Videonun doğru platformda yayınlanması en az üretilen video içerik kadar önemli. YouTube bu konuda alıp başını giderken ona karşı durma yolunda olan Facebook da, kullanıcıları iki arada bir derede bırakıyor olmalı.
Peki oluşturduğumuz video içeriklerini hangi platform ya da platformlarda yayınlamalıyız?
Videoların üretilip en çok izleme ve geri dönüş alınabilecek yerlerde yayınlanması aslında ince elenip sık dokunması gereken bir mevzu. Ürettiğimiz içeriğe göre de değişkenlik gösterebilir.
Güncelde YouTube
Ürettiğimiz videolar eğer güncel içeriklerden oluşuyorsa ve düzenli olarak video üretiyorsak tabii ki ilk aklımıza gelen seçenek olan YouTube’da değerlendirmek en mantıklısı olacaktır. Videoların yayınlandığı ‘kanal’ların yapısı, videoların her birinin işlevsel bir şekilde öne çıkacağı bir arayüz sunuyor.
Kullanıcılar bu platformda kendi kanallarını yaratarak videolarını yayınlayabiliyor. Türkiye’de de farklı içerikli binlerce kanal var. Bu kanalları iki ayrı yapıda inceleyebiliriz. Sadece YouTube içinde var olan kanallar ve dışarıdan bir platformun video içerik yayınlayan uzantısı olan kanallar. YouTube içinde var olan kanalların sahipleri sadece burada yayınlamak için belli bir konuda video üretiyor. Başka platformların uzantıları olanlarsa kendi sitelerinin, şirketlerinin, tv-radyo-gazetelerinin, dernek-vakıflarının ya da başka konulardaki oluşumlardan gelen içeriklerini videolaştırıyor. Takipçilerse bu kanallara abone olarak yüklenen yeni videolardan haberdar olabiliyor.
Kanala abone olmaksa YouTube’da video yayınlayanlar için bambaşka bir boyut açıyor. Hâlihazırdaki izleyici kitlesini kendinize çekmeli ve sürekli olarak ürettiğiniz videolarla kitlenizi güncel tutmalısınız. Bu açılan yeni boyut size yeni bir de misyon yüklüyor. Sürdürülebilir içerik üretmek. Ya da sürekli içerik üretmek. Onun için de YouTube’da bir var olma stratejisi oluşturmanız gerekiyor. Bunu da kullanıcı arayüzündeki raporlama araçlarıyla belirleyebiliyorsunuz.
Gördüğünüz üzere iş masum bir YouTube hesabından, neredeyse dijital ajansların profesyonelce yaptığı bir işe dönüştü. Yani videonuzu YouTube’a yükleyip belli bir dönüş sağlamak tahmin ettiğiniz kadar kolay değil. Mediakraft (ve aynı zamanda uzman.tv) kurucusu Ersan Özer, bir sunumunda, “YouTube bir uydu tv platformu gibi” cümlesini kullanmıştı. YouTube’da bir kanal açmak, yüzlerce kanalın olduğu bir yerde uydu kanalı açmak gibi bir şey. Görünür olmanın çok fazla bedeli var. Hem maddi hem manevi.
YouTube’da bir kanal oluşturmak için izlenebilecek stratejileri uzun uzun anlatacağım bir yazı hazırlayana kadar kafanızı daha fazla karıştırmayacağım. Özetle, devamlılığı olan bir içerik oluşturuyorsanız ve bu içerikler gündeme dair hızlı tüketilen içeriklerse burayı gönlünüzce kullanabilirsiniz.
Yukarıda anlattıklarım izlesene.com ve dailymotion.com için de aynen geçerli. Yapıları ve kitle oluşturma yöntemleri birebir aynı. YouTube’un Türkiye’de sıklıkla erişime engellendiğini düşünürsek videolarınızı bu üç platforma da aynı stratejiyle yüklemek daha sonrasında sıkıntı yaşamamak açısından mantıklı olabilir.
Videolarınızı yüklerken dört şeye dikkat etmelisiniz; etkileyici ve aynı zamanda içeriği anlatan bir başlık, insanların içerik hakkında hızlıca fikir sahibi olabileceği bir görsel, detaylı bir açıklama ve doğru anahtar kelimeler.
Doğru başlık
Videonuzun başlığı, izlenmesinde en önemli etkendir. Eğer başlığınız videonun içeriğini anlatmıyorsa, ne kadar iyi bir video üretmiş olursanız olun o video çok izlenmeyecektir. Başlığınız aynı zamanda Google’ın optimize edebilmesi için basit ve sade de olmalı. Videonuzun aynı zamanda Google aramalarında da görüneceğini unutmayın. Örneğin, doğru makale yazma teknikleri hakkında bir video yapıyorsanız başlıklarınız, “doğru makale yazma teknikleri”, “makale nasıl yazılır?” gibi basit başlıklar olmalı.
Hazırlanmış görsel
Görsel, en az video başlığı kadar önemli. Bazen kullanıcılar başlığı bile okumadan sadece görsele bakarak videoyu izlemeye karar verebiliyorlar. Videonuzu yükledikten sonra görseli video içinden seçebilirsiniz. Fakat video için özel hazırladığınız bir görseli yüklemenizi tavsiye ederim. Özellikle videoda konuşan kişinin görseli yanına ya da arkasına da videonun konusuyla alakalı bir şey kolajlanabilir. Video eğlenceli bir içerikse bu kişinin gülen bir görseli izleme sayısını arttıracaktır. Araştırmayla bu sonuca varılmış. Aynı zamanda video başlığını da görsel üzerine yazarak konuyu pekiştirebilirsiniz.
İyi açıklama
Açıklama kısmı aynı SEO için yazılan blog yazıları gibi optimizasyonda etkili bir unsur. Açıklama kısmını kesinlikle boş bırakmamalısınız. Video içeriğindeki konunun girizgâhını yapabilir ya da özetini yazabilirsiniz. İlgili linkler, kaynaklar hatta video metni açıklama kısmına yazılmalı.
Anahtar kelimeler
Açıklamada olduğu gibi videonuzun konusunu belirten anahtar kelimeler de aramalarda görünürlük için oldukça önemli. Bu kısmı bir sürü alakasız şeyle doldurmadan videonuzun konusu ve hangi aramalarda çıkmasını istiyorsanız o kelime öbeklerini yazarak oluşturabilirsiniz.
Kalıcı içerikte Vimeo
Sadece belli zamanlarda, daha kalıcı içerikler üretiyorsanız, örneğin belgesel, dokümental vs. çekiyorsanız ne yapmalı? Bu konuda açık ara Vimeo bayrağı elinde tutuyor. Vimeo, HD format ilk çıktığı zamanlarda YouTube’dan önce HD’yi destekleyerek kendine iyi bir yer edindi. Aylık abonelik sistemi ile de ticari kullanıcılar için bir video hosting hizmeti vermeye başladı.
Aynı zamanda ‘Staff Picks’ kısmıyla da yönetmenlerin, animatörlerin, belgeselci ve muhabirlerin, performans sanatçılarının ve daha pek çok video üreten kişinin en iyi işlerini sergiledikleri bir portfolyo sitesi haline de geldi. Video üretenler için bir nevi sosyal medya diyebiliriz. Bu kadar özelliğiyle başlı başına, YouTube ve benzerlerinden apayrı bir mecra. Hem izleyici hem de üretici kitlesine aynı anda hitap etmesinden dolayı her konuda geri dönüş alabilmeniz mümkün. Burada yer almak hatta öne çıkanlarda yer almak kullanıcılar için bir prestij. Ürettiğiniz videolar güncel içeriklerden ziyade daha kalıcı şeylerse diğerlerini direkt atlayarak burada yayınlamanızı tavsiye ederim. Yönetmenliğe adım adım giden yolunuzda daha kolay fark edilmenizi sağlayacaktır.
Ya Facebook?
Peki Facebook’a video yüklemeli mi? Otomatik oynatma özelliğiyle Facebook video yüklemek için gayet cazip görünüyor aslında. Fakat YouTube kadar detaylı raporlama sunmaması ve YouTube’daki gibi bir ekosistem oluşmamış olması bizi yüklemeden önce biraz düşündürmeli. YouTube’daki izleme üzerinden gelir sistemi henüz Facebook’ta mevcut değil. Ayrıca Facebook kullanıcı kitlesinin yıllar geçtikçe yaşlanması ve gençlerin alternatif bir platform arayışı, avantajları dezavantaja dönüştürüyor. YouTube her fırsatta kullanıcılarını özgün içerik üretmeye ve bunu düzenli olarak yapmaya teşvik ederken Facebook’ta yayınlanan videoların çoğunluğu komik ya da viral videolar. Bu aşamada video konusunda Facebook’un YouTube’dan birkaç yıl geride olduğunu söyleyebiliriz. Bu zamana kadar bildiğimiz şeyler, Facebook’un video yayınlama stratejisinin, çoğu YouTube’dan alınan içeriklerin herhangi bir telif hakkı kontrolü yapmadan yayınlanmasıyla oluşturulan veriler üzerine oluştuğu. Bu da özgün video üreticileri için güvenli bir platform anlamına gelmiyor.
Yeni alternatif: Wistia
Videolarınızı sadece kendi sitenizde yayınlamak ve detaylı raporlama yapmak, hatta diğer platformlarda olmayan pek çok özellik daha kullanmak istiyorsanız. Wistia’yı kullanabilirsiniz. Wistia aslında bir video hosting hizmeti. Fakat kullanımı diğer platformlar kadar kolay ve raporlamaları YouTube’dan bile detaylı. Web sitenize embed ettiğiniz videolarda herhangi bir logo, marka vs. görünmesini istemiyorsanız bu hizmetten faydalanabilirsiniz. Video oynatıcısı tamamen kişiselleştirilebiliyor. Video bittikten sonra alakasız video önerilerinde bulunmaması da büyük bir artı.
Basit, bildiğimiz şeylerin aslında stratejinize göre belirleniyor ve kafa karıştırıyor olması sizi şaşırtmış olabilir. Hatta hepimizin bildikleri şeyler hakkında yazdığımı görerek yazıyı buraya kadar okumamış bile olabilirsiniz. Ama başta belirttiğim gibi ürettiğiniz video içeriğini doğru platformda yayınlamak en az videoyu üretmek kadar önemli. Haftalık içerik üreten mecraların videolarını Vimeo’ya, kısa film ve belgeselcilerin de YouTube’a yüklediklerine ve bekledikleri etkileşimi alamadıktan sonra pes etme noktasına gelmiş olmalarına şahit olmuş biri olarak bu konu üzerine iyi planlamalar yapılması gerektiğini düşünüyorum.
