Televizyon

Dr. Stress ve 90’larda televizyoncu olmak

Televizyon tarihimizin kilometre taşlarından birisi, 90’ların ilk yarısında Türkiye’yi interaktif yayıncılıkla tanıştıran Dr. Stress adlı yapım. İzleyicilerin telefonla canlı yayına bağlanıp soru sorabildiği bu format o günlerde ülke yayıncılığında bir ilkti. Benim içinse bir devrimdi çünkü  televizyon hayatım o programla başlamıştı. Dr. Stress’in yaratıcısı Nedim Saban’ın asistanı olarak atılmıştım medya dünyasına.

“Konuşan Türkiye” sloganlı programın seyirci telefonlarına bakmak, arayanları ön elemeden geçirip ciddiyetlerini ölçmek, nihayetinde yayına bağlanmaya değer olup olmadıklarını değerlendirmek işlerinden sorumluydum. “Allah’ım, inşallah küfür etmezler yayında” diye ecel terleri dökmek de dâhildi bu faaliyete.

Özel televizyonların ilk yıllarıydı ve bu büyük maceranın bir parçası olmak olağanüstü bir heyecan ve rakipsiz bir deneyimdi. Gümüş ekranın seyircisi değil, arkasındaki isimler arasındaydım artık.

Gün içinde konuşulan tüm yayın notlarını almak, yanı sıra Nedim’in gömleği, papyonu, pantolon askıları ve matlaştırıcı spreyi ile beraber eksiksiz bir şekilde yayına yetişmesini sağlamak benim sorumluluğumdu. Program başlarken tüm notlarımla beraber sunucu kamerasının yanındaki tabureye geçip Dr. Stress’in canlı yayın stresini yenmesine yardımcı olmak da temel görevlerim arasındaydı.

Radyodan televizyona geçiş yapmış olan tiyatrocu Nedim Saban kamera aygıtına alışabilmek için tanıdık bir yüze ihtiyaç duyuyordu ve o bendim işte: Önceki yazı Nedim Saban’ın düzenlediği tiyatro workshop’unda geçirmiştim ve sahneye koyduğum bir gençlik oyunun ardından şimdi televizyonda beraberdik.

Jenerik müziği akarken stüdyoda son saymanın dayanılmaz heyecanı! Yayın sorumluluğu yepyeni bir ufuk olmuş, monitörler güneş gibi doğmuştu hayatıma. Baltalimanı’ndaki İmaj Stüdyoları’ndan gerçekleşiyordu yayınlar. Programın yönetmeni, sonraki yıllarda 1 Erkek 1 Kadın, Kiralık Aşk, Tatlı İntikam gibi sevilen dizilere imza atacak olan Müge Turalı’ydı. Yapımcı ART Production’ın program müdürü merhum Canan Meray ise, o sıralar henüz kurulmakta olan Kanal D’nin programlarının başına geçecekti.

90’lardan bugüne

16 Ocak 2017 gecesi özel bir temsille yeni yaşını sahnede kutlayan Nedim Saban hatırlattı tüm bunları bana. 50’inci yaş gününde tiyatro ve televizyon tarihimizden ilklerle dolu çılgın bir yaşam öyküsü serdi gözler önüne…

Ailesi, arkadaşları ve Tiyatrokare yoldaşlarının yer aldığı salonda kimler yoktu ki: Ali Poyrazoğlu, Demet Akbağ, Gencay Gürün, Yekta Kara, Göksel Kortay, Suna Keskin, Cem Davran, Ayça Varlıer, Behzat Uygur, Ebru Karanfilci, Ayten Telek, Metin Zakoğlu, Murat Prosçiler, Ayşe Erbulak, Armağan Çağlayan ve daha da kimler kimler.

Yeni fikirler peşinde tutkuyla koşarken hazineler bulup parlatmakta da usta olan sevgili Nedim Saban’a nice üretken, inatçı, sanat ve kahkaha dolu yıllar diliyor, yeni yaşını bir de buradan kutluyorum. Söz uçar yazı kalır, o niyetle. Televizyon tarihimizin geçen yüzyılı böyleli bir şeydi işte.

Sevim Gözay

1993 yılında girdiği medyada birçok yapımda kamera arkasında çalıştı. 2000’de kamera önüne geçti ve kendi programlarına imza attı. Ödüllü programları Stüdyo: Sinematik Portakal ve Cosmopolis. Kitapları: Kasetten Canlı (2013), Sinemaskop Randevular (2015). İstanbul'da tedavi gördüğü hastanede 14 Ocak 2021'de hayata gözlerini yumdu.

Journo E-Bülten