İki-üç bin liraya yüksek fiyatlı telefonlarla birebir aynı işi yapan Çin menşeli cihazlar etrafta kapış kapış satılmaya başladı. OnePlus, Xiaomi gibi markaların başını çektiği piyasayı mercek altına aldık.
Snapdragon 845 mi? 6 GB Ram mi? Pil ömrü mü? Yüksek çözünürlüklü kamera mı? Android mi, iOS mu? Telefonun markasından, modeline, kamera türünden hafızasına çok geniş bir pazar hâlini aldı akıllı telefon piyasası. Her gün duyurulan yeni telefonlar ve onlara bağlı yazılımlar eminim ki büyük çoğunluğun kafasında soru işaretleri yaratıyor.
Mobil telefon piyasasındaki bu hareketlilik elbette sadece bu yıla ait bir hikâye değil. Ancak Türkiye’de son dönemin, diğerlerine oranla ciddi bir farklılığı var. Bir süredir çok konuşulan Çin menşeli telefonlar ve fazlasıyla ucuz fiyatları, tüketici kanadında da büyük bir merak uyandırıyor. Bu telefonları almak güvenli ya da doğru tercih mi?
Telefon firmalarının ürettiği son model telefonların fiyatları bugün minimum 3 bin lira alt limitinden başlıyor. Fiyat dağılımına bakıldığında ise ortalama 4 binin üstünde bir bütçe ayrılması gerektiği görülüyor. Hatta Samsung’un son ürettiği telefon S9’un fiyatının 5 bin üstü olması da gerek vergi, gerek maliyetler açısından değerlendirildiğinde Türkiye’de “amiral gemisi” telefon almayı daha da zor bir hâle sokuyor. İşte tam da bu piyasanın ortasında 2 ila 3 bin liraya yüksek fiyatlı telefonlarla birebir aynı işi yapan cihazlar etrafta kapış kapış satılmaya başladı. OnePlus, Xiaomi gibi markaların başını çektiği piyasa da hâliyle merak edilir oldu. Öncelikle şunu söyleyeyim Xiaomi Mi 6 da, OnePlus 5/5t de piyasadaki telefonların her özelliğine sahip. Kameraları diğerlerine kıyasla biraz daha zayıf olsa da (kameradan beklentinize bağlı olarak) ikisi de alacağınız her amiral gemisi ile aynı donanıma sahip. OnePlus yazılım güncellemeleri ve biraz daha iyi kamerası ile Mi 6’dan bir adım öne geçse de ikisi de gözü kapalı alınacak telefonlar. Peki risk var mı?
Türkiye’de telefonunuz bozulduysa geçmiş olsun
Xiaomi ve OnePlus gibi markaların telefonları şu anda sadece paralel ithalat ile alınabilse de aslında bu yöntemle her marka telefona daha uygun fiyat ile sahip olmak mümkün. Yaygın ve çok kullanıcıya sahip büyük alışveriş sitelerinde bu telefonlar faturalı ve “paralel ithalat” ibaresi ile satılıyor. Bu cihazların garantisi neredeyse yok seviyesinde. Yani cihaz bozulduğunda arkasında duracak bir muhatap bulmak mümkün değil. Elbette bazı teknik servislerle anlaşmalar yapılmış ama buradan alacağınız servis çok kurumsal ve tatmin edici seviyede olmayabilir. Fakat bu, telefonların tamir edilemeyeceği anlamına da gelmiyor, bir şekilde parçası getirtilerek tanıdık bir telefoncuda ya da bir serviste çok rahat tamir imkânına erişebilirsiniz. Bu çok önemli mi? Kısmen evet. Türkiye’de teknik servisler maalesef yetersiz. Müşteri ile ilişkileri çok kötü. Muhatap bulmak gerçekten zor. Bu konuda firmalar ne kadar iyileştirme yapıyor onu da bilmiyoruz. Huawei’in teknik servis anlamında Türkiye pazarında yer alması kararı dışında piyasada somut ve gözle görülür bir gelişmeye rastlamak mümkün değil. Çoğu marka, istisnalar dışında teknik servise verilen telefonu haftalarca hatta aylarca alıkoyuyor ve kullanıcıyı mağdur ediyor. Şu cümleyi aslında istisnaları bir kenarda bırakarak kurabiliriz: “Türkiye’de telefonunuz bozulduysa geçmiş olsun” şanslıysanız sorununuz kısa sürede çözülür. Paralel ithalat bir cihaz alırken garantinin garanti(!) olmadığını kabul ederek yola çıkmakta fayda var.
Elbette bu birçok kullanıcı için sorun yaratmazken, bir grup için de büyük sorun yaratacaktır. Örneğin teknoloji ile yeni haşır neşir olmaya başlayan ya da saydığım gibi tamir ve benzeri şeylerle uğraşmayı sevmeyen kişiler için bu cihazları almak çok da akıl kârı değil. Çünkü bir sorun çıktığında bu sefer markanın kötülüğü üstüne söylemler, ürün hakkında yanlış kanıya sebep olacaktır. Yani şunu iyi bilmek lazım; Xiaomi, OnePlus gibi telefonlar Türkiye sınırından geçtikten sonra o firmaların kendi garantileri kapsamında değil tamamen sizin faydalanacağınız bir sisteme dönüyor. Aynı durum diğer yaygın markaların telefonları için de geçerli. Sen ne yapardın derseniz, ben OnePlus 5 aldım ve gayet memnunum. Ama alırken bu ürüne ilişkin bir garanti beklentim yoktu.
Paralel ithalat mı bavul ticareti mi?
Paralel ithalat ürünlerle ilgili bir diğer merak konusu ise kaçak olup olmadığı. Bu ürünleri eğer büyük firmalardan alıyorsanız bu noktada sorun yaşamanız çok da olası görünmüyor. Cihazı alırken IMEI üstüne kesilmiş fatura olması büyük önem teşkil ediyor. Güvenilmeyen bir satıcıdan alınan ürünün paralel ithalat yerine bavul ticareti ile gelmiş olma ihtimali, kayıtlı olmama ihtimali ve swap cihaz olma ihtimali her zaman mevcut. Bu yüzden paralel ithalat bir ürün alınacaksa da bilindik ve büyük bir satıcıdan almak çok daha mantıklı.
Toparlamak gerekirse paralel ithalat telefon almak Türkiye gibi ekonomik şartların olduğu bir ülke için makûl bir çözüm gibi duruyor. Sadece 2 bin liraya harika telefonlara sahip olmak mümkün. Garanti konusundaki eksikliği göze alan ve son model telefon kullanmak isteyenler için çok doğru bir tercih. Üstelik bu pazarın büyük bir avantajı daha var. Şöyle düşünün: Son model bir telefon 2 bin liraya satılırken, aynı markanın aynı ürününü iki katı fiyata satan bir firmanın rekabet koşullarında eşit olduğunu söylemek mümkün mü? Hayır. Paralel ithalatın bu kadar yaygınlaşması yurtdışına göre iki katı fiyata ürün satan Türkiye garantili satıcılar üzerinde de sarsıcı bir etki yaratabilir. Bu rekabete ayak uydurmak isteyen firmalar ister istemez aradaki makası kapatmak zorunda hissedebilir. Bunun için kampanyalar yapabilir. Bu durum tüketicilerin daha düşük maliyetle daha iyi telefonlar almasını sağlayabilir.