Medya ve Mülteci Hakları Derneği, Medya Radar projesi kapsamında, 7-13 Aralık tarihlerinde dijital medyada yayımlanan 174 haberi inceledi. Mülteci haklarının ihlâl edildiği haberlerde dört tür hata gözlendi. Derneğin açıklamasına göre haberlerin önemli bir kısmında mülteciler kriminalize edilirken, onlar hakkındaki ön yargılar da pekiştiriliyor.
Geleneksel ve dijital medyada mülteci hakları odaklı bir perspektifin oturması, toplumsal barış için “nefretsiz” bir medya oluşturma amaçları ile kurulan Medya ve Mülteci Hakları Derneği, bu ay bir hafta boyunca dijital medyada “mülteci,” “sığınmacı,” “göçmen,” “Suriyeli” ve “Afgan” kelimelerinin geçtiği haberlerin önce içerik analizini yaptı. Ardından, belirlenen 174 haber arasından beşi seçilip detaylı söylem analizine tâbi tutuldu. Bu haberlerin sosyal medyadaki yansımaları da rapora eklendi.
Hak ihlâli içerdiği sonucuna varılan haberlerin 133’ü ulusal haber sitelerinde, 41’i yerel haber sitelerinde yer aldı. Yerel haber sitelerinde hak ihlâlinin en çok olduğu il Denizli oldu.
Sınırdan geçişlerle ilgili 115, mültecilerin karıştığı asayiş olayları ile ilgili 39 haber radara takıldı. Her defasında “4 milyondan fazla” olduğu vurgulanan mülteciler konusunda, sınır geçişleri ve asayiş olayları dışında haber değeri görülmedi.
Rapora göre, mültecilere yönelik nefret söylemi, ayrımcı dil, temellendirilmemiş, doğrulanmamış ve yanlış bilgi, kriminalize eden söylem, çarpıtma, abartma, mağduriyet yineleme ve yanlış görsel kullanımı içeren haberlerde temelde dört tür hata yapılıyor.
1. İltica hakkı yok sayılıyor
En çok hak ihlâli, geçişler esnasında Sahil Güvenlik ekipleri tarafından durdurulan mülteciler hakkında yayımlanan haberlerde yapıldı. “Kaçak göçmen,” “düzenlenen operasyon” ve “yakalandı” terimleri ile mülteciler kriminalize edilmeye çalışıldı. Haberlerde mültecilerin iltica etme hakkı yok sayılırken, bu çabaları suç ile ilişkilendirildi.
2. Mülteciler hakkındaki ön yargıları pekiştiren ifadeler
Anadolu Ajansı’nın 11 Aralık 2019 tarihli “İstanbul’da son 6 ayda 5 bin 949 düzensiz göçmen sınır dışı edildi” haberinde bazı mültecilerin “rahatsız edici” davranışlarda bulunduğu gerekçesi ile sınır dışı edildiği ifade edildi. Ancak haberde bahsedilen “rahatsız edici” davranışların neler olduğu belirtilmedi. Altı çizilen davranışlara dair açık bir bilgi verilmemesi haberin öznesi olan mültecilere dair ön yargıları ve kalıp yargıları pekiştiriyor.
3. ‘Mülteciler suçlu’ algısını güçlendiren ifadeler
Hak ihlâllerinin sıklıkla yapıldığı bir diğer konu ise mültecilerin karıştıkları asayiş olayları ile ilgili. Örneğin 12 Aralık 2019 tarihine Sakarya Yeni Haber isimli haber sitesinde yer alan “Maskeli Bilgisayar Hırsızı Iraklı Sığınmacı Çıktı!” başlıklı haberde yakalanan şüphelinin “Iraklı” ve “sığınmacı” kimliğinin vurgulanarak başlığa taşınması, belirtilen öznelere doğrudan suç atanmasına ve genellemelere sebep oluyor. Hırsızlığı gerçekleştiren kişinin nereli olduğu haberin konusu ile ilgili değil. Bu yaklaşım tüm mültecilerin suçlu ya da suça meyilli olduğuna ve toplumun huzurunu bozduğuna yönelik bir algı yaratıyor ve bu algıyı güçlendiriyor.
4. Mülteciler ‘kaçak göçmen’ olarak tanımlanıyor
Haberlerde mülteciler çoğunlukla “kaçak göçmen,” “göçmen,” “Suriyeli” ve “Afgan” olarak adlandırılıyor. Nadiren “mülteci” ve “sığınmacı” olarak tanımlanıyorlar. Ayrıca mültecilerin “saldırgan,” “torbacı,” “yabancı,” “zanlı,” “cani” olarak tanımlandığı da gözlendi.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR – SURİYELİLER MEDYADA NASIL TEMSİL EDİLİYOR?