Altı Nokta Körler Derneği Kadın Meclisi bünyesinde 2018’de kurulan Engelsiz Kadın Haber Ağı (EKHA) için Türkiye’nin birçok kentinde kadınlar muhabirlik yapıyor. Ankara, Gaziantep ve Eskişehir’den başlayarak genişleyen bu haber ağı, süreç içerisinde birçok kentte eğitimler düzenleyerek engelli kadınların kendi medya ağlarını kurmalarını ve engelli gazetecilere muhabir/editör becerileri kazandırarak güçlenmelerini sağladı. Aynı zamanda engelliler arasında toplumsal cinsiyet odaklı eleştirel medya okuryazarlığının da yaygınlaşmasına yardımcı oldu. 3 Aralık Uluslararası Engelliler Günü’nde EKHA Proje Yönetici ve Psikolog Şule Sepin ve EKHA’ya bağlı Ayrımcılıkla Mücadele Yörünge dergisinin editörü Birsen Kaya ile konuştuk. Gazetecilere iki tavsiyeleri var: Engellileri “mağdur” gibi sunan bir haber dili kullanmayın ve haber fotoğraflarınızı görme engelliler için betimleyin.
Şule Sepin, engellilere dair asılsız, yanlış haberler yapıldığını söylüyor. “Bu haberlerin başlığını, dilini değiştirerek farklı açından bakışlar geliştirip engelsiz (!) bir haber dili yaratmaya çalışıyoruz” diye ekliyor. Biz de bu çalışmalara dair merakımızı sorularla gidermeye çalışıyoruz.
Engelsiz Kadın Haber Ağı hangi ihtiyaca cevap olabilmek için kuruldu? Nasıl bir araya geldiniz?
Bizim daha önce çıkardığımız “Kibele” adlı sesli dergimiz vardı. Bu dergide, etkili haber yazmayı istedik. “Doğru haber yazıyor muyuz” diye merak etmiştik. Kadın örgütleriyle dayanışma içerisinde bulunduk. Uçan Süpürge’den arkadaşımız Selen Doğan farklı, yeni bir ufuk açtı önümüze. Hak arama mücadelesi kapsamında haber yazma eğitimlerinin gerçekleştirilebileceğini önerdi. Yeni bilgiler edindik. Yaptıklarımızın ne kadarının doğru ne kadarının yanlış olduğunu öğrendik. Eleştirel medya, medya okuryazarlığı, alternatif medya ve daha birçok başlıkta eğitimler aldık. Farkındalığımız arttı. Aynı zamanda engellilerle ilgili haberlerde bazı hassasiyetlere dikkat etmemiz gerektiğini de öğrendik. Bu hassas detayları öğrendikçe farkındalığımız arttı ve haberlerimizi yazarken hak odaklı bir bakış açısı yakalamaya çalıştık.
Haber ağınızın vizyonu nedir?
Haber ağının içerisinde kadınlar, engelliler ve engelli kadınlar ile ilgili haberlerin olmasını hedefliyoruz. İlk başlarda kadınlar, kendi haberlerini kendileri üretmeye başladılar ama bunun için ciddi bir motivasyon gerekiyordu. Yani yaşadıkları her sorunun haber değeri var ve her biri ayrı bir haber konusu olabiliyor. Biz bunu eğitimlerimizde anlatıyoruz. Son zamanlarda yayımlanan haberlerimiz engellilik, kadın haberleri ağırlıklı olmaya başladı. Bazen [farklı yayınlarda] engellilere dair saçma sapan haberler yapılmış oluyor. Bu haberlerin başlığını, dilini değiştirerek farklı açından bakıp haberler yapmaya çalışıyoruz.
‘Eğitimler çok etkili ve eğitici oldu’
Engellilerle ilgili birçok sesli dergi var. Bu dergilerde engelliler çok mağdur ediliyor ama bir de kadın engelliler olduğunda daha fazla mağdur ediliş biçimi var. Bu tamamen toplumun bakış açısını yansıtıyor. Engelli erkeklerin başarı hikâyesi yazılırken kadın engelliler toplumsal cinsiyet olgusu içerisinde ele alınıyor. Örneğin çocuklarımı ne kadar iyi yetiştirdiğimi anlatırsam anlatayım medya benim, çocuklarımın yüzünü göremeyişimi kafasına takıyor ve “Göremediği evlatlarına ışık oldu” gibi başlıklarla, olayı bizi mağdur ederek anlatıyor. Bir de kadın arkadaşlarda kadın bilincinin artmasını da çok istedik.
Çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Engelsiz kadın haber ağı İsveç Başkonsolosluğu tarafından desteklenen bir program. İki yıldır bu desteği alıyoruz. Bu ay sona erecek. İlk önce Ankara’da bir arama toplantısı gerçekleştirdik. Bu toplantıdan sonra Eskişehir ve Antep’te eğitimlerimiz gerçekleşti. Bu yıl da eğitime katılan arkadaşlarımızla bir WhatsApp grubu kurarak iletişim ağını hala sürdürüyoruz. Bu yıl içerisinde yedi ilde eğitimler düzenledik. Bu proje Altı Nokta Körler Derneği Kadın Meclisi kapsamında gerçekleşti. Ben o zaman kadın meclisinin başkanıydım. Yurdun dört bir yanından gelen kadınlara haber yazma eğitimimizi verdik. Bu eğitimler çok etkili ve eğitici oldu. Birçoğumuz haberlerde dilin nasıl olması gerektiğini bilmiyorduk. Belki haber yazma konusunda aktif değiller ama cinsiyet eşitliği konusunda bilinçlenmeleri de bizim için çok anlamlı. En azından medyaya farklı mesajlar verebiliyorlar.
Bazı alanlarda ilerleme kaydedildi
İsveç’e gittik bu yıl. İsveç’teki gazetecilerin, kadınları ve engellileri nasıl ele aldığını, bizim ülkemizdeki durumla karşılaştırdık. İsveç’te kadınların ileri boyutta aşama kaydettiklerini ama evrensel olarak benzer sorunları yaşadığını öğrendik. Mesela kadın cinayetlerinin İsveç’te de olduğunu ve İsveç basının da kadın cinayetlerine çok fazla yer vermediği, hatta hiç yer almadığını öğrendik. Kadın dergileri yazıyormuş kadın cinayetlerini. Bunun sakıncalarından bahsedildi.
3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla sizlerle görüşmek istedim. Öte yandan özeleştiride bulunarak sadece bugün değil, her gün dayanışma içerisinde olmamız gerektiğini düşündüm. Bugün ne ifade ediyor sizin için?
Özel, belirli günlerde hatırlanmak iyi bir şey değil ama bunun avantajları da var. Kadın gazeteciler en azından engelli kadınları bir kez daha hatırlıyor. Daha önce engellilik profili üzerinden haberler yapılırdı, şimdi engelli kadınlar farklı konuların ele alındığı toplantılara çağrılıp konuşmalar yapabiliyor. Bu dayanışma ile var olan bir durum. Ben bunun da önemli bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Kör denmesinin bizim açımızdan bir sakıncası yok. Kelimelerin çok fazla kirletildiğini düşünüyorum. Bir yerden başlayabilirsiniz. Yani Engelliler Günü’nden başladınız, ama bir 8 Mart Dünya Kadınlar Günü de bizim için çok önemli. Başka zamanlarda bizlerle ilgili sitemizden de yararlanarak farklı haberler yapabilirsiniz. Nasıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü çok anlamalıysa 3 Aralık Dünya Engelliler Günü de çok anlamlı. Bu günler olmasa kimsenin hatırlanacağı yok. Bari yılda 365 gün de bir gün çok aktif bir şekilde haberler yapalım ki, bu haberlerden sonra insanlar bizi daha iyi hatırlayabilsinler.
‘Kutlama günü değil bir mücadele günü’
Dünya Engelliler Günü ya da Engelliler Haftası bizim açımızdan bir kutlama günü değil, mücadele günü. Biz sorunlarımızın çözümünü daha güçlü bir şekilde aramayı hedefliyoruz. Fakat son zamanlarda yerel yönetimler ve devlet tarafından bu günlerin de kirletildiğini, sürekli etkinlikler yaparak bizim yapacağımız mücadeleye gölge düşürdüklerini düşünüyorum. Engelli örgütlerinin ve sivil toplum örgütlerinin bu konuda kendi etkinliklerini daha baskın bir şekilde ortaya koymalarından yanayım. Türkiye’de gazeteciler olarak zor zamanlar yaşıyoruz. Kadın gazeteci olmanın zorlukları ise binlerce makaleye konu olacak bir durum.
Kadın gazetecilerin çok daha fazla yol kat etmeleri gerektiğini düşünüyorum. TV’lerde de daha çok erkekler boy gösteriyor. Bu da aslında doğumdan sonra bize dayatılan önceliklerimizden kaynaklanıyor. Ev işleri yapmak, çocuk bakmak… Ben bir yandan haber yaparken bir yandan ev işleriyle ilgileniyorum. Sanki ev işleri bizim birincil işimiz gibi. Oysa biz engelli kadınlar olarak medyanın her alanında çalışma yürütüyoruz. Kibele dergisinin müdürü kadın. Ufkun Ötesi dergisinin müdürü kadın. Medya alanında önemli mesafe kat ettiğimizi düşünüyorum.
Ama genellikle gazetelerde, televizyonlarda hep engellilerin, engelli durumlarıyla ilgili programlar yapıyorlar. Bence engellilerin daha farklı programlarda yapması lazım. Örneğin ben eğitimlerde insan hakları eğitimi veriyorum. CV’me bakıyorlar, orada çok şey varsa bile beni engelli olarak değerlendirip, engelli ve sorunlarına yönelik aktif olacağımı düşünüyorlar. Halbuki uzman olduğum birkaç alan var. Sesli dergilerimiz ya da ağlarımız çok tanınmıyor. Gazetelerde engellilikle ilgili köşeler olsa ya da gazeteciler haber yaparken “Acaba bu engelliler açısından ne anlama geliyor” diye araştırsa, bence engelli gazeteciliği farklı bir yöne evrilir, bir ivme kazanır.
Haber sitelerinin ve görsellerin erişilebilirliği sorunu sürüyor
Mesleki olanaklara erişebiliyor musunuz? Dijital ürünler görme engelli gazetecilere kolaylık sağlıyor mu?
Teknolojinin gelişmesi ve Birleşmiş Milliyetler Engelli Hakları Sözleşmesi gereği evrensel tasarım ilkesi, yani herkes için ürünlerin kullanılabilir olması ilkesi hayata geçmeye başladı. Android ya da Apple telefonlarda konuşma programları var. Bir gazetede fotoğraf varsa, o fotoğrafların betimlenmemesi büyük eksiklik. Siz de haberlerinizde fotoğrafları betimleyerek verebilirsiniz. Bizim haber ağımıza baktığınızda fotoğrafların betimlendiğini göreceksiniz. Bunun çok önemli bir eksiklik olduğunu düşünüyoruz. Web sitelerinin erişilebilir olmaması…Saatlerce arıyorsun, siz “gördüğünüz” için tıklıyorsunuz ama bizim çok uzun zaman web sitesinde dolaşmamız gerekiyor. İnternet üzerinden birçok gazeteyi artık okuyabiliyoruz, bu iyi bir gelişme. Daha fazla erişilebilir olması için bir işbirliği yapılabilir.
‘Sesimiz hak arama mücadelesi temelinde duyurulmalı’
Ben haberlere bir tek şeyin konu olmasını istiyorum. İnsanlar yakınmaktan çok, hak arama meselesini kendilerine düstur edinmeli. Yaşadıklarımızı hak temelli yaklaşım üzerinden anlatsalar sesimiz çok daha iyi yerlere ulaşır. Bu, daha anlamlı olur. Tabii bu kadar yardım temelli yaklaşımlar, Türkiye’de mağdur gözüyle bakılırken nasıl gerçekleşiyor bilemiyorum, ama böyle üzerine gideceğiz.
Birsen Kaya: Medya engelli olmayı bir sorun olarak ortaya koyuyor
Çeşitli kadın dergileri ve gazetelerde yazılar yazan, kadın hakları konusunda uzun zamandır çalışmalar yürüten ve EKHA ile Engelli Konfederasyonu bünyesinde çıkarılan Ayrımcılıkla Mücadele Yörünge dergisinin editörlüğünü yapan Birsen Kaya, medyanın engelli bireylerin temsilinde önemli bir rol oynadığını söyledi. Kaya, engellilere dair haberlerin ajitasyon yapılmadan, yaptıkları işler takdir edilerek, yaşam içinde var olduklarını kabul ederek verilmesi gerektiğini vurguluyor.
Engelli haberleri nasıl verilmeli?
Medyanın engelliliğin tanımlamasında, toplumsal temsilinde ve yeniden üretilmesinde önemli bir kurucu rolü bulunmakta. Engelli bireyler medyada neredeyse görünmezler ne yazık ki! Bu görünmezlik engeli bireylerin deneyimlerinin, başarılarının, sorunlarının ve uğradıkları hak ihlâllerinin de görünmez olması anlamına geliyor. Engelli bireyler medyada görünür olduklarında ise engellilikle ilgili önyargıları pekiştirecek şekilde varlık gösterebiliyorlar. “Bağımlı, zayıf, yardıma muhtaç” ya da insan üstü çabalar gösteren kahramanlar olarak resmediliyorlar.
Öncelikle kimi ifadelerden kaçınılması gerekir; özürlü, mağdur, mustarip, malûl hasta ya da tekerlekli sandalyeye bağlı, mahkûm gibi ifadelerin kullanılmamasına özen gösterilmesi gerekmekte. Engelli bireylerin yaşamını dramatize eden, mağdur düzeyinden vazgeçilmelidir. “Engeline rağmen başardı” gibi ifadeler kullanılarak kahramanlaştırma söylemi doğru değil.
Engellilik aşılması gereken bir sorun değildir
Bu söylem engelliliği bireysel bir sorun haline getiriyor. Engelli olmayı bir çeşitlilik değil aşılması gereken bir sorun olarak ortaya koyuyor. Medyada engelli bireyle ilgili haber yaparken haberin öznesi olarak, engellilerin deneyimlerine yer verilmeli. Sorunları ve çözüm önerilerini kendilerini ifade etmeleri için alanlar açılması gerekir. Engelsiz Kadın Haber Ağı’nda engellilerin tüm sorunlarını kendi dillerinde, kendi talepleriyle açık bir şekilde ifade etmeye çalışıyoruz. Ayrıca engelli kadınların medyada görünürlüğünü arttırmaya; taleplerini, beklentilerini ve sorunlarını görünür kılmaya çalışıyoruz.
Yayın hayatınız sürecinde neler yaptınız?
Görmeyenler başta olmak üzere duyma, konuşma ve bedensel engelli kadınların kendi medyalarını yaratmalarına, haber üretim süreçlerinde aktif rol almalarında yardımcı olmaya çalıştık. Sadece kendi ülkemizdeki kadın hareketinin değil, uluslararası kadın hareketinin de talep ve mücadelelerini sayfalarımıza taşımaya çalıştık. Bu çalışma bizim için çok özel. Bu alanda edindiğimiz özel deneyimleri farklı projelerle sürdürmek ve engelli kadınların hak mücadelesinin gelişmesine daha fazla katkıda bulunmak temel hedefimiz.