Et yiyenler tarafından vejetaryenlere en sık sorulan soru şu: Nasıl yeterince protein alıyorsunuz? (‘Pastırmayı özlemiyor musun?’ hâricinde tabii.)
Sebze dâhil neredeyse her şey protein içeriyor ve aslında sağlıklı olmak için bu kadar fazlasına ihtiyacımız yok. Yine de et tüketen pek çok insan ve vejetaryen protein ile ilgili fazla kafa yoruyor ve bir pazar patlaması yaşanıyor.
Protein endüstrisi 58 milyar dolara koşuyor
Geçtiğimiz haftalarda yayınlanan bir rapora göre, protein tozu ve enerji barı gibi ürünleri yapmak için kullanılan genel protein bileşen endüstrisinin 2022 yılına kadar 58 milyar dolar değerinde olması bekleniyor. Bu, esrar piyasası için yapılan projeksiyonların iki katından fazla. Paleo ve Atkins diyeti gibi protein odaklı diyetlerin popülaritesi ile birlikte bu değerli bileşik, beslenme endüstrisinin sevgilisi hâline geldi.
Fakat protein tutumumuz, bizi mutlaka daha sağlıklı hâle getirecek diye bir şey yok. Zaten fazlasını yiyoruz -bazen iki kat daha fazlasını- üstelik en sevdiğimiz proteinli ürünler milkshake kadar şekere sahip. Örneğin, bir protein bar çeşidi olan Clif Bar’ın 22 gram şekeri var ve bu Kit Kat’ın şekerine eşit.
Ottawa’da yaşayan hekim ve beslenme blogger’ı Profesör Dr. Yoni Freedhoff, “Yenilen bu şeyler temelde protein takviyeli şekerleme” diyor.
Freedhoff, gıda endüstrisinde yeni bir ürün ‘sağlıklı’ sıfatıyla pazarlandığında, arkasını çevirip ‘içindekiler’ kısmını kontrol etmeyi sevdiğini söylüyor. Kendisinin sosyal ağ paylaşımlarında ise, şaşırtıcı derecede yüksek şeker seviyesine sahip birçok yüksek proteinli ‘fitness’ ürünü yer alıyor.
Elbette protein, vücudumuzun ihtiyaç duyduğu en önemli besinlerden biri. Kas korumaktan, kan hücrelerini oluşturmaktan saç büyütmeye kadar her şey için elzem. Fakat işimize yarayanından fazlasını almaya gerek yok. Yetişkin bir erkeğin ortalama 56 grama, yetişkin bir kadının ise ortalama 46 grama ihtiyacı var. Bu oran sağlıklı ve dengeli bir diyette kolayca elde edilebiliyor ve egzersiz yapılsa bile, bir vücut geliştiricisi olunmadığı sürece gerçekten takviye alımına gereksinim doğmuyor.
Freedhoff proteine olan saplantının, proteinin kilo kaybetmeye yardımının yanlış anlaşılmasından kaynaklandığını söylüyor: “Protein içermeyen kimi yemekler, insanları protein içeren yemeklerden daha tok tutabilir. Mutlak bir miktar protein almak için endişelenmek yerine, yemek ve atıştırmalıklarınız az da olsa protein içerdiğinden emin olmanızı öneriyoruz.”
Freedhoff son olarak, “Çok miktarda protein içeren içecek veya atıştırmalıklardan hoşlanıyorsanız, etiketini kontrol ettiğinizden emin olun” diyor: “Hepsinin besin değerleri eşit değildir ve bir yemek kaşığı dolusu şekerle birlikte gelmeyen seçenekler de mevcuttur.”
Kaynak: Motherboard