Yorum

Bakanlıkta kültür yok: Helâl turizm ve Kûtulamâre verelim

Her şey, ‘Bilgi Edinme Kanunu’ kapsamında başvuru yapmak için Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın internet sitesine girmem ile başladı. Ana sayfada yer alan ‘Basın Odası’ başlığının altında hem bakanlığa hem de memleketin kültür hayatına dair güncel haberler akıyor. İlk gözüme çarpan, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal’ın İran’a yaptığı geziler oluyor. İran, kültür ve tarih alanında eşsiz ve fakat bugüne kadar ne yazık ki Türkiye tarafından kıymeti bilinememiş bir coğrafya… Tam da bu nedenle gezinin nasıl geçtiğini merak ediyor, “Bakan Ünal İran’ın tarihi kenti Şiraz’da” başlıklı yazıya tıklıyorum. Haberin ilk cümlesi şöyle:

“Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal: İran tarafının ilk talebi, Türk yatırımcılarının İran’da 10 tane otel inşaatı yapması olmuştur.”

İki ülke arasında turizm, tanıtım, turizm altyapısına destek, karşılıklı uçak seferlerini ve turist sayısını arttırma konularında ortak bir protokol imzalandığını öğreniyorum. Son paragrafta ise nihayet kültüre dair iki cümleye rastlıyorum:

“Şiraz’da İran’la Türkiye arasında kurulacak kültür ve sanat alanındaki iş birliğini önemsiyoruz. Mesela bugün İranlı şair Hafız’ın kabri başında Yahya Kemal ile Hafız’ı konuşturduk.”

‘Basın Odası’nda haberler sürüyor. “Türkiye ve İran arasında turizm sektöründe yeni işbirliği” ve “İran ile turizm sektöründe yeni dönem” Bakan Ünal’ın İran gezisine dair diğer haberlere ait başlıklar.

İran haberlerinden sonra Çekmeköy Belediyesi tarafından düzenlenen “Adalet ve Merhamet” temalı kısa film yarışması geliyor. Bakan Ünal, ödül töreninde şunları dile getirmiş:

“Usta şair Nuri Pakdil ‘Gel anne ol, çünkü anne bir çocuktan bir Kudüs yapar’ diyor. Bir annenin, bir çocuktan Kudüs yapması aynı zamanda Medine, İstanbul yapması anlamına gelir. Bizim medeniyet tasavvurumuzun, idrakimizin şehre yansıması, o Yesrib’in Medine olması, ilahi kudretle çamurun Adem olması, bizim inancımız, tasavvurumuz, hayata dair algımız, hafızamız, kimliğimiz, hasılı bizi biz yapan her şeydir.”

Haberden, kısa film yarışmasının ödül töreninde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile annesi Tenzile Erdoğan’ın fotoğraflarının yer aldığı bir video gösterisinin yapıldığını, Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz’ın Erdoğan’a üzerinde Hazreti Muhammed’in adının ‘Kûfi’ tarzda yazıldığı bir tablo hediye edildiğini öğreniyorum.

Diğer haber başlığına geçiyorum:  “Çanakkale şehitlerimizin Balkanlardaki torunları ecdat yurdunda”

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Başbakanlık Tanıtma Fonu tarafından desteklenen 1. Uluslararası Çanakkale Buluşması adı verilen etkinlik hakkındaki haberle, Balkanlardan gelip Çanakkale’de şehit ya da gazi olanların torunlarının Hacı Bayram-ı Veli Cami Konferans Salonu’nda bir araya geldiğine vâkıf oluyorum.

Sıradaki haber, 2. Uluslararası Helâl Turizm Konferansı ile alâkalı… Söz konusu konferans, Konya’da yapılmış. Bakan Mahir Ünal, konferansın alametifarikasını şu sözlerle açıklamış:

“Helâl turizmin sadece ruh açısından bakıldığında, sadece belli bir inanca mensup insanların kendi aralarındaki bir organizasyon olarak görmek yerine, aslında turizmin ruhunu yaşatmak adına turistlerin hassasiyetlerini, inançlarını, tercihlerini dikkate alma mesajını bize veriyor.”

Kavramın ne ifade ettiğini tam anlayamadım ancak merak içinde diğer habere gidiyorum. “Kûtulamâre Zaferi’nin 100. Yılı” başlıklı haberde, Cumhurbaşkanlığının himayelerinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen anma programına ilişkin ayrıntıları okuyorum.

Geri kalan haberler de bu saydıklarımdan pek farklı değil: “Çanakkale’de görkemli anma töreni”, “Türkiye standı Dubai’de Arapların ilgi odağı”, “İslam dünyası turizm başkenti Konya tanıtım toplantısı yapıldı” ve benzeri…

‘Kültürel’ demeye bin şahit isteyecek etkinliklerin iç ve dış politika ile bu kadar uyumlu olması karşısında gözlerim yaşarıyor. Sitede yukarıda alıntıladığım başlıklardan da anlayacağınız üzere ne film festivalleri ne sergiler ne de edebiyat günlerine dair tek bir haber bulabiliyorum.

“Bahsettiğin kültürel etkinliklere sitesinde yer vermek bakanlığın işi değil” diyebilirsiniz.

O zaman ben de soruyu tersten sorayım:

“Sitede yer verilen etkinlikler ne zamandan beri bakanlığın işi oldu?”

Burcu Karakaş

Gazeteci.
Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Boston Üniversitesi’nde gazetecilik ve Ortadoğu üzerine aldığı yüksek lisans eğitimini, “Devlet Söyleminde Kürt Meselesi: Diyarbakır Askeri Cezaevi Üzerine Bir Çalışma” başlıklı teziyle tamamladı. “Erkeklik Ofsayta Düşünce”, "Manşetleri Gör Aklını Kaçırırsın: 90'lı Yıllarda Gazetecilik", "Yalan Dünya: Reytingler, Tıklar ve Şimdi Reklamlar" adlı üç kitabı bulunuyor.

Journo E-Bülten