Spotify’ın bu yıl podcastleri de kendi reklam ağına dâhil etmesinin ardından, Google’ın akıllı hoparlörü Home ve yapay zekâ destekli mobil ürünü Asistan için bir “sesli haber” hizmeti üzerinde çalıştığı ortaya çıktı.
Bu iki platformun hem gelir hem de içerik üretimi alanında dikkatini bu yöne çevirmesi, podcastlerin yıllardır konuşulup da özellikle Türkiye’de bir türlü gerçekleşmeyen atılımını 2019’da yapabileceğini gösteriyor.
Peki dünyada podcast’ten para kazanan var mı? Bu işin gelir kaynağı nedir?
Öncelikle Spotify’ın bugün bile kârdan çok kullanıcı tabanını genişletmeyi amaçladığını, hatta Google’ın dahi “ses işine” öncelikle “ölçek” açısından baktığını, bundan para kazanmayı ise bir sonraki aşamaya bıraktığını hatırlatalım.
Uluslararası Haber Medyası Derneği’nin (INMA) geçen hafta yayınladığı blog yazısında Google’ın bu son hamlesinin haber endüstrisi için bir tehdit içerdiği uyarısını da şimdilik not etmekle yetinelim.
Bunlar bir kenara bırakıldığında, podcast’lerden gelir elde edilmesi konusunda dünyadaki mevcut imkânlar şöyle sıralanabilir:
1- Programatik reklamlar
Çoğu yayıncının şimdilik gelire değil kullanıcı tabanını genişletmeye odaklanmasının başlıca nedeni programatik reklam ağlarının bu alanda kullanılabilir hâle gelmesiyle katlanarak büyüyecek gelir potansiyeli. Reklam verenler Google, Facebook, Amazon gibi platformlara dijital sinyal işleyiciler üzerinden ulaşıp envanter satın alıyor. Ayrıca giderek yaygınlaşan direkt programatik satışlarla birim maliyetler daha da düşüyor. Google’ın geçen yıl Play Music ve Spotify gibi platformlara da açtığı DoubleClick’in podcastlere dönük daha derin bir reklam verme imkânı sunması oyunu tamamen değiştirebilir. Facebook ve Amazon da boş durmayacaktır.
2- Sponsorlar
Dünyada en çok dinlenen podcast programlarının birçoğunda sponsorların mesajlarını duyuyoruz. Birkaç yıl önce ancak küçük, ismi pek duyulmamış şirketler bu mecrada yer alırdı, bugün ise dev kuruluşlar da oyunda. Bu arada bazı büyük yayıncılar bu tür reklamlarla şu an için kendileri açısından büyük olmayan bir gelir elde etmektense, popüler podcastlerinin içine tanıtmak istedikleri diğer podcastlerini sponsor olarak yerleştirebiliyor.
3- Doğal reklam ve satış ortaklığı
Bazı podcastler zaman zaman bir bölümlerini veya bölümün belirli bir kısmını bir markanın ücretli içeriğine ayırıyor ki buna doğal reklam (native advertising) deniliyor. Ayrıca bazı podcastlerde ürün tavsiyeleri yer alıyor. Programda verilen promosyon kodları gibi yöntemlerle satışa dönüşen mesajlardan komisyon alınıyor. Buna da satış ortaklığı (veya ortak pazarlaması – affiliate marketing) deniliyor.
4- Abonelik ücreti ve bağışlar
Birçok podcast dinleyiciden doğrudan gelir elde ediyor. Düzenli abonelik ücreti veya düzensiz bağışların yanı sıra, Patreon gibi platformlar üzerinden kitle fonlama ile gelir elde eden podcastler de var.
Sonuçta “podcast işine” girmeye değer mi?
Kim olduğunuza ve ne istediğinize bağlı.
Sabırla, düzenli olarak kaliteli içerik üretebilecek bağımsız bir yayıncı iseniz, bu projenin fırsat maliyetini değerlendirmek kaydıyla podcast mecrası sizin için anlamlı bir gelir kapısı hâline gelebilir.
Örneğin ABD’li sunucu Joe Rogan’ın televizyonu bırakıp 2009’da başlattığı podcast’i artık her ay milyonlarca insan indirip dinliyor. “The Joe Rogan Experience” dinleyiciler açısından ücretsiz ama diğer yöntemlerle reklam verenlerden büyük gelirler elde ediyor.
Yarı yolda bırakan çok
Mevcut yayın markaları içinse podcast hâlâ bilinmeyen bir alan. Yazılı veya görsel medyada uzmanlaşmış bir kuruluşun bambaşka bir mecra olan sesli içeriklere girmesi hem zihinsel hem de maddi yeni bir yatırım anlamına geliyor. Aslında radyoya bile pek benzemeyen dinamikler söz konusu podcastte…
New York Times’ın her gün yaklaşık 2 milyon kez indirilen The Daily’si gibi habercilik alanında başarılı örnekler olsa da, başarısız olup yarıda bırakılan projelerin sayısı çok daha fazla.
Nasıl yapmalı?
Sadece köklü gazeteler değil, dijitalde doğan markalar için de podcastler hâlâ denenmesi, ama çok da güvenilmemesi gereken bir mecra olarak görülüyor.
Hollanda’dan De Standaard’ın marka müdürü Emmanuel Naert, podcastlerin genç ve eğitimli kesimi internet sitelerine kıyasla çok daha uzun bir süre içeriğe bağladığını belirtiyor.
Buna karşın bu içerikten “radyoda reklam satar gibi” gelir elde edilemeyeceğini, doğal reklam gibi yöntemlerin yanı sıra doğrudan abonelerden de para kazanılması gerektiğini vurguluyor.
