Haber

Julian Assange 5 yıl sonra özgürlüğüne kavuştu

Julian Assange'ın 2012'de Londra'daki Ekvador Büyükelçiliği'nde The Guardian muhabiri Gian Paul Lozza tarafından çekilen bir fotoğrafı.

Avustralyalı yayıncı Julian Assange, ABD’nin Casusluk Yasası’nı ihlal etme suçunu kabul etmesini içeren adlî anlaşma kapsamında, Londra’daki 5 yıllık tutukluluğun ardından serbest bırakıldı. Assange’ın kurucusu olduğu WikiLeaks, Reuters muhabirleri Nemir Nur Eldin ve Said Şımah da dâhil çok sayıda Iraklı sivilin 2007’de Bağdat’ta ABD ordusu tarafından hedef alınarak katledildiğini kanıtlayan belgeleri de yayımlamıştı.

Julian Assange, 2006 yılında kurduğu WikiLeaks adlı internet sitesinde, devletlerin ve diğer güçlü kurumların insan hakları ihlallerine dair gizli belgeleri yayımlamasıyla dünya çapında üne kavuştu. ABD’nin Afganistan ve Irak savaşına dair belgelerin yanı sıra, binlerce diplomatik evrak ve e-posta yazışması da WikiLeaks üstünden sızdırıldı.

ABD ordusunun istihbarat analisti Chelsea Manning’in 2010’da yüzbinlerce hassas askeri kaydı WikiLeaks’e vermekten suçlu bulunduğu süreçte Assange üstündeki baskı da artmıştı. ABD savcıları, Assange’ı, Savunma Bakanlığı bilgisayar sisteminin şifresini çözmek için Manning ile birlikte çalışmakla suçlamıştı.

2010’da İsveçli savcıların, iki kadının tecavüz ve cinsel saldırı iddialarıyla ilgili olarak bir tutuklama emri çıkarmasıyla hapse atılması gündeme gelen Assange, bu iddiaları reddederek Londra’daki Ekvador Büyükelçiliği’nde siyasî sığınma talebinde bulundu.

2019’da büyükelçilikten “sınırdışı” edilene kadar 7 yıl boyunca burada yaşayan Assange, ardından İngiliz yetkilerce gözaltına alındı. 5 yılı aşkın süredir İngiltere’de tutuklu bulunan Assange, “bilgisayar korsanlığı” ve “devletin gizli bilgilerini ifşa” gibi 17 suçtan gıyabında yargılandığı ABD’ye iadesini engellemek için hukukî mücadele veriyordu.

ABD Yönetimi son dönemde yumuşadı

ABD’ye iade edilmesi durumunda bu ülkede Casusluk Yasası’nı ihlalden ağır hapis ve hatta ölüm cezasıyla yargılanması mümkün olan Assange için İngiliz mahkemesi Washington’dan garanti istedi. Assange’ın anavatanı Avustralya da devreye girdi. ABD Başkanı Joe Biden, nisan ayında, Assange’ın ABD’nin aleyhindeki davayı düşürmesini talep eden Avustralya’ya dönmesine izin verme talebini “değerlendirdiğini” söylemişti.

Yılan hikâyesine dönen süreç bugün anlaşmayla tamamlandı ve Assange sonunda salıverildi. Yarın resmî olarak tamamlanması beklenen anlaşma kapsamında Assange, ABD’nin Casusluk Yasası’nı ihlal ettiğini itiraf edip savcıların istediği 62 aylık hapis cezasına razı olacak. Assange, İngiltere’de tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak ABD’de hapis yatmayacak.

Bugün uçakla Bangkok aktarmalı olarak ülkesine dönen Assange’ın, anlaşmayı tamamlamak üzere önümüzdeki günlerde Avustralya’ya en yakın ABD topraklarından biri olan Büyük Okyanus’taki Kuzey Mariana Adaları’ndaki bir mahkemede ifade vermesi bekleniyor.

WikiLeaks, “2×3 metrelik bir hücrede 5 yıldan fazla bir süre, günde 23 saat izole edildikten sonra, yakında eşi Stella Assange ve babalarını sadece parmaklıklar ardından tanıyan çocuklarıyla yeniden bir araya gelecek” dedi.

Eşi Stella da sosyal medya hesabından “Julian özgür!!!!” diyerek Assange’ın Londra’daki Stansted Havaalanı’nda uçağa bindiği bir videoyu paylaştı ve “Bunun gerçekleşmesi için yıllardır seferber olan SİZE -evet SİZE- olan büyük minnetimiz sözlerle ifade edilemez” diye yazdı.

WikiLeaks ve gazetecilik tartışması

Julian Assange hapiste olduğu son yıllarda kendisini “gazeteci” olarak tanımlayıp bunun bir basın özgürlüğü davası olduğunu söylemeye başlasa da, WikiLeaks’in editörlüğünü yaptığı dönemde geleneksel haberciliğe ve ana akım medyaya karşı bir pozisyon sergiliyordu. WikiLeaks üzerinden topluca sızdırılan belgelerin editöryel bir süzgeçten geçirilmeden olduğu gibi yayımlandığı, gazetecilik standartlarının uygulanmaması nedeniyle insan hayatının dahi tehlikeye atıldığı gibi eleştiriler kendisine yöneltilmişti. Assange’ın gazeteci olmasa da bir “bilgi aktivisti” olarak görülebileceğini, bu kapsamda ifade özgürlüğü hakkına sahip çıkılması gerektiğini savunanlar da vardı.

WikiLeaks bu süreçte yayımladığı belgelerle Afganistan’dan Guantanamo’ya insan hakları ihlallerini, savaş endüstrisinin gizli işleyişini, istihbarat servislerinin yasadışı operasyonlarını, diplomatik skandalları ve birçok ülkede siyasetçilerin yolsuzluklarını ortaya çıkardı. Bunlar arasında, ABD ordusunun iki taarruz helikopterinin 12 Temmuz 2007’de Irak’ın başkenti Bağdat’ta sivilleri taradığını gösteren videonun 5 Nisan 2010’da WikiLeaks’te yayımlanması da vardı. Dünya çapında büyük yankı yaratan katliamda Reuters muhabirleri Nemir Nur Eldin ve Said Şımah ile 2 çocuk da dâhil en az 18 Iraklı can vermişti.

Journo

Yeni nesil medya ve gazetecilik sitesi. Gazetecilere yönelik bağımsız bir dijital platform olan Journo; medyanın gelir modellerine, yeni haber üretim teknolojilerine ve medya çalışanlarının yaşamına odaklanıyor, sürdürülebilir bir sektör için çözümler öneriyor.

Journo E-Bülten