Edis’in yeni video klibi Bana Ne’nin özellikle ikinci yarısının çok daha çarpıcı, umut verici ve buralardan çok ileride olduğunu düşünüyorum. Murat Joker ile birlikte bu kez klibi yöneten genç sanatçı, klibin hangi kısımlarına daha hâkim, bunu bilemiyoruz.
Manet, eşsiz tablosu Folies-Bergère’de Bir Bar (1882, Un bar aux Folies Bergère) ile sanat tarihinde o zamana dek hiç görmediğimiz müthiş oyunlar oynamıştı. Resme bakanların, ressamın konumunu darmadağın ederek, bardaki kadının aynı anda alçalan ve yükselen bakışıyla, aynanın güvenilmez yansımasıyla… Foucault, “Aynanın yansıması tutarsızdır (sadık değildir, güvenilmezdir) [Le reflet du miroir est infidèle]” diyecektir 1971 Tunus Konferansı’nda bu tablo için. Tablo sanat tarihinde müthiş bir viraja yol açar. Yeni bir sanat ürününe sıcağı sıcağına, soğukkanlılıkla ve mesafeyle yaklaşabilmek gerçekten hiç kolay değil.
Ama Bana Ne klibinde müthiş bir nüve var. Özellikle de ikinci yarısında. Piyasa genelinin seviyesini düşündükçe, yükseklik korkularım depreşiyor. Hem diğer dansçıların koreografisi, hem dans figürlerinin klip içerisindeki dağılımı hakikaten çok iyi. Neredeyse bir sanat filmi düzeyinde bir renk (ton) akışı, kostümler… Ardından gelecek diğer şarkıcıları, çekilecek müstakbel video klipleri epey etkileyecek, Bana Ne.
Daha prestijli ve daha uzun vadeli
3 milyon daha az veya daha çok izlenebilir; her göze aynı etkiyi yapmayabilir ama aslolan mevcut ortamı ve ardındakileri dönüştürme potansiyeli. Bu klip yirmi sene sonra da değerinden düşmeden izlenir. Zaman göl sularını çalkaladıkça gerçek değerler hiç dibe batmadan suyun üzerinde kalmaya devam edecek.
Edis için ilk etap bütünüyle tamamlanmış gibi görünüyor. Peki ya buradan sonrası? Edis’in özellikle Fransızca yeni bir şarkıyla, düetle Avrupa’yı kat etmesini hayal ediyorum (Amerika’daki ve Güney Kore’deki süreçlerden haberdarım, oralara ilave olarak). Indila olabilir, Mika olabilir. Stromae olabilir. Dünya genelini sarsan, yeni bir hit yaratmak, evet Fransızca ile daha zor ama çok daha prestijli ve daha uzun vadeli duruyor. Sonrasında Fransız gazeteleri ve dergilerinde atılabilecek manşetleri şimdiden görebiliyorum: “Edis, l’étoile montante de la Turquie” (Türkiye’nin yükselen yıldızı) mesela, neden olmasın.