Adalet Bakanlığı’na bağlı hapishane işyurtları tarımsal üretimden tekstile, hayvancılıktan el işi sanatlarına, mobilyadan yangın tüpü imalatına kadar çok geniş bir alanda üretim yapıyor. Ancak günlüğü yedi liraya, uzun saatler çalıştırılan hükümlüler hem çalışma şartlarından hem de aldıkları yevmiyeden şikâyetçi.
İşyurtlarında çalışan hükümlülerin hizmet alan kişilerle konuşması yasak. Ankara Adliyesi’nin kafeteryasında haber için görüşmek istediğimiz hükümlüler de müşterilerle konuşmalarının yasak olduğunu ve iş başında kendilerini izleyen memurların olduğunu söyleyerek talebimizi reddetti. Ancak içlerinden biri uzaktan kısık sesle konuşarak derdini anlatmayı tercih etti.
‘Bizi köle gibi çalıştırıyorlar’
Yanımıza yaklaşmadan sesini duyurmaya çalışan hükümlü, “Bizi ayda 120-130 liraya köle gibi çalıştırıyorlar” derken “Sabah beşte uyanıyoruz. altı buçukta cezaevinden yola çıkıyoruz. Sonra sekizde işbaşı yapıyoruz. akşam beşe kadar tüm gün çalışıyoruz. Akşam cezaevine döndüğümüzde yorgunluktan hemen sızıyoruz” diyor. Cezaevlerindeki denetimin ise göstermelik olduğunu ve kaldığı cezaevinin fiziki koşullarının çok kötü olduğunu belirten mahkûm “Kaldığımız yerleri görseniz acırsınız. Paslı dolaplarda sakladığımız yiyecekleri tüketiyoruz” diye konuşuyor.
‘Kapalı cezaevine göndermekle tehdit ediyorlar’
Bir başka işyurdu restoranında çalışan hükümlü ise, “Normalde çalışma günümüz beş. Ama buna uyulmuyor. Buradan çıkıp cezaevine geçtiğimizde hep yeni işler veriliyor” derken, ekstra işleri yapmadıklarında cezaevi yönetiminin psikolojik baskısıyla karşılaştıklarını anlatıyor. Hükümlülerin hafta sonu çalışmasının yasak olduğunu, buna rağmen hafta sonları çalıştırıldıklarını belirtip, “Eğer buna direnirsek bizi kapalıya göndermekle tehdit ediyorlar” diyor. Hasta oldukları zamanlarda çalışmama haklarının olduğunu ama cezaevi doktorlarının dinlenme vermediğini aktaran mahpus, “Zaten doktorlar da kendi adamları. Revire çıktığımızda ya ilgilenmiyorlar ya da ‘bir şeyin yok’ diye bizi kovalıyorlar” diyerek yaşadıklarını özetliyor.
Cezaevi mi fabrika mı?
Ülkede artan tutuklu sayısı nedeniyle inşaat sektörü yeni cezaevi inşaatlarına yetişemezken, yeni yapılan oda tipi, büyük kapasiteli cezaevleri ise kampüs içerisinde çalışma alanlarıyla birlikte inşa ediliyor. Bugün ülkede cezaevleri kocaman birer fabrikaya dönüşürken mahkûmlar ise ucuz emek gücü olarak devlete hizmet ediyor.
Hapiste çalışmayı düzenleyen 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a göre hükümlüler sağlık problemleri yoksa ve meslek sahibi değillerse çalışmak zorunda. Hapiste çalışma Adalet Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan İşyurtları Kurumu Daire Başkanlığı tarafından yürütülürken, başkanlığın 2016 faaliyet raporuna göre göre 258 farklı işkolunda, 50 binin üzerinde mahkûm çalışıyor. Mahkûmların günlük çalışma ücreti ise 6 lira ile 13 lira arasında değişiyor.
Sigortanın adı var
İşyurtları kurumu, mahkûm işçileri 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 5/a maddesi kapsamında sigortalıyor. İşçi mahkûmların sigortası iş kazası, meslek hastalığı ve analık sigortasını kapsarken yaşlı aylığı, bakmakla yükümlü olduklarının sağlık sigortasını kapsamıyor.
İşyurtları iş güvenliği sağlamıyor
İşyurtlarında işçi mahkûmlar değişik risk gruplarında çalışırken pek çok mahpus yüksek kaza riski taşıyan işlerde çalıştırılıyor. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nin İşyurtları Kurumu’na yaptığı bilgi başvurusuna 12 Nisan 2016’da verilen yanıta göre, işyurtlarında iş yeri hekimi bulunmuyor. Türkiye genelinde faaliyet gösteren 277 işyurdunda ise sadece 131 iş güvenliği uzmanı bulunuyor. Bu uzmanlar ise gönüllü çalışıyor. Zira İşyurtları Kurumu 6331 sayılı ‘İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun kapsamında yer almıyor.
İşçinin ürettiği nereye gidiyor?
Adalet Bakanlığı’nın yönetmeliğinde hükümlülerin cezaevinde çalıştırılma amacı “Hükümlüyü topluma kazandırmak ve meslek sahibi olmalarına yardımcı olmak” şeklinde açıklanıyor. Ancak mahkûmlara iş öğretmek ve onlara gelir sağlamak amacıyla oluşturulan kurumun gelirleri yeni adliye sarayları, hapishaneler yapmak ya da işyurtlarındaki üretim araçlarının yenilenmesi ve onarılması için kullanılıyor. İş Yurtları Kurumu Daire Başkanlığı’nın hazırladığı faaliyet raporunda 2016 yılı mali gelirin 3 milyar TL’ye yakın olduğu belirtilirken, sermaye giderleri ise sadece merkez teşkilatı için 309 milyonun üzerinde. Buna karşılık 50 binin üzerindeki işçi mahkûma ödenen toplam yevmiye ise sadece 30 milyon 40 bin 365 TL.
10 yılda 139 yeni cezaevi
Son 10 yılda tutuklu ve hükümlü sayısının artışıyla doğru orantılı olarak cezaevi sayısında da artış yaşanırken Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün paylaştığı bilgilere göre, 38’i 2016 yılında olmak üzere son 10 yılda 139 yeni cezaevi kuruldu. 21 Haziran 2017 itibariyle ülke genelinde 202 bin 676 kişilik kapasitesiyle, 381 ceza infaz kurumu bulunuyor.
CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun yazılı soru önergesini yanıtlayan Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre 4 Ocak 2017 tarihi itibariyle tutuklu ve hükümlü sayısı 201 bin 177 kişi. 15 Temmuz öncesi ise cezaevlerinde 191 bin 423 tutuklu ve hükümlü vardı.