Kritik

Newroz 2016: Herkes istediği fotoğrafın peşinde

Fotoğraf: Gökhan Tan

Dün Diyarbakır’daki Newroz kutlamalarında çektiğim bir fotoğraftan bahsedeceğim.

Twitter hesabımdan, kutlamaların yapıldığı Diyarbakır Newroz Parkı’nı mümkün olduğunca geniş gören bir fotoğraf paylaştım.


Alandaki erişim kısıtlılığı nedeniyle, fotoğrafı iliştirdiğim tweet’in yoğun şekilde paylaşıldığını ancak alandan ayrıldıktan sonra görebildim. Paylaşımın aldığı tepkiler arasında şunlar da vardı: 

“Hitler olup kafanıza sıkıp gömmediğimiz günlere pişman ediyorsunuz. Sahi .iktirin gidin artık ülkemden.”, 

“Güzel [foto] şop millet gelsin çok kişi var sansın diye.”

Profilinde “özel birlik” fotoğrafı bulunan bir hesap ise şunu yazmıştı: 

“Orada olmasam bu amip beyinliye inanacağım.”
 


Tehditleri bir tarafa bırakırsak (bölgede çalışan gazetecilerin yaşadığı güçlüklerin yanında sosyal medyadaki baskının lafı bile olmaz), hiçbir yorum içermeyen bir fotoğraf bile gerçek olmamakla itham ediliyordu. Hatta alanda olduğunu iddia edenlerce bile..



Türkiye basınında Newroz fotoğrafı

Peki Türkiye basını Diyarbakır Newroz Parkı’nın dünkü fotoğrafını nasıl çekti? 

Yerel basından başlayarak, İstanbul’a doğru yol alalım:

Azadia Welat ön sayfasının tümünü Newroz’a ayırırken “Özerklik Baharı” manşetini attı ve katılım konusunda “Diyarbakırlılar tüm engellemelere rağmen yüzbinler olup alana aktı” ifadesini kullandı.

Özgür Gündem, ön sayfasının tümünü kutlamaya ve verilen mesajlara ayırdı. “Kürt halkının asla çökmeyeceğini gösteren milyonlar, Amed Newroz’unda son sözünü söyledi: Çözüm İmralı’da”.

Hürriyet, ön sayfada tek sütundan küçük gördüğü haberi “Diyarbakır’da olaysız kutlama” başlığıyla verdi. “Nevruz kutlamasına katılık geçen yıllara göre düşüktü” tespitiyle.

Sabah gazetesi “Diyarbakır yüz vermedi” başlığıyla ön sayfasından haberi büyük gördü. “Geçen yıl 500 bin kişinin nevruzu kutladığı alana dün sadece 15 bin kişi geldi” dedi.

Cumhuriyet ön sayfada Demirtaş’a atfen “Barış bir haftada gelir” başlığını kullandı. Katılıma dair bir sayı vermedi, alanın dolu halinin fotoğrafını kullandı.

Sözcü ana manşetini Newroz’a ayırdı: “5 şehit verdiğimiz gün bölücü hainler Diyarbakır’da şov yaptı” üst başlığıyla verdiği haberde katılımı “Binlerce PKK yandaşı toplandı” şeklinde ifade etti.



Habertürk “Olaysız Nevruz” başlığıyla ön sayfadan küçük gördü. Katılımı “Polise göre 15 bin, kutlama komitesine göre 100 bin kişi” olarak verdi.

Yeni Şafak ön sayfasında “HDP sıfır çekti” başlığı attı ve “Nevruz alanında 15 bin kişi toplandı” dedi.

Star ön sayfada “Nevruz’u da vurdular” başlığı attı ve “sadece 15 bin kişi katıldı” diye yazdı.

Taraf ön sayfasında alanın dolu fotoğrafını kullanırken “Diyarbakır’da Nevruz ateşi buruk yandı” ifadesini kullandı.

Evrensel, “Silahlar sussun, müzakere başlasın” şeklindeki ön sayfa manşetinde “Yüz binler Newroz alanına akın etti” ifadesini kullandı.

Akşam, ön sayfadaki “Halk HDP’ye isyan ateşini yaktı” başlıklı ön sayfa haberinde “Çözüm sürecinde yaklaşık 1 milyon kişiye ev sahipliği yapan Nevruz meydanında bu kez binlerle ifade edilen bir kalabalık vardı” dedi.

Posta, Milliyet, Vatan ise ön sayfasında Newroz’a yer vermedi.

Şüphesiz Newroz’u ön sayfalarından gören gazeteler, haber başlıklarını (ve bakış açılarını) “doğrulayan” görsellere yer verdiler. Ama görüldüğü üzere alandaki katılım, “milyonlarca insandan”, “15 bin kişiye” uzanan bir “yelpazede” yansıtıldı.

2016 yılında ülke ve dünya gündemini tek bir kaynaktan takip etmek, biz istemediğimiz sürece mümkün bile değil. Ama bir an için böyle olduğunu varsayalım ve Diyarbakır Newroz’unda bizzat bulunmayan birinin kutlamayı, sadece bu yayınlardan birinden takip ettiğini düşünelim: Tek bir yayına ulaşma şansı olan bir okuyucunun, dün Newroz Parkı’ndaki gerçek fotoğrafı görme şansı neredeyse yok.

Haber konusu bir gelişmeyi anlaşılır, ikna edici ve gerçeğe yakın kılabilecek veriler, neredeyse hiçbir zaman tek kaynağa bağlı kalamaz. Binlerce insanın toplandığı, halkın ve medyanın tanıklığında gerçekleşen Newroz kutlamasının da bir istisna olmadığı yeterince açık.

Kaç kişi katıldı?

Sabah, Yeni Şafak, Star gibi gazetelerin kaynak dahi belirtmeden, gerçek bir unsurmuş gibi kullandıkları “15 bin kişi katıldı” enformasyonunun polis kaynaklı, yani “resmi görüş” olduğunu öğreniyoruz diğer yayınlardan (tabii, böyle bir görüş gerçekten var ise!). Dün Diyarbakır’da bu konuyu tartışan gazetecilerin tahminleriyse, yukarıdaki örneklerde de yer aldığı üzere, on binlerden başlayıp yüz binlere, hatta milyona varıyordu.

(Aslında bu “katılımcı sayısı” meselesi de bu kadar önemli değil; özellikle de bu koşullarda. Savaş ortamında gerçekleştirilen bir etkinliği, geçmiş yıllarla kıyaslamak da bizi sağlıklı bir değerlendirmeye götürmez. Meseleyi güncel olarak önemli hale getiren tek şey, bölgedeki ortama ve canlı bomba söylentilerine rağmen, çekinerek de olsa Newroz kutlamaya gelen halkı “az” gösterme çabası. Yani sayının yüksek olmasından “korkanlar”. Alana gelenlerin haleti ruhiyesini, endişelerin merak edenler gazeteci Kumru Başer’in Evrensel’deki izlenimlerinden okuyabilir: “Varız, buradayız demek için geldik”)

Kutlamaları organize eden Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) göre metrekareye dört kişi hesabıyla Newroz Parkı’nın merkezindeki, etrafı çevrili ve parkeli alan 380 bin kişi alıyor. Varın, Sırrı Süreyya Önder ve Selahattin Demirtaş’ın arka arkaya konuştuğu ve alanın en kalabalık olduğu, yaklaşık saat 12.30-13.40 arasında çekilmiş alanın tümünü gösteren bir fotoğrafa bakın ve siz karar verin. 

Gelgelelim kutlamalar sırasında Newruz alanında olduğunu ve saat 12.52’de paylaştığım, alanın dolu göründüğü fotoğrafın yalan olduğunu iddia eden anlayışın gerçekle rabıtasını sorgulamak gereksiz bir çaba. Ertesi gün kullanıcı adını “Terörle Mücadele” olarak değiştiren bu hesabın “münferit” olduğunu söyleyelim. Peki Türkiye basının ağırlığını oluşturan güruhun gazetecilik çabasında olduğunu hangi rasyonelle açıklayabiliriz?

AA newroz

Anadolu Ajansı’nın Newroz fotoğrafı

Soruya cevap olabilecek bir örnek Anadolu Ajansı’nın (AA) dünkü çabası. AA’nın Nevruz haberini kendi abonelerine nasıl servis ettiğini bilmiyorum. Acaba diğer gazetecilerin sahip olmadığı “imkanlara” sahip AA, alanı yükseklerden fotoğraflayıp, abonelerine servis etti de onlar mı kullanmadı? Bu onların cevaplayacağı bir soru. Ama AA’nın abonelik gerektirmeyen halka açık sayfasında iki haber gördüm. 

İlki “Diyarbakır’daki Nevruz kutlamaları” başlıklı bir fotoğraf galerisi. Ajans bu galeriyi sosyal medya hesaplarından saat 14.24’te paylaşmış. Yani yaklaşık olarak benden 1,5 saat sonra. AA’nın bu galerisindeki özenle seçilmiş bu fotoğrafları gören bir okurun Newroz Parkı’nın kutlamalar sırasında çok tenha olduğuna inanmaması için hiçbir neden yok. 

AA’nın yine 14.00 civarında yayınladığı ikinci bir haberi ise “Diyarbakır’da Nevruz etkinliği ilgi görmedi” başlığını taşıyor. Tek ve yine “tenha” fotoğraflı bu haberde de katılımcı sayısı verilmemekle birlikte “etkinliğe bu yıl ilginin oldukça düşük olduğu görüldü” ifadesi kullanılmış. 

DTK Basın Birimi’nden aldığım bilgiye göre AA, bu yıl 14 muhabiri için akreditasyon talep etmiş. Bu, 2016 Newroz’unda bir haber organının etkinlikleri takip için talep ettiği en yüksek muhabir sayısı. AA’dan akreditasyon yaptıran tüm muhabirlerin kutlamayı takip edip etmediğini bilmiyoruz. AA’ya da sormadım. Ama AA, DTK’nın bir haber organı için sınırladığı 10’la sınırladığı muhabir sayısını aşmak için çok ısrar etmiş.

Peki “geçmiş yıllara kıyasla katılımın ‘oldukça’ düşük olduğu” 2016 Diyarbakır Newruz’unu kaç gazeteci takip etti?

Kaç gazeteci katıldı?

Yine DTK Basın Birimi’nin verdiği bilgiye göre 2016’da yaklaşık 520 gazeteci akreditasyon yaptırdı. 2015’te Newroz kutlamaları için akredite olan yani kayıt yaptıran gazeteci sayısı ise 820 civarındaydı.
Ancak 2016 akreditasyon yaptıran 520 gazetecinin yaklaşık 60 kadarı, alana girmelerine olanak verecek kartı almadı. İzinli olarak alana girebilecek, kart sahibi 460 kadar gazeteci vardı. Ayrıca gazetecilerin akreditasyon kartlarını almış olmaları da, kutlamaları takip ettikleri anlamına da gelmiyor. 

Yani “geçmiş yıllara kıyasla katılımın ‘oldukça’ düşük” olduğunu dile getiren ulusal basının varlığı da, neredeyse yarı yarıya azdı.

* * *

sozcu on sayfa

Özetle mevcut durumdan/gerçekten bağımsız olarak herkes, görmeyi umduğu tek fotoğrafın peşindeydi: Kutlama alanını mümkün olduğunca dolu ya da mümkün olduğunca boş gösteren fotoğraf. 

Tarafsızlık beklentisini dile bile getirmiyorum. Ama gazetecilik çabasında olduğunu iddia edenler, Newroz’a gelirken kafasında getirdiği fotoğrafı bir kenara koyup, gerçeğe biraz olsun yaklaşmak için çaba göstermeliydi.
 
Görünen o ki Newroz’u 14 muhabirle takip etmenin ya da orada hiç bulunmamanın da sonuca bir etkisi yok. Örneğin DTK Basın Birimi’ne göre kutlamayı manşetine taşıyan Sözcü’den akreditasyon talebinde bulunan bir gazeteci olmadı. Belki Diyarbakır’da da yoklar. Sanırım bu yüzden manşet haberinde yazdıkları gibi kutlamanın Newroz Parkı’nda değil, iki gün öncesine dek çatışmaların devam ettiği Bağlar Meydanı’nda yapıldığını sanıyorlar.

Öğle saatlerinde Newroz Parkı’ndaki katılımı belgeleyen ve aynı anda paylaştığım fotoğrafı, bir grup gazeteciyle iki ay önce başladığımız Haber Nöbeti organizasyonunda çektim. Bölge gazetecileriyle dayanışmayı amaçlayan bu bağımsız organizasyona katılmaktaki bir amacım da “haberin ve gerçeğin kimsenin tekelinde olamayacağı” inancıydı. Haber Nöbeti’nin çabası, Newroz Parkı fotoğrafının daha fazla sayıda insana ulaşmasını sağlayabildiyse bu amaca katkıda bulunabilmiştir.

Gökhan Tan

Journo E-Bülten