Söyleşi

Gümüşhane’den ulusal haber çıkarmak: Dipsiz Göl haberini yapan iletişim öğrencisi anlatıyor

Dipsiz Göl'ün tankerle su takviyesi yapıldıktan sonra çekilen bir fotoğrafı ve olayı ilk gününden beri haberleştiren gazetecilerden Sinan Uçar
Gümüşhane’nin Taşköprü Yaylası’nda yasal izinle yapılan define kazısı sonucu yok olan ve eski hâline döndürülmesi için su takviye edilen Dipsiz Göl ile ilgili ilk haberleri yapan gazetecilerden biri, Demirören Haber Ajansı (DHA) ve Gümüşkoza gazetesinin muhabiri Sinan Uçar. Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencisi Uçar ile “küçük şehirden büyük haber çıkarmayı” konuştuk. Uçar, “Süreç içerisinde gelişen tüm olayları meslek etiğine uygun bir şekilde kamuoyuyla paylaştık. Her türlü gelişmeyi de takip ediyoruz. Çevreye olan duyarlılığımız devam edecek” diyor.

Gümüşhane merkeze 50 kilometre uzaklıkta, deniz seviyesinden 2 bin 140 metre yükseklikte yer alan, kaynağı ve akarı olmadığı hâlde Buzul Çağı’ndan beri bir doğa harikası olarak orada bulunan Dipsiz Göl, define söylentisi üzerine geçen ay yapılan kazıda suyu boşaltılarak yok edilmişti.

DHA ve yerel medyada çıkan haberlerin ardından ulusal çapta bir kamuoyu tepkisi oluştu. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Gümüşhane Valiliği’nin çifte soruşturması sürerken define kazısına olumlu görüş bildiren Gümüşhane Kültür ve Turizm İl Müdürü Hüseyin Ateş, Müze Müdürü Elif Öktem ve Trabzon Müze Müdürlüğü görevlisi Yunus Ağa açığa alındı. Ayrıca savcılık soruşturması başlatıldı. Bundan böyle define arama faaliyetleri için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu zorunluluğu getirildi.

Zorluklara rağmen gazetecilik refleksi ve çevre hassasiyeti

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un “Dipsiz Göl’de istenmeyen bir olay yaşandı” sözleri dikkat çekti. Kurum, dört bir maddelik bir eylem planıyla gölün eski hâline döndürüleceğini açıkladı. Ancak göle tankerlerle su taşınması da eleştirildi. Geçen hafta gölde inceleme yapan Jeomorfoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Turoğlu, “Kazıldıktan sonra gölün dengesi bozuldu. Gelip bu yeni yapılan çanağa suyu doldurursanız ancak havuz olur” dedi.

Bu haberleri kamuoyuna ilk aktaran ve gelişmeleri takip eden muhabirlerden biri olan Sinan Uçar ile konuştuk. DHA ve Gümüşkoza gazetesi için muhabirlik yapan Uçar, bir yandan da Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde eğitimini sürdürüyor. Dipsiz Göl haberi için olay yerine gittiklerinde karşılaştıkları zorluklara rağmen gazeteci refleksi ve çevre hassasiyetiyle hareket ettiklerini paylaşan Uçar, Gümüşhane’den bir yerel haberin ulusal kanalların ana haber bültenlerine girmesine katkıda bulunduğu için mutlu. Uçar şunları söylüyor:

‘Küçük şehirden ulusal haber çıkarmak zordur’

“Gümüşhane gibi küçük bir şehirden ulusal haberler çıkarmak çok zor.  Ulusal kanallara baktığımızda bir saatlik ana haber bültenin yarım saati zaten siyasi haberlere ayrılıyor. Kalan yarım saat içerisinde ise 81 ilden eleme yapılarak en iyi haberler ekrana taşınıyor. Birçok büyük şehre rağmen ana haber ekranlarında yer bulabilmek bence büyük bir başarı. Özellikle bu il, Gümüşhane veya Bayburt gibi küçük illerse…”

Güvenlik güçleri çekime engel olmak istedi, yetkililer konuşmadı

Dipsiz Göl haberinden sonra “konuyu farklı noktalara çekmeye çalışanlar olsa da duruşlarından ödün vermediklerini” kaydeden Uçar sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Dipsiz Göl haberi gündemde büyük bir yer aldı ve alması gayet normal. Olayı ilk öğrendiğimde kazıya izin veren yetkililerle görüşmeye çalıştım ancak pek sağlıklı bilgi alamadım. Olay yerine gittiğimde ise güvenlik güçleri çekim yapmamıza engel olmak istedi. Kazıyı takip eden yetkililer ise açıklama yapmak istemedi.  DHA ekibi Selçuk Başer ve Arzu Erbaş’la birlikte haberi çekmemiz gerektiğini biliyorduk.  Biz de gölü yukarıdan görebilecek bir bölgeye çıktık ve görüntülerimizi buradan çektik. Haberi servis ettikten sonra gelecek tepkilerin farkındaydık ancak yaptığımız haberin doğruluğuna güvendiğimiz için pek korkumuz olmadı. Haber büyük ses getirdi. O hafta içerisinde haberimizi yalanlamaya çalışanlar, konuyu farklı yerlere çekmeye çalışanlar oldu ama biz duruşumuzu bozmadık ve süreci takip ettik. Süreç içerisinde gelişen tüm olayları meslek etiğine uygun bir şekilde kamuoyuyla paylaştık. Süreç içerisinde gelişen her türlü gelişmeyi de takip ediyoruz. Çevreye olan duyarlılığımız devam edecek.”

‘Üstümüze düşeni yaptık, yasal düzenlemeler iyileştirildi’

Uçar, haberinin olumlu bir etki yaratmasından memnun olduğunu vurguluyor: “Define arama izniyle ilgili yasal düzenlemede değişiklik yapıldı. Bu durum bizi mutlu ediyor. Biz üstümüze düşeni yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Gümüşhane zor bir şehir, konuşulmayanları konuşmak bazı kesimlerin canını sıkıyor, bunun da farkındayım. Ancak şehrime ve ülkeme en iyi şekilde hizmet etmek istiyorum. Küçük bir şehirde yaşıyoruz, bunun avantajları olduğu gibi dezavantajları da var. Kabul edilmiş bir sistem var. Amacımız yapılan yanlış ve doğruyu en şekilde kamuoyunun takdirine sunmaktır. Hedeflerim var. Bu hedeflerim için tüm azmimle çalışıyorum. İnşallah hedeflerime ulaşırım.”

‘İnsanlara dokunabilmek çok güzel bir duygu’

Özellikle insan hayatına dokunan haberlerin kendisini bir gazeteci olarak tatmin ettiğini belirten Uçar, şu örnekleri veriyor:

“Şehrimde birçok haberim ses getirdi. Mesela biyonik kulak ameliyatı olması gereken Minik Zeynep’i sekiz ay kadar önce haber yapmıştık. O dönemde haberimiz büyük ses getirmişti. Sosyal medyada kampanyalar başlamış, olay bakanlıklara kadar gitmişti. Minik kardeşimiz için birçok ünlü isim adımlar attı. Gümüşhane’de konser düzenlendi. O dönemde Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile telefonda görüşmüştüm. Minik kardeşimizle ilgili detaylı bilgi edinmişti. Yapılan bütün çalışmalardan sonra bakanlık anlaşma sağlamış ve minik kardeşimiz ameliyat olmuştu.”

‘Medyanın gücünü defalarca gördüm’

“Bir başka örnek: Gümüşhane’nin bir köyünde yaşayan şeker hastası bir amcamız vardı. Hastalığından dolayı iki bacağı kesilmek zorunda kalmıştı. Akülü araca ihtiyacı vardı ancak maddi durumu akülü araç almaya elvermiyordu. Bu konuyu haberleştirmiştik. Haberden sonra Müge Anlı’nın ekibi beni aramıştı. Akülü araç göndereceklerini söylemişti. Şehrimizin valisi Kamuran Taşbilek ise olaya olan hassasiyetini hemen gösterdi ve amcamıza akülü araç hediye etti.”

“Bu tarz olaylar mesleğe bir kez daha aşık olmamı ve işimi daha çok sevmeme neden oluyor. İnsanlara dokunabilmek çok güzel bir duygu. Gümüşhane’de farklı türlerde haberler yaptım. Bu haberlerimden birçoğu da hedefine ulaşmıştır. Medyanın gücünü defalarca gördüm. Çalıştığım her iki kurumda her türden haberler yapıyorum. En çok spor haberi yapmayı seviyorum. İyi bir spor muhabiri olmak istiyorum. Spora çok büyük bir merakım var. Son zamanlarda ulusalda olduğu gibi yerelde de Gümüşhane için çok farklı haberler yaptım. Özellikle Gümüşhanespor’la ilgili yaptığım haberler ses getirdi.”

Özgür Bülbül

Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Yerel-ulusal gazete, TV ve haber ajanslarında muhabir-editör olarak görev yaptı. İnternet haberciliği ve yerel medya üzerine çalışıyor. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Medya Ekonomisi ve İşletmeciliği Anabilim Dalı'nda Tezli Yüksek Lisans yaptı. "Doğu’da Gazeteci Olmak" ve "Haberin Yerel Hâli" adlarında yayımlanmış iki kitabı bulunuyor.

Journo E-Bülten