Haber

Batman’da bir kadın öldü: Şiddet, örtbas, cinayet şüphesi

Batman’da yaşayan Ebru Şimşek, bir yıllık evliydi. 19 yaşındaydı. Evlendikten kısa süre bir çocuğu olmuştu. Kocasından şiddet gördüğü için sığındığı aile evinde 4 Ekim 2016 tarihinde ölü bulundu. Aile, Şimşek’in babasının ruhsatlı tabancasıyla intihar ettiğini ileri sürdü.

Genç kadın olay günü, Batman otogarına gitmişti. Bir elinde valizi bir yanında beş aylık bebeği, bir bilet alarak Batman’dan ayrılmak istemişti. Ancak annesi kızının evden çıktığını fark edince öğle saatlerinde iki oğlunu telefonla aradı. Kardeş Ü.E., polise verdiği ifadede o günü, “Annem, ‘Kız kardeşin otogardadır, gidin onu alın’ dedi. Koşarak Ö. ile otogara gittik. Biletini kesmişti, biletini iptal ettik ve para iadesini aldık. Babama haber verdim, geldi bizi aldı” şeklinde anlattı.

Ebru Şimşek’i ailesi otogardan alarak eve getirmişti. Ailenin iddiasına göre, akşam yemeği için masa kurulduğunda genç kadın odasından çıkmadı. Bir süre sonra kardeşlerinin ifadesiyle odaların birinden ‘cam kırılması gibi’ bir ses geldi. Odaya girdiklerinde kızlarını yerde sırt üstü yatar vaziyette kanlar içinde buldular.

Atış artığına rastlanmadı

Olay yerinde savcının talimatı ile babanın atış artığı svapları alındı. Ancak, aile üyelerinden kimsenin şüpheli olarak ifadesi alınmadı. Adli Tıp Kurumundan gelen raporda, Ebru Şimşek’in elinde ve yüzünde atış artığına rastlanmadığı belirtildi. Bu rapor üzerine savcılık, Jandarma Kriminal Daire Başkanlığına söz konusu durumun ‘silahla gerçekleşen atışta tutukluğun atış artığına rastlanmamasına neden olup olmayacağını’ sordu. Kriminal Daire, el ve yüz svaplarında atış artığına rastlanmamasının ihtimal dâhilinde normal olduğunu ifade eden bir rapor hazırladı.

Öte yandan, incelenen otogar görüntülerinde Ebru Şimşek’in olay günü bir elinde bebeği bir elinde valizi Batman otogarına gitmiş olduğu, sonrasında ise kardeşi Ö.E. tarafından eve götürüldüğü tespit edildi. Ancak herhangi bir zorla götürme, alıkoyma ya da darp tespit edilemediği öne sürülerek suç unsurunun oluşmadığı belirtildi.

Annenin verdiği ifadeye göre, Ebru Şimşek kendisine, “Beni dövüyor, artık dayanamıyorum” demişti. Annesi ise henüz genç olduklarını, ileride düzeleceğini söyleyerek, ‘aile içinde tartışma, tokat atma tarzında şeyler olabileceği’ şeklinde nasihat vermişti.

Baba H.E., tabancanın kendi adına ruhsatlı olduğunu, silahı yatak odası içerisinde bulunan dolapta giysilerin altında açık vaziyette bıraktığını iddia etmişti. Kardeşlerden Ü.E. ise “Kız kardeşiniz babanıza ait tabancanın yerini biliyor muydu” sorusuna, “Ben tam yerini bilmiyordum, Ebru’nun da bildiğini sanmıyorum” yanıtını vermişti.

‘İntihar kötü bir şey, dinimizce uygun değil’

Şimşek’in kocası A.Ş., ifadesinde şiddet uyguladığı iddiasını reddetti. A.Ş., “Eşim ortada hiçbir şey yokken küsüp gidiyordu. Kayınvalidem ‘Kızım bize gelmiş deyince, ‘Kızınıza biraz akıl verin’ dedim. O da, ‘Ben ona gereken terbiyeyi vereceğim’ dedi. Biz istiyoruz ki kaza olmuş olsaydı da intihar olmasaydı. Çünkü intihar kötü bir şeydir, dinimizce uygun değildir” sözlerini sarf etti.

Av. Şeker: İntihar olduğuna dair bulgu yok

Avukat Emine Şeker, dosyanın şüpheli ölüm kapsamında ele alınması gerektiğini ifade ederek şu açıklamalarda bulundu:
“Her ne kadar Ebru Şimşek’in intihar ettiği söylenmiş ise de soruşturma dosyasında intihar olduğuna dair bir bulgu yok. Aksine, şüpheli bir ölüm söz konusu olmasına rağmen savcılık ısrarla intihar olduğu üzerinde dosyaya devam ediyor. Bugüne kadar herhangi bir kişinin şüpheli olarak ifadesi alınmadı. Komşuların ısrarla intihar olmadığı yönündeki söylemlerini yok sayıp ailenin intihar olduğu yönündeki beyanlarını esas almak da ne yazık ki ölen kişinin kadın olmasıyla ilgili diye düşünüyoruz. Tüm aile fertlerinin sorgulanıp, ‘Acaba bu bir cinayet olabilir mi’ diye araştırmak gerekirken ısrarla ‘intihar olabilir mi’ diye araştırma yapmak çok talihsiz bir durum. Ebru’nun günlükleri ortaya çıktı. Onlar da dosyaya girdi ancak henüz içeriğini bilemiyoruz. En kısa zamanda umarım soruşturma dosyasında gerçeğe ulaşma gayesiyle hareket edilip olayın gerçek yüzü ortaya çıkartılır.”

Burcu Karakaş

Gazeteci.
Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Boston Üniversitesi’nde gazetecilik ve Ortadoğu üzerine aldığı yüksek lisans eğitimini, “Devlet Söyleminde Kürt Meselesi: Diyarbakır Askeri Cezaevi Üzerine Bir Çalışma” başlıklı teziyle tamamladı. “Erkeklik Ofsayta Düşünce”, "Manşetleri Gör Aklını Kaçırırsın: 90'lı Yıllarda Gazetecilik", "Yalan Dünya: Reytingler, Tıklar ve Şimdi Reklamlar" adlı üç kitabı bulunuyor.

Journo E-Bülten