10 ülkede yapılan yeni bir ankete göre insanlar koronavirüs haberlerini en çok geleneksel medyadan alıyor. Buna karşın tüm kaynaklar arasında en fazla işverenlerine güveniyorlar. Bu durum işverenlerin çalışanlarına “güvenilir bilgi” verme sorumluluğunu da artırıyor.
SARS-CoV-2 adı verilen yeni tip koronavirüsün neden olduğu COVID-19 küresel salgını sürerken haber tüketimi ve güven ilişkisi konusunda güncel bir araştırma yayımlandı.
ABD merkezli Edelman şirketi 6-10 Mart tarihlerinde İtalya, Almanya, ABD, İngiltere, Fransa, Japonya, Brezilya, Kanada, Güney Kore ve Güney Afrika’da 1000 kişiyle “Güven Barometresi” araştırması için görüştü.
Katılımcıların yüzde 70’i, koronavirüsle ilgili haberleri her gün takip ettiklerini söyledi. En çok ölümün yaşandığı İtalya’da bu oran yüzde 93’e çıkarken, vakaların yayılmayı sürdürdüğü Almanya’da ise yüzde 50’de kaldı.
En yaygın kaynak, büyük haber kuruluşları
Büyük haber kuruluşları, koronavirüsle ilgili gelişmeler konusunda insanların yüzde 64’nün başvurduğu en yaygın kaynak durumunda. Japonya ve Güney Kore’de bu oran yüzde 73’e çıkarken, Fransa’da yüzde 52’ye düşüyor.
Buna karşın halk, koronavirüsle ilgili gelişmelerde yüzde 43’lük oranla en az gazetecilere güveniyor. “Haber medyası” diye genelleyerek sorulduğunda bu oran yüzde 50’ye çıkıyor. Ancak “tanıdığı birine” güvendiğini söyleyenlerin oranı ikisinden de yüksek (yüzde 63).
Koronavirüs konusunda insanların en çok güvendiği kaynak ise işverenleri. Yüzde 63’lük bir kesim bunu söylüyor. Devletin resmi internet sitelerine güven ise yüzde 58 seviyesinde.
Siyasetçiler sussun, bilimciler konuşsun
İnsanların yüzde 85’i siyasetçilerin daha az, bilimcilerin daha çok konuşmasını istiyor. Yüzde 74’lük bir kesim virüsle ilgili asılsız haberlerin yayılmasından endişe ederken, yüzde 45 ise güvenilir bilgi bulamamaktan şikayetçi.
Şirketin CEO’su Richard Edelman sonuçları şöyle değerlendirdi: “Düşük güvenle ilgili mevcut durum düşünüldüğünde işletmeler güvenilir bilgiye dair boşluğu da doldurmak zorunda. Olgulara dayalı kararlar alma ve çalışanlarımızı bu hastalıkla mücadelede daha geniş bir toplumsal hareketin parçası hissettirme aciliyetiyle karşı karşıyayız. Yöneticilerin bilimsel konulardan sorumlu yöneticiniz veya kurumsal doktorunuzla çalışanları düzenli olarak buluşturup onların aileleri ve topluluklarıyla paylaşabileceği güvenilir içerikler sunma, evden çalışma girişimleri için devletle temasa geçme ve şirketin sosyal kanallarının paniğe değil bilgiye katkıda bulunduğundan emin olma zamanı geldi.”
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR – JOURNO’NUN TÜM KORONAVİRÜS İÇERİKLERİ