iş günü içinde bilgi ve belgeye erişim sağlaması gerekiyor.
IPI Türkiye Proje Koordinatörü Damla Tarhan Durmuş, dün yayımlanan raporu Journo takipçileri için özetledi. Başarılı bir bilgi edinme başvurusu için ipuçlarını da paylaşan IPI, gazetecileri 2 Ağustos’taki ücretsiz eğitime davet ediyor.
“Bilgi edinme başvurusu yapıyorum ama cevap gelmiyor, bunu da kimse görmüyor.” Çoğumuzun ortak yakınması bu. Ancak Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), yanıtsız kalan bu çabalara ışık tutuyor. Nasıl mı?
IPI, bu yılın başında kurduğu IPI Bilgi Edinme Hakkı Platformu sayesinde sonuçsuz kalan bilgi edinme başvurularını sistematik olarak incelemeye başladı. Gazeteciler, sivil toplum kuruluşları (STK), aktivistler, akademisyenler ve avukatlar yaptıkları bilgi edinme başvurularını ve aldıkları olumlu ya da olumsuz yanıtları platforma kaydediyor. Bu sayede elimizde kapsamlı ve aydınlatıcı bir veri tabanı oluşuyor.
Yalnızca verileri incelemekle kalmayan IPI, yapılan başvuruların ve alınan cevapların içeriklerini de incelerken tecrübesini paylaşmak isteyen kullanıcılarla derinlemesine görüşmeler de yapıyor.
Yapılan onca başvuru nasıl sonuçlandı?
IPI, Bilgi Edinme Hakkı Platformu’na kaydedilen 100 veriye ve yaptığı derinlemesine görüşmelere dayanarak ilk analiz raporunu yayımladı. Platforma 12 gazeteci, STK, avukat, aktivist ve akademisyen tarafından toplam 100 bilgi edinme başvurusu kaydedildi. Başvurular Ocak 2021 ila Temmuz 2025 tarihlerinde yapıldı. Başvuruların %97’sini gazeteciler, %3’ünü ise STK’lar yaptı.
Başvuruların 48’ine olumlu yanıt verilirken 28’i reddedildi. 13’ü ise hâlâ cevap bekliyor. Fakat olumlu cevaplar, sorulan soruya yanıt verilen cevaplar gibi algılanmasın. Çünkü yalnızca teknik olarak bir cevap verilip verilmediğine bakılmadı. Aynı zamanda verilen yanıtların sorulan soruya ilişkin bilgi verip vermediğine de bakıldı.
Kullanıcılar, aldıkları yanıtların kalitesini 1’den 5’e kadar (soruya ilişkin hiç bilgi vermeyen içerikten en kapsamlı içeriğe kadar) puanladı.
Verilen cevapların %67’si teknik olarak başvuruyu reddetmediği için yanıt sayılsa da sorulan soruya cevap vermedi. Yanıtların %15’i talep edilen bilgilerin yalnızca yarısını sağladı. Talep edilen tüm bilgileri içeren kapsamlı yanıtların oranı ise sadece %8 oldu.
Yasal olarak kurumların bilgi edinme başvurularını yanıtlama süresi 15 ila 30 günde değişmesine rağmen (başvuru başka bir kuruma iletildiğinde yasal yanıt süresi 30 güne uzayabiliyor), sisteme kaydedilen başvuruların ortalama yanıt alma süresi 77 gün oldu. En uzun süre yanıt bekleyen başvuruya ise tam 493 gün sonra yanıt verildi. Ortalamanın 77 güne yükselmesinde bunun gibi normalin çok üzerinde yanıt sürelerinin olduğunu da hesaba katmak lazım.
En çok başvuru yapılan konular ulaşım, hesap verebilirlik/şeffaflık, iletişim ve enerjiydi. Reddedilen başvurulara en çok sunulan gerekçeler ayrı veya özel çalışma gerektirmesi, kurumun yetki alanı dışında olması ve ticari sırdı.
Rakamların ötesinde neler oluyor?
Kullanıcıların paylaştığı en kritik sorun, başvuruları nedeniyle tehdit edilmeleri oldu. Bir gazeteci, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) üzerinden bir şirket hakkında kamuya açık bilgi talep ettiği için şirket yöneticileri tarafından tehdit edildiğini aktardı. Bu süreçte, başvuru sahibinin kişisel verileri koruma kanunu kapsamındaki hakları ihlal edilerek bilgilerinin şirketle paylaşıldığı ortaya çıktı. Benzer şekilde bir STK da bilgi edinme başvurusu sonrasında bir belediye tarafından tehdit edildiğini bildirdi.
Kullanıcılar, bazı kurumlardan çok detaylı ve başarılı yanıtlar alırken, çoğu kurumun bilgi vermekten kaçındığını ve teknik olarak reddetmemek için üstünkörü cevaplar verdiğini belirtiyor. Bu durum, kurumlardaki ilgili birimlerin bu konuda eğitilmesi gerektiğini gösteriyor.
Kullanıcılar aynı zamanda, Bilgi Edinme Kanunu’nda belirtilen ret gerekçelerinin keyfi kullanıldığını belirtiyor. Bir STK, mevcut bir mevzuata ilişkin soru sormasına rağmen başvurusunun “ayrı ve özel bir çalışma gerektirdiği” gerekçesiyle reddedildiğini anlatıyor.
Raporları için çok sayıda başvuru yapmak isteyen STK’lar, CİMER’in günde bir başvuru limiti nedeniyle başvurularının çoğunu posta yoluyla yapmak zorunda kaldıklarını, bunun da ekstra maliyet ve iş yükü getirdiğini ifade ediyor.
Peki siz ne yapabilirsiniz?
Öncelikle her başvurunun olumsuz sonuçlanmadığını, başarılı örnekler olduğunu da unutmamak gerek. IPI’ın Kasım 2024’te, bilgi edinme başvurusu yapan gazeteciler ve STK’larla görüşmeler yaparak hazırladığı raporda başarılı örnekleri görmek mümkün.
Cevap alamıyor olsanız bile bilgi edinme başvurusu yapmaya devam edin. Bu başvuruları IPI Bilgi Edinme Hakkı Platformu‘na kaydettiğinizde, yanıtsız kalan başvurulara ilişkin önemli veriler ortaya çıkacak: Kaç başvurunun cevapsız kaldığı, en çok hangi kurumların bu başvuruları yanıtsız bıraktığı gibi. Bu verileri IPI’ın geliştirmek üzere ilk versiyonunu yayımladığı IPI Bilgi Edinme Sayacı’ndan güncel olarak takip edebilirsiniz.
Reddedilen başvurularınıza itiraz etme hakkınız var, bu hakkı mutlaka kullanın. İtiraz süreçleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için IPI’ın aylık düzenlediği eğitimlere katılabilir veya gazeteci Elif İnce’nin 2020 yılında P24 için hazırladığı rehberi inceleyebilirsiniz. En yakın eğitim 2 Ağustos’ta, kaçırmak istemeyenler için kayıt linki: buff.ly/Ud4mdln
IPI’ın yürüttüğü bilgi edinme hakkı projesine katkıda bulunmak isterseniz turkiye@ipi.media adresine e-posta gönderebilirsiniz.