Günümüzde sömürüsüz, doğal ve katkısız gıdalara ulaşmamız neredeyse imkânsız hale geldi. Karadut Gıda Kolektifi de bunun bilinciyle kısa bir süre önce sağlıksız, doğal olmayan, endüstriyel gıda üretimini reddederek, yeni bir ekonomik ilişki ağı örmek için yola çıktı. Kolektif, endüstriyel bir kâr oranı olmaksızın, hayvan sömürüsüne, gönüllü sömürüsüne, çocuk işçiliğine, ekolojik tahribata, ucuz emek gücüne dayalı; bireyi, kaynağı, yaşam alanını birer rant ve işgal alanı olarak gören her türlü ürün tedarikinden uzak, alternatif, vegan bir mutfak tahayyül ediyor.
Kolektif, üretim alanı olarak belirlediği yerlerde, talep doğrultusunda, temiz, katkısız, ev yapımı olmasına özen gösterdiği ürünler üretiyor. Karadut Gıda Kolektifi ile amaçları, işleyişi ve üretimleri üzerine konuştuk.
Karadut Gıda Kolektifi nasıl kuruldu? Kuruluş amacı neydi?
Kuruluş amacımız endüstriyel üretime alternatif, sömürüsüz, hiyerarşisiz, baskısız, doğala yaklaşmaya çalışan bir mutfak yaratmaktı. Devamlı tüketiyoruz ama hiç bir şekilde bir üretim söz konusu değildi, o zaman üretelim dedik. Sürekli tükettiğimiz bu düzende, kendi yaşantımızı ve dostluklarımızı sürdürürken, bunu üretime dökebileceğimiz bir noktaya taşımak istedik. Aynı zamanda patronların altında çalışmak istemiyorduk. Bu meseleler üzerinden bir araya geldik ve böyle bir kolektif çıktı ortaya. Biz zaten böyle çok yemek yapmayı bilen aşçı insanlar değildik. Ama bir derdimiz vardı ve bu dertle bir araya gelip bir şeyler yapmaya karar verdik ve mutfağa girdik. Mutfak ki sömürünün en başta olduğu yerlerden. Biz de bu sömürüye karşı mutfağa girdik ve denemeye başladık. Yaklaşık 1 ay kadar süre deneme sürecimiz oldu. Bu süreçten sonra bazı tarifleri tutturduk ve yola koyulduk.
Tamamen yatay ilişkiler kuran, kesinlikle kimsenin kimseye emir ve tahakküm uygulamadığı, dostça ilişkiler kurarak ilerleyen bir kolektifiz. Karadut Gıda Kolektifi’ni kuran bizler hayvan özgürlüğünü savunan, vegan ve anarşist bireyleriz. 4-5 aydır aktif bir şekilde üretim yapıyoruz. Daha yeniyiz, yoldayız ve öğreniyoruz.
Vegan sucuk denemeleri
Karadut Gıda Kolektifi neler üretiyor? İlk denemeleri anlatır mısınız?
Aslında hepimizin daha önceden belirli kolektif pratikleri vardı. O anlamda bir arada hareket ederken uyum sorunu yaşamadık. Kolektifi kurmadan önce de vegandık ama vegan yoğurt, vegan döner, vegan sucuk gibi yiyeceklere ihtiyaç duymadan yaşıyorduk. Deneme yanılma yoluyla en iyisini bulmaya çalıştık. Senelerdir et yemeyen, sucuğun tadını bilmeyen biri olarak vegan sucuk yapmaya çalıştık. Başta oldukça zordu ancak güzel üretimler ortaya çıktı. Üretimlerimizi önce arkadaşlarımıza tattırdık, beğendiler ve sonrasında yapabildiğimizi görüp üretimlerimize hız verdik. Ondan sonraki 4-5 aylık süreçte denemelerimiz ve üretimlerimiz devam etti. Vegan döner, vegan sucuk, vegan mayonez, vegan kurabiye, vegan kek, tofu gibi yiyecekler üretip, satışa sunduk.
Karadut Gıda Kolektifi ürünlerine talep nasıl?
Kolektif yeni olduğu için çok yüksek bir talepten söz edemeyiz. Ancak şu an için kendimizi döndürebiliyoruz diyebiliriz. Bir kere alışveriş yapan insanların memnun kalıp sonra yeniden alışveriş yapmak istediğini görüyoruz. Şu an piyasada hayvan sömürüsü yapan markaların vegan gıda seçenekleri var. Biz daha çok tekelleşmeden, belirli etik ilkeler çerçevesinde genişleyerek ve gelişerek üretimi artırmayı hedefliyoruz. Özellikle bir artı değer kaygısında değiliz zaten. Kendi amaçlarımıza uygun ilerlemek istiyoruz. Eğer bir artı değer oluşursa da bu artı değeri yeni kolektifler kurmak ve alternatif mutfağımızı büyütmek adına kullanırız.
Bir gün birinin ürettiği domatesi gönül rahatlığıyla tükettiğimizde ve o üreticiyle iletişime geçtiğimizde ortak ve dilediğimiz ağ kurulmuş olacak.
‘Gıdaların içeriğini bilmek hakkımız’
Yediğimiz yemeklerin sağlıklı ve doğal olduğunu bilme hakkına sahip olmamız gerekiyor ama çoğu zaman bu mümkün olmuyor. Karadut Gıda Kolektifi bu konuda ne düşünüyor?
Karadut Gıda Kolektifi sürekli doğala yaklaşmayı hedefliyor. Doğal ve sağlıklı olanı savunuyor. Ama büyük şehirlerde yaşadığımız için doğal olana ulaşmakta zorluk yaşıyoruz. Sağlıklı ve doğal olan hakkımız. Tükettiğimiz gıdaların içeriğini bilmek hakkımız ama her şey büyük markaların tekelinde olduğu için bu günden güne zorlaşıyor. Tükettiğimiz birçok marka, katkı maddeleri ve koruyucular içeriyor, hayvanlar üzerinde deneyler yapıyor. Herkesin doğal, sağlıklı ve sömürüsüz gıdaya ulaşma hakkı var. Ancak doğal üretim yapan küçük üretici ayakta durmakta zorlanıyor.
‘Mutfak bir propaganda aracı’
Büyük markaların reklamlarında “Gizli tariflerden yola çıkarak yaptık” diyerek tariflerini gizlemesi ya da “Sizin için özel ürettik” gibi söylem ve stratejileri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Karadut Gıda Kolektifi’nin gizli tarifi yok. Mesela biz kolektif olarak tariflerimizi paylaşıyoruz. Üretim yaptığımız mekanlar değişiklilik gösterebiliyor ama her şeyimizle açık ve şeffafız. Markaların gizli tarifleri var, bizim tariflerimiz herkese açık. Tariflerimizi kendimize saklamıyoruz. Biri gelip ben de öğrenmek istiyorum dediğinde paylaşabiliriz. Bu konuda tekelleşme ve popülerleşme gibi bir amacımız yok. Çünkü biz bunun yerelleşmesini ve yaygınlaşmasını istiyoruz. Bunu önemsiyoruz. Yola çıkış amaçlarımızdan biri de buydu. Mutfağı bir propaganda aracı olarak gördüğümüz için tariflerimizi de paylaşıyoruz.
‘Ambalajlı hiçbir ürüne güvenmiyoruz’
O zaman başka bir mutfak ve üretim mümkün diyebilir miyiz?
Evet. Başka bir mutfak ve alternatif bir üretim mümkün ama yine de kolektif olarak yeterince özgürleşemediğimiz belirli noktalar var. Mesela şu an için kolektif ürünleri tamamen sömürüsüz diyemeyiz. Ürettiğimiz gıdalarda kesinlikle hayvansal ürün içermiyor ancak hâlâ belirli marketlerden ve tedarikçilerden, belirli ham maddeleri tedarik etmek zorunda kalıyoruz. Ama bu böyle devam etmeyecek. Aslında yoldayız derken kastetmeye çalıştığım buydu. Öğreniyoruz ve bizim gibi düşünen insanlarla iletişime geçmek istiyoruz. Endüstriyel üretime karşı olan, kendi üretimini kendisi yapmak isteyen ya da yapan insanlarla iletişime geçip onlarla bir araya gelmek istiyoruz. Yerel üreticiyle temasa geçip marketlerin tahakkümünden tamamen kurtulmak istiyoruz. Yola yeni başladık ve devamında yüzde yüz sömürüsüz bir mutfak hedefliyoruz. Yerel üreticiyle daha fazla temasa geçmeyi ve hatta ham maddeleri dahi kendimiz üretmeyi hedefliyoruz. Şu an için en çok önemsediğimiz şey bu. Kendi evinde, bahçesinde, tarlasında üretim yapan, kendi salçasını yapan, kendi meyve, sebzesini yetiştiren insanlarla tanışmak istiyoruz. Bu şekilde ilerlemek istiyoruz. Çünkü ambalajlı hiçbir ürüne güvenmiyoruz. Bunun dışına çıkabildiğimiz kadar çıkmak istiyoruz. Başka bir mutfağın ve üretim anlayışının var olabildiğini göstermek istiyoruz.