Haber

Bebek ekonomisi ya da beş yıldızlı bir çocukluğun mâliyeti

Fotoğraf: Andrew White)

“Ayrodinamik pusetinde etrafa gülücükler saçan tatlış bir 21.yy bebesi kaça mâl oluyor?” merakından doğan renkli dosyamıza hoş geldiniz. Eline tutuşturulan yağlı/salçalı ekmek dilimleriyle sokaklarda koşturarak serpilen bizim jenerasyonla kıyaslandığında bugünün çocukları bambaşka bir dünyaya doğuyor. Örneğin; antibakteriyel dekorasyon, organik beslenme, yabancı dadı, İngilizce oyun sınıfı, 3D dünyalar, tatiller, yurt dışı deneyimler, hiç bitmeyen alışveriş vb. Öyle görünüyor ki, yeni nesil aileler ‘ellerinden gelenin en iyisini’ vermeye çalışıyorlar çocuklarına. Mümkün mertebe beş yıldızlı bir yaşam sunulan şanslı bebek büyüdüğünde dünya ona alıştığı gibi davranıyor mu bilemiyoruz ama işimiz bu değil neyse ki. Beş yıldızlı bir çocukluğun okul öncesi mâliyetine bakacağız biz bu dosyada, buyursunlar…

Taze bir haber diyor ki: Pop şarkıcısı Gülşen oğlu için iki yabancı dadı tuttu, dadıların aylığı toplam 15 bin lira. Çocuk için ayrıca bankada 1 milyon TL’lik hesap açan çift aylık kazançlarının %15’ini bu hesaba yatırma kararı aldı. İkinci haber, bir dadının ünlü sunucu Ece Erken’den 20 bin TL. aylık istediğini bildiriyor. Geçtiğimiz aylarda yapılan bir haber ise Filipinli dadı dünyasının Türkiye yelpazesini gözler önüne seriyor.

Ağzında gümüş kaşıkla doğmak ya da doğmamak

“Ağzında gümüş kaşıkla doğmak”, doğuştan kısmetli olan zengin çocukları için kullanılan meşhur deyiş. İddia o ki, patentli sentetik ilaçların üretiminden önceki çağlarda birçok hastalığın tedavisinde gümüş kullanılırdı. Eski doktorlar gümüşün faydalarını biliyor ve insanlara gümüş çatal kaşıklar ile gümüş tabaklarda yiyip içmeyi tavsiye ediyorlardı. Böylece zengin aileler bebeklerine emmesi için gümüş kaşık vermeye başladı. Ağzında gümüş kaşıkla doğmak deyişi işte bu sağlık temelli eğilimden doğdu. Bebek mücevherlerini, bebek modası kreasyonlarını kast etmiyordu kuşkusuz başlangıçta bu deyiş, ancak zaman içinde limitsiz bir lükse evrildi hadise. Artık royal yavrular için tasarlanan bebek eşyaları dudak uçuklatıyor.

Lüks bebek alışverişi neden patladı?

Finansonline.com’a göre, günümüzde lüks bebek ürünlerine yönelenler sadece high-end yaşayan yüksek gelir düzeyindeki aileler değil. Sektördeki yükselişin önemli sebebi, finansal istikrara kavuştuktan sonra çocuk sahibi olan ileri yaştaki ebeveynler.

Racked.com’a göre, ABD’de aileler bebeğin sadece ilk yılı için ortalama 12 bin dolar harcıyor. Yine Amerika’da aileler, 2013’te bebek ürünlerine 23 milyar dolar ödemiş. İstatistik referans sitesi Statista’nın verilerine göre, 2017’de dünya çapındaki bebek bakım cirosunun 66.8 milyar dolar olması bekleniyor.

Fortune’a göre, tasarımcılar ve tasarım markalar bebek ürünleri dünyasını ve bu dünyanın lüks potansiyelini fena keşfetti. Örneğin:

  • Bir bebek tulumu 5-25 dolarken, Versace etiketli bir tulum 125 dolara alıcı bulabiliyor.
  • Fütüristik tarzdaki gümüş bir çıngırağın (evet çıngırak) fiyatı ise 345 dolar (üzerine bebeğin baş harfi işlenebiliyor).
  • Elastik bir bebek yürüyüş ayakkabısının fiyatı 495 dolar, çünkü o bir Gucci.
  • Beyaz altından yapılan tasarım emziğin internet fiyatı 17.000 dolar.
  • El yapımı Aston Martin Edition bebek arabası isterseniz, 4.600 dolar (magnezyum alaşımlı hafif bir iskeleti, Aston Martin jantlı patlamaz lastikleri var).
  • Favorim olan klasik bebek arabasının 6.000 TL olduğunu görünce yukarıdaki rakamların uçuk olduğunu düşünmekten vazgeçtim şahsen.
  • 15 milyon dolarlık yenidoğan sepetine ne dersiniz peki? Şaka değil, dünyanın en pahalı beşiği kendisi. Gövdesi yekpâre altın, içi ipek, minik battaniyesi kaşmir, nakışları ise altın iplikten…

Fortune’daki ultra lüks listenin finaline ise bayılacaksınız; “Tutumlu davranmak niye ki? Hiçbirini hatırlamayacak yaştaki çocuklarımız tabii ki en iyilere lâyık.” Bu kral ironi eşliğinde mâkul sulara dönüyoruz…

O hâlde soruşturma başlıyor

Günümüzde çocuk yapmaya karar vermek aile bütçesini nasıl etkiliyor? Çiftler ekonomik bir ön hazırlık yapıyor mu? Hamilelik, doğum ve doğum sonrası masraflar ne civarda? Alışverişin ne kadarı ihtiyaç, ne kadarı lüks? Doğum için ne harcanıyor? İdeal bebek odası kaça çıkıyor? Eve gelen bir yenidoğanın aylık masrafı ne kadar? ‘Baby Shower’ dünyası ne âlemde? Dadı işi nasıl çözülüyor? Çocuğun banka hesabı olmalı mı? Söz şimdi uzman ebeveynlerde…

Elif Doğan / Üç çocuk annesi yazar-blogger, blogcuanne.com

Doğan: En büyük sorun iyi bir bakıcı bulmak

​İlk çocuk ciddi bir masraf. Evinizde hiç olmayan, muhtemelen nasıl kullanacağınızı ve ne işe yaradığını bile bilmediğiniz bir sürü eşya almanız gerekiyor. Hatta ihtiyacınız olandan çok daha fazlasını almanız kuvvetle muhtemel. Takip eden çocuklarda masrafınız düşüyor tabii ki, elinizde birçok eşya mevcut. İkinci çocukları aynı cinsiyetten olan ebeveynlerin bir tesellisi işin maddi boyutundaki tasarruftur, ancak ben bunun cinsiyetle çok ilgisi olduğunu düşünmüyorum. İlk oğlunuz arabaları sevebilir, bir diğeri mutfak oyuncaklarına ilgi duyabilir. Kılık kıyafetler de ilk birkaç sene kullanılabiliyor. Çocuklar okula başladıktan sonra giysilerinin çoğunu deyim yerindeyse tepe tepe kullandıklarından pek fazla devretmiyor arkadan gelenlere. Yine de birkaç mont ve ayakkabı kurtarabilirseniz kârdasınız tabii… ​

Ekonomik ön hazırlık gerekli mi?

​Evet. Ben de, eşim de çocuğumuz olduğu zaman benim profesyonel hayata birkaç sene ara vermemi istiyorduk. Dolayısıyla tek maaşla birkaç sene geçinebilecek durumda olmayı bekledik. Ben maaşlı bir işe dönmeyip kendi işimi kurmaya karar verdiğimde de yine ona göre bir bütçe geliştirmemiz gerekti. Özellikle okul masrafları, hazırlıklı olmayı gerektiriyor.

​Hamilelik dönemindeki masraflar, hangi şehirde yaşadığınıza ve ne tür bir doktor gördüğünüze göre değişir. İstanbul’da doktor ücretleri aylık muayene 350 TL, doğum 6.000 TL’ye kadar çıkabiliyor, hastane masrafını katmıyorum. Buna, şimdilerde revaçta olan genetik testleri de eklediğinizde ortaya hayli yüklü bir rakam çıkıyor. Anne adayının beslenmesi için, sıradışı bir masraf gerekmiyor. Bir tek aylık prenatal vitamin ve folik asit takviyesini düşünmek gerekir, ki o da -doğum masraflarını düşündüğünüzde- devede kulak kalır.

​Aslında bebeğin ilk senesinde yapacağınız masrafların büyük kısmını doğumdan önce yapıyorsunuz. Bebek odası, bebek arabası, anakucağı/oto koltuğu, giysiler, bez, süt pompası, bebek taşıyıcısı/sling… Gebelik haberini aldıktan sonra, genelde cinsiyeti öğrenince heyecandan cicili bicili şeyler alınsa da asıl ciddi alışveriş genelde son iki üç aya kalıyor. Bu bahsettiklerimin toplam bütçesi de çok değişken olabilmekle birlikte doğuma kadar 10 bin TL’yi geçebiliyor. 500 TL’den 3000 TL ve daha fazlasına çıkabilen otokoltukları var mesela… ​

İdeal bebek odası?

​Bu biraz kaçıncı çocuğunuz olduğuna bağlı. Genelde ilk çocuklarda çok özeniliyor, arkadan gelenlerse park yatakta falan yatıyorlar… Antibakteriyel boyalar, antibakteriyel halılar, bunların gerekliliği tartışılır, şahsen ben kullanmadığım için maliyetleri hakkında pek fikrim yok. Genel olarak bebek odasına çok yatırım yapmadım, “ideal bebek odası” tanımı da herkese göre değişeceğinden, bu soruya doğru bir yanıt veremem sanırım.

​Doğum maliyeti?

İstanbul için konuşuyorum: özel hastanelerin doğum ücretleri 1.500 TL ile 7500 TL arasında değişebiliyor. Bu, sadece doğum için ödediğiniz ücret, herhangi bir yoğun bakım vb. olması durumunda masrafınız katlanıyor tabii ki… Sezaryen ile normal doğum arasındaki fark giderek azaldı, hatta normal doğum daha bile masraflı olabiliyor (doktor açısından), çünkü saati belli değil, sizinle beklemesi gerekebiliyor, vs. Hoş geldin dekorasyonunun maliyeti hakkında benim bir fikrim yok, ben genelde bir kutu çikolatayla sınırlı tuttum ikramımı…

Eve gelen bebeğin beslenme masrafı?

​Emziriyorsanız, ek bir masrafınız yok. Sağlıklı besleniyorsanız eğer, normalde yediğinizden daha fazla ya da daha farklı bir şey tüketmek zorunda değilsiniz. Mamalar masraflı, ne kadar sık verdiğinize göre de değişiyor bu tutar. Ben düzenli olarak tüketmediğim için aylık mama masrafını bilemiyorum, ancak desteklemek için bile alıp şöyle bir hesap yaptığımda ciddi bir kalem olduğunu fark etmiştim.

Baby Shower nedir, ne değildir?

​Baby Shower’ın (Amerika’daki) asıl düzenlenme amacı, bir yandan anne adayına arkadaşlarıyla birlikte olma fırsatı verirken, ilk olarak bebeğin ihtiyaçlarını karşılamaktır. Anne adayı bir ihtiyaç listesi yapar, yakınları ve arkadaşları da o listeden, bütçelerine göre, alışveriş yaparlar. Böylelikle ihtiyaçlarının büyük bir kısmı karşılanmış olur. Bu parti genellikle Shower’ı düzenleyen kişinin evinde yapılır, dolayısıyla mekâna falan da para verilmez. Ancak Türkiye’de bu başka bir hâl aldı; adeta bir düğün gibi yapılmaya başlandı. Anne adayı partiyi düzenlemek için ciddi bir masraf yapıyor, ihtiyaç listesini paylaşmak ayıp karşılanıyor, gelenler de genelde cicili bicili giysiler dışında ne alacaklarını bilmediklerinden olay amacına pek ulaşmıyor. Ben böyle bir yola girmedim, masrafları da bilmiyorum; ancak İstanbul şartlarını düşününce bana çok da mantıklı gelmiyor.

Dadı / bakıcı dünyası

​Annelerin en çok sıkıntı yaşadıkları konu bu olsa gerek: İyi bir bakıcı bulmak… Bu konuda ajanslar olduğu gibi bağımsız çalışan aracılar da var, ancak en iyi yol referansla birilerini bulmak. Bakıcının uyruğuna göre maaşı da değişiyor; Türkler genellikle daha fazla talep ediliyorlar. Gürcü, Moldovalı, Türkmen, vs. yatılı geliyor, aylık 600 dolardan başlayan maaş alıyorlar. Skalanın en üstüne bildiğim kadarıyla Filipinli bakıcılar var, ne kadar aldıklarını çok iyi bilmiyorum ancak insanların “İşimi bırakıp bakıcı olayım bari” diye espri yapacağı kadar yüksek maaş alıyorlar.

Annelik ve kariyer

Anne olmadan önce tam zamanlı çalışıyordum ben, doğumdan sonra geçici bir süreliğine ara verdim çalışmaya. Sonrasında da kurumsal hayata dönmekten vazgeçip kendi işimi kurdum: Blog yazmaya başladım! Dolayısıyla benim hayatımda yeni bir pencere değil iş yaratmış oldu anne olmak. Finansal güvencesi kurumsal ile kıyaslandığında her girişim gibi riskli, ancak esnek saatleri başta olmak üzere, aldığınız keyif daha çekici hale getiriyor. ​​


Akasya Asıltürkmen / Bir çocuk annesi, oyuncu, vlogger (Akasyaana)

Asıltürkmen: Çocuk kararı bütçemizi aşırı etkilemedi

Baba tarafında ilk torun, bizim tarafta ilk kız torun. O yüzden seveni çok, hediyesi bol bir kız Pera. Akasya Ana YouTube videoları sayesinde sırf denemem için ürün gönderenler de oldu. Ben asıl okula başlayacağı dönemi düşünmeye başladım. Maddi ön hazırlığımız olmadı ama gelecek için planlarımız var tabii. En azından eğitimi için Pera’ya bir hesap açarız bence.

Hamilelik dönemi

Yoga için sınıf derslerine katıldım. Zaten önceden gittiğim salonda hamile yogası vardı. Sonra o kesmedi tabii, Elif Kırlangıç’la özel pilates dersleri yapmaya başladık. Diyete gerek duymadım hamileliğimde. Önemli olan dengeli ve sağlıklı beslenmekti.

Harcamaların sınırı ne?

Harcamanın sınırı yok. Hele bebek odası yapacaksan. Bir sürü şey aslında heyecandan alınıyor. Gerçekte ihtiyacın olmayan şeyleri de eve tıkıyorsun. Bence en iyisi etrafa yani daha önce anne olmuş arkadaşlara sormak ve onların deneyimlerinden yararlanmak. Yani 5 bin de harcarsın, 50 bin de. Sana kalmış. Bazı markaların bebek kıyafetleri yetişkin kıyafetlerinden pahalı. Onlara bulaşmıyorum (birkaç hediye geldi öyle, onları giyer tabii). Sanırım ben işlevsel şeyleri seviyorum. “Bebeğin yediği helâl, giydiği haram” derler… Yani hemen küçülüyor ya da ihtiyaç kalmıyor. En güzeli arkadaş zinciri kurmak.

Sadece bebek odasını değil, bütün evi organize etmek gerek ve bence en önemli kalem güvenlik. Dadı değil ‘anne’ tercih ediyorum ben. Şimdilik idare ediyoruz, ilerde ne olur bilemem. Ama bir yardımcım olursa, sadece gündüz gelmesi yeterli olur.

Çocuk mu, kariyer mi?

Anne olmak benim kariyerimi olumlu etkiledi. Gerçekten. YouTuber olmak hayatımı değiştirdi. “Madem hamileyim, öyleyse ona göre iş yapayım” dedim. Uzun zamandır kafamda bir YouTube kanalı açmak vardı, hamilelik ve annelikle ilgili bir şeyler yapmaya karar verdim. Bu aralar zaten nedense bu konular çok popüler, ya da bana öyle geliyor. Artık motivasyonum daha yüksek, çünkü sorumlu olduğum bir insan var.


Mehmet Tez / Gazeteci, müzik yazarı, bir çocuk babası

Tez: Bebek yapınca her şeyin bir kolayının olduğunu anlıyorsunuz

Valla biz ekonomik hazırlık yapmaktan daha çok bizimle beraber yuvarlanıp gider diye düşündük. İnsanların bu tip şeyler mevzubahis olduğunda her şeyi kontrol edebildiklerini düşünmelerini seviyorum ama bunun mümkün olduğunu düşünmüyorum. Neticede şunu söyleyebilirim, insan çocuğu olunca artık sadece kendisini düşünmeyi bırakıyor ve bu doğal olarak davranış ve düşüncelerinizi de etkiliyor.

Hamlelik ve doğum maliyeti

Doktor dışında önemli bir harcamamız olmadı. Muayene ücretini sigortalar karşılıyor. Çok masraflı olduğunu söyleyemem. Doğum sigorta tarafından büyük kısmı karşılanan bir şey. Bebek odası da özel olarak bir masraf gerektirmedi. Bir yatak, bir dolap bunun gibi basit şeyler. Çok büyük masraf oldu mahvolduk falan diyemem açıkçası. Bebek yapınca şunu anlıyorsunuz her şeyin bir kolayı var.

En çok para neye harcanıyor?

En pahalı kalem sanırım bebek arabası olabilir. Ama insanlar bu konuda birbirlerine destek oluyor. Çocuk büyüyünce ihtiyacınız kalmıyor zaten ve ihtiyacı olan bir tanıdığa veriyorsunuz. Biz de böyle bir tanıdığımızdan ödünç aldık. Gene ihtiyacı olan birine gider herhalde diye düşünüyorum bizden sonra.

Bebeğin kullandığı biberon emzik gibi nesneleri dezenfekte etmek için, havayı nemlendirmek için basit ve ucuz elektrikli aletler var. Onlardan aldık.

Magazindeki dadı rakamları

Dadı insanların imkanlarına göre ve yaşam biçimlerine göre tercih edecekleri, değerlendirecekleri bir durum. Belirtilen rakamlar bizim duyduklarımızdan çok daha yüksek.

Babalık ve iş hayatı

İş hayatım, düzenim etkilenmedi. Sadece ilk aylarda bebeğe çok fazla yoğunlaşılıyor doğal olarak. Bunu yaşadım. Çocuğunuz olduğunda en fazla ihtiyaç duyulan şey paradan ziyade zaman, enerji ve sevgi bunu fark ettik ikimiz de.

Alışveriş çılgınlığı ile imtihan

Çılgınlık denemez. Oyuncak ve kitaplar alıyorum ben en fazla. Onlar da ucuz ucuz şeyler. Diş kaşıma oyuncakları ya da ses çıkaran küçük şirin şeyler, resimli kitaplar. İlk aylarda hep tulum, mont gibi giysiler alırdım ama hızla büyüyorlar. Tavsiyem küçük de olsa kalıcı şeylere ağırlık vermek. Bebek bezi en çok harcanan şey bu arada ama hiçbir şey söylendiği gibi kâbus değil.


Burcu Bayraktar Beştaş  / Girişimci (keyifbebesi.com.tr), bir çocuk annesi, blogger

Beştaş: Çocuk aile ekonomisini en çok okula başladığında etkiliyor

Çocuk yapmaya karar verdiğimizde aklımızdaki ilk konu bütçe değildi çünkü bu anlamda bir tahmin ettiğin, bir de ön görmediğin bütçeler var. Özellikle alışveriş tarafı hesapladığın bütçeyi biraz şaşırtabilir. Ben biraz iş alışkanlığı, biraz da yapı gereği bir taslak bütçe çıkartmıştım hamileyken, tüm kalemleri koymuştum bir excel dosyasına. Ama tabii sadece doktor masrafı, hastane giderleri, gezdiğim mağazalar, tahmini bebek mobilyaları, bebek arabası gibi ana kalemleri tahmin edebilmiştim.

Özel sağlık sigortası olmalı mı?

Özellikle hastane durumu biraz kader kısmet. Olur da bebek erken gelir, küvez gibi bir süreç geçirirse ve eğer tüm bunları kapsayan bir sigortan yoksa yaptığın tüm bütçeleri unutman gerekiyor maalesef. O yüzden bizim için en önemli kalem, Eliz daha doğmadan tüm süreçler için giderleri kapsayan bir sigorta paketi seçmemiz oldu açıkçası… Sonuç olarak bütçemizi tahminimiz kadar etkiledi ama bence bir çocuğun aile ekonomisini en çok etkilediği dönem okula başladığı dönem. Ama biz proje çocuk yapmadık. “Hazırız” dedik, o da istediği zaman geldi. Bu “hazırım”ın içinde iş yoğunluğu ve gelir düzeyi olarak yetebileceğine inanmak da var tabii ama başlangıç için o kadar planlı bir birikim yapmadık.

Doğum maliyeti

Benim doktorum yaklaşık 15 yıldır gittiğim doktor. Tam maliyet vermek biraz zor çünkü sigortam karşıladı. Rutin kontroller, detaylı tarama testleri ve doğum yani tüm hastane giderleri dahil yaklaşık 10-12 bin TL diyebilirim. Şu an ise bir özel hastanede sadece doğumun bunun üzerinde olduğunu duydum o da ayrı. O yüzden özel sağlık sigortası şart. Ben bu anlamda şanslıydım.

Hamilelik ve alışveriş

Anneye kalsa ilk gün başlanır alışverişe ama genelde büyüklerin tavsiyesiyle beşinci ay gibi başladık biz. İlk kez bir zıbın ve tulum aldım beşinci ayda. “Bir terslik olursa üzülürsün” gibi bir tavsiye aslında bu. O tarafından düşününce hak vermemek elde değil. Hamilelik uzun bir süreç ve çok aceleci olmamakta fayda var.

Benim erken davrandığım tek konu mobilya oldu. Altıncı ayımızda odasının mobilya siparişini vermiştim. Çünkü teslimat süreleri uzundu ve mobilyanın havalandırılması gerekiyordu. Sekizinci ayda ise odasını tamamen hazırlamıştım. Son dakika işi sevmem çünkü. Giyim gibi göz döndüren alışveriş ise altıncı aydan sonra hızlandı, 0-3 ay ihtiyaçları hızla tamamlandı.

Annenin de ihtiyaç listesi var tabii bu işte: Süt sağma makinesi, emzirme önlüğü, emzirme yastığı gibi… Ben araştırmaya bayılan biri olarak kendime geniş bir ürün listesi yapmışım ve hediye almak isteyen arkadaşlarım ve akrabalar bu listedeki ürünleri alarak bana en güzel iyiliği yaptılar. Değişim kartına ihtiyaç duyulmayan hediye gerçekten anlamlı.

İdeal bebek odası kaça çıkıyor?

Bana göre bir bebek odasına en az 3 kapaklı bir dolap alınmalı. Genelde bir çok ailede bebek ilk dönem yanınızda (yani odanızda) yattığı için taşınabilir bir beşik-yatak bence anlamlı ve yeterli. Böylece gündüz salonda yanınızda uyutabilir, akşam ise yatağı yanınıza taşıyabilirsiniz. Odasındaki yatağı ise en uzun kullanabileceğiniz şekilde seçmekte fayda var. Sadece minik bir beşik alıp, işi bitince birine vermek zorunda kalmayın bence. Asıl kısa dönem ihtiyaçlar için alınan şeyler büyük maliyet.

Biz aldığımız her üründe uzun kullanım hesapladık. Mesela Eliz’in yatağı ilerde arkadaşlarıyla oturabileceği bir sedire dönüşebiliyor. Genel olarak 5.000-6.000 TL’den aşağı bir bebek odası tamamlamak zor gibi. Diğer taraftan sadece bir yatağı bu fiyat olan markalar var. O yüzden bir limit vermek zor bu konularda. Zevkler, markalar ve tarz meselesi.

Hoşgeldin dekorasyonu

Ben çok süs işine girmedim hastanede. Özel yaptırdığım kapı süsü, tüm ikramlar, sunum aksesuarları ve oda süslemesine en fazla 1.000 TL harcamışımdır. Organizasyon şirketi kullanmadım. Tüm ihtiyaçları ben aldım veya hazırlattım. O yüzden de bütçe düşük oldu. Gelen misafirlere verdiğimiz hediyeleri annemler ve arkadaşlarımla yaptık mesela.

Eve gelen bebeğin masrafları

Bana göre en az maliyet bu. Bez parasından bittik diyenleri okul fiyatlarına bakmaya davet ediyorum. Evet, çok bez değişiyor ama çoklu paketlerle satılan bezleri toplu almak maliyeti düşürüyor. Yenidoğanda bile ayda 150 TL gibi bez masrafı, ıslak mendil vs. maksimum 250 TL. Anne rahat emziriyorsa bez dışında bir maliyeti yok bir bebeğin.

Dolarla çalışan dadılar TL’ye döndürülmeye çalışılıyor

Dadı işi en zoru. Biraz da şans istiyor. Biz Eliz bir aylıkken başlayan yardımcımızla devam ediyoruz. Çok sevdiğim bir arkadaşım yönlendirmişti. Dediğim gibi şans oldu ve birbirimizi çok sevdik. Türkmen bizim yardımcımız ve ilk günden çalışma iznini aldık. Aslında kanunen yapmak zorundasın çalışma iznini ama inanın ben sigortası yapılmış yardımcı çok çok az gördüm. Bu işlemi yapmak çok kolay ve atlamamak çok önemli. Aylık vereceğiniz sigorta parası sizi de yardımcınızı da garanti altına alıyor. İlk kez Türkiye’ye gelmişse ve ilk kez sizinle çalışıyorsa yatırdığınız SGK ücretinde bir indirim de var devlet tarafından. Genel olarak gündüz veya yatılı bakıcılar 600-750 dolar arası. Ama Filipinli vs. gibi detaya girince 1000 dolar gibi fiyatlar. Şu anda döviz artışları sebebiyle herkes TL üzerinden revize etmeye çalışıyor fiyatları.

Bebek alışverişi

Giysi, bez, kozmetik, oyuncak ve ek gıda gibi ana kalemleri var bebeğin. Ek gıdaya geçtiğinde organik beslenme ve bu malzemelerin tedariği durumu ortaya çıkıyor. Ama bir bebek çok minik miktarlarda yemek yediği için büyük bir kalem değil. Oyuncak dönemsel olarak hep alınan bir kalem, hiç bitmez. Kozmetik ürünleri genelde büyük gramajlı ve uzun kullanılıyor. Bir tek pişik kremi sık değişir. İlk yaşında her ay doktor kontrolü var bu arada, unutmadan söylemeli.

Giyim alışverişinde ise indirimi çok seviyorum. İndirim yakaladığımda Eliz’e bir sonraki yaşına ve bedenine uygun alışverişler yapmaya özen gösteriyorum. Doğumdan önce yaptığım alışverişlerde tutara çok bakmadım açıkçası, çünkü o hevesimi ancak alışveriş kesti.

İş hayatı ve annelik

Ben doğumdan önce PR işime devam ediyordum. Hatta doğumdan 2 gün önce çalıştığım markanın röportajına eşlik ettim. Doğumdan sonra ise hastanede, “Doğum yaptım, hafta içi konuşalım” diye cevap verdiğimi hatırlıyorum maillere. İlk sene evden yürüttüm işleri. Zaten yardımcımız da vardı. O ilgilendiği aralarda ve geceleri toparlamaya çalıştım. Ben Eliz’den uykusuzluk çekmedim ama iş yüzünden çok uykusuz kaldım. Sonra içimdeki kıvılcım beni Keyif Bebesi’ne yönlendirdi ve Eliz daha minicikken bir e-ticaret sitesi kurmaya başladım. Blog tarafı zaten aktifti, vakit buldukça yazıyordum ama bu bambaşka bir mesai oldu bana. Hem rutin işim, hem öğrenmeye çalıştığım ve kurduğum yeni iş, hem Eliz, hem ev derken kendi başıma iş ördüm aslında. Ama iyi ki yapmışım: şu an Türkiye’nin en geniş ürün gamına sahip anne bebek alışveriş sitelerinden biriyiz. Nasıl bir alışveriş delisiysem ve aradıklarımı nasıl zor bulduysam, sonunda bebek alışverişi yapmak isteyen tüm annelere bir platform sundum! Ben neredeyse tüm bebek alışverişimi yurtdışından, özellikle Amazon’dan yapmıştım. O dönem burada yok dediğim markaların hepsi şu an Türkiye’de satışta ve ben de tüm bu markaları barındıran en büyük sitelerden biri olmanın keyfini yaşıyorum. Eliz’den sonra hayatıma en önemli aydınlanmalardan biri geldi ve yeni bir iş sahibi oldum.


Serkan Gür / Gazeteci, iki çocuk babası

Gür: Sanki tüm oyuncaklar onun için tasarlanmış

İlk bebeğimiz bizim için biraz sürpriz oldu. Eşimin hamileliğini öğrendikten sonra maaşlarımızın bir kısmını ortak hesabımızda biriktirmeye başladık. Bu parayı doğum, hastane giderleri ve bebeğin ilk aylardaki masrafları için kullanmak üzere ayırdık. Tüm bunları yapmak için de, orta gelirli bir aile olarak önce kendi masraflarımızdan kısmamız gerekti. Dolayısıyla ekonomik olarak çocuk sahibi olmadan, anne-baba sorumluluğu başlamış oldu.

En çok para tabii ki bebek odasının hazırlanmasına harcanıyor. Çok pahalı ve lüks bir bebek odası bir yana, normal bir bebek odası için bile maliyetler azımsanmayacak düzeyde. Yeni yapılacak odanın duvar kağıtlarından mobilyalarına kadar her şeyi yenilememiz gerekti.

Puset konusuna gelince; gerçekten Ferrari fiyatında pusetler de var. Ama işlevsel ve kaliteli olanları uygun fiyata da buluyorsunuz. İlk bebeğimiz için aldığımız puseti şimdi ikinci kızımız için kullanıyoruz. Bir üçüncü çocuk da kullanabilir gibi görünüyor. Üstelik bu puset bizimle birlikte birkaç ülkeyi de dolaştı.

Eve gelen bir bebeğin aylık masrafı?

Aslında bu sorunun çok fazla değişkeni var. Bebek annesini mi emecek, hazır mama ile mi beslenecek? Emzik-biberon kullanacak mı? Devlet hastanesine mi, özele mi götürüyorsunuz? Tüm bunlar bebeğin aylık masrafını etkiliyor tabii ki ama özel doktora giden, anne sütü emen bir bebek için minimum 500 TL bir masraftan söz edebiliriz. Bebek kıyafetleri, bebek bakım ürünleri gibi şeyleri ve oyuncakları da ekleyince bu rakam en az ikiye katlanıyor. Mama ile beslenirse, üçe katlandığını söylemek yanlış olmaz. Tabii tüm bunlar bebeğin sadece ilk dönem masrafları…

Dadı – bakıcı – anne yardımı

Biz ailelerimizle çok yakın oturduğumuz için bebeğe kimin bakacağı konusunda çok çok şanslıydık. Ama bizim gibi şanslı olmayan arkadaşlarımızdan gözlemlediğim kadarıyla şunu söyleyebilirim: Bir bakıcıya en az asgari ücret ödeniyor (yabancı bakıcısına 3-4 bin TL ödeyen arkadaşlarımız da var). Eve bakıcı alan bir arkadaşım 2 bin TL’ye tüm odalara kamera sistemi kurdu. Yok ben kreşe veririm diyenlerin ise en azından yarım gün için bile minimum bin lirayı gözden çıkarması lazım.

İş hayatı ve bebek

Kadınların iş hayatı çocuğun en fazla ve en ciddi etkilediği/etkilendiği alan maalesef… Meşhur reklam sloganı “çocuk da yaparım, kariyer de” bazı kadınlar için geçerli ama maalesef çocuk sahibi olmaya karar vermek pek çok kadını istemese de iş hayatından uzaklaştırıyor. Bu anlamda kadınlar çok ciddi fedakarlık gösteriyor. İlk bebeğimiz doğduktan sonra eşim çalışmaya devam etti. İkinci kızımız dünyaya geldikten sonra ise işten ayrılmaya karar verdi. Tabii bu bir tercih meselesi. Benim eşim için çocukları büyütmek ve onların yetişmesine odaklanmak daha önemli hale geldi. Bu durum tabii ki ailenin ekonomisini ciddi şekilde sarsıyor. Evin geliri düşüyor, anne çalışsa bile eve giren paranın bir kısmı bakıcıya ya da kreşe gidiyor.

Alışverişi dizginlemek mümkün mü?

İlk bebeği için alışveriş çılgınlığına kapılmayan anne-baba yoktur sanırım. İnsan ne görse ilginç geliyor, tüm kıyafetler onun için yapılmış, tüm oyuncaklar onun oynaması için tasarlanmış gibi görünüyor insana. Tabii, çok beğenerek aldığınız bir kıyafeti sadece 10 gün giyebildiğini görünce ayaklarınız yere basmaya başlıyor. Bu yönüyle biz ikinci kızımızda daha tedbirliydik. Büyük çocuğumuzun da kız olmasının avantajıyla ikinci kızımıza daha çok ihtiyaçlarına yönelik alışverişler yaptık. Ama güzel bir kıyafet, ya da hoşuna gideceğini düşündüğümüz bir oyuncak gördüğümüzde yine dayanamayıp alıyoruz. Bu anlamda en masraflı dönem tabii bebeğin ilk ayları oluyor. Beğenip aldığınız şey birkaç gün sonra olmayınca yenisini almanız gerekiyor.

Çocukların geleceği ve para biriktirme

Türkiye şartlarında çocukların hem bugünleri, hem de gelecekleri için aynı anda bir şeyler yapabilmek çok çok zor ne yazık ki. Düşünsenize, zaten iki kişilik bir hayatınız, kişisel giderleriniz, ev harcamalarınız var. Buna çocukların harcamaları da eklenince insan kimi zaman geceleri uyuyamaz hale geliyor. Üstelik biz çocuğuna proje gözüyle bakan, kusursuz çocuğu arayan ve yetiştirmeye çalışan bir anne-baba değiliz. Bazı aileler çocuklarını o kurstan bu derse, o eğitimden şu spora sürüklüyor. Çocukların farklı alanlarda kendini geliştirmesi tabii ki çok önemli. Ama aile için çocuk bir projeye dönüşüyor ve çocuklara farklı şeyleri öğreteyim derken ortaya ne istediğini bilmeyen, hiçbir şeyden keyif almayan, doyumsuz robotlar çıkabiliyor. Biz anne-baba olarak bu aşamada çocuğumuzun çevresini ve dünyayı doğru algılamasını, başkalarına ve diğer canlılara nasıl davranması gerektiğini anlamasını, kısacası önce iyi bir insan olmayı öğretmeye çalışıyoruz daha çok.

Yine de bazen düşünüyorum bundan 40-50 yıl önce anne-baba olmak bugüne göre çok çok daha kolay olmalı. Sonuçta belli yaşam standartlarında çocuğunuzu büyütüp aşırı rekabetçi olmayan bir iş hayatında çocuklarınıza en azından ortalama bir hayat verebiliyordunuz. Ama şimdi öyle değil. Çocuğunuzu bugünden yetiştirirken 20 yıl sonra ona daha iyi bir eğitim ve yaşam için sunabileceğiniz imkânlar da olmak zorunda. Aylık bireysel emeklilik hesaplarımızın yanında, tasarruf edebilirsek bunu da ortak hesabımızda tutarak çocuklara mümkün olduğunca gelecekte ekonomik özgürlük alanı açmaya çalışıyoruz. Velhasıl, çağımızda ebeveyn olmak gerçekten çok çok zor. Ama tüm bunlara rağmen iki çocuk babası biri olarak söyleyebilirim ki, anne-baba olmak hayatta bir insanın tadabileceği en özel ve güzel duygu. Ve çocuklarla geçirdiğimiz her an hayatın tüm diğer zorluklarını unutturuyor.

Sevim Gözay

1993 yılında girdiği medyada birçok yapımda kamera arkasında çalıştı. 2000’de kamera önüne geçti ve kendi programlarına imza attı. Ödüllü programları Stüdyo: Sinematik Portakal ve Cosmopolis. Kitapları: Kasetten Canlı (2013), Sinemaskop Randevular (2015). İstanbul'da tedavi gördüğü hastanede 14 Ocak 2021'de hayata gözlerini yumdu.

Journo E-Bülten