World Wide Web’in mucidi Sir Tim Berners-Lee herkesin kullanmasına değecek bir internete ulaşmak için neler yapılabileceğini yazdı: Bir zamanlar seçkin bloglar ve web sitelerinden oluşan ağ şimdilerde birkaç baskın platformun ağır gücü altında sıkışmış durumda. Ağ’ın korkularımızı büyültüp ayrımlarımızı derinleştirmektense, hayallerimizi gerçekleştirip umutlarımızı yansıtmasını istiyorum.
Dünya Çapında Ağ 29 yaşına girdi. Bu yıl, Web’in tarihinde önemli bir aşama olarak görülebilir: ilk defa, dünya nüfusunun yarısından fazlası çevrimiçi oluyor.
Bu heyecan verici haberleri başkaları ile paylaşırken, genelde iki kaygılı tepkiden birini alıyorum:
- Dünyanın geri kalan yarısını nasıl bağlayacağız?
- Dünyanın geri kalanının, Web’in bugünki hâline bağlanmak istediğine emin miyiz?
Web’in bugün karşılaştığı tehditler gerçek ve fazla, en son yazdığım makalemdekiler de dâhil olmak üzere -yanlış bilgilendirmeden ve kuşkulu politik reklamcılıktan tutun, kişisel verilerimizin üzerindeki kontrolümüzü kaybetmemize kadar. Bunlara rağmen, ben ağın herkes için özgür, yaratıcı, ve açık bir ortam olmasında kararlılığıma devam ediyorum.
Bu görüşün gerçekleşebilmesi ise herkesin çevrimiçi olması ve ağın herkes için işlevsel olması sağlanırsa mümkün. Ben Web Foundation’ı ağın geleceği uğruna mücadele etmesi için kurdum. Zira çabalarımızı yönlendirmemiz gereken şeyler var:
Dijital uçurumu kapatmak
Internete erişimi olan ve olmayan insanlar arasındaki ayrım varolan eşitsizlikler sebebiyle gittikçe derinleşiyor ve küresel tehditler oluşturuyor. Hiş şaşırtıcı değildir ki, çevrimdışı olma olasılığınız kırsal bir yerde veya düşük gelirli bir ülkede yaşıyorsanız, fakirseniz, ve kadınsanız veya bu saydıklarımın herhangi bir kombinasyonuna sahipseniz kat kat artıyor. Günümüzde çevrimdışı olmak öğrenme ve kazanma, yararlı servislere erişim sağlama, ve demokratik tartışmalara katılmak gibi fırsatlardan dışlanmak demek. Eğer bu ayrımı ciddi bir şekilde kapatmak için yatırım yapmazsak, son kalan milyar 2024 e kadar bağlanamayacak. Bu da bütün bir jenerasyonun geri kalması demek.
2016 da BM internet erişiminin temiz su, elektrik, barınma ve yemek ihtiyacı gibi temel bir insan hakkı olduğunu bildirdi. Ancak Internet erişimini herkes için ekonomik bir hâle getirene kadar, milyarlarca insan bu temel haktan mahrum bırakılacak. Hedef belirlendi -BM yakın zamanda Ekonomik Internet Birliğini kurdu ve ekonomik sınır ortalama aylık gelirin yüzde ikisinden daha düşüğe 1GB mobil veri. Gerçekte, maalesef ki, bu hedefe ulaşmak için çok uzun bir yol katetmeliyiz -bazı ülkelerde, 1GB mobil genişbant ortlama aylık gelirin %20’sinden fazla konumda.
Bu hedefe ulaşmak için ne yapmamız gerekecek? Kamusal Wi-Fi ve topluluk ağları kullanan, erişimi dünyadaki en fakirlere sağlayacak iş modellerini desteklemeliyiz. Kadınlar ve kız çocukları için güvenilir bir erişim sağlayıp, dijital beceriler eğitimi üzerinden onların güçlerine güç katmalıyız.
Gelecek 20 yıl bir öncekinden çok daha az inovatif olacak
Ağ tehdit altında. Bize katılın ve mücadele edin. Bir zamanlar seçkin bloglar ve web sitelerinden oluşan ağ şimdilerde birkaç baskın platformun ağır gücü altında sıkışmış durumda. Gücün merkezileşmesi yeni birtakım bekçiler yaratıyor, bu sayede bir avuç platform hangi fikirlerin ve düşüncelerin görülüp paylaşılacağını kontrol edebiliyor.
Bu baskın platformlar rekabetçi firmalara engeller yaratarak kendi pozisyonlarını garantiye alabiliyor. Endistürinin en yeteneklilerini işe alıyor, yeni inovasyonları ve gelişmekte olan rakip firmaları satın alıyorlar. Bunlara kullanıcı verilerinden kazandıkları avantajlar da eklenince önümüzdeki 20 yılın bir öncekinden çok daha az inovatif olmasını bekleyebiliriz.
Dahası, bu gücün birkaç şirkette yoğunlaşmış olması ağın silahlaştırılmasını mümkün kılıyor. Son yıllarda sosyal medya platformlarında komplo teorilerinin yaygınlaştığını gördük, sahte Twitter ve Facebook hesapları sosyal gerginlik körüklüyor, dış etkenler seçimlere karışıyor, ve korsanlar yığınla kişisel bilgi çalıyor. Cevap bulmak adına platformların kendilerine döndük. Şirketler varolan sorunların farkında ve bunları düzeltme çabasındalar. Her değişiklik ile milyonlarca insanı etkiliyorlar. Bu kararları almanın sorumlulukları (ve bazen yükü) sosyal iyilikten çok kârı maksimuma çıkarmak üzerine kurulu şirketlere düşüyor. Sosyal hedefleri hesaba katan yasal veya denetleyici bir yapı bu gerginlikleri rahatlatabilir.
Ağ’ın geleceği hakkındaki tartışmayı zenginleştirmek
Ağ’ın geleceği sadece bugün online olanları değil, aynı zamanda gelecekte bağlanacak olanları da ilgilendiriyor. Günümüzün güçlü dijital ekonomisi, hem çevrimiçi vatandaşların hem de şirketlerin menfaatlerini dengeleyecek sağlam standartlar gerektiriyor. Bu teknoloji sektörünün insiyatiflerini, toplumun çeşitli profillerine danışarak, kullanıcı ve daha ötesi toplumun insiyatiflerini nasıl hizaya getirebiliriz bunu düşünmemiz anlamına geliyor.
Kolektif hayal gücümüzü kısıtlayan iki söylenti mevcut: Çevrimiçi şirketler için tek geçerli iş modelinin reklamcılık olduğu ve platformların çalışma şekillerini değiştirmek için çok geç kalındığı. İki noktada da biraz daha yaratıcı olmalıyız.
Ağ’ın karşılaştığı prolemler büyük ve komplike olsa dahi, bence bunları birer ‘bug’ (yazılım hatası) olarak görmeliyiz: İnsanlar tarafından yapılmış yazılım sistemleri ve mevcut kodlama sorunları gibi insanlar tarafından düzeltilebilecek sorunlar. Yeni bir insiyatif listesi oluşturulmalı; koddaki değişimler bunu takip edecektir. Yapıcı ve dektekleyici bir çevre sağlayan bir ağ tasarlayabiliriz. Bugün, hepimizi ağ adına daha tutkulu olmaya davet ediyorum. Ağ’ın korkularımızı büyültüp ayrımlarımızı derinleştirmektense, hayallerimizi gerçekleştirip umutlarımızı yansıtmasını istiyorum.
Yakın zamanda kaybettiğimiz internet aktivisti, Jonh Perry Barlow demiştir ki: “Geleceği icat etmenin en iyi yolu onu öngörmektir”. Kulağa ütopik gelebilir, son iki yılda yaşadığımız gerilemelerden sonra kulağa ulaşılması imkansız gelebilir ama bizim bu geleceği hayal edip inşa etmemizi istiyorum.
Ağ’ın geleceğine doğru iş, teknoloji, devlet, sivil toplum, sanat ve akademideki en parlak zihinleri bir araya getirip bugünki tehditlerini yenelim. Web Foundation olarak bu görevde üzerimize düşeni yerine getirmeye ve hepimzin istediği ağı inşa etmeye hazırız. Birlikte çalışalım ve bunu gerçekleştirelim.
Bu içerik, webfoundation sitesinden alınmış ve Emir Gürsoy tarafından Journo okurları için Türkçeleştirilmiştir.