EFJ’nin gazetecilerin ruh sağlığına ilişkin yeni raporu; iş-yaşam dengesizliğinin, gazetecilerin ruh sağlığı üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olduğunu ortaya koydu.
TGS’nin çatı örgütü olan Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) ve The Self-Investigation, ‘Daha Güçlü Zihinler, Daha Güçlü Medya: Gazetecilerin ruh sağlığını korumak gazeteciliğin geleceği için neden önemli?’ başlıklı 31 sayfalık rapor yayımladı.
Araştırma, iyi uygulama örneklerini bir araya getirerek; gazeteci temsilcilerine ve medya kuruluşlarına öneriler sunuyor.
Tükenmişliğe ve intihara sürüklüyor
Rapora göre; ruh sağlığı konusu gazetecilik sektöründe son yıllara kadar büyük ölçüde göz ardı edilmiş olsa da giderek artan sayıda çalışma ve kanıt, 24 saat haber döngüsünün olduğu, son derece rekabetçi bir çalışma ortamının yanı sıra düşük ücret ve iş güvencesizliğinin ruh sağlığı sorunlarına neden olduğunu gösteriyor. Bu durum tükenmişliğe, bazı medya çalışanlarının meslekten ayrılmasına ve gazetecilerin intihar etmesine yol açıyor.
EFJ Genel Sekreteri Ricardo Gutierrez rapora dair yaptığı açıklamada; “Gazeteciler, strese, tükenmişliğe, çevrimiçi tacize, dijital aşırı yüklenmeye ve uzun çalışma saatlerine aşırı maruz kalan çalışanlardır. İş-yaşam dengesizliği, gazetecilerin sağlığı üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir” dedi.
Ruh sağlığı koçu ve eski Reuters gazetecisi Emma Thomasson tarafından kaleme alınan bu rapor, mevcut araştırmaları sentezleyerek ruh sağlığı sorunlarına katkıda bulunan faktörler hakkında temel bilgiler sunuyor ve ruh sağlığı desteğinde iyi uygulama örneklerine genel bir bakış ve öneriler sunuyor.
Araştırma, birçok gazetecinin halihazırda düzenli olarak birbirlerine gayri resmi destek sağladığını da ortaya koyuyor. Bu tür gayri resmi desteklerin, bireysel girişimlere dayandığı ve daha çok kadınlar tarafından sağlandığı görülüyor. Rapor ayrıca, özellikle üst düzey pozisyonlardaki erkeklerin konuyu tartışmaya ve harekete geçmeye dahil edilmesinin önemini vurguluyor.
Karadağ Medya Sendikası Proje Yöneticisi Drazen Djuraskovic, Ataerkil ve son derece geleneksel ülkelerde, duyguların iyi şekilde gizlenebildiğini ve özellikle medya sektöründeki erkekler arasında ruh sağlığıyla ilgili damgayı kırmanın zorlu bir süreç olduğunu vurguladı.
Sendikalar: Daha çok araştırmaya ihtiyaç var
Rapor; Almanya, Romanya, Karadağ ve Portekiz gibi ülkelerde gazeteci sendikalarının ve gayrı resmi grupların düzenli toplantılar ve atölyeler düzenlediğini de ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, her zaman ruh sağlığına odaklanılmasa da, sendikalar ve gayri resmi gruplar zorlukların ve çözümlerin paylaşabileceği güvenli bir alan sağlıyorlar. Türkiye Gazeteciler Sendikası da bu bağlamda gazetecilere hiçbir ücret talep etmeden psikolojik destek sağlamaktadır.
Sendikaların ve medya kuruluşlarının; fon, ortaklık, konuşmacı, altyapı kurma veya akran desteği için eğitimler yoluyla bu tür ağları desteklemede daha aktif bir rol oynamaları bekleniyor. EFJ tarafından ankete dahil edilen sendikaların çoğu, bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
Raporda, ruh sağlığının öncelikli ve sistematik bir şekilde ele alınması için işyeri kültüründe bir değişim çağrısında bulunuldu. The Self-Investigation’ın Kurucu Ortağı Mar Cabra, “Gazetecilerin ruh sağlığını korumak isteğe bağlı bir şey değil; özellikle Avrupa da dahil olmak üzere dünya çapında muhabirlere yönelik tehditler yoğunlaşırken, medya kuruluşlarının gözetmesi gereken bir görevdir. Bu nedenle her editör ve üst düzey yöneticinin bu konuda uygun eğitime ihtiyacı var” dedi.
Rapor, 2025’in ilk yarısında gerçekleştirilen hem nicel hem de nitel araştırmalara dayanıyor. EFJ, belirli ruh sağlığı ihtiyaçlarını değerlendirmek için 17 ülkedeki üyeleri ile çevrimiçi anket çalışması gerçekleştirdi. Bu anket, Haziran 2025’te düzenlenen EFJ çalıştayı sırasında düzenlenen bir odak grup çalışmasıyla tamamlandı.