Son dönemde medyaya yansıyan intihar vakaları, bu tür haberlerde kullanılması gereken yayın standartlarını yeniden gündeme getirdi. Türkiye ve dünya medyasında intihar olaylarının haberleştirilmesinde başvurulan ilke ve yöntemleri hatırlatıyoruz.
Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi‘ne göre “Gazeteci sadece kamuoyunu ilgilendiren politik ya da ünlü kişilerin intiharı ile kriminal öneme sahip intihar vakalarını haber yapabilir. Bu tür istisnai durumlarda bile intiharın yöntemine ilişkin özendirici ve öğretici ayrıntılara yer verilmemeli, intihara ilişkin fotoğraf ve görsel malzeme ile intihar mesajı kullanılmamalıdır.”
Dijitalleşmeyle beraber son dakika haberciliğinin hız kazandığı günümüzün gazetecilik pratiğinde, diğer haber konularında olduğu gibi intihar konulu haberlerin sayısında da artış görülüyor. Medya kuruluşları, gazetecilik ilkelerindeki “istisnai” durumu giderek daha sık kullanıyor.
Faruk Bildirici, Hürriyet gazetesi ombudsmanı olduğu dönemde konuyu defalarca köşesine taşımıştı. Bildirici, üniversite öğrencisi Şule Çet’in hayatını kaybettiği olayın ilk aşamada kayıtlara intihar olarak geçtiği, sonrasında cinayet şüphesiyle zanlıların tutuklandığı günlerde şöyle yazmıştı: “Özendirici olabildiği için intiharların yayımlanmaması gerektiğini hep savundum. Ama istisnai durumlar olduğuna da dikkat çektim. İstisnalardan biri de ‘kriminal nitelik taşıyan ve bir suçla ilişkili olan ya da olduğundan şüphe duyulan intiharlar.’ İşte bu ‘intihar’ haberi böyle bir istisnaydı.”
Psikiyatri uzmanları, haberlerde intihar yönteminin detaylandırılmaması ve özendirici bir dil kullanılmaması gerektiğine dikkat çekiyor. Sabah gazetesi Okur Temsilcisi İbrahim Altay, Prof. Dr. Rüstem Taşkın’ın şu sözlerini aktarmıştı: “İntihar davranışına tanık olmak, yatkınlığı olan kişilerde intihar riskini artırır. Tanıklık, doğrudan olabileceği gibi yazılı ve görsel medya aracılığıyla da olabilir.”
Protesto intiharlarında dikkat edilmesi gerekenler
Peki, son dönemde ekonomik nedenlerle gerçekleştiği bildirilen intihar olayları haber yapılmalı mı?
Aynı zamanda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Etik Kurul üyesi olan Milliyet gazetesi Okur Temsilcisi Belma Akçura geçen yıl bu soruya şu cevabı vermişti: “Yunan basını yaptı. Ülkelerinde yaşanan, o büyük ekonomik krizle patlak veren intiharlar dünya medyasına da konu oldu. Avrupa basınında da toplumsal, ekonomik, siyasal durumdan kaynaklanan ya da hakkındaki yargı kararlarını ve iddiaları kabullenmeyen kişilerin protesto amaçlı intiharları haber yapılabiliyor. Burada sorun bu tür haberleri nasıl verdiğinizle ilgilidir. Kamuoyuyla nasıl paylaştığınız son derece titizlik isteyen bir konudur. Yazı işlerinin bu haberleri kendi meslek etiği kuralları çerçevesinde kullanıp kullanmama tasarrufu vardır.”
Protesto amaçlı intihar olaylarında gazetecilerin dikkat etmesi gereken bir başka nokta, bu eylemin “cesur bir davranış” olarak gösterilmemesi veya romantik bir dille sunulmaması.
Dünya Sağlık Örgütü intihar haberlerinde uyulması gereken kuralları sıralarken bunu da vurguluyor: “Haberde ölme kararında rol oynayan psikososyal nedenler aydınlatılmalı, altta yatan bir psikiyatrik hastalık varsa belirtilmelidir. İntihar, cesur bir davranış olarak sunulmamalıdır. Haber ilk sayfalarda, resimli, renkli ve intihar yöntemi ayrıntılı verilmemelidir. Olay romantik ve gizemli bir davranış olarak gündeme getirilmemelidir. İntihar bir çözüm yolu olarak gösterilmemelidir. İntihar girişimlerinden sonra meydana gelebilecek ağır bedensel sorunlar – beyin hasarı, felç, vs. – tanımlanmalı ve caydırıcı bir şekilde kullanılmalıdır. Kurbana özenilebilecek nitelikler, dikkat çeken özellikler ve özel bir statü kazandıracak sunumlardan kaçınılmalıdır. Kurbana intihar davranışıyla bir ün kazandırılmamalı, intiharın ün kazanmak için bir yol olduğu mesajı verilmemelidir.”
BBC Yayın İlkeleri Kılavuzu intihar haberleri için ne diyor
Dünya medyasında da intihar haberleri konusunda benzer standartlar uygulanıyor. Örneğin İngiliz kamu yayıncısı BBC’nin Yayın İlkeleri Kılavuzu intiharı, şiddet içeren diğer vakalarla birlikte saydıktan sonra şöyle diyor: “Editoryal açıdan haklı gerekçeleri olmadıkça, tekil programların ve yayın akışı içinde birlikte düşünülebilecek programların, şiddeti, tehlikeli ya da ciddi anti-sosyal davranışları, ya da başkalarını o tür davranışlara teşvik edebilecek unsurları onaylayan ya da öven malzeme içermemesini sağlamak için özen göstermeliyiz.”
Kılavuzun “intihar, intihar girişimi ve kendini yaralama” altbaşlıklı bölümünde ise konuya daha ayrıntılı bir biçimde değiniliyor. Bu bölümde şu ifadeler kullanılıyor:
“İntihar, intihar girişimi ya da kendini yaralama sahnelerine, ister piyeslerde, isterse aktüel programlarda olsun, büyük bir duyarlılıkla yaklaşılmalıdır. Kullanılan yöntemleri fazla ayrıntılı anlatmak ya da göstermekten özenle kaçınılmalıdır. Yapımcılar bu tür davranışları savunmasız kişilere çekici hale getirme tehlikesinin de bilincinde olmalıdırlar. İntihar, intihar girişimi ya da kendini yaralama olaylarının yayında ya da internette duyurulması da, kurgusal olarak betimlenmesi de başkalarını aynı şeyleri yapmaya teşvik edebilir. Kullanılan dile de dikkat edilmelidir. İntihar (İngiltere’de) 1961 yılında suç olmaktan çıkarılmış, o tarihten bu yana, intihar ‘suçunu’ çağrıştıracak deyişler (‘commit suicide’) bazılarını rahatsız edegelmiştir; ‘canına kıymak’ ya da ‘kendini öldürmek’ yeğlenebilecek seçeneklerdir. Yayınlarımızda bu konuları ele aldığımızda bir yardım hattı numarası ya da diğer destek unsurların yer vermeyi düşünmemiz gerekir.”
Türkiye’de 1995 yılında kurulan Alo 182 Umut Işığı hattı, o dönemde medyaya yansıyan haberlere göre “lüks olduğu” gerekçesiyle 2007 yılında kapatılmıştı. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi uzmanlarının görev yaptığı hat kapatıldığında, her ay ortalama 40 vatandaşa psikolojik destek veriyordu.
İntiharın medyada temsili, intihar vakalarını artırabilir
Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Mehmet Yumru, “Medyada intihar haberlerinin veriliş biçimine dikkat edilmediği zaman intihar girişimlerinin arttığını gösteren çok sayıda örnek bulunmaktadır” uyarısını yapmıştı.
Bu konu son dönemde dünyada da tekrar gündeme geldi. “13 Reasons Why” adlı Netflix dizisinde 13 yaşındaki karakterin intiharının gösterildiği ilk bölümün ardından ABD’de 10-17 yaş arası intihar vakalarında yüzde 28.9’luk bir artış kaydedildi.