2009 yılında San Francisco’da özel araç hizmeti sunmak için kurulan Uber 2015 itibariyle Dünya’nın birçok ülkesinde hizmet vermeye başladı. Türkiye pazarına girdiği günden beri de kullanıcı sayısını hızla arttırıyor. Bu ilgiyle beraber kullanıcıların sempatisi kadar, geleneksel taksicilerin öfkesi de büyüyor. Peki Uber sistemi içerisinde bulunan şoförler bu tartışmaya ne diyor?
”Günde 14-15 saat çalışmaya ayda 12-13 bin lira’
Bursa’dan dönüşüm sırasında elimde 2 adet bavul ve bir büyük sırt çantası ile çağırıyorum Uber’i.. Uygulama üzerinde bana yakın 3 araç görünüyor ama nedense en uzaktaki 4.8 puanlı bir araç beni kabul ediyor. Yolculuk devam ederken koyu bir muhabbete girişiyoruz. İlk sorumu yöneltiyorum:
Daha önce taksicilik gibi bir işle uğraştınız mı?
Taksicilik mi? Yok canım Allah düşürmesin, taksicilik bana göre değil ben yapamam. Görünüşte aynı işi yapıyoruz gibi duruyor ancak çok farklıyız aslında. Ben yaklaşık dört aydır Uber ile çalışıyorum.
Uber’den memnun musunuz?
Girişte çılgın paralar kazanacağımı düşündüm. Ama elbette evdeki hesap çarşıdakine uymuyor. Ha, kötü mü kazanıyorsunuz dersen kötü kazanmıyoruz, ancak şu sıra çoğu aracın kredisine gidiyor. Ben sadece geceleri çalışıyorum ama ben tüm gün çalışırım dersen günlük 14-15 saatte aylık 12-13 bin lira para kazanırsın bu işten.
Uber şöförlerine yönelik saldırılardan sonra korkmuyor musunuz?
Ben şu zamana kadar taksiciler ile herhangi bir sorun yaşamadım. Ancak Whatsapp gruplarında daha medyaya ulaşmayan bir sürü haber alıyoruz. İnsan hâliyle korkuyor. Bazı arkadaşlar araçlarını satılığa çıkarıyor hatta, ancak ayrılmak isteyenler kadar bu işe girmek isteyen de çok fazla insan var. Bana sorarsan, ben çıkmak istesem de istemesem de çıkamam zaten daha aracın kredisini ödüyoruz.
‘Bizimle uğraştıkları kadar sarı taksilerle uğraşsalardı zaten bize ihtiyaç duyulmazdı’
Yolculuk sonunda verdiğimiz puanlar sizinle alakalı olarak herhangi bir şeyi etkiliyor mu peki?
Yani etkiliyor diyebiliriz. Şöyle ki mesela sen uygulama üzerinden araç çağırdığında birbirine yakın olan 3 araçtık. Ancak puanı en yüksek ben olduğum için ilk olarak bildirim bana geliyor. Bir nevi ayrıcalık kazandırıyor diyebiliriz.
Trafik polisleri ile ilişkiniz nasıl? Cezai yaptırım görüyor musunuz?
Ben daha hiç polis tarafından durdurulmadım ama durdurulan arkadaşlardan öğrendiğim kadarıyla bizi kontrol eden sivil trafik polisleriymiş. Araca yolcu alırken sivil olarak polis geliyormuş ve sürücüye Uber ile bağlantısı olup olmadığını soruyormuş akabinde de telefonunu kontrol ediyormuş. Eğer telefonunda sürücülere ait olan sistem varsa cezai yaptırım uyguluyormuş. Vallahi bizim peşimize düştükleri kadar sarı taksilerin peşine düşseler, onları denetleseler yolcular zaten bize ihtiyaç duymazdı.
‘Uber’e geçmek için aracımı sattım‘
Bir sonraki Uber yolculuğum ise Beşiktaş-Üsküdar arasında gerçekleşiyor. Saat gece 2 suları olduğu için vapur ile geçme şansım yok. Beşiktaş Demokrasi Meydanından binmiş olduğum aracın sürücüsü orta yaşlarda güler yüzlü birisi. Trafiksiz saatte yolculuğun kısa süreceğini bildiğimden doğrudan sorularıma başlıyorum:
Ne kadar zamandır Uber’in sürücü ortağısınız?
Daha çok olmadı, beş aydır Uber ile çalışıyorum, ondan önce yıllarca taksicilik yaptım. Ama bir noktadan sonra canıma tak dedi yıllardır çalıştığım mesleğin adını değiştirdim, daha kaliteli hâle getirdim. Taksicilik yaparken araba benimdi ancak plaka bana ait değildi. Baktım saatlerce çalışıyorum ancak aldığım para, para değil. Gördüğüm muamele artık canıma tak demiş. Bir anlık kararla aracımı sattım Uber’e geçtim. Taksici olduğum süreç içerisinde bir dönem BiTaksi uygulaması ile de çalıştım. Aslında çok da memnundum. Ancak sosyal medyada BiTaksi ile ilgili olarak birkaç kötü hadise paylaşılıp bunun üstüne Uber’de popülerleşince iş yapmaz olduk. Bu uygulamalar yokken her çeşit insan denk geliyordu taksiye. Ama telefon uygulamaları ile birlikte yolcuların beklentisi de değişti adeta. Beklentisi değişince de taksicilerin kendisini değiştirmesi, kendilerine çeki düzen vermesi gerekti. Başaramayınca da Uber gibi uygulamalar fırladı gitti. Ben de baktım bu böyle olmaz, taksi işi çekilecek dert değil sattım aracımı geçtim Uber’e. Uber’i genel olarak üniversite okuyan öğrenciler veya ofislerde çalışan daha elit insanlar kullanıyor, hâliyle kalite ona göre artıyor. Muhabbetler, sohbetler ona göre şekilleniyor.
İşinizden memnunsunuz yani?
Vallahi ben çok memnunum, çalışma saatimi de kendim ayarlıyorum ne kadar para istiyorsam o kadar çalışıyorum, daha ne isteyeyim? Bak mesela benim evim de hemen Üsküdar’da, şimdi seni bırakınca ben de evime geçerim. Bunu bana taksi sağlayabiliyor muydu? Yok, ne yazık ki. Bakma taksiciler eylem yapıyor, sinirleniyor ama birçoğu aslında şansları olsa böylesi servislere kaydolmak isterler.
Peki saldırıya uğramaktan korkmuyor musunuz? Neredeyse tüm haberler taksici saldırıları ile dolu.
Vallahi hem korkuyorum hem korkmuyorum. Ben de ekmeğimin peşindeyim taksici arkadaş da. Yıllarca taksicilik yaptım ben, bakma insanlar kötü biliyor ama çoğu iyi insanlardır özlerinde. Aralarındaki uçarı tipler için ise korkuyorum. Ancak öylesi insanlar sadece taksicilik yapmıyor ki her yerdeler. Belanın nerede geleceği hiç belli olmaz.
(Konuşma sırasında ilk başta dikkatimi çekmeyen cips, kraker, su gibi ürünler görünce öncelikle garibime gidiyor ve anlamlandıramıyorum. Sürücü aynadan bunu fark edince o anlatmaya başlıyor)
Susadıysan su falan alabilirsin. Geçen gün başka bir Uberci arkadaştan gördüm, gençler böylesi küçük jestleri seviyorlar. Zaten sudur krakerdir bir masraf değil. Ama yolcuyu daha özel hissettiriyor. Memnun kalınca da daha yüksek puan veriyorlar. Yüksek puan demek de daha fazla yolcuya ulaşmak demek. Yani bakma, yolcuyu mutlu etmek için değil kendimizi mutlu etmek için onlar.
Uber üzerinden sarı taksi
Beni asıl şaşırtan nokta ise neredeyse kanlı bıçaklı konuma gelmiş sarı taksilerin bazılarının aynı zamanda Uber üzerinden de hizmet verdiğini öğrenmem oluyor. Bir anda Uber üzerinden hizmet veren sarı taksilerin Uber ile ilgili olarak neler düşündüğünü merak ediyorum ve uygulama üzerinden “yolda çevirdiğiniz taksilerden çok farklı bir deneyim” mesajıyla sunulan sarı taksi sekmesinden bir araç çağırıyorum.
Karşıma gelen taksi bildiğimiz taksi plakasına sahip, bir durağa bağlı bir araç. Şaşkınlıkla araca biniyorum ve muhabbete dalıyorum:
‘Plaka sahibi olsaydım ben de karşı olurdum’
İnternetten, televizyonlardan gördüğümüz kadarıyla Uber ile sarı taksiler neredeyse kanlı bıçaklı nasıl oluyor bu iş?
Vallahi ben sürücüyüm plaka sahibi değilim. Yaptığımız yasak gibi bir şey. Yani benim Uber ile çalıştığımı bilseler muhtemelen işimden olurum. Ama ben gayet destekliyorum. Tüm sistem bunun gibi bir şeye dönsün yıllardır eziyet çekiyormuşuz biz. Sadece biz de değil yevmiyesini çıkarmak için yolcular ile sürücü düzgün iletişim kuramayınca yolcular da eziyet çekiyormuş. Dert yok tasa yok, mis gibi sistem. Ha plaka sahibi olsaydım ben de karşısında olurdum, burada yıllardır süregelen bir sistemleri var plaka sahiplerinin ve bunun değişmesi en çok onları rahatsız ediyor.
Aynı zamanda Uber ile çalıştığınızı duraktaki arkadaşlarınız biliyor mu peki?
Sadece bir dostum biliyor. Ki o da Uber yaptığı için biliyor yoksa işimden olurum aman ha ismimi vs. vermeyin.
Aracınıza duraktan binenler ile uygulama üzerinden binenler arasında bir fark var mı?
Yaş kriterini saymazsak yok diyebiliriz. Çünkü uygulama üzerinden çağıran arkadaş da zaten sarı taksi olarak çağırıyor, o yüzden büyük bir fark var mı dersen yok. Benim gözüme çarpan tek fark uygulama üzerinden hep üniversite öğrencileri taksi çağırıyor, orta yaşlı insana nadiren denk gelmişimdir.
‘Yasaklasınlar gitsin’
Bu yolculuğun dönüşünü yine Uber üzerinden bir başka sarı taksi ile yapıyorum. Bu sefer işittiklerim ise biraz farklı.
Uber ile sarı taksiler neredeyse kanlı bıçaklı. Ne olacak bu iş?
Öyleyiz vallahi ama ekmek parası… Yasaklasınlar sistemi gitsin, biz de işimizi düzgünce yapabilelim. Son zamanlarda artık iyice düştü yolcu sayısı biz de ne yapalım buraya kaydolmak zorunda kaldık. Kaydolmasaydık mesleği bırakmak zorunda kalacaktık neredeyse.
E peki hiç artısı yok mu bu sistemin?
Bana kalırsa tek artısı şu; kim kimin müşterisi direkt belli. Yoldan beni çağırdı önce sen durdun kavgası gibi şeyler yok. Bunun dışında ekmeğimize taş koymaktan başka bir iş yapmıyor. Sisteme girmeyen arkadaşlarımız para kazanamıyor, zor duruma düşüyor. Aynı zamanda izinlerimiz var diyorlar ama o Vito tipi arabaların bu işi yapacak izinleri yok. Farklı yollardan yasal gibi gösteriyorlar, kamuoyunu da arkasına toplayıp destek buluyorlar. Dava süreci hazirana ertelendi, hele bir dava süreci bitsin kazanan taraf biz olacağız kısmetse Dünya’da birçok yerde bunun örneği de var zaten. Ama yine de bize bir şey öğretmedi değil. Bir şeylerin değişmesi gerektiği, hizmet kalitesinin artması gerektiği bir gerçek.