Haber

Egeli köylüler: Her şeyimizi aldılar sıra zeytinliklerimizde

İzmir’in Torbalı ilçesine bağlı üç köyde, ekonominin temeli zeytin üretimi. Zeytinle geçinen köylülerin bir bölümü zeytinliklerin îmara açılmasına karşı. Ancak, sanayi tesisi kurulmasını isteyen de yok değil. Köylülere göre, tasarı konuşulmaya başlandığından beri zeytinlik alanlar için emlak fiyatları artmış durumda.

Meclis gündemine gelen ve zeytinliklere sanayi tesisi yapılmasının önünü açacağı için kamuoyunda büyük tepkiye neden olan “Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” şimdilik komisyona iade edildi. Tasarı hakkında herkes konuşurken, temel geçim kaynağı zeytin ve zeytinyağı olan köylüler sesini duyuramadı. İzmir’in Torbalı ilçesine bağlı Çapak, Karakuyu ve Korucuk köyleri, zeytinliklerin yoğun olarak bulunduğu ve üretimin bolca yapıldığı köyler arasında yer alıyor. Bu üç köyde yasa tasarısının neler getireceğini, onların tasarıya nasıl baktıklarını sorduk.

‘Tasarı geçerse zeytinlikler korunacak’

İlk durağımız Çapak köyü… Tasarıyı konuşmak için oturduğumuz kahvehanede yaklaşık 50 dönüm zeytinliği bulunan Necdet Olgun ile sohbet ediyoruz. “Zeytin sayesinde geçiniyorum. Onlar da olmazsa bu yaştan sonra hiçbir iş yapamam” diyen Olgun, tasarıyı hiç okumamış ancak tasarıya yönelik tepkilerin aksini iddia ederek, “Zeytincilik yasa tasarısı geçerse zeytinlikler îmara açılmayacak. Yasa tasarısı zeytinlikleri koruyacak” diyor. Bu iddiayı neye dayanarak söylediğini sorduğumuzda ise cevabı “Bakanın açıklamaları var, ben onun dediklerine inanıyorum” oluyor. Olgun, sanayi tesislerinin kurulmasının olumsuz bir durum olmadığını, şartlara bakılabileceğini düşünüyor.

‘Zeytin ağacını kendi çocuğum gibi büyütüyorum’

Necdet Olgun gibi tasarının kapsamını sadece televizyondaki açıklamalardan öğrenebildiğini ifade eden İbrahim Akdeniz de düzenlemenin zeytinlikleri koruyacağını savunuyor. Akdeniz, zeytinlik alanlarına sanayi tesisi kurulmasını istemediğini çünkü birçok insanın geçimini tarımdan sağladığını belirtiyor. 20 dönüm zeytinliği bulunan Akdeniz, zeytinin özel bir ağaç olduğunu ve onu kendi çocuğu gibi büyüttüğünü, bir dalını bile kıramayacağını söylüyor. Zeytinlikler için “milli servet” tanımı yapan Akdeniz, “Zeytinlik alanlarına değil, başka yerlere sanayi tesisleri kurulsun” diyor.

Aynı köyden Şükrü Tutkun ve Şükrü Çan da benzer ifadelerle başka alanlara sanayi tesisi kurulmasından yana. Tutkun ve Çan, sanayi tesisi kurulması için zeytinliklerin satılması konusuna ise şu cevabı veriyor: “Köylüler zeytinliklerinin satışına izin verdikten sonra ben tek başıma ne yapabilirim? Ben de satmak zorunda kalacağım.”

‘Mermer tozları nedeniyle zeytinlikler bembeyaz oldu’

Refik Akgün ve Karakuyu Köyü sakinleri.

Çapak köyünden sonra diğer durağımız, daha önce belde olan ancak büyükşehir yasasıyla köy statüsüne geçen Karakuyu… Refik Akgün, Tayfun Öztürk ve arkadaşlarıyla tasarıyı konuşmaya başlıyoruz. Akgün ve Öztürk tasarıyı okumuş ve ikisi de konuya gayet hâkim. Söze Tayfun Öztürk giriyor ve beldeyken köye dönüştürülen Karakuyu için “Her şeyimizi elimizden aldılar. Tek bu kalmıştı, şimdi zeytinliklerimizi de alacaklar” yorumunda bulunuyor. Zeytinliklerinin dökülen asfalt ve ocaklardan çıkan tozlar nedeniyle mahvolduğunu söyleyen Öztürk, “Mermer tozları nedeniyle zeytinlikler bembeyaz oldu” sözleriyle çevre tahribatına dikkat çekiyor.

23 dönümlük köyün 16 dönümü zeytin

Refik Akgün, toplam yüzölçümü 23 bin metrekare olan Karakuyu’da zeytinliklerin kapladığı alanın yaklaşık 16 bin metrekare olduğunu dile getirerek, köyün zeytin açısından zengin olduğunu belirtiyor. Tasarının iyi anlatılmadığını ifade eden Akgün, “AKP kendi zenginini yaratıyor. Yasa tasarısı de bunun bir parçası. Beş dönüm yeri olan için özel yasa çıkarıyor. Her şey rant için. Organize sanayi bölgesinin yüzde 90’ı boş. Önce oralara sanayi tesislerini doldursunlar. Zeytinlikler en önemli geçim kaynağımız” diye konuşuyor.

‘Köylüler bilinçsiz, zeytinliklerini elden çıkarabilir’

Köylülerin tasarıdan habersiz olduğunu savunan Akgün’e göre, tasarının geçmesi halinde zeytinlikler satılmaya başlanabilir. “Artık bilinçli insanlar yok” diyen Akgün, “Tarımdan anlayan çok az insan kaldı. Sanayi gelecek diye zeytinliklerini sökecek köylüler var. O yüzden bunu iyi anlatmak lâzım” diye sözlerine devam ediyor.

Emlakçı olan ve çoğunlukla zeytinliklerin satışını yapan Akgün, emlak fiyatlarındaki artışa da dikkat çekerek, “Bu tasarı konuşulmaya başlayınca, zeytinlik alanlarına dönük bir ilgi oluştu. Bu durum, fiyatları da etkiledi” diyor.

2 bin zeytin ağacı nasıl kesildi?

Son durağımız Korucuk köyü… Köyde uzun yıllardır emlakçılık yapan Şükrü Ak ile tasarının içeriğini konuşuyoruz. 60 dönüm civarında zeytinliği bulunan Ak, köylünün de yaklaşık yüzde 90 oranında zeytin üretiminden geçimini sağladığını belirtiyor.

Ak, sohbetimiz sırasında köydeki 41 bin metrekarelik alanda bulunan zeytinliklerin üç ay içinde yok edildiğini belirterek bizi bahsettiği alana götürüyor. Gittiğimiz yerde karşılaştığımız manzara vahim… Ak’ın verdiği bilgilere göre yaklaşık 2 bin zeytin ağacı kesilmiş. Söz konusu alana ise güneş santralinin kurulacağı iddia ediliyor. Şükrü Ak, tasarı geçse de geçmese de zeytinlik katliamının çoktan başladığını öne sürerek, “Bu zeytin ağaçları neden kesildi? Kim izin verdi bu kesime?” sözleriyle tepkisini dile getiriyor.

Rıfat Doğan

İstanbul Üniversitesi Doğu Dilleri Bölümü mezunu. Muhabirliğe soL gazetesinde başladı. Ardından İleri Haber'de çalışmaya başladı. 2016 Mart ayında diken.com.tr'ye geçti. Aynı yıl TMMOB Mimarlar Odası eski Başkanı Oktay Ekinci adına verilen Basın Ödülü'ne layık görüldü. Kent ve çevre konularında çalışıyor.

Journo E-Bülten