İsveç’in zor yıllar geçiren köklü gazetesi Svenska Dagbladet yeniden yükselişe geçti. Başarının mimarı manşetleri seçen algoritma.
Ülkenin en büyük gazetelerinden olan Svenska Dagbladet dört yıl önce düşüşe geçmişti. Tiraj ve trafik azaldı, dijital gelirler düştü.
2013 yılı, bir şeylerin değiştiği yıl oldu. Fredrik Káren, 2013’te yazı işleri müdürü olarak görevi devraldı. Yönetim kurulu ve ana şirket İskandinav medya grubu Schipsted Group’un mesajı açıktı: “Gazetenin geleceğini güvence altına almak için radikal bir şey yapılması gerekiyor”.
O günden bu yana gazetenin dijital bakış açısını haber odasında başarıyla sürdüren Káren, teknolojiye yoğun yatırım yapmanın kâğıt baskıyı da ilerlettiğini ve kârlı hâle gelmesini sağladığını vurguluyor. Káren’e göre bu ivmeyi tek bir şeye borçlulardı: Bir algoritma.
Şirketin yarattığı içerik yönetim sistemi Creative Suit’in WordPress ve Medium’dan önemli bir farkı var: Anasayfayı tasarlama işini kodların inisiyatifine bırakması. Sistem şöyle işliyor: Muhabir ve editörler bir haberi düzenledikten sonra o içeriğe 1’den 5’e kadar bir ‘haber değeri’ ve kısa, orta veya uzun ‘ömür vadesi’ belirliyorlar. Gerisini algoritmanın büyüsüne bırakıyorlar.
Editörün zor kararı: Hikâyenin önemi ve ömrü
Káren’e göre, web editörünün endişelenmesi gereken hiçbir şey yok, çünkü anasayfa otomatik olarak güncelleniyor. Sorumlu editörün ise sadece iki kararı vermesi gerekiyor: Hikâye ne kadar önemli ve hikâyenin ömrü ne kadar olmalı?
Algoritma, haberi tasarlarken diğer faktörleri de hesaba katıyor. Hikâyeler, farklı kullanıcı davranışlarına tepki verebiliyor. Káren; tıklamalar, dönüşüm oranları, sayfada kalma süresinin burada etkili olabildiğini söylüyor.
Meta verilerden türetilen hikâye etiketleriyle Svenska Dagbladet, web sitesi için içerik kümeleyebiliyor ve bültenler üretebiliyor. Aboneler ‘genel’, ‘iş’ ve ‘özel etkinlikler’ gibi başlıklarda bülten almayı seçebiliyor.
Kaynak: Storybench
