Görüş

Prof. Picard: Gazetecilikle servet değil ama etki ve ilginç bir yaşam edinebilirsiniz

Medya ekonomisinin önde gelen uzmanlarından olan Profesör Robert G. Picard ile dijitalleşen dünyada gazeteciliği konuştuk. Picard’ın genç gazetecilere bir tavsiyesi var: “Gazeteciliğin zengin olunacak bir yer olmadığını, etki sahibi olabileceğiniz ve ilginç bir yaşam sürebileceğiniz bir yer olduğunu anlayın.”

Sosyal medya ajansı We Are Social ve sosyal medya yönetim platformu Hootsuite’in internetin küresel gidişatını gösteren 2021 verileri geçen ay yayımlandı. Rapora göre Ocak 2022 itibarıyla

  • dünya nüfusunun yarısından fazlası (%57) kentlerde kentte yaşıyor,
  • 3’te 2’si cep telefonu kullanıyor,
  • internet kullanıcılarının sayısı 4,95 milyara, sosyal medya kullanıcılarınınki 4,62 milyara çıktı
  • ve her bir kullanıcının internette harcadığı ortalama süre günde 6 saat 58 dakika.

Nüfusunun %90,8’inin mobil bağlantıya sahip olduğu Türkiye’de internet kullanıcı sayısı ise 65,8 milyon, yani nüfusun %70’i.

Arama motoru optimizasyon platformu ve pazarlama şirketi SEMrush verilerine göre Türkiye’de 60 milyon kişi sosyal medyayı aktif olarak kullanıyor. Türkiye’deki kullanıcılar internette günde ortalama 7 saat 57 dakika harcıyor. Bunun 2 saat 57 dakikasını sosyal medyada, 1 saat 35 dakikasını müzik platformlarında, 1 saat 33 dakikasını ise yazılı basını okuyarak geçiriyorlar. Oyun konsollarına ortalama 58, radyoya 39, podcastlere 36 dakika ayırıyorlar.

Dijital fırsat büyürken Türkiye’de basın geriliyor

Özetle, medya için internette devasa bir izlerkitle var ve içerik tüketiminin birçok alanında büyüme sürüyor. Buna karşın haber medyası dijital dönüşümün yarattığı fırsatlardan henüz tam olarak yararlanamıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Temmuz 2021 tarihinde yayımladığı verilere göre gazete ve dergi sayısı bir önceki yıla kıyasla %13,5 azalarak 4.746 oldu. Bu yayınların %54’ünü dergiler oluşturuyor. Gazete ve dergilerin toplam tirajı ise 2020’de %20,9 oranında azalarak 1 milyonun altına gerilemişti.

Dijitalde haber üretiminin ve dağıtımının geleneksel mecralara kıyasla daha ucuz olduğu söylense de nitelikli içerik “pahalı” olmayı sürdürüyor. Bir yandan da haber artık üretildiği andan itibaren çok daha hızlı bir şekilde tüketiliyor. Ayrıca artan rekabet ortamına hıza uyum sağlamaya çalışan birçok medya kuruluşunun içeriklerinde özgünlüğü yitirdiği görülüyor. Reklam gelirlerinde süren düşüşün gazetecilikte yeni iş modellerini teşvik ettiği de bir başka gerçek.

Bu çerçevede, dijital medyanın ve geleneksel medyanın 2022 itibarıyla konumunu ve muhtemel geleceğini, uluslararası akademik dünyanın önde gelen bir temsilcisiyle konuştuk. Oxford, Harvard ve Yale gibi üniversitelerde görev almış, medya ekonomisi ve politikası ile dijital çağda gazeteciliğin karşılaştığı ticari zorluklar konusunda uzman bir isim olan Prof. Dr. Robert G. Picard uzaktan söyleşimizde sorularımızı yanıtladı.

Günümüz medya ekosisteminde medya sahipleri ve gazeteciler yazılı basının “altın günlerini” kaybettiğini düşünüyor. Yazılı basın işletmelerinin ve dijital medyanın geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Yazılı basın, haber ve bilgi aktarımı için hala önemlidir ve sosyal, ekonomik ve politik olarak aktif olanlar için birincil haber kaynağı olmaya devam etmektedir. Ancak artık nüfusun çoğu için birincil araç değil, bu nedenle geçmişte yaptığı geliri üretmiyor. Düşük gelir ve kârlılık aynı şey değildir ve çoğu günlük gazete kârlı (geçmişe göre daha düşük seviyelerde) ve hala ekonomik olarak ayaktadır.

Medya hâlâ ortalama bir işletmeden 2-3 kat fazla kazanıyor

Basılı gazetelerin medya sahnesindeki değişen konumu, medya şirketlerini dijital de dahil olmak üzere izleyicilerle iletişim kurmanın diğer yollarını çeşitlendirmeye yönlendiriyor ve birçoğu yeni izleyicilere ulaşmak ve yeni gelir elde etmek için podcast’ler, video akışı ve halkla ilişkiler yayınları kuruyor, gelir getiren etkinliklere sponsor olmanın yanı sıra.

Gazetelerin getirisi yüksek bir üretici olarak altın günleri geride kaldı ve muhtemelen geri gelmeyecek. Ancak bunlar yine de sürdürülebilir ve çoğu ülkedeki ortalama işletmelerin 2-3 katını üreten işletmeler.

Robert G. Picard. Fotoğraf: Anders Brenna / tekniskbeta.no

1989’da kaleme aldığınız “Media Economics: Concepts and Issues” isimli kitabınızda medyanın, ekonomik sistem içinde dört farklı grubun ihtiyaç ve isteklerini karşıladığını öne sürüyorsunuz. Bunlar; medya sahipleri ve hissedarlar, okuyucular ve izleyiciler, reklamverenler ve medya çalışanları. Günümüz koşullarında değerlendirildiğinde bu dört grupta ne gibi değişiklikler oldu?
Gazete şirketlerinin kamu mülkiyeti azaldı çünkü birçoğu sadece eskiden ürettikleri yüzde 20-25’lik getiriyi istiyordu. Bu, toplum hizmeti, diğer ticari veya siyasi çıkarları desteklemek gibi birden çok amacı olan veya bunun ilginç bir meydan okuma olduğunu düşünen ve dahil olmak için parası olan bireyleri ve grupları mülkiyete getiriyor.

Gündelik haber tüketicilerinin gazete okuru önemli ölçüde düştü ve sosyal medya, internet başlangıç sayfaları ve gazete dijital ürünleri dahil olmak üzere bazı haberler sağlayan dijital kaynaklara taşındı. Düzenli okuyucular hala basılı gazeteleri okur ve son dakika haberleri ve diğer bazı gazetelerin neler ürettiğini görmek için dijital ürünlerle tamamlar.

Yerel reklamcılar gazetelerle reklam vermeye devam ediyor, ancak perakende olmayan ulusal reklamcılar hedeflenen tüketicilere ulaşmak için başka birçok yola sahip ve reklam harcamalarının çoğunu bunlara harcıyorlar. Büyük meblağları dijital reklamcılığa taşımıyorlar, ancak doğrudan tüketici pazarlaması ve katılımı için çok fazla harcama yapıyorlar.

Yeni nesil gazetecilere: Gerçekçi olun

En büyük değişiklik, geçmişte gazete gelirlerinin %20-30’unu sağlayan seri ilanların ortadan kalkması oldu. Artık ücretsiz sınıflandırılmış reklamlar sağlayan yüzlerce yerel ve ulusal site var ve işe alım, emlak ve otomobil satışlarındaki en büyük oyuncuların çoğu artık özel çevrimiçi siteler kullanıyor.

Çalışanlar, son 15 yılda %20-30 oranında azalmaya denk gelen değişikliklerden büyük ölçüde etkilendi. Bunların çoğu, özel kategorilerde haberler ve haber dışı bilgiler üreten haber merkezi çalışanlarıydı. Çoğu şimdi aynı türden içerikler yayımlayan internet siteleri için çalışıyor. Geçmişte reklam, prodüksiyon ve dağıtımda görev alan kayda değer miktardaki çalışan gereksizleşti. Çünkü basılı yayınların tirajları ve sayfa sayısı azaldı, sayfalar küçüldü ve bu emeğe ihtiyaç kalmadı.

Yeni nesil gazetecilik öğrencilerine ve gazetecilere önerileriniz nelerdir?
Gerçekçi olun. Gazeteciliğin zengin olunacak bir yer olmadığını, etki sahibi olabileceğiniz ve ilginç bir yaşam sürebileceğiniz bir yer olduğunu anlayın. En büyük sorun, gelecekte gazetecilerin tek bir işverene gidip kariyerleri boyunca orada kalmayı bekleyemeyecek olmalarıdır.

Aynı zamanda, yeni nesil gazetecilerin basılı ve çeşitli dijital ürünler için içerik üretmede ve yeni dağıtım yöntemlerini ve fırsatlarını anlamada daha geniş bir beceri setine ihtiyaçları olduğu anlamına gelir Değişen haber ve bilgi ortamı, gazetecilerin girişimci olmaları ve büyük miktarda sermayeye sahip olmadan kendi dijital medya operasyonlarını kurmaları için birçok fırsat yarattı. Bu herkes için bir yol değil, ancak artan bir oranda birçok gazeteci bunu takip ediyor.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR – “MEDYA İŞİ” YAZI DİZİSİ

Ahsen Demircioğlu

Ege Üniversitesi'nin Gazetecilik bölümünden 2019 yılında mezun olduktan sonra bir süre Kadın Çalışmaları alanında akademik araştırmalar yaptı. Ege Üniversitesi Basın Ekonomisi ve İşletmeciliği programında yüksek lisansını sürdürüyor.

Journo E-Bülten