Sonunda O da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hedef gösterdiği gazeteciler kervanına katıldı. Haber sunarken verdiği tepkiler veya tarzı nedeniyle kimi zaman eleştirilse de, insanların ne düşündüğü pek de umrunda değil. Sadece işinde, yani habercilik yapma peşinde. Nevşin Mengü ile Türkiye’de medyayı, medyada kadın olmayı ve haberciliğini konuştuk.
“Bir terör saldırısı gerçekleşti. Daha doğrusu terör saldırısı demeyelim, saldırı diyelim. Şu an emin değiliz, bilmiyoruz” sözlerin üzerine sosyal medyada hakkında bir karalama kampanyası başlatıldı. Hâlbuki düzeltmekte haklıydın, henüz saldırının failleri bilinmiyordu. Mesleğe yönelik tepkilerin bu kadar ayağa düşmesi, “Bırakıp gideyim” hissiyatı yaratıyor mu?
Aman yok yahu, ne gideceğim. Kim kimi nereden kovuyor? İstemeyen izlemesin. Herhâlde haklıydım, belki ateş açan meczubun teki ya da ne bileyim alacaklı falan… Bir televizyoncu olarak, izleyiciyi durduk yerde galeyana getirmenin bedeli ağır olur. O zaman Diyarbakır HDP mitingindeki patlamaya da hemen hiç durmadan dinlemeden terör saldırısı deseydik, neler olurdu düşünebiliyor musunuz? Mitingde sunucu da önce, “Panik olmayın, trafo patladı” diyerek olası bir galeyanı engelledi. Aman şekerim, kime neyi anlatıyorsun? Çok gördük biz bunları, kiralık kalemler. Entelektüel seviye de yerlerde ancak işte bu kadar yürütebiliyor linç kampanyasını.
“Kadın olmasaydım eleştirilerin dozunda farklılık olurdu” der misin?
Vallahi bu son dönemde, hele seçim öncesi, öyle şeyler söylendi ki troller aracılığıyla, öyle pespaye linç kampanyaları yürütüldü ki kadın erkek hiç fark etmez bence. Kadın olduğum için bana yapılan belden aşağı salvoları da psikolojideki savunma mekanizmalarına bağlıyorum. Cinsellikte sıkıntısı olan böyle çok atar tutar bilirsiniz. Keşke o beyefendiler sosyal medyada başaramadıkları üzerinden nefret saçacaklarına doktora gitseler, yazık!
Mesleğe başladığından bu yana, medyadaki ataerkilliğin kırıldığını düşünüyor musun?
Medya uzaydan gelmiyor ki. Toplum neyse medya o. “Eşit işe, eşit ücret” sevgili Burcu. Önce bunun mücadelesi verilmeli. “Medyada şu kadar kadın müdür var” diyoruz, hangisi erkek meslektaşı kadar ücret alıyor Allahaşkına? Bakarsan medyada kadın çok, niye çok? Yahu ucuz iş gücü de ondan.
Bu vesileyle maruz kaldığın bir ‘itham’ı da sorayım: “Erkek gibi haber sunmak” ne demek?
Bilmem, diyene sormak lazım. ‘Hanımkız’lar sevilir ya bu topraklarda, az konuşan, göz süzen, kırıtan, onu diyorlar herhalde. Tarzımı çok yadırgayan da oluyor, “Ne ukala kadın bu böyle” diye. Dediğim gibi tek kanal dönemi değil, zapla canım kardeşim. Göz süzen hanımkız izle o zaman sen.
Haberin önüne geçtiğine yönelik yorumlar da oluyor. Bunu nasıl değerlendirirsin?
Şu gerçeği kabul etmek lazım. Sosyal medya bir devrim, yeni bir dönem başlattı.Bundan sonra haber sadece haber değil hem showbiz hem de analiz olacak. Ben böyle düşünüyorum, bültene de böyle yaklaşıyorum.
Sosyal medyadan izleyicilerinle iletişimde olan bir habercisin. Seni ekranda takip edenler, muhabirlik geçmişini ne kadar biliyor?
Sanırım hiç. En güldüğüm şey “babanın torpiliyle” bilmemne denmesi. Yahu benim babam muhalefete muhalif bir adam. Bir yerde değil, bir koltuğu yok. Bu saatten sonra ancak ben babama torpil yaparım. Ya işte ukala diyorlar ya, ukala değilim ben. İşimi özenli yapıyorum, sürekli okuyorum. Sürekli çok çeşitli kaynak takip ediyorum. Bir şey diyorsam gerçekten bildiğimden diyorum. Trol arkadaşlar Gazze’nin yerini bilmezken, ben Gazze’de savaş takip ediyordum sahada.
Sıcak haber takibine özlem duyuyor musun?
Şu anda bu koşullarla hayır. Hayranı olduğum yayın New Yorker, keşke memlekette o kalitede iş yapan bir mecra olsa da sahada çatır çatır iş yapsam. Bazen böyle aklıma bir fikir geliyor ağzımın suyu akıyor tabiri caizse. “Şöyle çekerim, böyle yazarım” diye. Ama şimdi haber merkezleri küçüldü, bütçeler azaldı. Saha eza haline geldi maalesef.
Türkiye’deki izleyicilerin dış habere ilgisi nasıl?
Hep bir efsanedir, “Türk izleyicisi dış haber izlemez” diye. Yanlış, yıllarca dış kaynaklı haberler derinlikli anlaşılıp doğru yazılamadı. İzleyici izlemez diye bir şeye inanmıyorum, biz izletemedik.
Tahran’da muhabirlik geçmişin var. Dış haberler Türkiye medyasında “üvey evlat” muamelesi görüyor mu sence?
Ben TRT Türk için çalışıyordum o dönem. Zaten kanalın konsepti buydu. Medyada dil sorunu var Burcucuğum. Bir haberi nasıl anlattığın önemli. Dışmış içmiş farketmez. Biz anlatmayı beceremiyoruz, bütün haber dili değişmeli. Bildirildi, gözlendi, açıklandı… Ben yönetici olsam, yasaklarım bu ifadeleri haber metinlerinde. Başka bir döneme geçiyoruz artık, sosyal medya üzerinden ağların kurulduğu, bilginin aktığı bir döneme. Çok akıcı dil lazım, izleyiciyi olayın içine almak lazım. Total zihniyet değişikliği lazım Türk medyasında. Kafalardaki kalıpların kalkması lazım, sıfırdan başlamak lazım.
Bugüne kadar İran hakkında karşılaştığın en absürt soru ya da yorum neydi?
“Arapça öğrendin mi” diye soran üniversite mezunu arkadaş çok misal. Türklerin İran ile ilgili bildiği her şey yanlış. Türk sekülerlerinde hele, anlamsız bir İran hayranlığı var.
Gazetede çalışmışlığın da var. Yazı mı yoksa ekran mı daha cazip?
Yazılı basının keyfi çok başka. Ücretler çok düşük yazılı basında ama, malûm. Kendi yağımda kavrulduğum için yazılı basında geçinmem imkânsız. Sanılanın aksine varlıklı bir baba, kalın enseli eş-dost sahibi değilim.
Aynı ekipte çalıştığın iş arkadaşlarınla aran nasıl? Yöneticilerle haber tartışmaları nasıl yürür CNN Türk’te?
Süper. Cidden süper. Bayağı eğleniyoruz biz ana haber toplantısında.
Medyada özellikle son dönemde gazeteci kıyımı yaşandı. Türkiye’de gazeteci dayanışması olduğunu söyleyebilir miyiz?
Yok. Zaten öyle bir devirde yaşamıyoruz. Sosyal medyaya baksana… Instagram hesabın yok mu? Bireyin yükselişi devam ediyor. Herkes kendine hayran, ne dayanışması.
“VEGAN OLMAK İSTİYORUM”
Röportajlarından, hayatının ev-iş-spor üçgeninde geçtiğini anlıyoruz. Bu rutinden sıkıldığın oluyor mu?
Evet, bu aralar bayağı bir sıkıldım. Beş ay falan tatil yapasım var. Sadece o triatlon yarışından bir diğerine sekesim var ama maalesef, işe devam.
Koşmak için nereleri tercih ediyorsun? Ruh halin, koşu tempona yansıyor mu?
Koşu antrenmanımın bir parçası, triatlon yarışlarına hazırlandığım için. Antrenman yoğunluğuna göre bazen müzik dinliyorum, bazen dinlemiyorum. Her yerde koşarım fark etmez. Ruh halim yansımaz, o hafta antrenman yoğunluğunun etkisi oluyor olursa.
Vejeteryansın. En sevdiğin yemek nedir?
Her tür sebzeye bayılırım. Ege mutfağı insanıyım ben. Türlü çeşit zeytinyağlı, yeşillik. Yoğurt ve sütü de kestim. Peyniri seviyorum ama. Yoksa peyniri de kesip vegan olmak istiyorum.
NEVŞİN MENGÜ KİMDİR?
1982 yılında Ankara’da doğdu. Klasik Ankara çocuğu tabirine uyan eğitimini; TED Ankara Koleji’nin ardından Bilkent Siyaset Bilimi Bölümü’nde tamamladı. Ankara çizgisini Galatasaray Üniversitesi ile kırdı. Masterını ‘Türkiye Üzerine Toplumsal İncelemeler’ dalında yaptı.
Mesleğe Kanal Türk’te başlayan Nevşin Mengü, Haber Türk’te de çalıştı. Bir yılı aşkın bir süre İran’ın Başkenti Tahran’da TRT Türk, büro şefliği yaptı. Mesleğe başladığından beri hep Ortadoğu’yu sevdi. İran’ı hala ara sıra özlüyor.
CNN Türk’te hafta içi her gün Ana Haber’i sunuyor.
İyi derecede İngilizce, orta düzeyde Almanca ve Farsça biliyor.