Görüş

YouTube nefretle mücadele edecek moderatörler almalı

Bir makalem için araştırma yaparken, günümün çoğunu nefret söylemi içeren neo-nazi müziklerini araştırarak geçirdim. Skrewdriver ve Bound for Glory, Graveland gibi nasyonalsosyalist black metal grupları ve white power müziğinin tuhaf tezâhürlerinden bazılarını keşfettim (Alman neonazi hip-hop’u belli ki üstünde durulması gereken bir mesele). Peki bu araştırmayı nasıl yaptım? Kazınmış bir kafa ve buldog ya da boğaya benzer boynu olan erkeklerle çok tehlikeli barlarda mı takıldım? Hayır, YouTube ve Google kullandım.

‘İslâm’ı yasakla’ diyenlerin ifade özgürlüğünü savunmak

Elbette, sosyal ağ kullanıcılarının benim gibi Yahudi sosyologlarla sınırlı olmadığının farkındayım. Ve araştırmalarım boyunca, nefret dolu müzikle ile nefret söyleminin diğer biçimlerine erişim kolaylığının belirli gruplar için inanılmaz bir nimet olduğunun bilincindeydim.

İnternetteki aşırı-sağ materyali adeta sömürür ve bu konuda endişelenirken; Commons Work and Pensions Committee, Facebook, Twitter ve Google dâhil olmak üzere bu tür materyale karşı yeterince sert harekete geçmekten kaçınan internet devlerini eleştirdi. Milletvekilleri, YouTube’un ‘Yahudi soykırımı’ iddiasıyla David Duke’unkilerden birinin de dâhil olduğu videoları kaldırma yönündeki başarısızlığına dikkat çekti ve İslâm’ın yasaklanmasını isteyen Facebook sayfalarını eleştirdi. Yvette Cooper ise şirketleri ‘ticari fahişelik’ yapmakla suçladı. Facebook temsilcisi, kendisini ‘İslâm’ı yasakla’ adlı bir sayfanın neden Müslümanlara yönelik bir saldırı değil de bir din eleştirisi oluşturduğunu açıklamaya çalışırken buldu.

Şirketler kendilerini konumlandırırken yalpalıyor

Sorun şu ki İnternet devleri, kendilerini içerik-agnostiği platform veya yayıncı olarak konumlamak arasında yalpalıyor. Bu şirketler içeriklerden kesinlikle maddi kazanç sağlıyor, ancak platformlarının açıklığı, kullanıcıların yayımladıklarının sorumluluğunu makûl bir şekilde reddedebilme imkânı da sağlıyor. Diğer sosyal ağların nefret söylemli içeriklerle mücadeledeki başarısızlığıyla karşılaştırılınca, YouTube’un telif hakkıyla korunan materyali çabucak ayırabilmede ve platformunun porno ile dolmamasını sağlamadaki başarısı daha da öne çıkıyor.

Ancak sosyal medya şirketleri, tıpkı yayıncılar gibi sorumluluklarını yerine getirmek zorunda ve ‘barındırdıkları içeriği kontrol etme kapasitesine sahip olmadıkları’ mazereti geçerli değil. Üstelik kimi ayrımcı materyallerin online varlığını hâlâ sürdürmesine dair açıklama yapılmaması da bir ikilem.

Özellikle antisemitik malzeme ile ilgili olarak karşılaşılan güçlük, antisemitizmi açık nefretle değil, bir takım şifrelerle kodlayan uzun bir geleneğin varlığı. Rothschilds ve George Soros ‘ifşaatları’nı (genellikle antisemit olmayan bir niyetle paylaşılıyor) çözmek ve bunlarla mücadele etmek için özel bilgiye ihtiyaç duyuluyor. Holokost inkâr materyalleri, tarayıcılar tarafından gözden kaçırılabilecek ince formülasyonlarla kolaylıkla gizlenebiliyor. İnternet şirketleri tarafından bu tür materyallerin kısıtlanmasına yönelik herhangi bir teşebbüste bulunmak, sonsuz dikkat ve yüksek derecede uzmanlık gerektiriyor.

‘Aşırı metal’i ele alalım. Bazı gruplar, tehlikeli temalarla flört eden müzikler üretmekten memnun olur. Slayer’ın Angel of Death (Auschwitz işkencecisi doktor Josef Mengele hakkında bir şarkı) Nazi yanlısı bir şarkı değil, fakat onunla ‘neo-nazi rock’ı arasındaki bölme çizgisi rahatsız edici bir şekilde geçirgendir. Benzer şekilde’noise’, ‘power electronic’ ve ‘industrial’ gibi türler, insan davranışının en karanlık aşırılıklarını araştırmaya dayanıyor. Modern avangart müziğin önemli bir parçası olan Whitehouse ve Throbbing Gristle gibi nefret dolu materyaller ise ancak Dragnet yaklaşımıyla yakalanabilir.

‘İnternet şirketleri yayıncı oldukları gerçeğini kabul etmeli’

Ayrıca nefret dolu görüşlerin her türünün ana platformlardan atılmasına karşı bir mücadele de var. Twitter ve diğerlerinin aşırı sağda bir yankı odası görevi gördüğü doğru olsa da, bunlar en azından itirazla karşılaşabilecekleri bir yankı odasıdır. Aşırı sağcı Twitter alternatifi Gab projesi başarılı veya başarısız olabilir, ancak başarılı olursa en nihâyetinde nefretle yüzleşebilme şansımızı kaybedebiliriz.

Keith Kahn-Harris

Sosyolog ve yazar. Londra'da yaşıyor.

Journo E-Bülten