Haber

Madame Tussauds: Müze değil eğlence merkezi

Yaşar Kemal ile derinlemesine bir sohbet içerisindeyken Hafize Ana zilini çalar… Audrey Hepburn’le kahvenizi yudumlarken, Mozart’ın piyano resitali kulaklarınızın pasını siler… Kıvanç Tatlıtuğ ile kameralara poz verirken Kerem Bürsin uzaktan göz kırpar…

250 yıllık geçmişe sahip, dünyanın en ünlü balmumu müzesi Madame Tussauds, 21. merkezini İstanbul’da açtı. Müze, Türkiye’den ve dünyadan tarih, kültür, sanat, spor ve siyaset alanında 55 yıldız ismin balmumu heykelini bir araya getirdi. Müzenin İstanbul’a gelme macerasını, sergilenen figürlere nasıl karar verildiğini ve ziyaretçilerden alınan tepkileri Madame Tussauds İstanbul’un Grup Pazarlama Müdürü Aydan Alboğa Uslu ile konuştuk.

Öncelikle, 250 yıllık tarihi olan Madame Tussaud’nun hikâyesinden bahseder misiniz
Marie Tussaud, Dr. Curtius isimli bir tıp doktorunun hizmetçisinin kızı olarak hayatına başlıyor ve o dönemde aynı zamanda heykeller yapan Dr. Curtius’e yardım ediyor. Ondan hem konunun inceliklerini öğreniyor hem de aslında insan vücuduyla ilgili anatomiyi öğrenmiş oluyor ve sonra Versailles Sarayı’ndaki soyluların figürlerini yapmaya başlıyor. O dönem soyluların fotoğraf ve video şansı olmadığı için kendilerini bu şekilde ölümsüzleştiriyorlar.

1761 yılında dünyaya gelmiş bir kadını biz kuşaklar sonra hâlâ nasıl konuşabiliyoruz?
Madame Tussaud’nun ciddi bir ticari kafası var. Biz her ne kadar bugün daha çok sanatçı yönüyle ilk figürleri yapan kişi de desek, aslında bunun bir markaya dönüşmesi, Fransa’dan İngiltere’ye gitmesi, orada kendini kabul ettirmesi; bu müzik, ikramlar, halka açık hale gelmesi, kendi döneminin popüler insanlarını müzede yer alması için ikna etmesi gibi birçok faktör var.

Tüm dünyada olan Madame Tussaud Balmumu Heykel Müzesi artık İstanbul’da da ziyaretçileriyle buluşuyor. Müzenin İstanbul’dan beklentileri ne?
Müzemiz ile İstanbul’un ve Türkiye’nin kültür sanat ve eğlence hayatına yeni bir bakış açısı eklediğimizi düşünüyoruz. İstanbul hem tarihi değerleri hem de güzellikleriyle tüm dünya için popüler bir şehir. Dolayısıyla hem İstanbul’da ve Türkiye’de yaşayanların hem de İstanbul’a gelen yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekecek bir merkez hazırlamaya çalıştık. Seçtiğimiz figürler, oluşturduğumuz konsept ve seçtiğimiz lokasyon, İstiklal Caddesi İstanbul’un kalbi, bu sebeple hem burada yaşayanların hem de turistlerin ilgisini bekliyoruz.

Hangi figürlerin sergileneceğine nasıl karar veriyorsunuz? İstanbul için seçim yaparken neleri göz önünde bulundurdunuz?
Çok kriter vardı ve zor bir seçimdi ama hikâyenin başlangıcı bir pazar araştırmasına dayanıyor. Biz fokus grup çalışmaları yaptık. Farklı sosyoekonomik seviyeden, farklı yaş gruplarından, farklı kültürlerden kişilere böyle bir müze yapıldığında kimleri görmek isteyeceklerini sorduk. Sonrasında farklı kategorilere göre elemeler yaptık ve bugünkü şeklini aldı. Her yıl üç veya dört tane yeni figür eklenecek. 2017’de yapımı devam eden ve şu an kim olduklarını sakladığımız dört isim daha var. Ondan sonra da her yıl yeni isimler ekleyeceğiz.

Bir müzeye, sergiye gittiğimizde eserlerin etrafında korumalar oluyor. ‘Dokunmayın, çizgiyi geçmeyin’ uyarıları ile karşılaşıyoruz. Ancak, Madame Tussaud’da böyle bir şey yok. Aksine ziyaretçiler dokunabiliyor, fotoğraf çekebiliyor. Bunu müzecilikte yeni bir perspektif olarak görebilir miyiz?
Bu tüm Madame Tussaud’ların ortak özelliği. Aslında müze diyoruz fakat Türkçe’de tam olarak karşılığı olmayan ‘attraction center’ olarak geçen bir kavram. Klasik anlamda bir müze değil, asıl amacımız bilgilendirmek değil, insanların eğlenmesini, keyifli vakit geçirmesini sağlamak. O yüzden de engellemek yerine teşvik etmeye çalışıyoruz. Bütün ziyaretçilerimizin keyifli dakikalar geçirebilmesi için en sevdiği karakterlere, en popüler isimlere dokunmasını, sarılmasını çeşitli peruklar ve giysilerle onları taklit etmesini ve eğlenmesini istiyoruz. Burası aslında müzeden çok bir eğlence merkezi diyebiliriz.

Figürlerin aileleri veya kendileri müzeyi ziyaret ettiklerinde nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Çok güzel tepkiler aldık, değişik hikâyelerimiz var. Bugün hayatta olmayan kişilerin figürlerini aileleriyle yan yana getirdik. Örneğin, Barış Manço’nun ailesi açılışımız sırasında bizimle birlikteydi. Biz Barış Manço’nun 1976 yılındaki bir pozunu figürleştirmiştik ve eşi Lale Manço çocuklarının Barış Manço’nun o halini aslında hiç görmediğini ve Manço’nun o döneminin kendilerinin evlendiği dönemdeki gençlik halleri olduğunu söyledi. Kendileri için çok özel bir karşılaşmaydı, duygusal anlar yaşadılar.
Figürlerin yapım aşamasında; pozlara, hangi yıla ait olması gerektiğine, hangi kostümde ve duruşta yapacağımıza kişilerin ya kendileri ya da hayatta değillerse yasal varisleriyle birlikte karar veriyoruz. Yapım aşamasında da her adımda onay alıyoruz. Aslında bu onlar için sürpriz olmuyor ama yine de bitmiş halini görmek gerçekten heyecan verici.


Madame Tussauds: 250 yıllık tarih

Madame Tussauds’un hikâyesi, 1761 yılında Marie’nin –bugünkü adıyla Madame Tussauds- dünyaya gelmesiyle başladı. Marie, Paris’te balmumu sanatçısı olan Dr. Curtius’un evinde çalışan gündelikçinin kızıydı. Dr. Curtius, Marie’nin sanata olan düşkünlüğünü gördü ve onu eğitmeye başlayarak hem anatomi dersleri hem de balmumu heykeli modellemenin tüm inceliklerini öğretti.

17 yaşındayken dönemin ünlü yazarı Voltaire’i modelledi. O dönem fotoğraf ve video olanakları kısıtlı olduğu için balmumu heykelleri soyluların kendilerini ölümsüzleştirmek için büyük bir fırsattı. Versailles Sarayı’ndaki soyluların figürlerini yaparak tanınan bir isim oldu. Francois Tussauds ile evlenerek Madame Tussauds ismini aldı.

Dr. Curtius’un ölümünün ardından, sergisini miras olarak devraldı ve 30 yılı aşkın bir süre heykeller yaptı ve sergiledi. Fransız Devrimi’ni gözler önüne sermek için müzelerin temelini attı. 81 yaşında öz portresini balmumuna döktü ve 89 yaşında vefat etti. Oğulları Madame Tussauds Müzesi’ni Londra’ya bugünkü adresine taşıdı.

Hazırlık süreci

Her bir heykel, konularında uzman 30 kişilik bir ekip tarafından yaklaşık dört ayda hazırlanıyor. Her bir figür için 150 kg kil kullanılıyor ve tamamlanmış bir figürün ağırlığı 25 kg kadar oluyor.

Poz verme

Hazırlanacak figürler için ilk aşama, fotoğraf çekimi ve detaylı ölçü alma işlemi. Hayatta olan kişiler için 3 saati bulan detaylı fotoğraf çekimleri ve üç boyutlu modelleme cihazı ile yüzlerinin maskı oluşturuluyor. Hayatta olmayan figürler içinse, görsel ve yazılı arşivlerden yapılan detaylı araştırmalarla birlikte figürlerin yasal varisleriyle görüşmeler yapılıyor.

Şekillendirme

Detaylı ölçümlerin ardından metal boru ve tellerle desteklenerek kilden bir iskelet sistemi oluşturuluyor. Bir figürün şekillendirilmesi yaklaşık 350 saat sürüyor. Balmumu, soğudukça küçülme özelliğine sahip olduğundan bir figürün baş ölçüsü normalden yüzde 2 büyük olacak şekilde çalışılıyor. Figür şekillendirilmeden önce sadece baş kısmını hazırlamak 6 hafta sürüyor.

Kalıp çıkarma

Üç boyutlu modelleme aletiyle oluşturulan mask ve alınan detaylı ölçülerle kilden büstler hazırlanıyor. Büst temel alınarak çıkarılan kalıplar 74°C’ye kadar ısıtılıyor ve içine özel balmumu ve Japon mumu karışımı dökülüyor. Balmumu kalıp içerisinde 170 saat soğumasının ardından, baş figürü ortaya çıkıyor. Eller de aynı şekilde kalıplardan çıkarılıyor ve renklendiriliyor. Dişler için, diş hekimleriyle çalışılıyor. Her bir diş akrilik malzemelerle hazırlanıyor ve gerçeğe yakın rengine boyanıyor.

Saç & Stil

Saç ve kaşlar uzmanlar tarafından tek tek gerçek saçlardan ekiliyor. Saç ekimi tamamlandığında saç yıkanıyor, kesiliyor ve aslına uygun saç stili oluşturuluyor. Gözler ise, Madame Tussauds’a özel geniş bir renk skalasından esas alınarak belirleniyor. Göz damarları tek tek elle işleniyor. Bazı ünlüler Madame Tussauds müzesi için kendi orijinal kıyafet ve aksesuarlarını bağışlıyor. Diğerleri ise, Madame Tussauds’un moda ofisinde dönem ve tarihe uygun olarak üretiliyor. Arda Turan, Beren Saat, Kıvanç Tatlıtuğ ve Kerem Bursin kendi kıyafetlerini bağışlayanlardan.

Ve sonuç

Baş ve ellerin figürle birleştirilmesi ve kıyafetlerinin giydirilmesiyle son halini alıyor. Yapım aşamalarında ünlüler veya yasal varisleriyle iletişim halinde olunarak onayları alınıyor. Figür tamamlandığında, fotoğraf stüdyosuna getirilerek çekimleri yapılıyor. Son aşamada figürün sahibine bu fotoğraflar gösterilerek son yorumlar paylaşılıyor. Her bir figürün maliyeti yaklaşık 300 bin dolar.

Buse Alkan

zamanmekan.com isimli, kültür sanat yayıncılığı yapan bir İnternet sitesi kurdu.

Kadir Has Üniversitesi'nde Yeni Medya bölümünden bu yıl mezun oldu. İçerik üretim alanında çalışıyor.

Journo.com.tr için içerikler üretiyor ve röportajlar yapıyor. Milliyet Gazetesi'nde stajyer muhabirlik yaptı. Ayrıca, okulda öğrenci film projeleri ve televizyon programlarında freelance editor olarak çalışıyor.

İlgi alanları ise; İstanbul, kültür sanat, insan odaklı habercilik, kadın odaklı habercilik, veri gazeteciliği, veri görselleştirme, SEO ve big data

Journo E-Bülten