Dosya

‘Virüsle beraber medya alışkanlıklarımız ayrıştı’

Berrak Akyüz, milliyetçi bir görüşe sahip ailesi içinde bugünlerde haber tüketim alışkanlıklarının iyice ayrıştığını söylüyor. Muş’ta bir tuz fabrikasında çalışırken iki ay önce iş bulunca İstanbul’a gelen Fecri Bülbül ise eskiden hiç bakmadığı haberleri artık takip ediyor.
Farklı yaş, cinsiyet ve il gruplarından vatandaşların koronavirüs günlerinde medya tüketimini incelediğimiz “Karantinada Haber” dizisinin altıncı bölümünde ilk katılımcıyı Meltem Suat, sonrakileri ise Özgür Bülbül, WhatsApp üzerinden beşer gün boyunca izledi.

SARS-CoV-2 adı verilen yeni tip koronavirüsün neden olduğu COVID-19 salgınında hem Türkiye’de hem de diğer ülkelerde vaka ve ölüm sayıları artıyor. Her gün bu konuda yüzlerce haber yapılıyor. 28 yaşındaki Berrak Akyüz bu haberleri izleyen milyonlarca insandan sadece biri. Aile bireylerinin tamamı lisans eğitimi almış, metropolde yaşayan bir kadın.

Karantina döneminde haber okuma ve izleme alışkanlığının pekiştiğini belirten Akyüz, haberleri en çok Twitter ve televizyon kanalları aracılığıyla takip ediyor. BBC, NY Times, Guardian ve Wall Street Journal gibi İngilizce kaynakları tercih ediyor. Onlara daha çok güvendiğini vurguluyor. Bunun sebebini ise şöyle açıklıyor:

“Yabancı medya daha çok veri ve grafik paylaşıyor. Gördüğüm haberleri yurtdışında yaşayan arkadaşlarımla konuşarak teyitliyorum. Anlattıkları, yabancı kaynaklardan takip ettiğim haberlerle örtüşüyor. Sosyal medyayı ise televizyonda anlatılmayan haberleri öğrenmek için takip ediyorum. Sosyal medya bana televizyondan daha güvenilir geliyor.”

Berrak Akyüz

‘Yaşlılar’ Facebook’ta, kâğıt gazete okuyan yok

“Atatürkçü ve milliyetçi bir çizgide” diye tanımladığı ailesinde annesi ve babası NTV, CNN Türk ve Fox TV kanallarını izliyor. Sosyal medya platformu olarak sadece Facebook’u kullanıyorlar. Ailede kâğıt gazete alan alan kimse yok.

Sosyal izolasyon döneminde ailenin haber tüketimi artmış. Salgınla ilgili hiçbir açıklamayı ve haberi kaçırmamaya dikkat etmeye başlamışlar. Her gece düzenli olarak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamalarını takip ediyorlar. Haberlerde önerilen neredeyse bütün tavsiyeleri uygulamaya çalışıyorlar.

Haber siteleri yerine kişisel hesaplar

Berrak Akyüz Türkiye’deki ilk vakanın açıklanmasının ardından düzenli olarak televizyondaki haber bültenlerini takip etmeye başlamış. Akyüz’ün kardeşi ise haberleri sosyal medya üzerinden izliyor. Haber siteleri yerine gazetecilerin ve siyasetçilerin kişisel hesaplarını takip etmeyi tercih ediyor. Resmi kaynakları esas alanlar dışında hiçbir habere itibar etmiyorlar. Haberlerin doğru olup olmadığını Teyit.org üzerinden kontrol ediyorlar.

Haberler bu ailenin de davranışlarını şekillendiriyor. Karantina çağrısına ilk günden itibaren uymuşlar. Bakan Koca’nın önerilerini uygulamaya çalışıyorlar. Her gece 21.00’de yapılan sağlık çalışanlarına alkış desteğine de onun çağrısıyla birlikte katılmışlar.

Koronavirüs günlerinde iyice azalan seyahatlerin iş alanı olan sivil havacılık sektöründeki işinden, en azından iş yerinden bu dönemde uzaklaşmak zorunda kalan Akyüz’ün ve ailesinin haber tüketimi özetle böyle. Şimdi de “yerli gurbetçilerin” koronavirüs günlerinde haberle ilişkisine bir bakalım.

‘Bir baktık ki ilk vakalar görülmeye başladı’

Muş Malazgirt’e bağlı Konakkuran beldesinde 1999’da dünyaya gelen Fecri Bülbül, geçen yılı yöresindeki bir tuz fabrikasında babasıyla geçirmiş. İki ay kadar önce Başakşehir’de bir AVM’de garsonluk işi bulunca İstanbul’a gelen lise mezunu Bülbül, “Bu süreçte dünyada COVID-19 vakaları vardı ve yayılmaya başlamıştı. Türkiye’ye gelir mi gelmez mi diye geçen süre zarfında bir baktık ki ilk vakalar görülmeye başladı” diyor.

Fecri Bülbül

AVM’de müşteri trafiğiyle beraber işler de azalmaya başlayınca işveren, Bülbül dâhil çalışanlarını tek tek izne çıkarmaya başlamış. Ailesi tedirgin olunca İstanbul’da tuttuğu bekâr evini boşaltıp dönüş yoluna koyulmuş. 21 Mart’ta Erzurum’a uçan Bülbül, oradan karayoluyla Malazgirt’e varmış.

‘Büyük haber sitelerinin güvenirliliği var’

Bülbül’ün yoğun bir haber tüketimi yok. “Telefonda ya da WhatsApp durumlarında gördüğüm haberler var” diyor. Buna karşın haber tüketiminin “virüs dolayısıyla arttığını” vurguluyor. Geçmişte günde bir veya sıfır haber tüketirken, şimdi bu sayılar bir veya ikiye çıkmış durumda. “Tüketmek” derken, genelde internet sitelerinde okuduğu haberler söz konusu. Çünkü kâğıt gazete okumamaya ve televizyon izlememeye bu dönemde de devam ediyor.

Haberleri neden internet sitelerinden takip ediyor? “İlk vaka haberlerini internetten duydum. Benim için güvenirliği var tabii, çünkü büyük sitelerden takip ediyorum. Ama sosyal medyaya da belirli bir oranda güvendiğimi söylemem lazım” diyor. Salgının herhangi bir alışkanlığını değiştirmediği görüşünde. “Bu süreçte aklımda bir an önce eve gelip kurtulmak dışında bir şey yoktu” diye ekliyor.

Daha fazla haber bildirimi almaya başladı

İstanbul dışından gelen diğer “mevsimlik” işçilerin de haber tüketimlerini inceleyip bir karşılaştırma yapmak istedik. Örneğin 20 yaşındaki Bitlis Ahlatlı Yusuf Işık, İstanbul’da bir başka AVM’de dönemsel olarak çalışıyor, yaz dönemlerinde ise memleketine dönüyor. O da lise mezunu.

Işık’ın koronavirüs nedeniyle aklına gelen ilk değişimler arasında minibüslerde daha çok kolonya ikram edilmesi başı çekiyor. Su ve haber tüketiminin de bu dönemde arttığını belirterek, özellikle koronavirüs ve spor konulu içerikleri daha çok takip ettiğini söylüyor.

“Birkaç güne kadar memleketime döneceğim. Televizyon ve gazete yok. Sosyal medya ve internet haberciliğinden tüketim yapıyorum bu süreçte” diyen Işık, özellikle gazetelerin paylaşımlarını takip ediyor. Onun haber tüketim sürecinde fark ettiği en önemli değişim ise artık daha fazla haber bildirimi almaya başlaması olmuş.

‘Pansiyonda kalıyorum, burada televizyon yok’

Üç haber tüketicisine daha bakalım. Sakaryalı Ahmet Uysal 29 yaşında bir barista. O da henüz iki ay önce asgari ücretli bir iş bulunca İstanbul’a taşınmış. O da lise mezunu. Koronavirüs nedeniyle izne çıkarılmış. Haber tüketimini izlediğimiz dönemde şunları söylüyor:

  • Ben pansiyonda kalıyorum. İki kişilik bir odayı paylaştığım arkadaşım var. Burada televizyon yok, her şeyi internetten takip ediyoruz. Basılı gazete okumuyorum, sosyal medya da kullanmıyorum.
  • Kitap ve dergi okuyarak, telefondan oyun oynayarak zaman geçiriyorum. Pek fazla haber tükettiğim söylenemez. Sabahları uyanır uyanmaz yeni bir gelişme olup olmadığına bakıyorum. Gece ise ancak denk gelirse haberleri kontrol ediyor. İşe gidip gelmem dışında bir alışkanlığım değişti diyemem.

Haber tüketimi, el yıkama sıklığı gibi arttı

Uzun yıllar önce Dersim’den İstanbul’a gelen Sabri Tekbaş ise Bağcılar’da esnaflık yapıyor. Sosyal medyayı aktif olarak kullansa da, işletmesinde televizyon yok. Gün içinde önemli gelişmeleri ve son dakika haberlerini öğrenmek için yan taraftaki işletmeye gidip “televizyon ihtiyacını” gideriyor. Evde ise ana haberleri izliyor. Yerel haber sitelerini de takip ettiğini söylerken şöyle diyor:

“Koronavirüs, temas alışkanlığımı zayıflattı. El yıkama, dezenfeksiyon gibi konularda değişiklik var. Haber tüketimim de benzer ölçüde arttı. Daha sık okuyorum. Acaba yeni bir gelişme oldu mu, diye ulaşabildiğim her mecradan haber ihtiyacımı gidermeye çalışıyorum. İşler düşmüş olsa da günlük rutin hayatım devam ediyor.”

Son olarak, Sultanbeyli’de oturan ve Kadıköy’de bir işletmede yöneticilik yapan 25 yaşındaki lisans mezunu Gencay Mihyaz…

Onun bir okur ve izleyici olarak kendi tüketimine de bağlayarak dikkat çektiği noktalardan biri, bugünlerde haber “duyarlılığının” artmış olması. Bu durum hem tüketim miktarını artırıyor, hem de şöyle açıkladığı bir başka etkisi var:

‘Bilinçli tüketici her gördüğü habere inanmıyor’

“Var olan haberlerin teyidi konusunda ikinci, üçüncü ya da farklı kaynaklara bakabiliyoruz. Dezenformasyona maruz kalınsa da haberi iki üç yerden takip ederek daha sağlıklı bilgiye ulaştığımızı düşünüyorum. Bilinçli tüketiciler her gördükleri habere inanmıyorlar.”

Gencay Mihyaz

Mihyaz da Teyit.org gibi mecraların önemine dikkat çekiyor ve Twitter’da gördüğü, saç kurutma makinesinin burna tutulduğunda koronavirüsü öldürebildiği iddiasını hatırlatıyor.

Mihyaz’ın kendisi bu tür asılsız paylaşımları, yükselen haber duyarlılıklarının da etkisiyle bizzat teyit etme bilincine sahip. Ancak yaklaşık bir haftadır süren “Karantinada Haber” dizimizin bundan önceki yazılarında da izleri görüldüğü gibi, her okur ve izleyici böyle değil.

Journo yazarları, “Karantinada Haber” yazı dizisine, farklı demografik ve sosyoekonomik kesimlerden katılımcılarla devam ediyor.

Vatandaşlar koronavirüs haberlerini nasıl yorumluyor? Taşradaki muhafazakar bir televizyon izleyicisi bugünlerde haberleri nereden izliyor? AB grubundan muhalif bir kentli, hâlâ bayiye gidip gazete alıyor mu? Kadın sosyal medya kullanıcılarının kararını değiştiren bir haber oldu mu?

Bu tür sorulara yanıt aradığımız yazı dizisini şu sayfadan takip edebilirsiniz.

Meltem Suat

1994 İstanbul doğumlu. Ege Üniversitesi Gazetecilik Bölümü'nde okudu, ulusal ve yerel medya kuruluşlarında çalıştı. Journo, Daktilo1984, NewslabTurkey gibi sitelere içerikler hazırlayan Suat, mesleğini serbest gazeteci olarak sürdürüyor. Daktilo1984'te Mutfakta Ne Var isimli toplumsal cinsiyet odaklı podcast serisini hazırlayıp sunuyor.

Özgür Bülbül

Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Yerel-ulusal gazete, TV ve haber ajanslarında muhabir-editör olarak görev yaptı. İnternet haberciliği ve yerel medya üzerine çalışıyor. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Medya Ekonomisi ve İşletmeciliği Anabilim Dalı'nda Tezli Yüksek Lisans yaptı. "Doğu’da Gazeteci Olmak" ve "Haberin Yerel Hâli" adlarında yayımlanmış iki kitabı bulunuyor.

Journo E-Bülten