Görüş

Haberleri okuduktan sonra en çok sorulan 4 soru

Fotoğraf: Matheus Ferrero
Gazeteciler okurların meraklarını ve endişelerini gidermek için ne yapabilir? ABD’deki araştırmacılar, bu soruyu yanıtlamak için, okurların bir haberi tükettikten sonra en çok sorduğu dört soruyu tespit etti.

ABD’deki Teksas Üniversitesi Medya Etkileşim Merkezi’nden Tamar Wilner, Dominique A. Montiel Valle ve Gina Masullo Chen’in yaptığı araştırmada, beş odak grubuna ayrılan 26 okur gazete haberlerini tartıştı. Katılımcıların üçte biri, “haberden kaçan” (news avoider) diye nitelenen ve nadiren haber okuyan insanlardı. Katılımcılar ulusal ve yerel basından üçer haber okudular. Akademisyenlere göre haberleri okuduktan sonra okurların en çok sordukları dört soru ve gazetecilerin buna verebilecekleri cevaplar şöyle:

1. Biraz daha açar mısınız?

50 yaşındaki bir proje yöneticisi olan Oscar, ABD’deki bir finans kurumuyla ilgili haberi okuduktan sonra şöyle dedi: “Bu makale Wells Fargo’nun şirket içi raporlarıyla ilgili. Wells Fargo’nun bilmemizi istediği şeyi aktarıyor, kurumun işlerinin iyiye gideceğini bir derinliği olmadan anlatıyor. Peki sahiden böyle mi olacak? Gerçek meseleler neler? Yoksa bu da öyle eften püften bir haber mi?” Gazeteciler, daha fazla açıklama isteyen okurları tatmin etmek için haberdeki olayın detaylarına inmeli ve daha araştırmacı olmalı.

2. Tane tane anlatır mısınız?

Ölümlü bir otobüs kazasıyla ilgili haberi okuyan katılımcılar, şoförün neden tutuklanmadığını merak etti. Şoför, polis tutanağında alkollü veya uyuşturucu etkisi altında olabileceği belirtilmesine rağmen mahkemede resmen suçlanmamıştı. Katılımcılar bu haberdeki adli prosedürü adım adım öğrenmek istedi. Gazeteciler bunu yaparken uzmanların başvurduğu terminolojiyi de günlük dilde açıklamalı.

3. Bu haberde neden herkesin sesine yer verilmemiş?

58 yaşındaki Toni adlı bir okur, idam cezasıyla ilgili bir haberi okuduktan sonra bu gazetenin neden Papa Françesko’nun bir sözünün alıntılandığını öğrenmek istedi ve onun gerçekten konuyla alakalı bir kaynak olup olmadığını sorguladı. 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Preston ise yine Wells Fargo haberini hatırlattı ve niye yalnızca şirket yetkililerinin görüşlerine yer verildiğini sordu. Gazeteciler okurlardan bu tür sorular gelmesin diye, haberlerde niye bazı kaynakların alıntılanıp bazılarının alıntılanmadığını anlatmalı.

4. Bu haber taraflı mı?

Okurlar, gazeteciler ile haber konusu arasında muhtemelen yakın bir ilişki olabileceğini düşündüklerinde haberin de taraflı olabileceğini hesaba katarlar. Gazeteciler bunu önlemek için bağımsızlıklarını vurgulayan bir bildiri yayımlayabilir, söz konusu haber kaynaklarıyla hiçbir ilişkileri olmadığını ön plana çıkarabilirler. Ayrıca yazı işleri bunu neden ve nasıl yayımladıklarını önden açıklayabilir veya ilgili habere bir kutu olarak ekleyebilir.

Araştırmacılar bu noktada gazetecilere son bir tavsiyede de bulundu: “Her haberin mutlaka dev bir açıklama hâline getirilmesi gerekmez. Bunu yapanlar bile okurun o haberi de dikkatle inceleyebileceği unutulmamalı. Ne yaparsak yapalım haberi okuduktan sonra bazı okurların kafasında soru işaretleri kalması doğaldır. Yukarıda bulunan ve aslında en kolay olan sorular yanıtlanarak işe başlanabilir. Yahut ‘bu haberi nasıl yaptık’ diye bir kutu, habere eklenebilir.”

Nieman Lab için yukarıdaki özeti yapan akademisyenlerin araştırmasının tam metnine şu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Etiketler

Gülbin Özbey

Gazeteci.

Journo E-Bülten