Türkiye’nin dijitalde doğan en eski ve en popüler yeni medya platformlarından ikisi, editoryal tercihleri nedeniyle sosyal medyada hedef oldu. Onedio, İstanbul konulu bir testin sonunda iktidarın propagandasını yaptığı için eleştiriliyor. Ekşi Sözlük ise bir kullanıcının açtığı başlık nedeniyle özellikle öğretmenlerin tepkisini çekiyor. Onedio, “Reklam çalışması yapan ve yapmak isteyen bütün müşterilerimize aynı ve eşit hizmeti vermek mecburiyetindeyiz” diyerek tüm siyasi partilerin reklamlarını kabul ettiğini açıkladı. Ekşi Sözlük ise tepki çeken başlığı silip yazarını “uçurdu.”
#YandaşOnedio ve #haddinibilekşisözlük etiketleri saatlerdir Twitter’ın trend konular listesinde…
Kullanıcılardan gelen içerikler ve özellikle eğlenceli liste haberleriyle tanınan Onedio’ya yönelik tepki, “Sen Aslında Ne Kadar İstanbullusun?” başlıklı testin ekran görüntülerinin dün sosyal medyada paylaşılmasının ardından doğdu.
Testi başarıyla tamamlayanlar ekranda şu mesajı görüyordu:
“İşte Gerçek İstanbullu! Bize verdiğin cevaplardan anladığımız kadarıyla sen İstanbul’u sadece bilmiyor, adeta yaşıyorsun! İliklerine kadar İstanbullusun sen. Adeta sen İstanbul’a, İstanbul da sana ait! Gönüllerimizde taht kurmuş şehir: İstanbul! Ahh İstanbul, niceleri seni anlamadı. Seni anlamak gönül işini bilmekten, memleket işini bilmekten geçer. 1994’te Recep Tayyip Erdoğan’ın Gönül Belediyeciliği ile buluşan güzel İstanbul’da hizmetinize bir kez daha talibiz. Gönül adamı Binali Yıldırım İstanbul için geliyor! 31 Mart’ta yine gönüller kazanacak!”
Onedio ‘kırmızı çizgi’lerini listeledi
Yüzlerce sosyal medya kullanıcısının protesto amacıyla Onedio’yu takibi bırakması ve hatta Twitter’da bloklaması üzerine şirket bir açıklama yaptı.
“Uğradığımız hücumdan elbette memnun değiliz ama şikayet de etmiyoruz. Şikayet etmiyoruz çünkü takipçilerimizin olmamız gereken yere ilişkin hassasiyeti, sırtımızda hissetmekten rahatsız olmayacağımız bir sopa” diyen Onedio, bu yıl ilk kez siyasi parti reklamı almaya başladıklarını, şu ana kadar ağırlıklı olarak muhalefet partilerinin reklamlarını yayımladıklarını belirtti.
Söz konusu testin yerel seçim kampanyası sırasında “sponsorlu içerik” ibaresiyle yayımlandığını ve 31 Mart’ta yayımdan kaldırıldığını belirten Onedio, açıklamasını şu ifadeyle noktaladı:
“Seçim yenilenme kararı alındı, ama hiçbir içerik tekrar yayına alınmadı. Yani sosyal medyada dolaşan görseller, yayından kalkmış içeriklere ait. Bu, bizim her türlü reklam/içerik çalışmamızda standart olarak uyguladığımız prosedür. Bizim kırmızı çizgimiz ırkçılık ve şiddet karşıtlığı, insan hakları, kadın hakları, ekolojik sürdürülebilirlik, cinsel yönelim özgürlüğü, ifade özgürlüğü, eşitlik, aydınlanma idealleri ve hayvan haklarıdır. Bu değerlerle çelişen içerikleri ve reklamları yayınlamayız. Bütün siyasi partiler de bu prensibimiz çerçevesinde hareket edebilecekleri alanları kullandılar.”
Ekşi Sözlük: Bu tür söylemleri barındırmayız
Bir kullanıcının öğretmenler hakkında ağır bir itham içeren bir başlık açması ise Ekşi Sözlük’ü sosyal medyada hedef yaptı. Özellikle öğretmenler sosyal medyada organize olarak siteye tepki gösterdi.
Ekşi Sözlük dün geç saatlerde yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “bugün açılan ve öğretmenlerimize yönelik kabul edilemez bir ithamda bulunan başlık kapatılmış, söz konusu başlığı açan yazar sözlük’ten uçurulmuştur. ekşi sözlük, yürüdükleri zorlu ve onurlu yolda her daim öğretmenlerimizin yanındadır. bu tür ithamlarda bulunan söylemlerin ekşi sözlük’te barındırılmasının hiçbir şekilde mümkün olmayacağını paylaşmak isteriz.”
Ancak bu açıklama da birçok kullanıcı tarafından eleştirildi. “nickbulbana” adlı Ekşi Sözlük yazarı, “Öğretmen olarak saçma bulduğum tepki” diye yorum yaptı. Bugün boyunca gündem listesinin üst sıralarında kalan #haddinibilekşisözlük başlığında birçok yazar, alınan kararın ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini savundu.
Kullanıcılardan gelen içerikleri yayınlayan dijital platformlar tüm dünyada bazen editoryal tercihleri, bazen algoritma gibi araçlarıyla teknolojiyi kullanımları nedeniyle tepki çekiyor.
Facebook başta olmak üzere bu platformlar bir yandan ifade özgürlüğü de dâhil demokratik sorumluluklarla, bir yandan da hukuki yükümlülüklerle karşı karşıya. Bu platformların “tarafsız ve nesnel” olma iddiası da sık sık sorgulanıyor.
