Dosya

Daha nitelikli bilim haberciliği için 10 tavsiye

Bilim haberlerinde kalite dibe vurdu. İhlas Haber Ajansı, çayın sağlığa etkisiyle ilgili uluslararası bir bilimsel araştırmayı Eskişehir’deki bir kıraathane işletmecisine doğrulattı! Milliyet’ten Cumhuriyet’e onlarca gazete ve haber sitesi, bu İHA haberini aynen kullandı. “Çay yok mideyi ağrıtıyormuş, yok başı ağrıtıyormuş onlar bence hikâye” gibi ifadeler içeren bu absürt haberi, Google milyonlarca kullanıcıya önerdi.

Bilim haberlerindeki nitelik kaybı, dezenformasyonun da daha hızlı yayılmasına neden oluyor. Peki gazeteciler, kendilerini ve kamuoyunu bilim haberciliğinde yanlış bilgilerden nasıl koruyabilirler? Gazetecilerin dikkat etmesi gereken 10 noktayı, haber örnekleriyle beraber ele aldık. Haberciliğin bu dalındaki bazı kaynakları da derledik.

1. Bilimsel bilgileri abartarak sunmayın

Bilim haberlerinde özellikle kuramsal ve kavramsal bilgilerin herkesin anlayabileceği biçimde aktarılması daha fazla emek gerektiriyor. Bu durum gazeteciyi, işin kolayına kaçmaya yönlendirmemeli.

Kolaya kaçma yöntemlerinden biri, ilgi ve dikkat çekme kaygısıyla haberi, Albert Einstein gibi ünlü bir bilim insanının ismini vurgulayarak vermek. Abartılı yaklaşımlar, araştırması alıntılanan bilim insanının bu haberi yalanlamasıyla sonuçlabiliyor.

Hatalı örnek haber: Türk bilim insanı, Einstein’ın “imkânsız” dediğini başardı. Cambridge Üniversitesi’nde, kuantum fiziği üzerine çalışan genç Türk bilim İnsanı Prof. Dr. Mete Atatüre, Einstein’ın ve diğer bilim insanlarının ölçülmesi imkânsız olarak kabul ettiği “ışık seviyesinin gürültü ölçümünü” başarıyla yaparak adını tarihe yazdırdı. Atatüre, çalışmasıyla İngiltere’nin en prestijli ödülü Thomas Young ödülü ve madalyasına layık görüldü. (DHA)

Prof. Dr. Mete Atatüre, bu haberin yanlış olduğunu birkaç kez kendi Twitter adresinden dile getirdi: “Arkadaşlar, ilginiz için teşekkürler, ama tekrar edeyim: Yedi yıl önceki bir optik araştırma konumuz tekrar gündeme gelmiş bir şekilde. Yeni bir durum yok, ayrıca konunun Einstein ile hiç ilgisi yok. 🤦‍♂️ Özellikle yayın kurumlarının daha dikkatli olmasını dilerim. Sevgiler!”

2. Korku yayarak dikkat çekmeye çalışmayın

Dikkat çekme amaçlı bir başka yanlış uygulama, bilim haberini insanları korkutabilecek bir üslupla vermek. Bu durum kamuoyunda paniğe neden olabilir.

Yine aynı amaçla, bilimsel gelişmelerin “mucize” gibi sunulduğunu da görüyoruz. Bu da, kamuoyunda boş umutlar yaratarak bir başka olumsuz sonuca neden olabiliyor.

Bu tür yaklaşımlar, uzun vadede toplumun hem gazeteciliğe hem de bilime güvenini sarsıyor.

Hatalı örnek haber: Korkunç iddia! Koronavirüs laboratuvarda mı üretildi? Farmakoloji uzmanı ve immünoloji uzmanından oluşan bir ekip, koronavirüs pandemisinin laboratuvar ortamında başlatıldığını iddia etti. (ShiftDelete)

Virolog Dr. Semih Tareen, bilim haberciliğine bu tür yaklaşımlara karşı şu önerilerde bulunuyor:

  • Türkiye’de ve başka pek çok ülkede magazin haberciliği çok yaygın. İngiltere’nin magazin haberciliği yapan yayın organlarından bir tanesi de Daily Mail. Burada yayımlanan pek çok içerik, Türkiye basını tarafından araştırılmadan Türkçe’ye çevriliyor. Bu hem ahlaki olarak çok yanlış, hem de bu şekilde pek çok korkutucu haber sunulduğu için bunun zararını biz düzeltmeye çalışıyoruz. Eskiden Türkiye’de Tan gazetesi vardı, “sakallı bebek” gibi korkutucu haberlerle veya “kehanet” haberleriyle gazete satmaya çalışırlardı. Bu yayın organlarında amaç doğru haberi vermek değil. Amaç bir kazanç elde edebilmek ve o da tıklama yemi sayesinde gerçekleşiyor, bu da haberin halk arasında yayılmasıyla oluyor. Birincisi, dedikodu gazetesinden tercümeyle haber yapmayın. Sonra bu haber Türkiye’de ortaya çıkınca da bu haberin tekrarını yapmayın.
  • Haberin kaynağı, ön basım ise lütfen dikkat edin. Bilimsel veriler, bilim insanları arasında hızlıca paylaşılabilsin diye normalde hakem onayı gereken yayınlar, bu ön basım arşivlerinde yayımlanıyor. Bunun örnekleri MedRxiv (Med-arşiv) ve BioRxiv (Biyo-arşiv) gibi sitelerde yer alıyor. Bunlar hiçbir hakemden geçmeden, hiçbir doğruluğu ispatlamadan yayınlayabileceğiniz bir yer. Normal bilimsel dergilerdeki yayına benzemiyor. Çünkü bilimsel dergilerde, bilimsel çalışmalarınız önce bu konuda uzmanlaşmış en az 3 kişiye gidiyor. O kişilerin ismi gizli tutuluyor ve o kişiler o çalışmayı baştan aşağı inceleyip “şunun şurası düzeltilmeli,” “bu uygun değildir,” “şu doğru değildir” gibi önerilerde bulunuyorlar. Sonra dergi editörü o önerileri alıp “Şunları değiştirin” ya da “Bizim dergiye başvuramazsınız, bizim dergi için uygun değil” gibi kararlar verebiliyor. Biz buna hakem onayı diyoruz ve onlarca senedir bilimsel makaleler bu şekilde yayımlanıyor.
Sansasyonel bir haber sunumu

Ayrıca her bilimsel dergi, aynı ölçüde saygın değil. Her birinin farklı düzeylerde bir etki faktörü (impact factor) var. Bunun bir makale için önemli olduğunu kaydeden Tareen, “Çok sansasyonel bir iddiada bulunan bir yayın neden gerçekten doğruysa güçlü bilimsel bir dergide yayımlanmıyor? Neden gidip de en ücra köşede kalmış alakasız bir yerde yayınlanıyor? Hani bunu da gazeteci ve editör arkadaşlarımızın anlaması, sorgulaması ve halka bu haberi yapmayı tercih etseler bile buna dikkat çekmeleri gerekiyor” şeklinde uyarıda bulunuyor.

3. Nedeni henüz kesin olarak belirlenmemiş hastalıkları haberleştirirken çok dikkat edin

Alzheimer ve Parkinson gibi nörolojik hastalıklarla ilgili kesin bir çözüm olmadığı için insanlara reçete sunarak, hastalıklardan korunma yöntemi iddiasında bulunmamalı. Özellikle beyinle ilgili haberlerde, nedeni bilinmeyen sorunlara dair çözümlerin “şifa” olduğunu haberlerde iddia etmek insanları yanıltıyor. Bu tür haberlerin bazılarında uzman görüşüne ve iddianın kaynağına dahi yer verilmiyor.

Hatalı örnek haber: Alzheimer hastalığına şifa oluyor! Hafızayı yenileyen mucizevi besin… Alzheimer hastalığının çaresi bu besinde! Hafızayı yenileyen mucizevi besin unutkanlığı bitiriyor. Yapılan araştırmalar, Alzheimer hastalığının besinlerin gücüyle önlenebileceğini gösteriyor. Yaş ilerlese de beyni genç tutan bu besinler, keskin bir hafıza için gerekli vitamin ve mineral desteğini sağlıyor. Peki, hangi besinler hafızayı güçlendiriyor? İşte Alzheimer hastalığının doğal ilacı olan mucizevi besinler… (Sabah)

Helmholtz Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Ali Ertürk, bu konuda şunları söyledi:

  • “Klinik çalışmalarda diyabete karşı bir ilaç bulundu” diye bir haber tamamıyla yanlış olmayabilir. Çoğu zaman bulunan ilaçlar, hastaların küçük bir kısmında çalışıyor, o yüzden onay alıyorlar. Bunu, “Tamamıyla her şeyi tedavi etti” diye gösteremeyiz. “Kanser çözüldü” diye bir haberde de akciğer kanserinin yüzlerce, belki binlerce çeşidi var, bu tedavi sadece bir kısmını tedavi edebilir. Onu, “Bütün akciğer kanserini tedavi etmek” şeklinde veremeyiz. “Kansere tedavi bulundu” deniyor ama bir bakıyorsun fare üzerinde çalışma yapılmış, bu bir umut ama gerçek bir tedavi değil.
  • Haberlerde araştırmaların hayvanlarda mı yoksa insanlar üzerinde mi yapıldığı açıklanmalı. Fareler üzerinde umutlu, gelecekte insanlar üzerinde test edilecek, belki hastaların bir grubu için çare olabilir. Bilimsel çalışmalarla bunu ispatlayana kadar bunlar genelde teoridir. İnsanlar, şüpheci olmalı. Hemen duydukları araştırmaya bütün kalpleriyle inanmamalı. “Böyle bir şey okudum. Ama anladığım kadarıyla araştırma teori durumunda, gerçek olduğu zaman da çoğu kişinin kullandığı ilaç ya da tedaviye dönüşebilir” denebilir.  Teorinin ötesine geçildi, milyonlarca insan COVID-19 aşısı oldu. Bunun koruma oranı gerçek.

Nature News ve Science News gibi yayınların da bilim haberlerine ağırlık verdiğini kaydeden Ertürk:

  • Bunları bilime daha yakın olan kişiler yazıyor ve editörler de kontrol ediyor. Bir anlamda bilimsel doğruluğu nispeten çok daha fazla oluyor. İngilizce bilmiyorum diye artık  bir bahane de yok.  Google Translate ya da Deepl kullanabilir. Çözüm çok ve aslında dil bilmeye de gerek yok. Bu araçlar doğruluğu kontrol etmek için kullanabilir.  Bir de Nature News’te çalışmanın sınırlı ya da eksik kısımlarına da değiniliyor. Bu önemli bir nokta, çünkü genelde bilimsel çalışmalarda bu olur. Biz Cell’de yayın yaptık, bunun için özel paragraf istediler. Artık bu iyi bilimsel yayınlar da mecburi oldu. İnsanlar, bu çalışma tek başına müthiş her şeyi çözen bir şey değil. Bir haber hiçbir limitten bahsetmiyorsa, çok şüpheci olmak gerekiyor. Çünkü hiçbir bilimsel çalışma kesin bir çözüm değildir, illa eksikleri vardır. İyi bilim haberi yapanlar, bunlardan bahseder.

4. Bilim haberinin niteliğini, “uzman” belirler

Alıntılanan uzmanlar, bilim haberinin niteliğini belirler. Ancak bazı gazeteciler, popüler olan isimlerle, kendilerine verdikleri unvanı alıntılayıp yaptıklarını iddia ettiklerini teyit etmeden haber yapabiliyor. Bu noktada gazeteci, bir bilim haberi yapıyorsa bunu mümkünse habere konu olan bilimsel araştırmayı yapan bilim insanı ile konuşmalı. Bu alanın diğer uzmanlarına da danışmalı.

Araştırmayla uzaktan yakından ilgisi olmayan, o alanda hiç çalışması bulunmayan kişilerle yapılan haberlerde hatalara kapı açıyor. İsminin önünde “Dr.”, “Doç.”, ya da “Prof.” yazan herkesin, her konuda görüş bildirme yetkinliği olmadığının unutulmaması gerekiyor. Bu kişiler sadece uzmanlık alanlarında konuşabilirler ve unvanlarını sadece bu alanda kullanabilirler.

Bir haber yaparken, uzmanların hangi konuda çalıştıklarını ve yayınlarını mutlaka inceleyin. Gazeteci hangi konuda hangi uzmana soru sorması gerektiğini bilmeli.

Hatalı örnek haber: 58 yıldır günde 20 bardak içiyor. Eskişehirli çay tiryakisi, 58 yıldır günde en az 20 bardak çay içtiğini, ABD’de yapılan ve bir süre önce açıklanan araştırmanın yıllardır söylediği “Çay insanı dinç tutuyor” fikrini doğruladığını anlattı. (İHA)

58 yıldır günde en az 20 bardak çay içtiğini İHA’ya söyleyen kıraathane işletmecisi İbrahim Yüksel

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Esin Şenol, gazetecilere şu önerilerde bulundu:

  • Öncelikle akademik unvanları olan, yani literatür taraması yapan ve literatürü ayıklayabilecek bilim insanlarına soru yöneltmek lazım. Mesela buradaki örnekteki gibi bir çay analizi yapılacaksa, bu beslenme ve metabolizmayla ilgili kişiler veya çayın insan sağlığına faydası olma iddiası kalp konusundaysa kalp uzmanı ama bunu mutlaka akademik unvanı olan insanlara sorulmalı. Çünkü akademi insana disiplin, titizlik, araştırmaları ayıklama imkânı veren bir yer. Mümkünse konu çok özgün ve özel bir konuysa o konuyla ilgili de araştırmaları yayımlanmış ve sıkça konuşma yapan, sıkça sunum yapan insanlar gibi düşünebiliriz. Konu hangi uzmanlık alanındaysa orayla ilgili uzmanlık derneklerinden de uzman ismi istenebilir. Daha iyisi söyledikleri istikrarlı bir şekilde, tutarlı bir şekilde doğru çıkan, itibarlı ve kredileri yüksek bilim insanları üzerinden de istikrarlı iletişim kurmaya devam edilmeli.

5. Araştırmaların detaylarını verin

Farklı yöntemlerle yapılan çok sayıda bilimsel araştırma var. Bunların ayırt edici niteliklerini haberde özetlemek gerekiyor. Araştırmayı hangi bilim insanı yapmış? Bu bilim insanı nerede çalışıyor? Araştırması nerede yayımlanmış? Bu çalışmanın detaylarında neler yapmışlar? Elde edilen veriler neleri sağlamış? Mesela, kanserle ilgiliyse bu ne kanseri? Bu kanser kaçıncı evrede? Bu alanda çalışan başka bir bilim insanı bu araştırma hakkında ne düşünüyor? Bu tür soruları yanıtlayarak çerçeveyi olabildiğince belirleyin ve detay verin.

Hatalı örnek haber: En etkili ev yapımı kanser tedavisi açıklandı! İşte kanserin reçetesi karışım… Günümüzün en önemli hastalığı kanser, bir organ veya dokudaki hücrelerin düzensiz olarak bölünüp çoğalmasıyla beliren kötü urlara denir. Çok çeşitli kanser tipleri olmasına rağmen, hepsi anormal hücrelerin kontrol dışı çoğalması ile başlar. Tedavi edilmez ise ciddi rahatsızlıklara, hatta ölüme dahi neden olabilir. Birçok kişi kanserin tedavisini besinlerde aramaktadır. Rus bilim insanları yaptıkları uzun araştırmalar sonucunda ev yapımı en etkili kanser tedavisini açıkladı. Kanser tedavisi için bitkisel bir çözüm olan bu karışım nasıl hazırlanıyor? Karışımın içinde hangi besinler bulunuyor? İşte ev yapımı kanserin reçetesi olan o karışım… (Sabah)

Cold Spring Harbor Laboratuvarı’ndan Dr. Semir Beyaz şunları söylüyor:

  • Bir bilim haberini belirleyen unsurlardan en önemlisi çalışmanın ve çalışma hakkında yorum yapan insanların niteliğidir. Kendi buluşları veya alanlarındaki gelişmeler hakkında gazetecilere yorumda bulunan bilim insanlarının net bir şekilde ve abartıya yer vermemeye özen göstererek habere konu olan çalışmanın hem heyecan uyandıran yeni buluşunu hem de bu bulusun niteliğini doğru bir şekilde aktarmasını öneririm. Eğer kanser hakkında yapılan bir çalışma sadece laboratuvar koşullarında büyütülen hücrelerle yapılmışsa bunu “kansere kesin çözüm bulundu” seklinde hastaları yanıltacak bir şekilde aktarmak bence hatalı bir yaklaşım. İnsanların dikkatini çekmek için bu tarz aktarımlara bence gerek yok. Hem haberci hem de açıklamada bulunan bilim insanı bu noktada bilgi birikimleri doğrultusunda yapılan buluşun “gerçek değerinden” çok fazla sapmadan biraz daha yaratıcı olabilir diye düşünüyorum.
Sözdebilim haberlerinde umut tacirliğine bir örnek

6. Yurt dışındaki kurumları da tanıyın

Bilim haberlerinde kaynak belirtirken ilgili kuruluşun yanı sıra bilim insanının ismini de eklemek gerekiyor. Bilimsel araştırmaları bilim insanları ve ekipleri yapıyor. Bu yüzden “Harvard Üniversitesi açıkladı” gibi ifadeler doğru değil.

Alıntılanan uzmanlar arasında isimlerinin saklı tutulmasını talep edenler de olabilir. Bu durumda, “şu kurumdan ismini vermek istemeyen bir yetkili” türünden bir ifade kullanılabilir.

Hatalı örnek haber: Tedavi edilmezse felç ve kalp krizi riski yüksek. Sessiz katilin ilk belirtisi yürürken ortaya çıkıyor. Cleveland Clinic’e göre bacaklarınıza akan kan eksikliği bazen periferik arter hastalığı veya kısaca PAH olarak bilinen “yaygın” bir duruma neden oluyor. Neyse ki, bu durum, hareket ettiğinizde ve yürüdüğünüzde uyarı işaretlerini tetiklediği vurgulandı. PAD tarafından tetiklenen “ilk göze çarpan semptom” bacak rahatsızlığı, ağrı veya kramp olduğu biliniyor. Mayo Clinic, şu ifadeleri kullandı: “Çoğu zaman bu ağrı, durumun ciddiyetine bağlı olarak, belirli bir hızda ve belirli bir süre yürüdükten sonra bacaklarda ortaya çıkar. Bu ağrı başta sabit değildir, sadece aktivite ile gelişir ve dinlenince geçer. Bu geçici doğası nedeniyle, bu ağrıya genellikle aralıklı topallama denir.” (Mynet)

Colorado Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Halis Kaan Aktürk, bu konuda şunları söylüyor:

  • Mayo Clinic, Cleveland Clinic ya da Barbara Davis Diyabet Merkezi gibi kuruluşların; Hacettepe Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ya da Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi gibi düşünülmesi gerekiyor. Bir kurum adına bir kişi açıklama yapar. Mayo Clinic’te daha önce çalıştığım için şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Bu tür kurum ve kuruluşların medyayla ilişkileri çok iyi ve halka yönelik bilgilendirici içerikler ürettikleri blogları bulunuyor. Bu açıklamalar mutlaka bir kaynağa dayanarak yapılıyor. Gazeteciler benimle yaptıkları röportajlarda mutlaka başka uzmanlardan da görüşler ekliyorlar. Yani benim bir makalem yayımlanıyor, haberini yapan gazeteci benim alanımdan başka bir uzmanın, benim çalışmamla ilgili değerlendirmesini ekliyor. Daha objektif, sade ve nitelikli kaynaklara başvurarak hazırlıyorlar. Ülkemizdeki bilim haberlerinin çok az kısmının gerçeği yansıttığını üzülerek görüyorum.

7. Bilimsel çalışmaları köpürtüp boş umut satmayın

Kronik hastalıklar başta olmak üzere birçok hastalıkta bir araştırmadan mucize bekleniyor. Ortaya net bir sonuç çıkmadan kullanıma sunulmadan bir araştırmayla kesin çözüm olduğunu iddia etmeyin. Hasta ve hasta yakınlarına verdiğiniz zarar, gazeteciliğin etik ilkelerine aykırıdır.

Hatalı örnek haber: ABD’de çığır açan Tip 1 diyabet ilacına onay. ABD’de yeni geliştirilen bir Tip 1 diyabet ilacına onay verildi. İmmünoterapi ilacı semptomları yerine şeker hastalığına yol açan sorunu tedavi etmeye odaklanıyor. Böylece bağışıklık sistemi pankreas hücrelerine saldırmayı bırakıyor. Türkiye’de 1 milyondan fazla Tip 1 diyabet hastası bulunuyor. (NTV)

Diyabetli Çocuklar Vakfı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, üstteki haberle ilgili şu uyarıda bulundu:

  • Teblizumab isimli bu ilaç evre 2 tip 1 diyabetlilerde, yani iki antikoru pozitif, glukoz dengesinde bozukluklar olan ama henüz klinik bulguların başlamadığı vakalarda tip 1 diyabet olmayı 2 yıl geciktiriyor. Bir başka deyişle tip 1 diyabeti önlemiyor ve tanı almış tip 1 diyabetlilerde kullanım onayı yok. Ayrıca iki haftalık tedavi maliyeti 194.000 dolar. Ülkemizde çıkan haberlerde bu bilgiler yeterli ölçüde verilmediği için birçok aile şu anda tip 1 diyabet tanısı ile izlenen çocuklarda da işe yarayacağını düşünüyor. Bu ilacın etkisi tip 1 diyabet sürecinin önlenmesi ve geciktirilmesi açısından önemli bir ilerleme ama yukarıda belirttiğimiz bilgileri dikkate almamız gerekiyor. Tip 1 diyabetin önlenmesi veya kalıcı tedavisi için umutla çalışmaya devam edeceğiz ama henüz bu aşamada değiliz. Ayrıca, son verilere göre ülkemizde 1 milyon değil, 137.072 tip 1 diyabetli olduğu biliniyor.
İlk maddede anlatılan hatanın yer aldığı bir haber kapağı

8. Sözdebilime prim vermeyin

Astronomi ile astroloji ayrımını bilmeyen gazeteciler olduğunu görebiliyoruz. Astronomi bilim iken, astroloji sahte bilimdir. Bunun ayrımını ve bilimsel araştırmaların sistematiğini bilmeyen bazı gazeteciler, bu konuda sahte bilimle insanların yanlış yönlendirilmelerine neden olabiliyor.

Astronomi, astrofizik ve kozmoloji gibi bilim dallarının çalışma alanlarına aşina olmak bu noktada önem taşıyor. Kanıtlanabilir ve tekrar edebilir olan bilimsel çalışmaların sözdebilimden nasıl ayrıldığı konusundaki detaylara da dikkat edilmeli.

Hatalı örnek haber: Astroloji fal değil bilimdir! Türkiye’de astrolojinin eğitimsiz insanlar sebebiyle fal gibi algılandığını belirten Astrolog Dr. Şenay Devi, “Astroloji, astronomiden faydalanan bir sosyal bilim dalıdır. Matematik ve gözlem olmadan astronomi; astronomi olmadan da astroloji olmaz” şeklinde konuşuyor. (Star)

Princeton Üniversitesi’nden Dr. Tansu Daylan, bu konuda şunları söylüyor: “Astrolojinin doğa olaylarını açıklama veya öngörme gücü olmadığı gösterilmiştir. Bilimsel yöntemle edinilmiş bazı bilgileri “kullanıyor” olması, astrolojinin bir sözdebilim olduğu gerçeğini değiştirmez.”

9. Teknoloji kötümserliği yapmayın

Yapay zekâ, haberlerde sık sık abartılı şekilde ele alınan bilimsel ve teknolojik alanlardan biri. Yapay zekânın insan beynini okuduğundan, insanların yapamayacağı işleri gerçekleştireceğine kadar uzanan iddialarla haberlerde karşılaşabiliyoruz. Bazı haberler, teknolojinin insanlığı kötü bir noktaya sürüklediği gibi bir algı oluşturuyor.

Hatalı örnek haber: Yapay zekânın insanlara kafa tuttuğu oyunlar listesine bir yenisi daha eklendi. Meta duyurdu: Yapay zekâ, bu defa klasik bir oyun olan Diplomacy’de insanoğluna kafa tutmaya başladı. Peki, bunun sonu ne olacak? (Chip)

İstanbul Teknik Üniversitesi Yapay Zeka ve Veri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nazım Kemal Üre, şu noktalara dikkat çekiyor:

  • Geliştirilen çoğu yapay zekâ teknolojisi insanların işini elinde almaktan ziyade onlarına işlerini daha hızlı ve etkili şekilde yapmasına yardımcı olacak araçlar olarak geliştiriliyor. Birçok meslek için henüz insanların problem çözme ve algılama kapasitesini taklit edebilen yapay zekâ algoritmalarımız yok. Bununla beraber, bu araçları kendi mesleklerinde etkin şekilde kullanabilen insanların kullanmayanlara oranla büyük bir avantaj yakalayacağı bir çağa doğru ilerliyoruz. Dolayısıyla “yapay zekâ insanların işlerini elinden alacak” doğru bir söylem olmasa da “yapay zekâ araçlarını kullanmayı bilenler daha kolay iş bulacak” söyleminin gün geçtikçe daha doğru hâle geleceğine inanıyorum.

10. Teknolojiye temkinli yaklaşın

Robotik ve “metaverse” gibi konular da haberlerde revaçta. Bu haberlerde de bazen, kötümserliğin tam aksine, teknolojinin hayatımızı birdenbire, sihirli değnek değmiş gibi güzelleştireceği algısı uyandırılıyor. Gazetecinin bu tutuma karşı da temkinli davranması, teyitten ve dengeden vazgeçmemesi gerekiyor. Yeni teknolojilerin bazen abartılarak sunulan vaatleri, çoğu kez uzun yıllar sonra ve yavaş yavaş gerçekleştirilebiliyor.

Hatalı örnek haber: Tesla fabrikalarında insansı robot çalıştırmak istiyor. Elektrikli otomobilin zirve isimlerinden Tesla, insansı robot için devasa planlara sahip. Şirket, insansı robotlarla bir çalışan ordusu kurmak istiyor. (Cumhuriyet)

Airbus’ın Silikon Vadisi’ndeki yapay zeka ve robotik araştırma mühendisi olarak çalışan Dr. Oktay Arslan, şunları söylüyor:

  • Robotik uzmanlarının yıllardır üzerinde çalıştığı hedeflerden biri, hizmet sektöründe veya fabrika üretim boru hatlarında insansı robotların kullanılmasıdır. Bunu başarmak için birçok teknolojik sorunun çözülmesi gerekiyor. Yürüme sorunu, yük taşırken dengeyi sağlama, nesneyi elle tutma ve insan-robot etkileşimi sağlama ilk akla gelen problemlerdir. İnsanlar çok rahat yürüyebiliyor olsalar da insansı robotların iki ayak üzerinde nasıl dengede tutulacağı, zorlu ortamlarda düşmelerinin nasıl önleneceği ve dengeyi koruyarak çeşitli yüklerin nasıl taşınacağı gibi sorunlar hâlen tartışmaya açık. İnsansı robotların eklem sayısı fazla olduğu için çözülmesi gereken planlama konuları yüksek boyutlu oluyor. Nesneleri insan eliyle tutmanın zorluğu da bir diğer önemli teknik sorun. İnsansı robotlar, çeşitli kavrama özelliklerine sahip nesneleri kavrayabilmeli ve bunları basit yollarla manipüle edebilmeli.
  • Bir robotun elinde 15’ten fazla eklem bulunduğundan, çeşitli nesneler için her bir eklemin hareketini gerçek zamanlı olarak planlamak özellikle zorlu bir problem oluyor. Robotlardaki eklemler sert ve esnek değil, bu nedenle büyük bir kuvvetle hareket ediyorlar. Bu eklemlerden kaynaklanan kazara darbeler, nesnelere önemli zararlar verebilir. Bu nedenle, insansı robotların ve insanların bir arada bulunduğu ortamlarda güvenliğin sağlanması oldukça zorlu bir sorun haline geliyor.
  • Artık endüstriyel manipülatörler olarak adlandırdığımız robot kollarının izole edilmiş yerlerde kimse yokken çalışmasının ana nedeni bu. Bahsettiğim teknik problemlere çözüm bulmak için on yıldan fazla bir süre gerekebilir. Altta yatan teknik sorunlar çözülse bile üretilen insansı robotların insan emeğinden daha ucuza mal olacağını söylemek gerçekçi görünmüyor. Bu tür robotlar, yüksek performanslı bilgisayarlar, pahalı sensörler ve elektrikli aktüatörler gerektirir. Bunlar, mühendislik çözümünün aynı anda hem pratik hem de uygun maliyetli olmasını zorlaştıran unsurlardır.

Gazetecilerin görüşleri

Habertürk Sağlık Editörü Demet Demirkır, bilim haberlerinde dikkat ettiği noktaları şöyle anlatıyor:

  • Gazetecilik etik ilkeleri doğrultusunda gazetecinin ilk görevi hakikate ve toplumun bilgiye erişim hakkına riayet etmektir. Haberciliğin her alanında olduğu gibi bilim haberciliğinde de gazetecinin sorumluluğu halkı doğru bir biçimde bilgilendirmektir. Teknoloji çağında yaşamanın getirdiği dezavantajlardan biri olan bilgi kirliliği, her alana olduğu gibi bilim haberlerine de sirayet etmektedir. Ancak bilim habercisi etkileşim almak amacıyla yapılan popülist açıklamaları ayırt edebilmeli.
  • Yayımlanan bilimsel makaleler haberleştirilecekse konuyu araştırmanın yazarıyla görüşebilmek haberin daha doğru ve derin bir biçimde işlenmesine katkı sağlar, o alandaki farklı uzmanlardan görüş almak da büyük ölçüde önemlidir. Bilim habercisi, doğası gereği karmaşık olan bilimi, okuyucu için daha yalın bir hâle getirmeli. Ancak haber sadeleştirilirken yanlış bir şeyler yazılmadığına emin olunmalı.

Bilim haberi yaparken nasıl bir yol izlemelisiniz?

Bilim insanları ve kuruluşlarıyla, yapılan çalışmalar hakkında iletişimde olmak, gazetecinin haber kaynaklarını güçlendirir. Ayrıca şu maddeler işinize yarayabilir:

  • Bilim dergilerine ve web sitelerine abone olun.
  • Her şeyi sorgulayın.
  • Her şey için bilimsel açıklamalar arayın.
  • Kendinize kamu politikalarının bilimsel boyutları hakkında sorular sorun.
  • Bilim camiasındaki gelişmeleri takip edin.
  • Bilimsel topluluklara ve organizasyonlara katılın.
  • Farklı alanlardan uzmanlardan oluşan bir iletişim ağı geliştirin.
  • Konferanslara, seminerlere ve diğer bilimsel etkinliklere katılın.

Konunuzu buldunuz, şimdi sırada şu sorular var:

  • Bu haberi neden yazmalıyım?
  • Haberdeki temel konu nedir?
  • Bu haberi nasıl yazmalıyım?
  • Haber hangi bilgileri içermeli?
  • Haberin merkezinde hangi sesler olmalı?
  • Haberin hedef kitlesi kim?
  • Halk haberin bir parçası mı?
  • Haberde bilim nasıl sunulmalı?

Al Jazeera’nin bilim haberciliği kuralları

Bilim gazeteciliği nasıl doğru yapılır?” başlıklı yazıda Al Jazeera’nin kuralları yer alıyor. Buna göre:

  • Konuyu anlayın.
  • Bilimsel verileri tespit edin ve bunları sahte haberlerden ayırın.
  • Güvenilir bilgi toplayın.
  • Farklı kaynakları karşılaştırın.
  • Uygun uzmanları bulun.
  • Önceki çalışmaları gözden geçirin.
  • Hedef kitlenin kim olduğunu belirleyin.

New Scientist’e göre neler bilim haberi değildir?

Bilim ve teknoloji dergisi New Scientist‘e göre bilimsel gelişmelerin haber niteliği taşımadığı bazı durumlar şöyle:

  • Gerçek bir araştırmacı veya hakemli bir makale tarafından desteklenmeyen sıra dışı bir fikir
  • Sonuçlardan ziyade projeler veya tekniklerle ilgili haberler
  • Küresel ilgi alanı olmayan dar kapsamlı haberler
  • Genel temalar, konular veya alanlar

Bilim gazeteciliğinde uzmanlaşmaya yardımcı olabilecek kuruluşlar

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’ndeki (MIT) Knight Bilim Gazeteciliği programının da tavsiye ettiği gibi, haberciliğin bu dalında uzmanlaşmak için gereken bilgi ve becerileri size sağlayacak birçok uluslararası kuruluş var:

  • Harvard Üniversitesi’ndeki Nieman Gazetecilik Laboratuvarı, yeni ve gelişen gazetecilik modelleri hakkında haber ve dosyalar hazırlıyor. Bilim haberciliğine de sıkça değiniyorlar.
  • Burroughs Wellcome Fonu ve Knight Bilim Gazeteciliği Vakfı tarafından desteklenen ve kâr amacı gütmeyen Open Notebook, bilim gazetecileri için tavsiyeler, röportajlar ve “nasıl yapılır kılavuzları” içeriyor. Ayrıca, yeni yazarların bilim haberlerini nasıl sunacaklarını öğrenebilmeleri için bir veritabanı da var.
  • Florida merkezli Poynter Enstitüsü, bilim haberciliği de dâhil medya alanında haberler, trend ve araç analizleri, web seminerleri ve eğitim fırsatları sunuyor.
  • Pitch Publish Prosper‘dan “Bilim Yazarının El Kitabı” da çevrimiçi bir kaynak

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

Bilim yanılınca gazeteciler ne yapmalı? Uzmanlardan 5 öneri

 

Esra Öz

2007’den beri bilim, sağlık ve teknoloji haberciliği yapıyor. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Biyoloji ve Anadolu Üniversitesi Radyo TV Programcılığı bölümlerini bitirdi. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde yüksek lisans yaptı. Farklı dergi ve sitelerde yayın yönetmenliği ve editörlük görevlerini yürüttü. Üç kitap yazdı. Serbest gazeteci olarak, bilim ve sağlık iletişimi üzerine çalışmalarını sürdürüyor.

Journo E-Bülten