Hallerimiz

Travma sonrası stres: Kendimizi nasıl koruyacağız?

Ankara katliamı, Soma maden faciası, kadın cinayetleri, çocuk istismarı gibi travmatik olaylar gazetecilerde stres bozukluğuna yol açabiliyor.

Medya çalışanları, maruz kaldıkları görüntüler, yaşadıkları olaylar ve tanık oldukları hikâyelerden olumsuz etkilenir. Gözün önünden gitmeyen sahneler, kulaklarda yankılanan sesler, kabuslarla uyku bölünmesi, aşırı tepkisel-kaygılı-öfkeli olma hâli ya da hissizleşme, kendine ve çevreye yabancılaşma gibi travma sonrası stres belirtileri yıllarca sürebilir, özel, sosyal ve mesleki hayatı sekteye uğratabilir.

Bütün bunların üzerine bir de baskı ve kısıtlamalara maruz kalmak gazetecilerin yaşadığı öfkeyi ve çaresizliği tırmandırır; kişiyi tükenmişliğe götürür. Gerçekleri yansıtmak, doğru bilgi ve haber aktarmakla, politik olarak ince ayar verilmiş, uygun görülmüş söylemler içine hapsedilmek ve sansüre maruz kalmak gazetecileri insani, vicdani ve mesleki ikilemler içinde sıkıştırır. Böyle bir sosyopolitik zeminde mesleğin getirdiği risklerin olumsuz etkileri daha da şiddetlenir.

Peki gazeteciler bu olumsuz etkileri önlemek ve kendini korumak için ne yapılabilir?

– Mümkünse sahada tek başınıza olmayın, ekip arkadaşınız ile birbirinizin sağlığının sorumlusu ve takipçisi olun.

– Koşullar elverdiği ölçüde mola vermeye ve uyku düzeninizi korumaya çalışın. Açlık hissetmeseniz de düzenli yemek yiyin. Profesyonel atletlerin bir sözü vardır: “Susamadan su için; susadığınızda su içmek için çok geç olmuştur”

– Eğer dinlediğiniz hikâyeler ya da takip ettiğiniz olaylar sizin için ağır ve zorlayıcı olmaya başlarsa mutlaka kendinizi korumaya alın. Mola verin, mümkünse sahadan çıkın, gündemle aranıza biraz zaman ve mesafe koyun. En az birkaç saat o konudan uzak durmaya çalışın. Bu süre zarfında size iyi gelecek şeylere yönelin, sevdiğiniz insanlarla vakit geçirin, başka konularla ilgilenin.

– Koruyucu ve önleyici stratejiler bir yaşam alışkanlığına dönüştüğünde etkili olur. Görev alanı ve mesai saatleri dışında doyurucu vakit geçirebilmeyi, ara sıra sosyal medyadan ve haberlerden uzak durduğunuz kurtarılmış saatlerin tadına varabilmeyi, iş hayatınız ile özel hayatınızı dengelemeyi, hobilerinize, mizaha ve sevdiğiniz insanlara vakit ayırmayı bir yaşam tarzı haline getirdiğinizde sağlığınızı korumak ve verimliliğinizi arttırmak çok daha kolay olacaktır.


Bu belirtiler devam ediyorsa…

Uyku bozuklukları, ısrarcı ve rahatsız edici düşünceler ve görüntüler, huzursuzluk, tetikte olma hali ve aşırı irkilme, yoğun kaygı ve korkular, dinmeyen suçluluk ve öfke, saldırganlık, enerjisizlik, isteksizlik, hayattan zevk alamama, iştahsızlık, çarpıntı, mide bulantısı, ağrılar ve kasılmalar uzun süre devam ederse mutlaka bir uzman desteği alın.

Serap Altekin

Klinik Psikolog Dr.
Öğretim Görevlisi

Journo E-Bülten