Bir paragrafta ne kadar fazla ‘genç’ kelimesi kullanılabilirse o kadar kullanılmış haberler okuyorum. Bu haberlere göre, oyuncu Şebnem Bozoklu bardan iki erkekle çıkmış. Sonra ‘alkolün de etkisiyle’ samimiyet ilerlemiş ve iç çamaşırı ile denize girilmiş. En sonunda ise olan şu:
“Genç bir erkekle yüzerken yakalandı.”
Veya bu:
“İskelede kendinden küçük bir erkekle öpüştü.”
Hayretten hayrete düşerken (!), saniyeler içinde bilgi dağarcığıma yeni bir şey daha katıyorum. Beğenerek izlediğim oyuncunun yaşını şahsen bilmiyorum, bugüne kadar da merak etmemişim. Ve fakat haberin editörü belli ki öğrenmemi istiyor:
“37 yaşındaki Bozoklu, gençlerden birisiyle iskelede beraber yüzdü ve uzun süre öpüştü.”
Kadının kendisinden yaşça küçük biriyle olması, şanlı medyamıza göre örf ve adetlerimize aykırı. Bu nedenle de kadınların genç erkeklerle birlikteliği, ayıplanması gereken bir mesele… Medya söyleminin köküne kadar milliyetçi ve cinsiyetçi normlara bulandığı bir ülkede yaşıyoruz. Haber sitelerinde, “Bu ünlüler genç erkek seviyor!” adıyla tıklanmayı beklenen onlarca fotoğraf galerisi var. Söz konusu galerilere göz gezdirdiğinizde karşınıza çıkan ünlülerin hepsi elbette kadın. Buyrun, milliyetçi cinsiyetçi medyamıza bir de heteronormativite ekleniverdi!
“Eğlenceye doyamayan Meltem Cumbul ve genç eşi geceye kaldırımda devam etti”, “Pınar Altuğ genç sevgilisine ayak uydurabilmek için öyle bir değişti ki”, “Nazan Şoray önceki gece kendisinden hayli yaşça küçük erkek arkadaşıyla objektiflere takıldı” gibi haber spotu örnekleri çoğaltılabilir. Bu haberlerin içeriğinde, kadınların yaşına vurgu yapılarak hareketlerinden ötürü utanç duymaları bekleniyor.
Mesele kadın olunca her şeyi modasına uydurmak isteyen şanlı medyamız, bir dönem bunun adını da koymuştu: “Genç sevgili modası.” “Seray Sever’de mi genç sevgili modasına uydu?” (imla hatasına dokunulmamıştır) başlığı, bu döneme tekabül ediyor.
Öte yandan, ‘genç‘ derken bir kadının ne kadar genç biriyle beraber olacağı konusunda da muhtelif tartışmalar mevcut. Bu tartışmaya nokta koyanlardan biri ise Müge Anlı. Televizyonda her gün binlerce kişinin izlediği Anlı programında kadının yaşı konusuna şöyle değinmiş:
“İnanılmaz, saçımı başımı yolmak istiyorum. 45 yaşında 5 çocuk annesiyim, 35-40 arası birini istiyorum. Hadi ya! Bir çarpacaksın bir de yer çarpacak! Senin artık çocuğun var. Yaşıtın ya da kendinden küçük birini bulmayacaksın.”
Bu noktada çarpılması gereken bir şey varsa o da hiç şüphesiz medyanın eril dili… Saç baş yolmamak için kadınların hayat tercihlerine değil, bu eril dile takılmak gerekiyor.