Son günlerde bir fotoğraf çalışması sosyal medyanın gündeminde. İnsanlar tedirgin bir hissiyatla teknolojinin geldiği aşamayı hayretler içinde izliyor. Dijital fotoğrafçılık ve bulut bilişimin eşsiz birleşimi mahremiyetimizi tehdit ediyor.
Sosyal medyada dolaşan bu linke tıklayınca karşımıza 360 derece keşfedebileceğimiz, çok uzaklara ‘zoom’ yapabileceğimiz ve en küçük detaylara kadar inebileceğimiz bir Şanghay manzarası çıkıyor. Faremizle gitmek istediğimiz noktalara yaklaştıkça gördüğümüz detaylar bizi öyle heyecanlandırıyor ki o linki paylaşmadan duramıyoruz ve hep birlikte Şanghay sokaklarında bulutlardan insanların burnunun dibine kadar geziniyoruz…
Özellikle Twitter’da “195 gigabyte çekilen”, “24.7 milyar megapiksellik kamera ile çekilen”, “24.9 milyar pixel fotograf”, “4.9 milyar pixel Quantum Satellite kamerasından” ifadeleriyle türlü türlü paylaşıldı bu link. Twitter kullanıcıları hâlâ burada fotoğrafın kaç pixel olduğunu, görüntülerin bir fotoğraf makinesi ile mi yoksa uzaydan uydu çekimi ile mi oluşturulduğunu tartışadursun işin aslına bakmak istedim.
Milyonlarca fotoğrafı birbirine bağlamak
Öncelikle şunu söylemekte fayda var: Bu fotoğraflar uydudan gelmiyor, bizzat fotoğrafçılar tarafından, fotoğraf makineleriyle, dünyadan çekiliyor.
Çin merkezli Bigpixel Technology Corporation, fotoğrafçılık ve bulut veri işleme üzerine çalışan dünya çapında bir şirket. Bigpixel, 24.9 milyar piksellik panaramik Şanghay fotoğraf albümünü aslında Ekim 2014’te piyasaya sürmüş. Şirket bu çalışmayı kendi modelledikleri teknikle yaklaşık 10 milyon fotoğrafı birbirine bağlayarak yaptıklarını açıklamış. Bir ay içinde, 120 milyondan fazla tıklama alan proje zamanında uluslararası beğeni kazanmış ve nasıl olduysa 2018’in bu son günlerinde tekrar dolaşıma girmiş.
Bu gelişmelerden sonra Temmuz 2015’te Şanghay Bilgi Bürosu tarafından görüşmeye çağırılan Bigpixel, daha da ileri giderek 195 milyar pikselle tüm Şanghay şehrinin 360 derece görüntüsünü almış. Bu proje Milano Dünya Fuarı’nın Şanghay Haftası açılış töreninde de kullanılmış. Panorama bir yıl içinde 8,2 milyon tıklanmış ve Çin Hükümeti hâlâ şehrin tanıtımı için bu albümü kullanmaya devam ediyor.
Şirket’in ayrıca bir çok şehirde, Şanghay’da yaptığı fotoğraflamalara benzer çalışmaları var. Hatta Kuzey Kore de bile çekim yapılmış.
Gözetleme teknolojilerine katkı olur mu?
Son yıllarda özellikle Çin’den dünyaya yayılan haberlerde, Çin Hükümeti’nin gözetleme teknolojilerine dair çok ciddi iddialar bulunmakta. China Central TV’nin (CCTV) yayınını gösterdiği iddia edilen bir videoya göre, Çin sokaklarında 20 milyondan fazla kamera var. Tabii bu cihazların ardında bir yapay zeka teknolojisi yatıyor. Kamera açısına giren kişileri tanımlayan ve kimliğini tespit eden yapay zeka o kişi hakkında tasnif edilmekte olan bilgileri anlık olarak gösterebiliyor.
Çin Hükümeti tarafından sıklıkla yüz ve beden tarama teknolojilerinin kullanıldığı ve yönetimin resmi bir gözetleme politikası olduğu yönündeki iddialar sadece bununla da sınırlı değil. Çin’in insanları yürüyüşlerine göre kimliklendirdiği de iddia ediliyor. Anlaşılan bu gözetleme ve kimliklendirme biçimi Şanghay’da da kullanılmakta.
Associated Press‘in haberine göre, Çin makamları sokaklarda kitlesel gözetleme için bir çeşit “yürüyüş tanıma” yazılımı kullanılıyor. Bu yazılımda insanları vücut şekilleri ve yürüyüş biçimleriyle tanımlayan bir yapay zeka kullanılıyor.
Yazılımın kişiyi yüzü gizlenmiş ya da kameraya arkası dönük ya da 50 metre uzakta olsa bile tanıyabildiği bildiriliyor. Bu teknolojinin arkasındaysa Çin’li şirket Watrix var.
Tüm bu gözetleme teknolojilerinin yüksek çözünürlüklü kameralar ve yapay zekâ ile birleştiği bir Çin’de kameralara yakalanmamak neredeyse imkânsız hâle geliyor. ‘Pixel’ler büyüdükçe, fotoğraf ve videolarda detaylar arttıkça tüketici sevinirken, ‘kişisel mahremiyet’ konusu daha da önem kazanacak gibi gözüküyor.