Türkiye’de basın özgürlüğü yakın tarihin en kara günlerinden birini yaşıyor. Diyarbakır’da 8 gündür gözaltında olan 16 gazeteci tutuklandı. “Dezenformasyonla mücadele” bahanesiyle sansür ve otosansür düzenini güçlendirecek kanun teklifi ise tepkilere rağmen meclis komisyonunda kabul edildi. Teklifte imzası olan MHP milletvekili, komisyonda teklif aleyhine görüş bildiren Yargıtay üyesine “Boş konuşuyorsun, hikâye anlatıyorsun” dedi.
Diyarbakır’da 20’si gazeteci 21 kişi, 8 Haziran’da ev ve işyerlerine yapılan baskınlarda gözaltına alınmıştı. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nin (DFGD) açıklamasına göre bugün şu gazetecilerin tutuklanmasına karar verildi:
- Mazlum Doğan Güler, Ramazan Geciken, Abdurrahman Öncü, İbrahim Koyuncu, Lezgin Akdeniz, Suat Doğuhan, Remziye Temel, Zeynel Abidin Bulut, Serdar Altan, Ömer Çelik, Neşe Toprak, Mehmet Ali Ertaş, Mehmet Şahin, Elif Üngür, Aziz Oruç ve Safiye Alagaş
Son tutuklamaları oturma eylemiyle protesto eden DFGD’nin eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, “Her koşulda bu yalan düzenine, özgürlükleri kafeslemeye çalışan çürümüş zihniyete karşı hakikat mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
Açıklamamızın ardından tutuklamaları protesto etmek amacıyla oturma eylemi gerçekleştirdik. #susturamayacaksınız pic.twitter.com/zKONENeFQR
— Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (@DFGDernegi) June 16, 2022
Artı Gerçek yazarı İnci Hekimoğlu’nun da bu sabah İzmir’deki evinde gözaltına alındığı bildirildi. Bu gözaltının gerekçesi de henüz bilinmiyor.
Ortak açıklama: “Biz, meslektaşlarımıza tanığız”
Gazeteciler, medya kuruluşları ve meslek örgütleri, Kürt gazetecilerin polis baskınlarıyla gözaltına alınmasını kınamıştı. 837 gazetecinin yanı sıra 62 medya kuruluşu ve meslek örgütünün imza attığı ortak açıklamada şu ifadeler kullanılmıştı:
- Biz, meslektaşlarımıza tanığız. Büyük bir özveriyle halkların haber alma hakkı için çalışan özgür basın geleneği açısından bu baskı ve yıldırma politikaları tanıdık olsa da, bu operasyonlara ve yıldırma politikalarına alışmayacağız. Gözaltında tutulan Kürt gazeteciler hemen serbest bırakılsın!
Sansür Yasası, TBMM Adalet Komisyonu’ndan geçti
İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) TBMM’ye sunduğu “Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” başlıklı teklif ise dün TBMM Adalet Komisyonu’nda görüşüldü.
Kanun teklifi, “dezenformasyonla mücadele” gerekçesiyle, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” adlı yeni bir suç yaratıyor ve bu suçu işleyenlere hapis cezaları öngörüyor. Basına yönelik yeni para cezaları, reklam yasakları ve sosyal medya ağlarına bant daraltma yaptırımları da teklifin maddeleri arasında yer alıyor.
Yargıtay hukukçusunun 29. Madde ile ilgili görüşü: “Sakıncalı”
TBMM Adalet Komisyonu’nun dünkü oturumuna katılan Yargıtay 8’inci Ceza Dairesi Üyesi İhsan Baştürk, kanun teklifinin keyfi kararlara yol açabilecek muğlak dilini ve özellikle 29. Madde’de hapis cezası öngörülmesini şu sözlerle eleştirdi:
- Gerek Türk Ceza Kanunu’na gerek özel ceza kanunlarımıza baktığımızda Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen ve iptale gerekçe olarak en sık başvurulan ilkelerden birisi belirlilik ilkesidir. Diğer taraftan teklif metninde yer alan “alenen yayma” ifadesinin ne olduğunun belirlenmesi, uygulamada güçlük doğurabilecek nitelikte görünüyor. Dolayısıyla bu madde sakıncalıdır.
Gazetecilerin tepkisine rağmen Genel Kurul’da oylanacak
Teklifte imzası olan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, Yargıtay üyesi Baştürk’ün eleştirilerini “Boş konuşuyorsun, hikâye anlatıyorsun” diyerek kesti. Bu sırada Komisyon Başkanı Abdullah Güler ile tartışan muhalefet milletvekilleri durumu protesto ederek oturumu terk etti.
Gerek görüşü alınan Yargıtay üyesinin gerekse Türkiye’deki ve dünyadaki gazetecilik örgütlerinin tepkisine rağmen kanun teklifi Adalet Komisyonu’nda aynen kabul edilip TBMM Genel Kurulu’na gönderildi.