Haber

Türkiye’de madde bağımlılığı: Bonzainin yerini banyo tuzu aldı

Sentetik kannabinoid sınıfından bir madde olan bonzai geçtiğimiz yıllarda medyada en çok haber olan uyuşturuculardan biriydi. Bonzaiye ilişkin medyada çıkan haberler azaldıkça madde bağımlılığı da eskisi kadar gündeme gelmez oldu. Madde bağımlılığı sorununa ilişkin verilere ulaşmak ise imkansız denecek kadar zor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2016 raporlarında suça sürüklenen çocukların yüzde 36’sının bağımlılık yapan madde kullandığı ile ilgili sınırlı bilgiler bulunuyor. Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (TUBİM) tarafından en son yayınlanan raporda ise 2016-2018 Ulusal Eylem Strateji Belgesi ve Acil Eylem Planı dışında herhangi bir istatistiki veri bulunmuyor. Madde bağımlılığı konusunda önemli çalışmaları bulunan Prof. Dr. Zehra Arıkan, bonzai ve jamaika isimli sentetik maddeler nedeniyle çok sayıda ölüm vakası yaşandığına dikkati çekerek, “Neredeyse en çok ölüm bu maddeler nedeniyle oluyor. Maalesef hastalarımızı kaybedebiliyoruz” diyor.

Yeni maddeler karşımıza çıkıyor

Alkol ve madde bağımlılığı alanında araştırmaları bulunan Maltepe Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Figen Karadağ ise 2001 yılından beri sistemli ve karşılaştırmalı bir çalışma yapılmadığını ifade ediyor. “Madde kullanımının her bölgede yaygın olduğunu çeşitli bölgelerden gelen hastaların varlığı nedeniyle söyleyebiliriz” diyen Karadağ, büyük şehirlerde, göç alan bölgelerde ve travma yaşanılan bölgelerde kullanım sıklığının arttığının teorik olarak söylenebileceğini ekliyor. Bonzai kullanımının azaldığına ve yeni maddelerin kullanımında artış olduğuna dikkati çeken Prof. Karadağ, uyuşturucu madde bağımlılığının aşamalarını şöyle anlatıyor:

“Genel olarak madde kullanımından önce sigara ve alkol gelmekte. Sigaraya başlama yaşının madde kullananlarda daha küçük yaşta olduğunu söyleyen çalışmalar var. İlk kullanılan madde çoğunlukla esrar. Esrar, ‘kapı maddesi’ dediğimiz diğer maddelere geçişi sağlayan bir madde. ‘Ottur, zararı yoktur’ düşüncesi de esrarın bağımlılık yapmadığının düşünülmesi de kullanım sıklığını artırıyor. Gençlerde başlangıç döneminde esrara, ekstazinin eşlik ettiğini sık görüyoruz. 15-20 yıl kadar önce uçucu madde bağımlılığı çok yaygındı. Daha sonra çeşitli sebeplerden dolayı, ekstazi yayıldı. Son yıllarda ise ‘bonzai’ adlı sentetik esrar türevlerinin yaygınlığı arttı. Gerek uçucu maddelerin, gerek ekstazi, gerekse bonzainin en sık kullanım nedenleri ucuz ve kolay erişilir olmaları. Şimdilerde ülkemizde bonzai kullanımı düşmekle beraber yeni maddelerle tanışmaya başlıyoruz. Sağlık alanında çalışanlarda ise en fazla kolay ulaşılması nedeniyle anestezik maddeler ile reçeteli ilaç bağımlılığını daha fazla görüyoruz. Son yıllarda ise banyo tuzları yeni kullanılan maddeler olarak karşımıza çıkıyor.”

Bağımlılık tedavisinin aşamaları

Prof. Dr. Figen Karadağ, bağımlılık tedavisinin iki aşaması olduğunu belirtiyor: İlki, arınma (detoksifikasyon) dönemi, diğeri ise yeniden başlamayı önlemek için uzun süreli psikososyal yaklaşımlar (enformasyon grupları, etkileşim grupları, psikodrama vs gibi):

“İlk aşama genelde ilaçla yapılır. İkinci aşama terapi ağırlıklı yaklaşımlar silsilesidir. Ayaktan da, yatarak da olsa tedavi bu iki aşamadan oluşur. Yeni tedaviler olarak birtakım ilaçlar ve aşılar (nikotin ve kokain aşıları üzerinde denemeler yapılmakta) deneniyor, yine de bu tedavilerle ilgili yakın gelecekte bir sonuç beklemiyorum. Bağımlılık alanında son yıllarda hükümet düzeyinde belirgin bir farkındalık var. Çeşitli çalıştaylar, bilgi paylaşımları var. Sağlık Bakanlığı nezdinde de birçok yeni adımlar atılıyor.”

Lahmacun siparişi vermekten kolay

Psikiyatri Derneği’nden Doç. Dr. Burhanettin Kaya, sentetik kannabinoidler ile sentetik esrar türev kullanımının son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de artmaya devam ettiğini dile getiriyor. Kaya, kolaylıkla ulaşılan ve görece ucuz olan bu maddelerin mağduru olan insan sayısının artış gösterdiğini ifade ederek, “Bazı kullanıcı hastalarım bu maddelere ulaşmanın lahmacun siparişi vermekten kolay olduğunu ve bir engelle karşılaşılmadığını söylüyorlar” diye sözlerini sürdürüyor.

Kamusal bilgilendirme ağı yok

Doç. Dr. Kaya, madde bağımlılarıyla karşılaşana vatandaşlar için şu önerilerde bulunuyor:

“Sokakta, metro istasyonunda, durakta karşılaşabilirsiniz. Bir anda önünüze baygın şekilde yatan ya da madde etkisinde bilinç bulanıklığı yaşayan, davranış bozuklukları sergileyen biri çıkabilir. İnsanların çoğu bu tür durumlarla karşılaştığında, kendi güvenlikleri konusunda duydukları endişe nedeniyle oradan hızla ulaşmayı tercih ediyorlar. Bunun aksini beklemek çok kolay değil. Bunun gerçekten yardım gereken bir durum olup olmadığını anlamaları çok kolay değil. Bu gibi durumlarda neler yapılabileceği konusunda kamusal bir bilgilendirme ağı yok. Bu durumlarda akla gelen ilk şey, kolluk kuvvetlerine bildirmek. Ama kolluk kuvvetlerinin de bu durumda bağımlıyı koruyan ve hızla sağlık sistemine yönlendiren bir tutum sergilemesi gerekir. Yapılacak en doğru şeyi 112’ ye habere vererek, bireyin sağlık sistemine ulaşmasını sağlamaktır. Bu sistem ücretsiz ve ulaşılabilir bir kamusal hizmet olmalıdır. Daha sonra sosyal hizmetlerin devreye girmesi gerekir.”

Ötekileştirilme sorunu

Tedaviye başlayan bağımlı bireyler açısından önemli bir sorun da destek mekanizmaları ile ilgili… Dr. Burhanettin Kaya, madde bağımlılığına yönelik önleyici çalışmaların yetersiz olduğunu savunuyor:

“Bağımlılar, damgalama ve ötekileştirme mağduru olabiliyor. Çoğunlukla ruhsal sorunlar, kişilik sorunları ve davranış bozuklukları sergileyen bu bireyler ayrımcı davranışlara da maruz kalabiliyor. Ne yazık ki 2011’deki ruh sağlığı eylem planında sınırlı olarak yer alan uyuşturucu madde kullanımı ile ilgili hedefler hayata geçirilmiş, koruyucu, önleyici, tedavi edici ve rehabilite edici çalışmalar hayata geçirilmemişti. Bugüne dek yapılanlar sınırlı sayıda AMATEM açma şeklindedir ve bu birimler de bu ihtiyacı karşılayabilmenin ötesindedir. Genel hastane sistemi ve özellikle birinci basamak sağlık sistemi içinde bağımlılık ve madde kullanımı önleme ile ilgili çalışmalar yetersiz durumdadır.”

Madde bağımlılığına ilişkin notlar

  • Bağımlı bireylerde maddeye başlama yaşı en son TÜBİM çalışmasında 14 yaş olarak belirlenmiş. Ancak bu gençlerin sigara ve alkol kullanım yaşları daha düşük.
  • Madde kullanımı idrar, kan, tükürük gibi vücut sıvıları ve saç telinden yapılan analizlerle anlaşılabiliyor. Maddeler, hangisi ile ilgili ise o maddeye ait kitlerle ölçülüyor. Yapılan test, o maddeyi ölçmüyorsa bir şey bulunmuyor. Bu da madde kullanımı olmadığı anlamına gelmiyor.
  • Sentetik esrarlar, Çin’de ve Hindistan’da laboratuvar ortamlarında toz halinde üretilerek tüm dünyaya dağıtılıyor. Bu maddeler daha sonra çeşitli çözücüler içinde çözülerek, bitki karışımlarının üzerine püskürtülüyor, kurutulduktan sonra paketlenerek satışa sunuluyor. Çok sayıda ticari markaları ve isimleri olmakla birlikte, Türkiye’de yaygın olarak kullanılan isimler ‘bonzai’ ve ‘jamaika’. Sentetik esrar grubu maddelerinin çeşit ve sayıları artıyor.
  • Uyuşturucu ile Mücadele Danışma ve Destek Hattı Alo 191, 24 saat hizmet veriyor ve Türkiye’nin her yerinden ulaşılabiliyor. Bu hattan tüm madde, alkol kullanıcıları, aileleri, yakınları danışmanlık alabiliyor.
Etiketler

Ayla Türksoy

İstanbul Üniversitesi Gazetecilik bölümü mezunu. Sabah gazetesinde üç yıl istihbarat-adliye muhabiri, Hürriyet Doğan Burda dergi grubunda 7 yıl sağlık editörü olarak çalıştı.

Journo E-Bülten