Neden herkes medya sektöründe çalışan insanların bir gün ekran yüzü olacağını düşünür? Kameranın arkasındakiler kimdir, ne iş yaparlar, nelerle uğraşırlar? Bunu hiç düşündünüz mü? Cevabı vermeye prodüktörlerin hikayesini anlatarak başlıyoruz…
Doktor, öğretmen veya avukat değilseniz, hele bir de medya sektöründe çalışıyorsanız yaptığınız işi başkalarının anlaması çoğu zaman imkânsızdır. Büyük olasılıkla sahip olduğunuz unvan karşı taraf için hiçbir şey ifade etmemektedir. Hatta öyle ki sektörde çalışanlar şu diyalogları çok sık yaşar:
A: Ne iş yapıyorsun?
B: Prodüktörüm.
A: …
A: Yani seni ekran önünde görecek miyiz?
İşte o an “HAAYIIIIR!” diye haykırmak istersiniz. Neden herkes medya sektöründe çalışan insanların bir gün ekran yüzü olacağını düşünür?
Televizyon kanallarında bir takım insanlar çalışır ve bu insanlara bir takım adlar verilir: Sunucu, editör, prodüktör ve yönetmen gibi… Ekranınızda izlediğiniz programlar işte bu insanların bir araya gelmesiyle oluşur. Bazen maddi imkansızlıklardan(!) bir programın hem editörü hem prodüktörü veya hem sunucusu hem editörü olma ihtimaliniz de vardır, o ayrı. Peki, isimlerinden ne yaptıklarını tahmin edemediğimiz bu insanlar kimdir? Örneğin, prodüktör ne iş yapar?
Prodüktör, sen ne iş yaparsın?
TDK’ya göre ‘prodüktör’ün kelime anlamı yapımcı, üretici. Bu tanımlamanın pek bir şey ifade etmediğini biliyorum. Haklısınız, o yüzden madde madde bir prodüktör ne iş yapar anlatayım:
- Öncelikle televizyon prodüktörleri, program ve haber prodüktörleri olmak üzere ikiye ayrılır. Genel anlamda yaptıkları iş aynı olmak ile birlikte haber prodüktörlerinin işi biraz daha stresli ve yoğundur. Özellikle haber kanalında çalışıyorlarsa her saat başı bültenin içinde yer alan her bir haberin görsellerinin tüm sorumluluğu haber prodüktörüne aittir. Program prodüktörü ise haftada en fazla bir kaç gün yayınlanan ve ortalama iki-üç saat süren programların sorumluluğunu alır. Program prodüktörleri ‘son dakika’ sürprizleri ve stresleri yaşamazlar. Hayat onlar için bir miktar daha eğlenceli diyebiliriz.
- Canlı yayında, ekrana bir görüntü verilecekse bu görüntünün önceden hazırlanması gerekir ve bu prodüktörün sorumluluğundadır. Bazen yayından 15 dakika önce konuk elinde bir flashdisk ile gelir ve içindeki onlarca görüntünün yayın sırasında ekrana getirilmesini ister. İşte prodüktör de böyle bir durumda genellikle eksi katlarda yer alan stüdyodan çıkıp koşarak üst katlardaki bilgisayarının başına geçer ve konuğun verdiği görüntüleri yayın formatına, kanalın ideolojisine ve RTÜK kurallarına uygun hale getirir. Bunu yapmak için de az biraz kurgu programı bilmesi ve hızlıca render alabilen (görüntü işleyip video haline çevirebilen) bir bilgisayara sahip olması gerekir.
- Prodüktör genellikle yayın müdürünün ve bazen de kanal avukatlarının kapısını aşındırır, durmadan elindeki görüntünün RTÜK kurallarına aykırı olup olmadığını öğrenmeye çalışır.
- Konuğun kanala gelmek için araç isteyip istemediğini teyit eder, şayet istiyorsa araç formunu hazırlar ve ulaştırma departmanına gönderir. Ayrıca, ulaştırmayı arayıp konuk için istediği aracın saatinde orada olup olmadığını birkaç kez sorar, gerekirse sıkboğaz etmekten çekinmez. Neticede özellikle yayın ‘canlı’ ise konuğun yayın saatine yetişmesinden daha önemli hiçbir şey olamaz.
- Kazasız-belasız ve saatinde gelen konuğunu kanalın girişinde karşılar, çay-kahve ikramını yapar, önce saç-makyaj odasına ardından da stüdyoya götürür. Yayın bitimi ise konuğuna araca kadar eşlik eder.
- Bir dış mekan çekimine gidilecek ise tripod (üç ayak) taşıma görevi mutlaka prodüktöre aittir. Bu bir yazılı kural değildir ancak herkes bu görevin prodüktöre ait olduğunu bilir.
- Banttan yayınlanacak bir programın prodüktörlüğünü yapıyorsa, yayının montajının takibinden, yayın içinde kullanılacak her türlü görüntünün zaman kodlarını kurgucuya bildirmekten ve yayının sorunsuz bir şekilde ekrana gelmesinin takibini yapmaktan da sorumludur…
İşte yukarıda sıraladıklarımı yapana prodüktör diyoruz. O yüzden, bir gün prodüktörlük yapan biriyle karşılaşırsanız lütfen işini tek bir cümle ile anlatmasını beklemeyin. Yegâne derdi teknik olarak sorunsuz bir yayın ortaya çıkarmak olan medya emekçisini üzmeyin.