Turizm, özel güvenlik ve sağlık işkolunda gece 7.5 saati aşan mesai yapılmasına olanak tanıyan yasanın yönetmelikleri, Resmi Gazete’de yayınlandı. Hükümet, Nisan 2015’te yaptığı yasa değişikliğini OHÂL’den aldığı güçle uygulamaya koydu. Bundan böyle hizmet sektöründekiler, üç vardiya yerine iki vardiya usûlüne göre 12 saat çalıştırılabilecek.
Geceyle gündüzü dümdüz eden yasa
Peki sabahın erken saatlerinden akşamın geç saatlerine ya da akşamın ilk saatlerinden sabaha kadar çalışacak olan hizmet işçileri, bu durumu nasıl karşılıyor? Özel güvenlik görevlisi olarak bir devlet hastanesinde çalışan Fatih Ergün, “Zaten 12 saat çalışıyorum” şeklinde bir yanıt veriyor. Ardından da ekliyor; “12 saat çalışıyorum ama bu benim tercihim. Çünkü bu sürelerle iki gün çalışıp, iki gün izin yapıyorum. Buradan önce Grossmarket’in özel güvenlikçisiydim. Bir gün izinli oluyordum ama izin günüm belli değildi. Çok keyfi davranıyorlardı. Ama burada her gün sekiz saat çalışıp, bir gün izin yaparak yıpratıcı bir süreç yaşamamış oluyorum. Biz bu şartlar doğrultusunda dört vardiya çalışıyoruz. Şimdi iki vardiya şartı getirildiyse… Bilemiyorum ne bekliyor bizi? Belki de bir kısmımızı işten çıkaracaklar.”
Hastanenin acil servisinde çalışan hastabakıcılar, özel güvenlikçiler kadar durumlarından hoşnut değil. Gece ve gündüz vardiyalarını sekiz saat dönüşümlü çalışan hastabakıcılar, bu süreyi hiç dinlenmeksizin, kendi deyimleriyle ‘nefes bile almadan’ geçirdikleri için dertli. Ancak yeni getirilen düzenlemeyle, mesai saatlerinin fazlalaşacağı gerçeği karşısında şaşkınlıklarını gizlemiyorlar.
‘Sekiz saat bile fazla’
Hastabakıcı Mehmet Akpınar, “Biz üç vardiya usulüne göre, -dönüşümlü olarak-, bazen gece, bazen de gündüz çalışırız. İki vardiya nasıl olur bilmiyorum. İmkânı yok, iki vardiyaya dayanamayız. Bunu düşünemiyorum bile. Eğer bu süre 12 saati bulursa çok mecbur olduğum için çalışırım. Aslına bakarsanız sekiz saat bile fazla. Benim bacaklarımda varis çıktı. Şartlarımız çok ağır. Burada 300 personeliz, iki vardiya yapacaklarsa bir kısmımızı işten çıkaracaklar o zaman…”
“Sendikanız bu duruma nasıl karşılıyor?” sorusu ise absurd kaçıyor. Uzak bir diyardan gelmiş gibi hayretle bakıyorlar. İçlerinden biri, “Ne sendikası?” diye soruyor. Ardından da -birden aklına gelmiş gibi- şöyle diyor: “Güvenlik-İş diye bir sendika var, evet. Ama daha biz kimsenin yüzünü görmedik… Ama sağ olsunlar, maaşımızı düzenli almamızı sağlıyorlar.”
‘Sekiz saat mücadelesi 19. yüzyılda verilmişti’
Sendika uzmanı Can Şafak, iki vardiya sistemiyle hizmet sektöründe çalışan işçilerin bundan böyle durumlarının zorlaşacağını söylüyor.
“19 Ağustos 2017 günü yapılan bir yönetmelik değişikliğiyle, özel güvenlik ve sağlık hizmeti yürütülen işlerde ve bu işlerin yürütüldüğü işyerlerinde faaliyet gösteren alt işveren tarafından yürütülen işlerde 24 saatte üç vardiya yerine iki vardiya çalışılabileceği hükmü getirildi. Yapılan bu düzenlemeyle uzun çalışma süreleri öncelikle işçi sağlığı açısından kabul edilebilir değildir. İkili vardiya uzun gece çalışmalarını da getiriyor ki, bunun insanın biyolojik ritmine uygun olmadığı, insan sağlığında kalıcı hasarlara neden olduğu biliniyor. Bu kurallar, işçinin sosyal yaşamını da tamamen silecek niteliktedir. Öyle ki, 12 saat çalışan işçi kendisine kalan sürenin bir kısmını işyerine gidip gelmek için yolda diğer kısmını ise ancak uyuyarak geçirebilecektir. 19. yüzyılda kalan sekiz saatlik işgünü mücadelesinin, “8+8+8” yani “8 saat çalışma, 8 saat dinlenme ve 8 saat canım ne isterse” belgesinin 21. yüzyıl Türkiyesi’nde yeniden işçi sınıfının gündemine getirildiğine tanık oluyoruz.”
‘İşçilerin üçte birini atma imkânı doğdu’
Söz konusu yasaya neden gerek duyulduğu ise açık. Bu değişikliğin, neo-liberalizmin gereklerinden biri olduğuna dikkat çeken Şafak, söz konusu düzenlemeyi hükümetin yaptığı diğer düzenlemelerden ayrı görmeyerek, “esnek çalışma uygulamalarını daha da derinleştiren” bu değişiklikle ilgili, “Sermaye için bir kazanç, işçi sınıfı içinse bir kayıp” diyor. Şafak şöyle devam ediyor: “Daha ilk elden işyerlerinde çalıştırılan işçi sayısının azaltılması imkânı doğmuştur işveren için. Bununla da kalmamaktadır, üç yasal vardiya uygulamasının gerektirdiği yedek vardiya da ortadan kalkmaktadır ve bu işçi sayısındaki gerilemeyi daha da büyütecektir. Böylece ücret çalışılan saat başına ödense de; yıllık izin, yemek, vasıta, yıllık izin ücreti gibi ödemelerden işveren, eksilen işçi sayısı kadar kurtulabilecektir. Ayrıca kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi önemli yekûn tutan potansiyel işgücü maliyetlerinde de yine eksiltilen işçi sayısı kadar tasarruf etmiş olacaklar.”