Bu hafta vizyona giren filmlerden birisi “Star Wars – Son Jedi”. Diğer Star Wars filmleri gibi çok basit ve temel bir hikayeyi anlatıyor; “iyilerle kötülerin savaşı”. İyilerle- kötülerin paylaşamadığı ise yine çok basit ve temel bir konu “Güç”. Bitcoin de aslında böyle bir hikâye; “güç için iyilerle, kötülerin savaşı”. Daha doğrusu eski dünya ile yeni dünyanın savaşı.
Çevremde çoğu kişi, bitcoin’i anlamaya çalışıyor. “Bu da nerden çıktı. Neden bu kadar balon gözüken bir paraya insanlar para yatırıyor?” Bir süredir, Bitcoin konulu yazılar ya da konuşmalarım uzantısında, bu fikrin tam anlaşılamadığını gördüm. O nedenle bu yazıda felsefesini anlatacağım. Bu arada not edeyim; Bitcoin’i daha geniş anlattığım bir kitabım da yakında yayınlanacak.
Para para para…
İstanbul Üniversitesi Latin Dili ve Edebiyatı bölümündeki yüksek lisans tezi için Latince’den Elif Burcu Özkan tarafından çevirilen ve Doğu Batı Yayınevi tarafından 2017 Eylülünde yayınlanan “Bilgenin Sarsılmazlığı (De Constantia Sapientis)” isimli kitabın 30. sayfasında Romalı düşünür Seneca’nın M.Ö.50’li yıllarda yazdığı şu cümleleri yer alıyor:
- “Cato, avcıların ve köylülerin yaptığı gibi vahşi hayvanlarla mücadele etmedi, ateşle ya da kılıçla canavarları kovalamadı, gökyüzünün birinin omuzlarında durduğuna inanılan çağlarda da yaşamadı. Ama eski saflığın artık yabana atıldığı ve kurnazlıkta son noktaya gelinen bir çağda; rüşvetçilikle, her türlü kötülükle ve tüm dünya üçe bölündüğü hâlde gene de tatmin etmeyen, sınır tanımayan iktidar hırsıyla savaştı. Yozlaşan ve tüm heybetine rağmen çökmekte olan devletin suçlarının karşısında tek başına durdu. Cumhuriyetin düşmesini bir kişinin gücüyle yapabileceği kadar engelledi, ta ki maiyetinden uzaklaşıp uzun zamandır direndiği çöküşe kendisini bırakana ve birbirinden ayrı tutulmaları hata olanlar birlikte yok edilene kadar. Çünkü Cato ne özgürlükten, ne de özgürlük Cato’dan sonra yaşadı.” (1)
Seneca’nın sözleri 2070 yıl önce yazılmış olmasına karşın, bugün de geçerli. 1980’li yıllardan itibaren ABD’nin hem borsaya yönelik kararlarında hem de çalışanlara yaklaşımda, halkın/çalışanların aleyhine sermaye lehine değişiklikler meydana geldi.
Bunun sonucunda, 1980’lerde en zengin 400 Amerikalı listesinin tepesinde 2 milyar $ varlığı olan insanlar yer alırken, aradan geçen 40 yılda, listenin tepesinde 60-70 milyar $’ı olanlar oturuyor.
Başka bir şekilde söylersek; Dünyada 1 milyon $’ın üstünde parası olan insan sayısı 32 milyon yani binde 7 ve bunlar dünya zenginliğinin % 41’ini (98,7 trilyon $) ellerinde tutuyorlar. Buna karşın 10 bin $’ın altında varlığı olan insan sayısı 3,2 milyar (% 68,7) ve bunlar da dünya zenginliğinin 7,3 trilyon $’ını yani % 3’ünü ellerinde tutuyor. Bu tablo yukarıda da not ettiğimiz üzere piramitin zirvesi lehine her yıl biraz daha değişiyor.
Global sermayenin sadece dünyayı manipüle etmediği, ABD içinde de insanların fakirleşmesine yol açtığı önceki yıllarda sadece Chomsky gibi düşünürler tarafından yüksek sesle söyleniyordu. Ama bugün daha geniş kitleler tarafından açık-seçik görülüyor.
İşte Bitcoin’e doğru gidişatın altındaki temel felsefe de bu. Yani gücün bu kadar küçük bir gruba indirgenmesini ve merkezileşmesini sağlayan “klasik para”nın değiştirilmesi.
Biliyorsunuz, “disruptive” yani “yıkıcı” olarak tanımlanan Internet ve türevi teknolojiler, her şeyi yeniden yapılandırıyor. Örnek mi; Uber’e bakın, taksiciliği tamamen değiştirdi.
Para nedir? Kıymetini kim belirler?
Para, mal veya hizmetlerin değişim aracı olarak kullanılan bir araçtır. Dilimize, küçük parça anlamına gelen Farsça “pare” kelimesinden geçmiştir. Para, bir ülkenin egemenliğinin ve özgürlüğünün ifadesidir ve günümüzde yaklaşık 160 çeşit para birimi tedavüldedir.
Akıl hocası Sokrates ve öğrencisi Aristoteles ile birlikte bilim ve Batı felsefesinin temellerini kuran antik dönem filozofu Platon (2), M.Ö.380 yıllarında yazdığı düşünülen ünlü kitabı “Devlet”te şöyle der:
- “Kişisel çıkarları sağlamaya tutkuyla susamış insanlar, iktidarın özel mülkiyetin varlığını ve genişlemesini her zaman teşvik etmesi gerektiğine ikna olmuş insanlar, kamusal işleri elde etmeye koşarsa, hiçbir gerçek siyasal topluluk mümkün olamaz. Bu insanlar iktidar için birbirleriyle amansızca dövüşürler ve özel tutkularla kamusal gücün içiçe geçtiği bu türden bir savaş, sadece en yüksek mevkilere talip olanları değil, bütün ülkeyi de yok eder”
Platon da bunu günümüzden neredeyse 24 yüzyıl önce yazmış ama dünyanın ders alır bir hâli yok. Nereye baksanız, halk adına devleti yönetmeye talip olanların hırsları ve açgözlülükleri görülüyor. Bu hırsı ve açgözlülüğü yaratan ve aynı zamanda koruyan temel araç ise yine “para”.
Para, bir araç demiştik. Ama bu aracın “kullanılabilir olması” ve “değeri” için alış-veriş yapanların dışındaki ve her ikisinin de kabul edebileceği bir kurum tarafından onaylanması gerekir. Günümüzde bu kurum her ülkedeki “merkez bankaları”dır.
Merkez bankaları ise, geniş halk kitlelerinin seçimle iş başına getirdiği hükümetlerin yönetimindedir. Bazen bu yönetimler halk kitlelerinin onaylamadığı bir tarzda da getirilebiliyor -ki Federal Reserve adını taşıyan Amerikan Merkez Bankasının, ABD’ye değil, bir aileye ait olduğu hep yazılan/çizilen bir konudur.
Digital para 1990’larda doğdu
Bitcoin 2008’de doğmuş olsa da, digital para konusundaki ilk makale 1983 yılında yazılmış. 1990’da DigiCash isimli bir digital para çıkaracak olan David Chaum’un makalesi sonrasında, 90’ların sonlarında ve 2000’lerin başlarında başka digital para sistemleri uygulanmaya çalışıldı. Bir hatırlatma olması açısından; PayPal bu döneme ait bir sistemdir. Temelde digital paradan çok para transferini kolaylaştıran bir yöntemdir.
PayPal demişken not edelim; her ne kadar, “Bugün zaten fiziksel parayı ellemeden ya da çok az elleyerek hayatımızı geçiriyoruz. Al işte kredi kartları ya da banka kartları. Bunlar da digital para olmuyor mu?” denilebilirse de, bugün konuşulan Bitcoin’in ve altcoinlerin (3) özelliği, merkezi olmadan kullanılabilmesi ve kredi kart ya da banka kartlarındaki gibi karşılığında bir para konulmasından çok kendisinin para olmasındadır.
Bitcoin balon mu?
Bütün bunları belirttikten sonra, başlıktaki soruyu cevaplayalım.
Hayır Bitcoin’in kendisi balon değil. Bu paylaşım ekonomisi, internetin felsefesi ve açık kaynak düşüncesinden doğan bir araç. Aynen Uber gibi.
Ama Bitcoin’in kendisi için değilse de, bugünkü fiyatı konusunda “dikkatli olun” yorumu yapmak gerekli. Bu yıl başından itibaren, gerçekten aşırı bir değerleme yaşadı. Yılbaşında 1.000 $’lardayken, bugün fiyatı 19 bin $’a yakın.
Sonuç olarak şişen fiyatlar, alışverişin artması, arz-talebin, yani birdenbire Bitcoin’in değerini anlayan insanlardan kaynaklanabilir. Ya da tam tersine, oralarda bir yerlerde Bitcoin’in gittikçe büyüdüğünü görüp, bir an önce yoketmek için bilinçli bir şekilde önce şişiren, sonra patlatacak birileri olmuş da olabilir.
Neden değerlendiğine dair yorumları ekonomistlere bırakalım. Biz felsefesine bakalım; Bitcoin dünya tarihi içinde önemli bir eşiktir. Bu eşiğin önemini, eski para pazarı aktörleri ile yeni para pazarı aktörleri aynı anda farkındalar. Dolayısıyla dışarıda bir mücadele var.
Bu nedenle tüm eski nesil para liderleri Bitcoin’i itekliyor. Merkez bankaları ya da para işini yönlendiren finansal kurumlar, bitcoin için “balon” ya da “dolandırıcılık” kelimelerini kullanıyorlar.
İlginç olan ise, bir yandan eleştirirken, bir yandan da uzak kalamamaları. Mesela dünya para pazarını yöneten firmalardan birisi olan JP Morgan’ın yöneticisi Jamie Dimon, Bitcoin için, “digital paraların bir dolandırıcılık işi” ve “buna yatırım yapanların da aptal olduğu” şeklinde bir yorum belirttikten bir ay bile geçmeden JP Morgan’ın Bitcoin yatırımları ile ilgilendiği raporlandı.
Dolayısıyla Bitcoin ya da başka bir altcoin olarak (Ethereum, Litecoin vs), kripto paralar yoluna devam edecek. Çünkü su yolunu bulur. Çünkü dünyanın değişmesi gerekiyor. Ama şu andaki Bitcoin fiyatı dikkatli olunması gereken bir noktada.
(1) Marcus Porcius Cato Uticensis (M.Ö.95-46) Roma Cumhuriyetinin geç döneminde yaşamış cumhuriyetçi devlet adamı. Caeser’ın diktatörlüğüne karşı çıkmış ve cumhuriyetin yıkılmasından sonra intihar etmiştir.
(3) Bitcoin dışındaki diğer Digital para cinslerine “Altcoin” deniliyor. En bilinenleri Litecoin ile Ethereum. Bugün 1300’e yakın Altcoin var.