Haber

Okur gidişattan memnun değil: Haber medyası taraflı

Pew Research tarafından yayınlanan ve 38 farklı ülkeden katılımcıları baz alan araştırmaya göre insanlar bir siyasi parti lehine yayın yapmayan gazeteler istiyor. Türkiye'de ise hükümeti destekleyenlerin medyadan memnuniyet oranı %68'i buluyor.

PEW tarafından yapılan araştırmada ele alına konular arasında, haber kuruluşlarının siyasi konulardaki farklı pozisyonları adil bir şekilde ele almada iyi bir iş çıkartıp çıkaramayacağı konusundaki okur/takipçi değerlendirmeleri en olumsuz değerlendirmeler olma niteliği taşıyor. Araştırmanın geneline vurulduğunda toplam kitlenin yalnızca %52’lik  kısmı haber medyasının bu alanda iyi performans gösterdiğini düşünüyor.

Bölgesel olarak, Ortadoğu’da % 46, Avrupa’da % 45 ve Latin Amerika’da % 42’lik bir kesimülkelerindeki medyanın performansını onaylarken, bu oran Sahra Altı Afrika’daki %69 ve Asya-Pasifik’teki ülkelerde % 65’lik çoğunluğa tekabül ediyor.

Haber medyasıyla ilgili tutuma etkisi göz önüne alındığında bireyin siyasal yönelimi yaş, eğitim veya cinsiyetten daha güçlü olan en güçlü bir faktör olarak öne çıkıyor. Donald Trump’ın ABD Başkanı olduğundan beri ABD’de sürekli tartışmanın göbeğinde olan haber kuruluşlarına olan güven konusunda da ilginç veriler ortaya çıkmış durumda. Zira araştırmanın ABD’deki katılımcılarının %52’si haber medyasının siyasi meseleleri düzgün haberleştirmediği görüşünde. Buna rağmen ABD Pew araştırmasına konu olan ülkeler arasında zirvede değil: Yunanistan’da medyadan hoşnutsuzluk oranı yüzde 80; Güney Kore’de ise yüzde 72.

Araştırmanın bulgularına göre, 38 ülkedeki katılımcıların %75’i medyanın herhangi bir parti lehine yayın yapmasına karşı olduklarını belirtirken %25’lik bir kesim bunu doğal karşılıyor. Genç insanlar beklendiği üzere habere yeni medyadan erişmeyi tercih ederlerken yerel ve ulusal haberler uluslararası haberlere göre daha fazla dikkat çekiyor. Ülkedeki ortalama refah seviyesi arttıkça, çevrimiçi haber tüketimine de yönelim artıyor.

Türkiye’de durum nasıl?

Araştırmaya dahil edilen 38 ülke arasında Türkiye de yer alıyor. Türkiye’de muhalif partilere yakın sahip olanların yalnızca %48’i medyanın olayları adil şekilde ele aldığına inanırken, iktidar partisine yakın olan ve araştırmaya katılan kitlenin ise %68’i medyanın olan biteni adil şekilde ele aldığını belirtiyor. Türkiye’nin de dahil olduğu Ortadoğu havuzuna bakıldığında sırasıyla en çok ulusal (%88), yerel (%78) ve uluslararası (%51) haberlerin ve haber kaynaklarının takip edildiği görülüyor. Türkiyeli gençlerin %66’sı haberi çevrimiçi kaynaklardan tüketirken, bu oran 30-49 yaş aralığında %55’e, 50 yaş üstünde ise %24 oranına düşüyor.

Bu araştırmadan ne çıkarabiliriz?

Sonuçlarını aktardığım araştırmadan ne anlaşılabileceğine ilişkin muhtelif yanıtlar verilebilir. Benim ilk çıkarımım, dünyadaki dijital dönüşümün hızlandığı, çevrimiçi medyaya talebin artmakta olduğu ve gençler ve 30-49 yaş arası bireylerin birçok anlamda haber medyası için öncelikli hedef kitleler olduğu.

Partizanlık üzerinden yürüyen gazetecilik tartışması bağlamında bakıldığında söylenmesi gereken ilk şey şu: İnsanlar küçük birer pravda gibi hareket eden yayınlar okumaktan hoşnut değiller. Toplumun bir kısmının diğer tarafına tamamen kulak tıkadığı ya da onları yalnızca şeytanlaştırma amaçlı haberleştirdiği perspektif dünyada kabul görmüyor.

Demokrasinin riskte olduğu ülkelerde medyaya güven genel olarak azken, kutuplaşmanın yoğun olduğu ülkelerde ise muhalif kimliklerle iktidar yanlısı kimliklerin medyaya bakışları arasında önemli bir fark söz konusu.

Etiketler

Sarphan Uzunoğlu

Sarphan Uzunoğlu, UiT The Arctic University of Norway Dil ve Kültür Bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Doktorasını haber odalarında preker gazeteci emeği üzerine yazdığı tezle tamamlayan Uzunoğlu P24, Global Voices, Creative Disturbance gibi platformlara da katkı sağlamaktadır.

Journo E-Bülten