Haber

Muharrem Sarıkaya’ya tokat tepkisi: “Gazeteciliğin dinozorları, gençleri çiğneyip geçemez”

Habertürk Ankara temsilcisi Muharrem Sarıkaya’nın İHA muhabiri Ahmet Demir’i canlı yayında darp etmesi büyük tepki çekti. Sarıkaya’nın özrünü yeterli bulmayan Demir suç duyurusunda bulunuyor. Sarıkaya’nın Habertürk’ten istifa ettiği bugün öğle saatlerinde duyuruldu.

Gazetecilerle, meslek örgütü temsilcileriyle ve iletişim akademisyenleriyle bu olayı konuştuk. Ahmet Demir’in iletişim fakültesinden hocası olan Doç. Dr. Gökhan Gökgöz, “Bu genç gazeteciler, meslek dinozorlarının gelişigüzel çiğneyip geçebilecekleri insanlar değiller” dedi.

Gaziantep’teki Panorama Müzesi’nde 17 Aralık cuma günü gerçekleştirilen canlı yayında Habertürk’ün Ankara temsilcisi Muharrem Sarıkaya’nın konuğu Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin oldu.

Sarıkaya bir ara kaynaklarıyla irtibat kurabilmek için kendi telefonunu kullanmak istedi. Ancak sehpanın üstündeki telefonu çekmeyince kamera arkasından yardım talep etti.

Canlı yayında kameramanlığı üstlenen İhlas Haber Ajansı (İHA) Gaziantep muhabiri Ahmet Demir, kadraja girmeden yardımcı olmaya çalıştı. Ancak bu sırada bir anda sinirlenen Sarıkaya’nın saldırısına uğradı.

Yayına yansımayan tokat videosunu Talat Atilla dün yayımladı. Sarıkaya’nın yanı sıra, tokata rağmen hiçbir şey olmamış gibi yayına devam ettiği görülen Şahin de sosyal medyada tepki çekti.

Sarıkaya’nın özür tweet’i de tepkileri dindirmedi:

Son 24 saatte Google’da en çok yapılan ikinci Türkçe arama “Muharrem Sarıkaya” oldu (200.000 aşkın arama). Bugün de #ÖzrüKabahatindenBüyük etiketi Twitter’da trendler arasında.

Sarıkaya bu sabah aradığımızda, “Toplantıya girmem lazım. Çıktıktan sonra arayacağım” demesine rağmen dönüş yapmadı ve daha sonraki telefonlarımıza yanıt vermedi.

Habertürk: “Sarıkaya görevini bıraktı”

Sarıkaya’nın Habertürk’teki görevinden istifa ettiği öğle saatlerinde kanalın internet sitesinden duyuruldu.

Kanal, Sarıkaya’nın “kabul edilemez ve izahı olmayan davranışından ötürü İHA Gaziantep kameramanı Ahmet Demir arkadaşımızdan, ailesinden, çalıştığı kurumdan ve tüm kamuoyundan Habertürk olarak içtenlikle özür dileriz” diye açıklama yaptı.

Ahmet Demir: “Çok saygısız bir adam, şikâyetçi oldum”

Bugün suç duyurusunda bulunacağı bildirilen İHA muhabiri Demir olayla ilgili olarak şunları söyledi:

  • Bir gün önceden yayın hazırlıklarımızı tamamlamıştık. Bir eksiğimiz yoktu. Daha sonra Muharrem Bey yayında bizim vermiş olduğumuz telefonu kullanmak istemedi. Kendi telefonunu kullanmak istedi. Israrla kendi telefonumuzu vermek istedik, yayında sıkıntı çıkmasın diye. Ancak kendisi de ısrarla kendi telefonunu kullanmak istedi. Kendi telefonunu kullanınca şebeke sorunu yaşadı. Şebeke sorunu yaşadıkça durmadan el kol hareketi yapıyordu yayın esnasında, “Telefonum bozuldu” vs. diye. Yardımcı olmak adına bizim daha önce hazırlamış olduğumuz telefonu ona vermek istediğimde bana o hareketleri yaptı.

  • Şoka uğradık, kimse bir şey yapamadı. Daha sonra da kendisine tepki veren olmadı. Kendisi benden özür dilemeye çalıştı. Ben de “Sana bir şey demiyorum, özrünü kabul etmiyorum” dedim. Çok saygısız bir adam. Yaşadığım olaydan dolayı büyük bir üzüntü duydum. Yaşadığım darp olayının yine meslektaşım tarafından yapılması çok daha kırıcı oldu. Televizyonlardan izlediğimiz, köşe yazılarını okuduğumuz bir kişiden böyle bir tepki görmüş olmak beni, sevenlerimi ve ailemi çok derinden yaraladı.
  • Muharrem Bey’in yapmış olduğu harekete karşılık verebilirdim ancak saygı çerçevesinde ve yayın selameti için yapmış olduğu hamleye tepki göstermedim. Özrü kesinlikle kabul edilebilir nitelikte değil. Yaptığının affedilecek bir yanı yok. Kendisini kesinlikle affetmiyorum. Başta annem olmak üzere tüm sevenlerime yaşattığı bu üzücü olay için hukuki süreci başlattım. Hak edeceği cezayı alacağını temenni ediyorum. Umarım bu tarz olaylar sadece gazetecilere değil tüm emekçilere karşı bir daha yaşanmaz ve yaşadığım olay son olur.

Gazetecilik örgütlerinden Sarıkaya’ya kınama, Demir’e destek

Gazetecilik meslek örgütleri Sarıkaya’yı kınadı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden (TGC) yapılan açıklamada “Muharrem Sarıkaya’yı meslektaşına psikolojik ve fiziksel olarak zarar veren bu çirkin ve kabul edilemez tutumu nedeniyle kınıyoruz” ifadesi kullanıldı.

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) muhabir Ahmet Demir’e hukuki destek vermeye hazır olduğunu açıkladı:

Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç: “Bu insanlık suçudur”

Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, saldırı ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

  • Muharrem Sarıkaya 40 yıllık, meslektaşlarına saygılı, mesafesini koruyan bir insandır. Nasıl böyle bir hata ve kabul edilemez bir davranışta bulundu, şaşırdım kaldım. Ama ne olursa olsun, ne kadar efendice, mesafeli biz çizgide yaşadıysa da bu meslekte yaşananlar asla kabul edilemez. Çünkü gazeteciler önemli muhabir, küçük muhabir, büyük muhabir diye bir ayrım yoktur. Habere koşan, haber peşinde olan herkes eşittir. Hiç kimse kimseye üstünlük sağlayamaz kaldı ki tokat atamaz. Bu insanlık suçudur. Çok büyük hata işlenmiş. Muharrem Sarıkaya’ya asla yakıştıramadım.
  • Bundan sonra bu olay unutulmamalı. Daha önce de birçok gazeteci başka gazetecilere böyle üstünlük taslamıştır. Gazetecilerin bu kadar büyük özveriyle çalıştığı bu noktada bir eski gazetecinin bu hatayı yapması kabul edilemez. Basın Konseyi olarak tüm meslektaşlarımız adına bu olayı kınıyoruz. Sunuculuk yapan gazetecinin yanı sıra diğer bir hata da buna seyirci kalan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı olarak tepki göstermesi gereken Fatma Şahin’in sessiz kalmasını da kınıyoruz. Bir eşitlik prensibiyle Belediye Başkanı tepki vermeliydi. Gazetecilik ve basın emekçileri adına üzücü bir olay. İnsanlar öfkesini kontrol etmeli. Kimsenin kimseden üstün olmadığının bilinmesi gerekir.

 

Faruk Bildirici: “Tamamen etik dışı ve meslek ahlâkına aykırı”

Olayın gazetecilik mesleği çerçevesinde tartışılamayacak bir davranış olduğunu ifade eden Faruk Bildirici şunları söyledi:

  • Bir gazetecinin herhangi bir kişiye şiddet uygulaması asla kabul edilemez. Gazeteci her zaman şiddete karşı çıkması gereken bir kişidir. Bir gazetecinin hele ki birlikte çalıştığı bir insana böyle bir davranışı asla kabul edilemez. Biz sokaktaki kavgaları, birbirlerine şiddet uygulayanları eleştiriyorken bizim böyle bir davranışta bulunmamız doğrusu bir gazeteci olarak beni çok kaygılandırıyor. Yani bu ülkedeki şiddetin, gerginliğin nereye geldiğini ve yansıdığını bana anlatmış oluyor. Hatırlarsınız, daha önce Bosna’daki olaylar nedeniyle bir gazetecinin eline silah almasını kınadık, tartıştık gazeteciler olarak. Bu da onun gibi bir durum.
  • Muharrem Sarıkaya’nın davranışı üstelik kameralar önünde. Birlikte çalıştığı bir insana şiddet uygulamasını çok yanlış buluyorum. Kınıyorum. Tamamen etik dışı ve meslek ahlâkına aykırı bir davranış. Asla gazetecilik çerçevesinde tartışılacak bir davranış değil. Muharrem Sarıkaya “Bir anlık kendime hâkim olamadım” diyor ama hâkim olmak durumundaydı. Ayrıca Fatma Şahin’in o anda tepki vermeyip yayına devam etmesi ne kadar yanlışsa İHA’nın da Ahmet Demir’e sahip çıkmak için iki gün beklemesi o kadar yanlış. Kınıyorum.

 

Doç. Dr. Gökhan Gökgöz: “Burada söz konusu olan mesleki bir kibirdir”

Gaziantep Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doç. Dr. Gökhan Gökgöz ise şu değerlendirmeyi yaptı:

  • Ahmet Demir, iletişim fakültesi mezunu genç bir gazetecidir, öğrencimdir. Kendisine dönük bu nezaketsizliği güçlü biçimde kınıyor, Muharrem Sarıkaya’nın özrünü de kabul etmiyorum. Bu genç gazeteciler, meslek dinozorlarının gelişigüzel çiğneyip geçebilecekleri insanlar değiller. Bununla birlikte çevresindeki insanlara karşı bu denli tahammülsüz, etik ve estetik düzeyi görüntülerde malum bir kişinin yaptığı faaliyetin sahici bir gazetecilik olduğunu da düşünmüyorum. Gaziantep kentinin adının bu profildeki kişilerle ve olaylarla anılması ayrıca üzücüdür. Benzeri olayların tekrarlanmaması ve gazeteciliğin itibarının korunması için meslek örgütlerini tepki koymaya ve ilgili etik kodları hatırlatmaya davet ediyorum.
  • Bu tavırda birkaç neden bana kalırsa: Birincisi, meslek etiğiyle ilgili. Gazeteciliğe yıllarını vermiş, deneyimli olduğu düşünülen bir ismin, kendi performasına katkı sunmak için orada bulunan genç bir gazeteciyle, ekip arkadaşına yaptığı bir hoyratlık var. Burada söz konusu olan mesleki bir kibirdir. İkincisi, aslında kendisiyle aynı sınıftan olan genç bir gazeteciden kendini ayırma, o toplumsal sınıfla kendi bağını koparma hadisesi var. Bu iktidar gösterisi, aynı zamanda bir sınıf atlama rüyasının da somut görünümlerinden birisi. Üçüncüsü, merkezin taşraya olan kibirli ve üstten tavrını da bana kalırsa burada görüyoruz. Yeni mesleğe başlamış taşralı genç bir gazeteci, daha aşağıda ne olabilir bu düşünceye göre? “Öyleyse şiddet gösterilebilir, nezaketsizlik yapılabilir” diye düşünüyor olmalı. Bir tür taşra karşıtlığı bu. Üç boyutlu bir konu bu. Bu olaya ilk olarak meslek örgütleri ve akademi, ikinci olarak sendikalar, son olarak ise yerel yönetim tepki göstermeli.

Fatma Şahin: “Tepki verememiş olmam tepki duymadığım anlamına gelmiyor”

Olaya tanık olmasına rağmen tepkisiz kalarak canlı yayını sürdürdüğü için eleştirilerin odağı olan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi:

  • Habertürk TV’de konuk olduğum bir canlı yayında maalesef son derece nahoş bir durum yaşandı. Yayının başından itibaren yaşanan teknik aksaklıklar Muharrem Sarıkaya’nın çalışan tekniker arkadaşa asla kabul edilemez bir müdahalesiyle devam etti. Kargaşanın daha da büyümemesi için büyük bir gayretle yayına devam etmeye çalıştım. İlk kez böyle bir olayla karşılaştım ve üzüntümü şu an da tarif etmeme imkân yok.
  • Ahmet Demir kardeşimizin mağduriyetini ve üzüntüsünü o andan beri yüreğimde hissediyorum. Zaten hemen sonrasında Muharrem Sarıkaya ile konuyu konuştuk. O da Ahmet Demir arkadaşımızdan özür diledi. Şunu belirtmek isterim ki olay anında tepki verememiş olmam tepki duymadığım anlamına gelmiyor. Ancak canlı yayın ortamını bozmak, orada o yayın için emek veren tüm çalışanlara karşı bir saygısızlık olacağından yayına devam etmek için büyük çaba gösterdim. Çaba gösterdim diyorum, çünkü daha önce hiç şahit olmadığım böyle bir durumda tek düşüncem yayının sürmesini sağlamaktı. Dilerim bugün karşı karşıya kaldığımız bu nahoş olay, bundan sonrasında tüm emekçilerin sosyal ortamlarının ve çalışma koşullarının iyileşmesi konusunda bir farkındalık oluşmasına vesile olur. Tüm kamuoyuna ve özellikle de basın emekçilerine en derin üzüntülerimi ifade etmek isterim.

Jiyan Cin Erkılıç

Gaziantep Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Serbest gazeteci olarak çeşitli televizyon, gazete ve haber sitelerine içerik üretiyor.

Journo E-Bülten