Dersim’de yüzlerce endemik bitki türü ve zengin doğal hayatıyla bir insanlık mirası olan Munzur Vadisi Milli Parkı’na yapılmak istenen baraj ve iki HES (hidroelektrik santrali) için alınan ‘acele kamulaştırma’ kararına bölge halkı tepkili.
Acele kamulaştırma kararı 13 Ocak’ta Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre HES’lerin yapımı için belirlenen yerlerin Maliye Bakanlığı tarafından acele kamulaştırılması Bakanlar Kurulu tarafından karar altına alındı. 1971 yılında yine Bakanlar Kurulu kararı ile Milli Park ilan edilen Munzur Vadisi’nde yapımı kararlaştırılan toplam dört baraj ve beş HES projesi bulunmakta. Bu projelerden en büyüğü olan Konaktepe Barajı ile Konaktepe HES I ile HES II Projesi’ne karşı açılan davada Danıştay 13. Dairesi 2010 yılında yürütmeyi durdurma kararı vermişti ancak bu karara rağmen yapıma devam edildi. Şimdi ise acele kamulaştırma kararı çıktı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Dersim-Ovacık arasında 42 bin hektarı kaplayan Munzur Vadisi Milli Parkı’nın sınırları içerisinde inşa edilmesi planlanan bu üç proje için 2016 şubatında onay verdi. Onaylanan bu projelerin yapımı durumunda Ovacık’a bağlı 11 köy inşaat alanı içerisine girecek. Bu baraj ve HES inşaatları hem Milli Park için hem kentte yaşayan insanlar için büyük bir sorun oluşturuyor.
‘Baraja kimse razı değil’
Köyü baraj alanı içerisinde kalacak olan Mehmet Ali Yumuk endişelerini şöyle dile getiriyor “Bu baraja hiç kimse razı değil, köyümüzde iyi kötü evimiz var, hayatımızı sürdürebiliyoruz ama baraj yapılırsa çok mağdur oluruz. Burada temiz bir doğamız var, baraj olursa bu doğa mahvolacak.” Yumuk baraja sadece Ovacık halkının değil Dersim’deki herkesin kendileriyle dayanışma gösterip karşı durmasını istiyor.
‘O baraj olmayacak!’
Ovacık’ta uzun yıllardır esnaflık yapan Kamber Özden devletin yıllardır bölgeye baraj yapmakta ısrar ettiğini belirterek, “Barajla bizi yok etmek istiyorlar biz de gereken mücadeleyi vereceğiz. Burası bizim yaşam alanımız ve biz yaşam alanlarımıza müdahale eden her şeye karşı çıkacağız.” diyor. “Ola ki, baraj yapıldı…” diye bir soru soracakken Özden beni durduruyor: “O baraj olmayacak burada, yapılmayacak, biz yaptırmayacağız, diğer ihtimali düşünmüyoruz bile.”
‘Amaç insansızlaştırma’
Yine ilçe esnafından İbrahim Yalvaç da kentte yapılan ve yapılmak istenen tüm barajların bölgenin insansızlaştırılması, halkın göçe zorlanması anlamına geldiğini söylüyor. Yalvaç acele kamulaştırma kararının OHAL döneminde alınmasına dikkat çekerek, “İnsanların yaşam alanlarının, mal varlıklarının zor yoluyla alınması ve kimsenin buna ses çıkaramaması isteniyor” diyor.
‘Ma baraj newacem’
Kumru Koçuk’un yaşı 60’ın üzerinde ve doğduğu günden beri bu topraklarda yaşamını sürdürüyor. O ise kendi ana diliyle şöyle diyor: “Ma baraj newacem, ekı hayta dı baraj kene, herde ma, Vacığa (Ovacık) ma bena xırabı, ma a suru çıtu manem hayta de.” (Biz baraj istemiyoruz, burada baraj yapılırsa, doğamız, ilçemiz yaşanmaz olur, biz o zaman nasıl barınabiliriz burada)
Munzur kararları geçerliliğini koruyor
Öte yandan Tunceli Barosu da web sitesinden yayınladığı açıklama ile alınan kararın hukuksuz olduğunu ifade ediyor: “Belirtmek gerekir ki Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun ve Danıştay 10. Dairesi’nin Munzur kararları geçerliliklerini korumaktadır. Çevresel Etki Değerlendirmesi süreci işletilmeden ve bu kapsamda projenin çevresel etkileri analiz edilmeden Acele Kamulaştırma Kararı alınması hukuka çok açık şekilde aykırıdır. Dersim’in kültürel ve doğal mirasının en önemli öğelerinden olan Munzur’da baraj ve HES hukuksuzluğuna geçit vermeyeceğiz.”