Haber

Suriyeli trans Werde’nin cenazesi bir aydır defnedilmeyi bekliyor

Seks işçisi Suriyeli trans kadın Werde, 17 Aralık 2016 tarihinde İstanbul Cihangir’de katledildi. Karnından bıçaklanan Werde bulunduğunda tanınmaz haldeydi. Saldırgan kaçmış, Werde’nin cesedi ise Adli Tıp Kurumu’na kaldırılmıştı.

Trans kadının ailesi Türkiye’de değildi. Bu nedenle cenaze işlemleriyle İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği ve Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV) ilgilendi. Arkadaşlarının cenazesini almak istiyorlardı. Werde’nin Kimsesizler Mezarlığı’na defnedilmemesi için savcılığa başvuruda bulundular ancak gelen yanıt olumsuzdu. Süreci yakından takip eden sivil toplum örgütlerinin verdiği bilgiye göre cenaze, cinayetin üzerinden bir ay geçmesine rağmen hâlâ Adli Tıp Kurumu’nda bulunuyor.

‘Onların ailesi biziz’

Cenazenin Kimsesizler Mezarlığı’na defnedilecek olmasından rahatsızlık duyduklarını belirten İstanbul LGBTİ aktivistleri, yasadaki ‘aile’ tanımına itiraz ederek, “Başka bir aile mümkün” diyor:

“Aile nerelerde ihtiyaç haline geliyor? Hastaneye düştüğünde, vefat ettiğinde… Olumsuz bir durumda yanında birileri olsun istiyorsun. İnsan, toplumsal bir varlık nihayetinde. Aile normlarına baktığımızda o normun dışında kalanların ötelendiği bir yer var. Translara baktığında zaten toplum kabul etmiyor. İstenmiyor, dışlanıyorlar. Nefret cinayeti de zaten dışlandığında oluyor. Biz, ‘Başka bir aile mümkün’ diyoruz. Aile bağları biyolojik bağlar üzerinden değil, insani bağlar üzerinden tanımlanmalı. Transların bu kadar yalnız olmalarının bir sebebi de bu aile normları. Can güvenlikleri tehlikede, sosyal destekleri yok. Alternatif aile modeli sunuyoruz. Onların ailesi biziz, yalnız değiller.”

‘Savunmasız buluyorlar’

İstanbul LGBTİ aktivistlerine göre, Türkiye’de yaşayan Suriyeli translar iki kat mağdur… Bu durumun ise ‘sahipsiz’ olmalarından kaynaklandığı kanaatindeler:

“Ailesi Türkiye’de değil. Yasal süreç beklendi. Arkadaşları olarak cenazeyi almak istedik ama alamadık. Cenaze hâlâ Adli Tıp Kurumu’nda… Biz ailesi olarak kendi omuzlarımız üzerinde taşırız, gömeriz de… Helvasını da yaparız. Ancak cenaze ‘sahipsiz’ denilerek verilmiyor. ‘Kimsesiz’ algısı yaratılıyor. Bu algı zaten cinayetlerin devam etmesini sağlıyor. Türkiye’de translar ara ara caddelerde serserilerin hırsızlık için saldırısına uğrar ama göçmen translar hemen her gün uğruyor. Onlara saldırıyorlar çünkü daha savunmasız buluyorlar. Sürekli telefonları çalınıyor mesela. Dil bilmiyorlar, sahip çıkanları yok.”

Burcu Karakaş

Gazeteci.
Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Boston Üniversitesi’nde gazetecilik ve Ortadoğu üzerine aldığı yüksek lisans eğitimini, “Devlet Söyleminde Kürt Meselesi: Diyarbakır Askeri Cezaevi Üzerine Bir Çalışma” başlıklı teziyle tamamladı. “Erkeklik Ofsayta Düşünce”, "Manşetleri Gör Aklını Kaçırırsın: 90'lı Yıllarda Gazetecilik", "Yalan Dünya: Reytingler, Tıklar ve Şimdi Reklamlar" adlı üç kitabı bulunuyor.

Journo E-Bülten