Hava durumu sunmak da takip etmek de meşakkatli iş. Her gün yaşadığımız coğrafyayı etkileyecek yağışları, mevsime göre sıcak hava dalgalarını, kar-dolu-don gibi tarımı ve günlük hayatı direkt etkileyecek hava olaylarını takip etmek zorundasınız. Elbette bu takibi gerçekleştirmek için elinizde bazı kaynaklar var. Hatta 90’lı yıllardan bu yana pekçok küresel kaynak da emrimize âmâde. Yani havayla ilgilenen ister amatör ister profesyonel olsun bir mühendisin elinin altında kaliteli veri ve kaynaklar var.
Uydu ve radar görüntüleri, ölçüm istasyonlarının anlık verileri, süper bilgisayarlarca çalıştırılan devasa programlar olan “hava tahmin modelleri”nin bize günlük (hatta bazı modellerde 4 saatlik) sunduğu haritalar ve veriler sayesinde ekrana çıkıp “bu akşam dışarıda işiniz varsa şemsiyenizi alınız” diyebiliyoruz.
Aslında 2001-2002 yıllarından bu yana büyük haber kanalları hava durumu takibine ilişkin işleri yetkili ve teknik kabiliyetleri olan meteoroloji mühendislerine yaptırmayı tercih ediyor. Gerek cep telefonlarımıza (servise abone olduysak) SMS’ler yollayarak, gerek televizyonda ayrılan 3-4 dakika sürede havanın özetini anlatan, havadan bahseden dört-beş mühendis arkadaşız.
Kalıcı kuraklık
Hava durumunu anlatmak bir yana, özellikle Akdeniz ülkelerinin gelecekte boğuşacağı kuraklık ve yağış rejiminin değişmesi sonucu yaşanan doğal afetler gibi ciddi konulara da bültenlerde yer veriyoruz. Aslında temel meselemiz de bu. Yani pek çok amatör hava tahmincisi de yarın İstanbul’un güneşli ve 17 derece olacağını söyleyebilir. Fakat… Türkiye’nin kalıcı kuraklıkla başı uzun zamandır dertte ve bu tehlike büyüyor, sıkça “barajlar alarm veriyor” haberlerini duyuyoruz. Seller, don olayları, heyelan, çığ düşmesi sonucu kapanan yollar, hastaneye ulaşamayan insanlar gibi örnekleri arttıran ve insan hayatını doğrudan etkileyen iklimsel olayları anlayabilmek, üzerinde geçerli yorumlar yapabilmek için biraz daha derin bir mesleki arka plana ihtiyacımız var.
NASA ve JMA (Japon Meteoroloji Kurumu) gibi dünya iklimi ve makro ölçekte beklenen hava olaylarını analiz eden çok büyük bütçelerle çalışan kurumlar var, ve iyi ki varlar. Bunun gibi örgütlerin yayınladıkları raporları, iklim değişikliği konferanslarından çıkan ve bazen yüzlerce sayfayı bulan, içinde teknik bir sürü anlatım olan ve bir mühendisin bana göre kesinlikle takip etmesi gereken yayınları televizyon izleyicisinin sıkılmadan izleyebileceği çarpıcı örneklerle anlatabilmek ve bunu çoğu kez sadece 3-4 dakika gibi bir sürede yapabilmek aslında pek kolay değil.
Biraz iç karartıcı olmakla birlikte durum aşağı yukarı böyle, son dönemde birçok ülke sıra dışı, tarihlerinde ilk kez gerçekleşen hava olayları yaşıyor. Örnek vermek gerekirse hortum bunlardan biri. Yalnızca Hollywood filmerinde gördüğümüz devasa hortumları, yıkıcı hava olaylarını ufak ufak ülkemizde de görmeye başladık: İstanbul Kasımpaşa’da da 2 sene önce hortum oluştu (aslında geçmişte de görüyorduk mesela 1968 yılında ama bunları sıklığı arttı ve artacak).
Özetle sadece hava tahmini yapmanın çok ötesinde, bir lütuf olan atmosferimizin neye dönüştüğünü, bizi nasıl etkileyeceğini elimizden geldiği-dilimizin döndüğü kadar anlayıp anlatıyoruz.
Kelebek etkisi
Hava kirliliği bu senenin bana göre en önemli konusu. Marmara bölgesinde olması gerekenden 8 kat kirli bir havada yaşıyoruz. Erzurum, Sivas da farklı değil. Tabii türlü önlemlerle, bir şeylerden feragat ederek kirlilik azaltılabilir ama bunun için bize 25 yıllık, 50 yıllık politikalar lazım. Şahsen akademisyenlerle ve diğer uzmanlarla fırsat bulup görüştüğümüzde benim bazı konularda içim kararıyor, umutlarım azalıyor. Ama atmosfer öyle bir şey ki, biraz klişe olacak ama Afrika’da bir kelebek kanadını çırpsa oluşacak o minik hava sirkülasyonu Elazığ’da dolu yağışına neden olabilir. Ama biz bununsebebini bilemeyiz.
Yakın vadede hava durumu spikerlerinin çok daha meşgul olacağı sır değil. Sürekli takip edilmesi gereken ücretli yayınlar var ve anlaşılması zor konularda yorum yapabilmek için iyi derecede İngilizce bilerek bunları anlatmak gerekiyor. Tasarruf sayesinde önüne geçebileceğimiz çok ciddi tehlikeleri de unutmamak lazım tabii. Gelecek ne gösterecek şimdilik bilmek mümkün olmasa da iklim ve hava durumu üzerine düşünmek, kafa yormak şart.