Gazeteci Fatih Altaylı, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral’ın “Suyun ısınmaya başladı” çıkışından hemen sonra, YouTube programındaki sözleri gerekçe gösterilerek “Cumhurbaşkanını Tehdit” suçlamasıyla gözaltına alındı. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Altaylı’nın derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu. (*Güncelleme notu: Altaylı, “Cumhurbaşkanına Suikast ve Fiilî Saldırı” suçundan akşamüstü tutuklanarak cezaevine gönderildi.)
TGS’nin açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
- Gazeteci Fatih Altaylı, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı tarafından hedef gösterilmesinin ardından “Cumhurbaşkanını Tehdit” suçlamasıyla gözaltına alındı. Gazetecilerin hedef gösterilmesini, hedef gösterilen gazetecilerin hukuksuz şekilde gözaltına alınmasını kabul etmiyoruz. Düşünce ve ifade özgürlüğü yoksa gazetecilik de yapılamaz. Fatih Altaylı derhal serbest bırakılsın.
TGC de “Gazetecilerin önce kamuoyunda tehdit edilerek, akabinde yargıyı kullanarak sürekli gözaltı uygulamasıyla baskı altına alınmaya, sindirilmeye çalışılması halkın haber alma hakkının engellenmesidir” ifadesini kullandığı açıklamada, YouTube programındaki sözlerinin bağlamından koparılarak Altaylı’nın gözaltına alınmasını “haksızlık” olarak niteledi ve “Meslektaşımız bir an önce serbest bırakılmalıdır” dedi.
ÇGD de ifade özgürlüğü hakkını vurgulayarak Altaylı’nın gözaltına alınmasının kabul edilemez olduğunu bildirdi. Açıklamada, “Mesleğimizin ifade özgürlüğü başta olmak üzere güvencesizlik, baskı ve sansürle kuşatıldığı koşullar, her geçen gün daha da ağırlaşmakta, eleştirel ve bağımsız gazetecilik çabaları tümden boğulmaya çalışılmaktadır. İktidarın, kendisine yönelik her türlü eleştiri, yorum ve habercilik faaliyetini hedef alması; halkın haber alma hakkına doğrudan bir müdahaledir ve asla kabul edilemez” dendi.
Savcılık, yasada tanımlanmayan bir suça atıfta bulundu
Bugün adliyeye sevk edilen Fatih Altaylı, dün akşam Teşvikiye’deki evinde gözaltına alınmıştı. Evrensel’in haberine göre İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, Altaylı’nın 20 Haziran’da YouTube’daki programında, “tehdit içerikli sözlerle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef aldığı” iddia edilmişti. Açıklamada, Altaylı için, “Cumhurbaşkanını Tehdit (TCK md. 310/2 delaletiyle 106/1) suçundan re’sen soruşturma başlatılmış olup adı geçen şahıs İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne verilen talimat gereği yakalanarak gözaltına alınmıştır” denilmişti.
Savcılığın açıklamasının aksine, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) “Cumhurbaşkanını Tehdit” diye bir suç yok. TCK 310 “Cumhurbaşkanına Suikast ve Fiilî Saldırı” suçunu düzenliyor, TCK 106 ise bu maddeyle ilgisi olmayan “Tehdit Suçu” hakkında. Deneyimli hukukçular, basın yoluyla paylaşılan sözlü ifadelerin “fiilî saldırı” sayılamayacağını vurguladı.
Fatih Altaylı: “Tehdit veya hakaret aklımın ucundan dahi geçmez”
Halk TV’den İsmail Saymaz’ın haberine göre Fatih Altaylı, savcılıktaki sorgusunda, YouTube yayınındaki sözlerinin çarpıtıldığını belirterek “Burada kesinlikle Cumhurbaşkanı’na tehdit veya tehdit algısı çıkarılacak beyanım yoktur” dedi. Deneyimli gazeteci, programdaki 3 dakikalık kesitten 30 saniyelik bölümün alınarak tehdit algısı yaratma amacıyla bir kurgu oluşturulduğunu belirtti.
Altaylı’nın, emniyetteki ifadesinde de şu ifadeleri kullandığı bildirildi:
- 45 yıllık meslek hayatımda son 30 yılda sayısız televizyon programı ve sayısız köşe yazısı kaleme aldım. Bunların herhangi birisinde bırakın Cumhurbaşkanı’nı, herhangi bir vatandaşı dahi tehdit etmişliğim yoktur. Bu suçlama ile hakkımda dava dahi açılmadı. Burada da tehdit maksadım olmadığı gibi şahsen tanıdığım Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik herhangi bir tehdit veya hakaret aklımın ucundan dahi geçmez. Eleştiri hakkımı her zaman kullanmışımdır ancak tehdit benim asla yaptığım bir şey değildir.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral: “Altaylıııı! Suyun ısınmaya başladı”
Altaylı, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral’ın dün sabah sosyal medya platformu X’ten yaptığı, “Altaylıııı! Suyun ısınmaya başladı” paylaşımı sonrası gözaltına alınmıştı. Saral, paylaşımına Altaylı’nın programından kısa bir kesit eklemişti.
Söz konusu kesitte sadece bir kısmı alınan sözlerinin tamamında Altaylı, ”Cumhurbaşkanı ömür boyunca Cumhurbaşkanı olarak devam etsin mi diye halka sormuşlar. Halkın %70’i buna karşıymış. Siz bu oranı nasıl görüyorsunuz” sorusuna şu yanıtı veriyor:
- Bu oran çok da beklediğim oran. Çünkü şu anda AKP seçmeninin önemli bir bölümü ve MHP seçmenin bir bölümü dışında hiç kimse böyle bir şeye onay vermez. Türk halkına çeşitli nedenlerle kızabilirsin, Türk halkının oy verme biçimine, oy kullanma alışkanlıklarına bir sürü nedenle kızabilirsin. Katılmayabilirsin de… Hatta çok sinirlenip bazılarının yaptığı gibi yok “bidon kafalı,” yok “göbeğini kaşıyan adam” falan da diyebilirsin. Onlar o kişilerin kendi fikirleridir. Ama şunu diyemezsin. Abi Türk halkı sandığı sever kardeşim. Ve gücün kendisinde olmasını ister. Yani babasını seçse, oraya koysa, babasını değiştirme ihtimalini elinde tutmaktan hoşlanır.
- Bu da yeni bir şey değil yani. Geçmişine bak bu milletin, yakın geçmişinden de söz etmiyorum, uzak geçmişine bak. Bu millet padişahını boğmuş bir millettir. Hoşuna gitmediği zaman, istemediği zaman. Padişahını yuhalamış bir millettir. Az buz değildir öldürülen, suikasta kurban giden Osmanlı padişahı. Suikast demeyelim de, komploya kurban giden veya boğazlanan veya intihar etti süsü verilmiş. O yüzden öyle baktığın zaman, bu halk her şeyden vazgeçebilir ya da vazgeçmiş gibi görünür ama seçme hakkının elinden alınmasından ve kendi kaderini kimin belirleyeceğini belirleme hakkının elinden sonsuza kadar alınmasından hoşlanmaz. O yüzdendir ki burada hakikî bir diktatörlük kurma hayali olanlar asla kuramazlar. Tam kurduklarını zannederken bir de bakarlar ki kuramamışlar. Tam aksine bu onların da lehine olmaz, ülkenin de lehine olmaz.
- Çok net görüyoruz işte. Bu ülkenin %70’i Tayyip Erdoğan’dan nefret ediyor anlamına gelmez bu. Ülkenin bir bölümü elbette ki Tayyip Erdoğan’dan hoşlanmıyor, bir bölümü nefret ediyor da olabilir ama %70’i Tayyip Erdoğan’dan nefret ediyor değildir. Ama %70’i, “Bir dakika kardeşim, biz sana yetki verdik ama bunu hanedan hâline gel, hayat boyu orada kal, hatta sonunda da oğluna, damadına, yeğenine devret…” İstemez bunu Türk halkı. Geçmişe baktığın zaman hiçbir zaman istemediğini görüyorsun. Türk halkının bir şeyi vardır. Bir dakika. Ben önemliyim. Ben seni sevdiğim için sen oradasın. Ben senden memnun olduğum için oradasın. Sen bana efelenemezsin. Türk halkının %70’i bu kanaattedir. O da onu gösteriyor zaten.
*
* Güncelleme notu: Savcılık sorgusu sonrası Altaylı, “Cumhurbaşkanına Suikast ve Fiilî Saldırı” (TCK 310) suçundan tutuklama talebiyle sulh ceza hâkimliğine sevk edildi. İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği akşamüstü sularında Altaylı için tutuklama kararı verdi. TGS, tutuklama sonrası yaptığı açıklamada, “Gazeteci Fatih Altaylı’nın hukuksuz biçimde tutuklanması, basın özgürlüğüne açık bir müdahaledir. Hiçbir gazeteci düşüncesi, yazısı ya da eleştirileri nedeniyle hedef gösterilemez, yargı bu hedef göstermelere alet edilemez. Mesleğimizi, hukukun üstünlüğünü savunmaya devam edeceğiz” ifadesini kullandı.
Altaylı’nın avukatı Emine Rezzan Aydınoğlu, müvekkili adına yaptığı savunmada şu ifadeleri kullanmıştı: “TCK 310/2 fiilî bir saldırıyı düzenlemektedir. Müvekkilimin fiilî bir saldırısı yoktur. Bu nedenle TCK 310/2 maddesinin uygulanması mümkün değildir. Tutuklama bu aşamada ölçüsüz olacaktır. Tutuksuz yargılanmasını talep ediyoruz. Müvekkil sabit ikametgâh sahibidir. Kaçma şüphesi yoktur. Deliller toplanmıştır. Karartma ihtimali bulunan delil de yoktur. Müvekkilimin serbest bırakılmasını, hâkimliğiniz aksi kanaatteyse adlî kontrol kararı verilmesini talep ederim.”